yokluğun...

Aşk ve sevgi sözleri, sevgiliye haykırışlar.
Cevapla
IcEman

yokluğun...

Mesaj gönderen IcEman »

Anlatmak mümkün mü bilmiyorum; kelimelere, sayfalara sığdırılabilir mi sensizlik? Başı olur muhakkak da sonu gelir mi yazının?
�Sen� diye başlayıp, �yokluğunla tamamlasam cümleleri, merhem olabilirler mi yaralarıma?
İçimdeki bu eksiklik, ıssızlık, yansımaz mı satırlara?
Birazdan göreceğiz sanırım; çekiştirip durduğu kalemi, elimden alır almaz yüreğim...

Sen, gölgesinde dinlendiğim kökü bende bir çınardın.
Gazel dökmüş bir bahardı yokluğun!

Sen, bir saçak altıydın dolu yağarken sığındığım; dağ başında tahta, küçük bir kulübe; ayazlarda ısındığım...
Tutunduğum tüm dalları kıran, korkunç bir fırtınaydı yokluğun!

Sen, hep yolumun üzerinde suyu sonsuz bir pınardın.
Tenimde, yüreğimde çöl yanığıydı yokluğun!

Sen, ayrılığı bile sevdiren sapsarı bir güldün; kavuşmaların o tatlı heyecanı... Ömrüme yüklenen; anlamsız, tesellisiz bir hasretti yokluğun!

Sen, türküler gibi yanık, mısralar gibi hoyrattın.
Şiirleri dilsiz, türküleri issiz bıraktı yokluğun!

Sen, bakmaya doyamadığım siyah-beyaz bir fotoğraftın; atmaya kıyamadığım, eski, değerli bir kitap...
Sen, bütün yorgunluğumu alan bir akşam güneşiydin; umudumu besleyen serin bir seher yeli...
Sen, dağların bağrında kirlenmemiş bir ırmaktın; kumsalımda serinleyen çığlık çığlığa bir martı;
Sen, avuçlarımda taze ekmek kokusuydun; yüreğime kazınmış muzip, şirin bir gülümseme...
Dinmeyecek sandığım gözyaşlarıydı yokluğun!

Sen, tozpembe ruyalardın, ilk sana anlattığım...
Uyanmayı beklediğim bir kabustu yokluğun!

Sen, Bensiz yaşarsın, sensiz yaşamayı denerim!� derdin.
Bizsiz yaşayamadığım, dipsiz bir karanlıktı yokluğun!

Sen, en tatlı sohbetlerin gevezesiydin; sözü hiç tükenmeyen bir düş gezgini...
Ortasında boğulduğum sessizlikti yokluğun!

Sen, kadehimdeki en berrak şaraptın, gökyüzümdeki en parlak yıldız...
Avuntusuz gecelerin korkusuydu yokluğun!

Sen, aklın başında değil de, yüreğin elindeyken gelirdin bana; sanki soluk soluğa yaşanmalıydı herşey, hep aceleciydin...
Elimi bir yerlere koyamadığım, duvarlardan nefes alamadığım; tarifsiz bir sıkıntı, tekdüze bir ümitsizlikti yokluğun!

Sen, mutlulukla kıydığım; ölüm ayırana kadarlık bir nikahtın.
Sıranın acıya geldiği, bir bedeldi yokluğun!

Sen, yazılarıma eni konu yerleşmiş; adı, cismi belirsiz bir sevda; mutlulukla sarmaş dolaş bir hüzündün!
Kalemimi tutuşturan; ölümü, hasreti cümlelerime taşıyan bir ateşti yokluğun!

Sen, hayatla yaptığım bütün savaşların ganimetiydin.
Namlusu yüzüme dönük bir silahtı yokluğun!

