Kocaman bir fırçave bin renk koydumkutuya bir cennet resmi yapıp içine gir diye...Düşler serpiştirdim gizlice,düş kurmayı unutma diye.Bir tanede elma şekeri yerleştirdim,içindeki çocuğu yeniden tadabil diye...Güneşin batışını ,billur suyun sesini,kırmızı gelinciklerin saflığını,taze ekmeğin kokusunu ve bir gülümsemenin sıcaklığını da sığdırdım. Ruhlarımız aç kalmasın diye...Kutuya biraz sevecenlik koydum,güçlü ol diye,çünkü acımasız olan güçsüzdür.
Beyaz bir güvercin uçuğ kendi kondu kutuya barışı ve özgürlüğü sunmak için...Bir buket sevgi,bir yudum aşk ve yarım bir elma koymadan edemedim.Paylaşmayı anımsayalım diye...Sevdiklerimize onları sevdiğimizi söylemek için yarını beklemeyelim hemen şimdi bunu yapalım diye...İçtenliği,umudu,bağışlayıcılığı,özgüveni ve açık yürekliliği unutmadım,"Ben"in dışına çıkıp bize ulaşabilelim diye...Son olarakda bir kart yerleştirdim kutuya.Yaşamak için yarını bekleme,al yaşamı kolların arasına ve sımsıkı sarıl yaşamdan yalnızca almak yerine ona bir şeyler ver.Kısacası bütünüyle bir insan ol.Unutma!yaşam dokuması henüz tamamlanmamış,olağanüstü güzellikte bir duvar halısıdır ve sana ait olan boşluğu yalnız sen doldurabilirsin.Kimseyi kırmamak ve üzmemek şartiyle istediğin herşeyi dene

