Yağmurlu bir akşamdı.Gök gürlüyor ve o anda da ortalık birden
aydınlanıyordu.Etkisi geçince de yine o korkunç karanlık
çöküyordu üzerimize.Evet belki de hepimiz biran önce şafağın sökmesini
bekliyorduk.Acaba bunu istemeyen var mıydı ki?Kendi iç dünyasına
kapanmış bir insan bunu isteyebilir miydi ki?
Ahh ahh o yağmurlu geceye ahh.Ah etti sanki çöken o siyah bulutlar
üzerimize.Varmıştı yine üzerimize kalkan gibi.Sarmıştı bendimizi her
yandan,adeta bir örtü gibi,kapan gibi.
Şimdi sabah.Unutuldu mu yani gece.Hemen unutulacak mıydı?O zaman
neden dua ettik.O zaman neden geçsin dedik.Madem unutulacaktı.İnsanoğlu
bu kadar nankör müydü haa ! Peki.. Herşey geçti o zaman.Sen öyle inan !
Zamanı şekillendiriyorum ellerimle. Doğmanın zamanını, ölmenin zamanını, insanın zamanını,unutmanın zamanını.
Kah sonda oluyorum kah başta ama sonda olmak için başta olmak zorunluluğu canımı sıkıyor bazen. Sondan başlamak, baştan başlamaktır aslında. Çemberin başlangıcı ve sonu aynı noktada birleşmiyor muydu ?
Çemberin başlangıç ve sonunun birleşmesi ise çok zaman alıyor ...