Sen, vazgeçmemin engeliydin; anlaşmaya hep uydum.
Ölümle hayat arasında gidip gidip geldiğim, Rus ruletiydi yokluğun!�
Kullanıcı avatarı
sevgi
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 2964
Kayıt: 08-01-2005 13:37
Konum: dünyanın en son caddesi
İletişim:

Mesaj gönderen sevgi »

güzel çok güzel
senin yazdığın şiirler hep harika oluyor
Aşk caddesinde seninle yürürken, ayrılık yağmuru yağdı birden, şemsiyesiz kaldık ve ikimizde sırılsıklam olduk

[img]http://www.110bazar.com/sad.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
siteci
Super Friend
Super Friend
Mesajlar: 582
Kayıt: 25-10-2005 09:11
Konum: seni aradığım yerden

Mesaj gönderen siteci »

çok güzel
Sular yükselince, balıklar karıncaları yer çekilince de karıncalar balıkları. Kimse bugünkü üstünlüğüne ve gücüne güvenmemelidir. Çünkü kimin kimi yiyecegine su karar verir.
[img]http://sonmezhukuk.8m.com/balik.gif[/img]www.sitesakinleri.com
Kullanıcı avatarı
DiLeMmA
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 3422
Kayıt: 02-02-2005 00:28

Mesaj gönderen DiLeMmA »

Ve bulut kapattı gözkapağını.
Boğazımdaki düğüm çözüldü.
Yanağımdan o yağmur damlası süzüldü.
Sen "yağmur"umdun sakladığım,
Gözlerimden döküldün ağladığımda.

Çoğaldıkça yakan bir sevdaydın.
"Su" sandığım an ateş oldun.
Bermuda’nın sırrı sende gizliydi.
Geldim... gidemedim.
Çok sevdim.
Belki de Kaf Dağı’nın ardındaki Simurg sendin.
Dokunsam bitecek gibiydin.
Ulaşsam, "olmayacaktın" sanki.
Yokluğun varlığını şakağından vuracaktı.
Gelmedim, hep var olasın diye.
Gelmedim, hiç bitmeyesin diye.

İçimde sana dair ne çok şey...
Şimdi düşünüyorum da
Meğer ne büyükmüşsün.
Bir kalbi içine alacak kadar.
Ve aslında sen ne küçükmüşsün.
Bir kalbin içine sığacak kadar.

Sen "ben" olmuştun.
Ben senle dopdoluydum.
Kapını çalsam, "Kim o?" dediğinde;
"Senim" diyebilirdim.
Ah "ben", senim.
Ben senim...

"La" notasını duymak için dinledim şarkıyı.
Başlığını koyup bitirecektim şiiri.
Kitaın kapağına bakmak yetecekti.
Yetmedi.
Şelalenin dönüşü olmayan noktasındayım şimdi.
Bir dala tutunacak olsam,
Dal sensin.
Düşsem suyun derinliğine,
Derinliktesin.

Mecnun Leylaya şiir yazmış mıydı acaba?
Yoksa yanına "kalem" yerine "kalbini" mi almıştı?
Sadece inlemiş miydi gecelerde?
Sen de beni gerçekten sevdiğinde,
Kelimelerini uçurumdan atar mısın?
"Söz" yerine "öz"ünü bana sunar mısın?

Yusuf iradesini buldu.
Züleyha aciz oldu.
Ben seni sevdim.
Fildişi kulelerde aşk katına indim.

Şimdi vakit şarkıların sesini kısma,
Susma,
Unutma zamanı.
Yaşanmamışçasına hafızaya ket vurma zamanı.
Ne varsa sana dair yüreğimde.
Sırra kadem basmalı artık.Vakit geldi.
Bak işte , Sırattan geçiyor sevgimiz.
Sus ve yürü.
Bu senfoniye kulak ver.
Değil mi ki, bu gitmek bir dönmeye gebe;
Ve bu dönmek, hiç bitmemeye...
Sen şimdi kapat gözlerini.
Müziği dinle, aç sesini.
Unut beni...
Başkaları gitmiş olur, gidince;
Bir sen yakınsın, uzakta kalınca..
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir