Binmediğim hiç bir otobüs
Beklemediğim hiç bir durak kalmadı bu şehirde
Gittikçe azalıyor hayat
Neyi erken yaşadıysam
Hep ona geç kalıyorum
Sana göçüyorum her sonbahar
Yolların çıkmıyor aşkıma
Unuttuğun yağmurların adı saklımda
Seni içimden terk ediyorum
Susmaktan yoruldum
Kuşlar ve şarkılar bu şehri terk edeli beri
Efkar demliyorum gözlerimde
yaşlarımı, yanağıma varmadan öldürüyorum
Tam sancağımdan yaralıyorum kendimi
Alnını yüreğime dayadığın güne bakıp
Seni içimden terkediyorum
Ne unutacak kadar nefret ettin
Ne hatırlayacak kadar sevdin
Yıkık bir duvar kadar bile pişman değilsin biliyorum
Beni hep bulmamak için aradın
Yanılgımdın
Yandığımdın
Yangındın
Sensizliğe yenilmek
Sana yenilmekten zor olsada
Ardımda bir sürü "belki"ler bırakarak
Seni içimden terk ediyorum
Şimdi
İçimde öldürecek bir anı bile bulamayan
İki yarım kaldık
Tamamlayamadık bizi
Elinden tutamadık yanlızlığımın
Saçlarımıda uzaklarına gömdün
İçimin mavisi senin okyanusundandı
Al! geri veriyorum.
Kilitleri hep yanlış kapılara vurdun
Devrilmiş vagonlara dönerken gözlerim
Sana bensizliği terkediyorum
"Yârime uzanmayan bütün dallarım kırılsın" demiştin
Aşk içinde doğmuşsa nereye kaçabilirdi?
Ne tuaf değil mi?
İçimi acıtanda sendin
Acımı dindirecek olanda
"Ya öldür beni"dedim
Ya da git benden
İçi bulanık bir sevdanın ucunda
Seni kaybettim
Aldırmadın aldırmalarıma
Bir gecede yakıp yârini
Şafaklara sattın ihanetini
Küllerime basanlar bile utandı yaptığından
İşte soluk bir ömrün son nefesi
Benden
İçimden
Terkediyorum
Ne unutacak kadar nefret ettin
Ne hatırlayacak kadar sevdin
Yıkık bir duvar kadar bile pişman değilsin biliyorum
Beni hep bulmamak için aradın
Yanılgımdın
Yandığımdın
Yangındın
Sensizliğe yenilmek
Sana yenilmekten zor olsada
Ardımda bir sürü "belki"ler bırakarak
Seni içimden terk ediyorum
...
O kadar anlamlı bir şiirki benim için, bu satırlarını hiç unutmam.. Uzun zaman olmuştu okumayalı, çok teşekkür ederim barbar16.
İçimizde yalnızlık vardı
Güllerde özlem,
Yürek hüznü toprağa düşer
Güz sabahları yaprak yaprak.
Dağların zirvesi görünmez sisten
Kardelenler baş kaldırır zirvesinden
Denizlerin öfkesi,sahilde köpürür
Ufuklar kızarır geleceğe utançtan
Bir yıldız kayar mavilikte
Usanır mutsuzluktan
Kararan gecelerin ürkütücü sesi
Gölge gibi düşer sabahın aydınlığına
Güvercinler ağlar yalnızlığına
Barışın hiç susmayan çığlığında.
Zaman acımasızlıkta bi-pervâ
Kimi arkasında kalır zamanın
Kimine yetişemez zaman,
Uygarlıkların kesiştiği noktadır an.
Barış adına dökülür kanlar
Silahların hiç susmayan sesinde,
Savaş otağını kurmuştur vicdanlara
Sokaklarda sefilâne yalnızdır barış
Yoksul ve uykusuz...
Savaşın suçsuzluğu için
Yargılanır barış,
Ay'dan atılan uygarlığın
Savaş meydanında.
Barış adına yapılır savaş
Karanlığın koynundaki kirlilikte,
Ve ölüm savaşı indirir tahtından
Barışa yakılır ağıt,
İnsanlığın bu anlamsız serüveninde...