Ankaraya Mektup --5--
G E L...
Bugünlerde yüzün çok soğuk dostum. Seni çok seviyorum amenna ama şöyle daha sıcak kapalı vakitlerde durmak tercihim. Bir şeye sinirlenmiş gibi bir halin var, bir sukutun var ama söylemiyor, söylemedikçe de daha da öfkeleniyorsun. Seni konuşturmanın da bir yolu vardır elbet. Baharı beklemek akıl karı değil....... öylede bir niyetim yok zaten.
İçimi öyle titretiyorsun ki, sevdadan mıdır ayazdan mıdır bilmem ya üşüttüm. Sesim kısık hiçbir tarafım tutmuyor. Oysa bugün soğuk bakışlarına ve deli ayazına rağmen çıkıp sende dolanmak isterdim.
Her şeye dargın tavrımın ardına sakladığım hasretli yanımla sana bugün bir kez daha sevgiyle aşkla özlemle sarılıyorum. Ama sen son bir haftadır sanki sana gösterdiğim bu yakın alaka ve özgüvenden rahatsız gibisin. Hani eğer seni sevmem hoşnut etmiyorsa söyle; alışığım uzaktan uzağa da sevebilirim. Ve emin ol sana hiç çaktırmam! Fakat yine de sen gel bu arzuya gölge düşürme. Sana bağlı yanlarımı koparma. Nasıl şimdi çiçekler açmak için senin yüzünün gülmesini ve güneşli bakışını görmek istiyorsa artık bende adı pek mühim olmayan bir çiçek edasıyla yeniden doğmak istiyorum. Şimdi dostlara, şimdi aşklara, şimdi umutlara kırgın ve sana el açmış sana sığınmış şu haldeyken gel aynı umudu ekelim. Sana son teselli diye sarıldım. Tut beni dostum! ......................
Bu gece senle oturup güneşin doğmasını bekleyeceğim. İstersen beraber şarkılar söyler, şiir okuruz. Romantik bir gece olur belki de; dans ederiz, öpüşürüz istersen. Gözlerime anlamlı bak yeter, ben anlarım. Sana hissettirmeden sarılırım beline, sarılırım ateşten sıcak, kadından daha arzulu dudaklarına.
Sen bak kafi gözlerime....................................................................................
Sahi ya.... mesaim bitmeli olmuş. Bugün öyle boş geçti ki, doğru düzgün seninle de oturamadık. Şimdi toparlanıp buradan sana doğru geleceğim ama soğuk bakışların tedirgin ediyor. Gel hadi........................... At üzerinden ayazı, kaldır kara bakışlarını, gir koynuma, ısıt beni..........
Gel dostum! ..................................
Gel; nasıl durursan dur ama gel........................................
23 Aralık 2005 Cuma 15:44
S.B. / Kurtuluş
Mustafa Çelebi Çetinkaya