Haya !

Şiir, roman, öykü, deneme, eleştiri, inceleme.
Cevapla
misak
New Friend
New Friend
Mesajlar: 6
Kayıt: 16-11-2004 11:12
İletişim:

Haya !

Mesaj gönderen misak »

Kabule zorlanır ruhum pervasızlıkları
Aklıma bir çığ gibi düşer karanlık gecenin beyazlığında
Fecri Kazib’den başlar yolculuk, Fecri sadıka doğru
İçini dökebilmelisin , hiç çekinmeden , kusarcasına
Tiksinmeden, iğrenmeden.
Önce yoldaş sonra yol demiş eskiler
Gönüller anlamalıdır artık .
Haya’nı yüreğine koy ,
Yüreğinin ateşinde kavrulsun hayasızlara inat edercesine
Delirtircesine , kahredercesine sımsıkı tut.
Yoldaşın haya’dır bu yolda ,
Sana senden geriye ne kaldıysa haya’dan sonra
Sonunun başlangıcıdır artık yolun.
Gidemezsin artık hiçbir yere
Yoldaşın yoktur çünkü,
Savrulan ruhun senin değildir ,
şeytana satacak kadar bile geriye kalmamışsa ondan geriye.
İlle de yola çıkmak istersen eğer
Dostunun olmadığı yerde düşmanındır yoldaşındır.
Anlayamam ben genel geçer insanları
Ruhunda fırtına kopmuyorsa senin
Kelimeler benliğini kıs kıvrak savurmuyorsa bilinmezliğin girdabında
Ruhun hortum gibi alabora etmiyorsa içindeki beni,
Arkana bakmadan yürüyemiyorsan,
Ayakların geriye gitmek istiyorsa
Kulağında şarkılar hala dans etmiyorsa
Ruhun kabul etmiştir artık pervasızlıkları.
Rabbim ! Senden başka hiçbirşeyi olmayan ben senden başka herşeyi olanlara acırım.(Konfüçyüs)
Kullanıcı avatarı
vişne
Super Friend
Super Friend
Mesajlar: 575
Kayıt: 25-06-2003 01:25

Mesaj gönderen vişne »

yüreğine sağlık misak
Kullanıcı avatarı
vişne
Super Friend
Super Friend
Mesajlar: 575
Kayıt: 25-06-2003 01:25

Mesaj gönderen vişne »

ESİR

Zorlu bir günün ardından geçe çöktü
Baskından yeni geldik
Bir esirimiz var
Haydi bakalım sorguya
Kim verdi bu lanet rütbeyi bana
Bütün pislikleri benmi temizleyeceğim
Berbat işlerden sonra
İyi bir uyku gelirdi şimdi
Dışarıda kopuyor kıyamet
Ne de olsa bir savaş
Bizde vatanın bağrından kopmuş
Küçük kahraman askerler
Ama görev görevdir
Emir verilmiş bir kere
Aç bakalım asker kapıyı
Görelim bu geceki vakayı
.
Kapı kapanınca ardımdan
Gözlerim alışınca loşluğa
Karşımdaki bir şekil belirdi
Küçük sarı ampulun ışığında
Bu bir kadın
Odanın tam ortasında
Sandalyeye oturtulmuş
Elleri arkasından bağlı
Dağınık saçları yüzüne düşmüş
Vücudunu kaplayan pis bir elbise
Çıplak ayakları taş zeminin üzerinde
Konuş bakalım kadın
Anlat bana herşeyi
Kim nezaman neden nasıl
Anlat tüm bildiklerini
.
Hala başı öne eğik
Kıpırtısız ve suskun
Geçip karşısına oturdum
O bekliyor ben bekliyorum
Buranın tek kapısı var
O da ölüme giden kapı
Ne de olsa düşmanız
O dinliyor ben dinliyorum
Belki biliyor herşeyi
Biliyor gün ışığını göremeyeceğini
Biliyor son dakikaların değerini
O suçlu ben cellat
.
Ondan bundan konuşup
Biraz fazla yaşamak
İki kelimeyle iki dakika kazanmak
Önemli mi onun için
Seçtiği bu hain yön
Amaçladığı düşünceler
Uğruna savaştıkları
Önemli mi onun için
Geçmişte başına gelenler
Yaşadığı kederler
Sevinçler mutluluklar
Önemli mi onun için
Beklediğimiz bu oda
Oturduğu sandelye
Karşısındaki ben
Önemlimi onun için
O kara dedi ben ak
Bumudur ki savaşmak
Birbirine düşman olmak
.
Konuşmazsan konuşma
Bitti artık bu sorgu
Asker kapıyı aç
Infazın vakti geldi
.
Birden titredi o narin vücut
Kalktı yukarıya o eğik baş
Çıktı ortaya aralanan saçlarının arasından
Parlak iki kömür parçası
Önce o gözleri gördüm
Gururlu ve mağrur bakışları
Sonra o yüzü gördüm
O çocuksu güzel yüzü
Daha iyi baktım ona
Daha yakından
Sarı soluk ışığı takip ettim
Daha içten baktım
.
Bir yüz bu kadar güzel olabilir mi
Bir hain böyle masum görünebilir mi
Bu mu tanrının adaleti
Bu mu gerçeğin kendisi
Şimdi o kaldı bir de ben
Görüntüler bulanıklaştı
Heryer sessizleşti
Sadece o kaldı bir de ben
Gözlerim onun gözlerinde
Simsiyah derinliklerde kayboldu
Ben onu görebiliyorum
Ya o beni
.
Neden ben buradayım sen de karşımda bağlısın
Neden buraya geldim sen de zorla getirildin
Neden ben savaştım sen de bana karşı savaştın
Neden ben askerim sen de benim düşmanım
.
İlk bakışta nasıl farkedemedim bu güzelliği
Bir şeyler gözümü kör etmiş sanki
Bir perde çekmişler önümüze
Herşey onların istediği gibi.
Bana baktığında ne görüyorsun
Sadece bir düşman mı
İğrenç bir mahluk mu
Yoksa bir hiç mi görüyorsun
.
Artık pisliklerin arasından
Senin kadınsı kokunu duyabiliyorum
Dudaklarının kıvrımları ayırdedebiliyorum
Beni etkilediğini hissedebiliyorum
Keşke sen sen olmasaydın
Keşke ben ben olmasaydım
Keşke rezilliğin içinde bulunmasaydık
Keşke zamanın başka bir köşesinde beraber olsaydık
.
Senin gülümseyişini görmek isterdim
Çocuksu bir kahkaha duymak isterdim senden
Sonra bana bakmanı isterdim
Kapkara gözlerinden mutluluk pırıltıları saçmanı isterdim
O ahenkli yürüyüşünü görmek isterdim
Küçük parmakların parmaklarıma kenetli
Vücudumuz hafifçe temas ederken
Yürümek isterdim seninle uzaklara
Sana sarılmak isterdim
Bir çocuğa sarılır gibi sarılmak
Sımsıkı sarmak isterdim seni sıkmak isterdim
Bizi koparamayacaklarından emin olana dek
.
Üzerinde beyaz bir elbise
Saçların rüzgarda dalgalansa
Beni bekliyor olsan
Seni alıp götürmemi
Aşık olsam sana
Sonsuza kadar sevsem
Ayrılmasak hiç
Hayatımız bir olsa
.
Belki aşık oldum bile
Sen bunu bilmesende
Gözlerin beni görmesede
Düşmanlık içimize işlesede
.
Yanından ayrılmak istemiyorum
Bir daha seni göremeyeceğim
Ama yanından ayılmamakla
Sana işkence etmiş olmuyormuyum
Ne de olsa düşmanız
Bana tiksintiyle bakıyorsun
Yüzüme tükürmek istiyorsun
Bir an önce ölmek istiyorsun kurtulmak istiyorsun
.
Hala bakışlarımız birbirine kenetli
Hafif bir gülümseme yayılıyor dudaklarıma
Bana öyle bakma
Bir bilsen neden gülümsediğimi
Kim düşünürdü ki böyle parlak gözlerin içinde ki ateşin
Bir gün söneceğini
Kim düşünürdü ki böyle bir güzelliğin
Bir gün yok olup gideceğini
.
Bu düşüncelerimi bir bilseydin
Ne derdin bana acaba
Bakışlar bunu anlatırsa
Kelimeler ne söylerdi
.
Lanetli bir dünya
Adalet mi bu hak mı bu
Ne diye bu iğrenç savaşın
Güzellikleri yok etmesine engel olamıyoruz
.
Hoşçakal güzel hoşçakal
Artık gitmeliyim
Bu azap ikimize de yeter
Sen git hiçliğe ben de kendi pisliğime
Bu gece sarhoş olacağım
Seni düşüneceğim o kara gözlerini
Neden içiyorsun derlerse
Bir ölüye aşık oldum derim
.
Hoşçakal güzel hoşçakal
Belki buluşuruz bir gün bir yerde
Sen ağaç olursun kolları gökyüzüne uzanan
Bende seni seni saran sarmaşık
.
Hoşçakal güzel hoşçakal
Ne yazık ki sorgu bitti

HOŞÇAKAL ESİR HOŞÇAKAL


Biliyorum çok da ilgili değil belki başlıkla ama işte bazen "neden istedin" sorusuna cevap bulamazsın, öyle bişey....
Cevapla

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir