Papa 16. Benedikt e Belgeler Işığında Cevap

Şiir, roman, öykü, deneme, eleştiri, inceleme.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Gürz
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 2063
Kayıt: 01-04-2006 17:11

Papa 16. Benedikt e Belgeler Işığında Cevap

Mesaj gönderen Gürz »

Papa 16. Benedikt’ sormuş , Hz Muhammed Mustafa (S.a.v) ne yenilik getirdi ?

Bunu anlamak için ne olduğuna belgelerle bir bakalım ki , getirileni daha rahat anlayalım.

Ben bir Müslüman olarak tüm semavi dinlere ve peygamberlerine iman ettiğim gibi mensuplarına da saygım sonsuz , ancak Papa 16. Benedikt ‘in son yaptığı açıklamalar zaten dolu olan bardağı taşırdı. Şimdi aşağıda sizlere kaynağı ile sunacağım bilgileri lütfen modern bir insan olmanın gereği olarak okuyunuz ;

Lütfen , Türkiye Forum üyeleri Bu kitabı alınız ve okuyunuz

Kaynak ; Carl Sagan , 2003. “Karanlık Bir Dünyada Bilimin Mum Işığı” TUBİTAK Yayınları. 14. Basım

Carl Sagan Kimdir ?

Pulitzer Ödüllü , Kanada Queens Ünv. Onur Ödüllü , Oersted Madalyası sahibi
ABD Cornel Ünv. Uzay Bilimleri Kürsüsü Profesörü ve Kaliforniya Teknoloji Enst. Uzman Fizikçisi ve NASA Bilimsel Yayınlar Kurulu üyesi.

1.Almanya 1631 , Bir Cizvit papazı olan Friedrich Von Spee dönemim Kilise - Devlet ‘inin tarihçisi olarak görev yapmıştır ve el yazması hatıralarında (Cautio Criminalis isimli eserde ) ; Engizisyon tarafından “Cadılıkla” suçlanan ( ki aslında bu insanlar bitkilerden ilaç elde etmeye ve hastaları iyileştirmeye çalışan ilk avrupalı eczacılardı ) kişilerin , kilisenin içerisinde ki özel bir odada cezalandırılmalarını basamak basamak anlatmakta , bunları bir insan olarak burada anlatmama imkan yok ( Sayfa : 412 – 417)

Belgeden ufak bir bölüm ; Cadılıkla suçlanan bir kadın , tüm kilise rahiplari önünde çırılçıplak soyularak soğuk su ile yıkanır ve vücudunda ki tüm tüyler herkesin gözü nünde tıraş edilir , kilisenin önde gelen baş rahibi kadının cinsel organına uzun bir süre Doktor bir rahip ile birlikte bakar , aradığı şeytandan bir işarettir…. Öldürülen Cadının tüm mal varlığı da kilise ve devlet ( krallık ) arasında bölüşülürsü …. Diye bu uygulama tüm detayları ile anlatılmakta.

Sonuç, işkenceye dayamayan kadın “yakılır” neden yakılır biliyor musunuz , “incil kilisenin kan dökmesini yasaklamıştır” da ondan…

2.İtalya – Vatikan 1914 , Papa VIII. Innocentius tutulduğu hastalıktan kurtulması için Kilisenin hastanesinde ; kendisine 3 erkek çocuğun kanı ( o yıl ki tıbbi teknik ile ) çocuklar kansızlıktan ölene kadar nakledilmiş ve bu yaşlı Papa bir süt anne tarafından 1 yıl boyunca emzirilmiştir. ( sayfa : 121 ) Sonuç ; acılar içerisinde bir ölüm…

3.ABD 1989 , FBI Raporu ( Christian Ritualistic Crime ) ‘nin sonuç bölümünde ki İncil alıntısı bölüm;Yohanna 6:53 “İnsanın oğlunun etini yemez, kanını içmezseniz içinizde yaşam yeşermez” yani sonuç şu ; günümüz Hristiyanlığında “ Kanibalizm” ( Yamyamlık ) vardır. ! ( Kilisede hristiyanların ağzına konulan beyaz yassı ekmek “Komünyon ekmeği” , Hz. İsa’nın eti olarak kabul edilir ) ( Sayfa ; 159 )

4.Roma Katolik Kilisesi 1992 yılı bildirisi ; Galileo haklıydı ( 300 yıl geçtikten sonra ! ) Dünyanın güneşin etrafında döndüğünü kilisemiz kabul eder. ( sayfa:283)…


Arkadaşlar bu eser ayrıca , sizler için misyonerlik faaliyetinde bulunanlara göstereceğiniz ve soracağını bir çok delille doludur. Hristiyanlığın çürümüşlüğünü belgeler ışığında görün istedim.

Son Söz ;

Galileo’ya yaptıkları gibi 300 yıl geçmeden , ve geç olmadan Hak Din olan İslam’ı kabul etmeleri dileklerimle ve Papa 16. Benedikt’te saygılarımla.
Çağların bilgeliğini ara , ancak dünyaya bir çocuğun gözleriyle bak.
Kullanıcı avatarı
commando
R.Ö.Y. 1. Etap Şampiyonu
R.Ö.Y. 1. Etap Şampiyonu
Mesajlar: 2119
Kayıt: 14-04-2005 13:18

Mesaj gönderen commando »

Vatikan'dan yapılan yazılı açıklamada Papa'nın, sözlerinden Müslümanların incinmesine "çok üzüldüğü" bildirildi.

Vatikan'ın dışişleri bakanı Kardinal Tarcisio Bertone tarafından yapılan açıklamada, Papa'nın İslam'a karşı tutumunun Vatikan'ın Kilise "Tek Tanrıyı yücelten Müslümanlara saygıyla baktığı" şeklindeki öğretisiyle hiç inhirafsız uyum içinde olduğu söylendi.

Bu nedenle, Papa'nın "konuşmasının bazı kısımlarının Müslümanların hassasiyetlerine hakaretamiz gelmesinden ve niyetlerine hiç de uygun düşmeyen biçimde yorumlanmasına çok üzüldüğü" söylendi.

Ancak, Papa'nın açıklamasında özür dilemekten kaçındığı dikkat çekti.
[b] Biri Ecdadima Küfrettimi boğarim.
Boğamasamda yanımdan kovarım..
Yumuşak başlıysam kim dedi uysal koyunum..
Kesilir ama çekmeye gelmez boynum..
Mehmed Akif Ersoy [/b]
Kullanıcı avatarı
Gürz
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 2063
Kayıt: 01-04-2006 17:11

Mesaj gönderen Gürz »

Üzgün olmakla , özür dilemek birbirinin yerine geçebilecek benzer davranış tarzları değil, Özür dilemek , üzgün olmanın tamamlayıcısıdır.

Ayrıca Hristiyanlıkta , günah çıkarmak diye bir kavram var değil mi ? Günah çıkaran bir hristiyan , hristiyan ilahiyatı gereğince bunu gizlemiyor yani günah çıkardığını söylemek zorunda. Böylece ;

Papa 16. Benedikt'i yaptığı bu çirkin davranıştan ötürü tüm dünya önünde günah çıkarmaya davet ediyorum...
Çağların bilgeliğini ara , ancak dünyaya bir çocuğun gözleriyle bak.
Kullanıcı avatarı
grace
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 3676
Kayıt: 13-02-2006 13:55

Mesaj gönderen grace »

Bu konumdaki bir insana hiç yakışmayan sözlerdi. Bu sözleri bahane ederek yaşanabileceklerin sorumluluğunu taşıyabilecek mi acaba bu adam..Ardından yaptığı açıklamalar da hiç samimi değil...Zaten hani derler ya suratında nur yok diye..Gerçekten de öyle..Sevimsiz ve karanlıkta görsen ürkülecek bir tip...
Yaşamak ne güzel şey;
Anlayarak usta bir kitap gibi
Bir sevda şarkısı duyup
Bir çocuk gibi şaşırarak yaşamak..

Nazım Hikmet
Kullanıcı avatarı
Zen
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 2460
Kayıt: 13-06-2005 23:26
Konum: Chocolate Kingdom

Mesaj gönderen Zen »

Papa' nin yaptiginin yanlis bir davranis oldugunu butun vatikan (baskanlari dahil olmak uzere) bir cok insan biliyo ve papa' nin o laflari soyleyerek sectigi, hakaret iceren, kirici kelimelerin ne kadar gereksiz oldugunu da bilmekte. Oyle bir insana hic yakismayacak bir davranisti, belki diger insanlardan beklenir ama bir din adamindan beklenmez, aksine kendi dinine nasil bu kadar bagliysa diger dinlere de o kadar saygi gostermeli.

Hıristiyanlarinda ne oldugunu biliyoruz, ustteki yazilardaki gibi daha bir suru seyler var. En azindan muslumanlar kendilerini bir odaya kapatip "Allahin' in lutfuna" diyip gunlerce kendilerini kirbaclayip, ve benzeri seyleri yapip iskence etmiyolar. Muslumanlara laf atarlar boyle ama kendi dinleri asla gundeme gelmez boyle olumsuz bir sekilde.
What the eyes see is knowledge, what the heart knows is certainty.
Kullanıcı avatarı
bmw3er
Super Friend
Super Friend
Mesajlar: 670
Kayıt: 02-12-2005 12:17
Konum: ..::68 AXARAY::..

Mesaj gönderen bmw3er »

İnanılmaz şeyler bunlar.İnsanın kanını donduruyo.Bu kitabı temin etmek lazım.
[img]http://img250.imageshack.us/img250/8512/turkiyeforumsigsy0.jpg[/img]

[glow=red][size=150][url=http://www.turkiyeforum.com/otomobil-dunyasi-vf43.html]Otomobil forumu için tıklayın...[/url][/size][/glow]
Kullanıcı avatarı
commando
R.Ö.Y. 1. Etap Şampiyonu
R.Ö.Y. 1. Etap Şampiyonu
Mesajlar: 2119
Kayıt: 14-04-2005 13:18

Mesaj gönderen commando »

Resim Papa 16. Benedikt, İslâm ve Hz. Muhammed (a.s.m.) hakkındaki olumsuz açıklamalarıyla asıl darbeyi Hıristiyan dünyaya ve dar dairede Hıristiyanlığa vurdu. Özür dilememe noktasında ısrarcı olması, bu darbeye yenilerini ekliyor. Bir başka açıdan Papa, inatla bindiği dalı kesiyor.

Bu tehlikeyi ve ileriye yönelik ortaya çıkaracağı dikkate alan, akl-ı selîm sahibi Hıristiyan otoritelerince sergilenen tepkiler de zaten bu yöndeki düşünce ve kanaatlere destek verir mahiyette.

Diğer yandan, günlük dilimizde çokça kullandığımız “taassup” ve “irtica” kavramlarının uluslararası, hattâ din ve inanışlar düzeyinde verilebilecek örneklerin arasına Papa’nın son çıkışını rahatlıkla koyabiliriz.

Hadiseye önce, 40 yıl öncesi yaşanan bir gelişmeyi dikkate alarak yaklaşalım.

Ekim 1962-Kasım 1965 tarihleri arasında Vatikan’da gerçekleştirilen İkinci Vatikan Konsülü, neticeleri itibariyle tarihî bir dönüm noktası olarak görülmüştü.

Konsül’e, dünyanın hemen her ülkesinden gelmiş bulunan Katolik Kilisesi’nin en yetkili şahsiyetlerinden iki bine yakın delege katılmış, Hıristiyanlık ve Hıristiyanlarla ilgili bazı temel meseleler görüşülürken, belki tarihinin en mühim değişikliklerinden birisi gerçekleştirilmişti. Diğer din mensuplarıyla diyalog kurulması ve kurtuluşun Hıristiyanlık dışında da olabileceği yaklaşımı belirlenmiş ve ilan edilmişti.

Hıristiyan dünyasını bu noktaya getiren gelişme veya gelişmeler ne olmuştu?

Cevabı bir cümleyle ifade etmek mümkün:

Haçlı Seferleriyle başlayıp misyonerlikle doruk noktasına ulaşan Hırıstiyan dünyanın aleyhinde seyreden menfi gelişmeleri müsbete çevirebilmek.

Müslümanlar arasında uzun yıllar boyunca faaliyet gösteren misyonerler ve oryantalistlerin raporlarında yer alan bu yaklaşım, Katolik Kilisesince değerlendirilmiş ve “Müslüman-Hıristiyan Diyaloğu” başlığı altında adım atılmasına ihtiyaç duyulmuş ve karar verilmişti.[1]

Ancak Katolik kilisesi tarafından yapılan diyalog çağrısı Müslümanlar arasında fazla makes bulmamıştı. Bu olumsuz yaklaşım ve tavrın ardında gayet önemli gerekçeler vardı.

En önemli gerekçe de, İslâm tarihi boyunca tüm Müslüman toplumların böyle bir girişime ihtiyaç duymamalarıydı. Çünkü niza ve çatışmanın olmadığı, olduğu takdirde de hak ve adalet çerçevesinde çözümlerin uygulamaya konulduğu bir ortam zaten diyalogla varılması istenen noktaydı.

İşte böylesi hassas ve azamî dikkat sarf edilerek sürdürülen çabalara vurulabilecek belki en ağır darbe Papa 16. Benedikt’ten geldi.

Papa’nın bu yıkıcı yaklaşımı her iki dünya ve her iki dinin mensupları açısından bir dönüm noktası teşkil edeceği açıkça görülüyor.

Çünkü Papa, yaptığı çıkışla çok gerilere, eskilere gitti. Hıristiyan dünyanın sürekli saldırma, yıkma ve tahrip etme konumunda bulunduğu Orta Çağ karanlığının bakış açısını bu güne taşıdı.

Hakikaten orta çağ Avrupasında İslâm aleyhinde yazılan pek çok yazı ve kitapta çok ağır iftira ve ithamlara yer veriliyordu. Hz. Muhammed’in (a.s.m.) peygamberliğinin gerçek olmadığı, yalancı bir peygamber olduğu; Kur’an’ın vahiy ürünü olmadığı ve Hz. Muhammed’in kendisi tarafından kaleme alındığı, Kur’an’daki bilgilerin hatalarla dolu olduğu[2] gibi sayısız iftiralar aktarılıyordu.

Papa 16. Benedikt’in ilham kaynağının orta çağda kaleme alınan eserler olduğu açıkça görülüyor. Yine alenen görülen bir diğer nokta da, o eski anlayışı çok katı bir taassupla 21. yüzyıla aktarma ve aynı şablonu canlandırma çabası.

İşte tam bu noktada Papa nezdinde tüm Hıristiyanlık dünyasının çok hayatî bir yol ayrımında bulunuyor. Hıristiyanlık dinini ve bu din müntesiplerini bir “tasaffî” (fazlalıklardan ve hurafelerden arınma) süreci bekliyor. Aksi takdirde, Bediüzzaman Said Nursî’nin tespitiyle Hıristiyanlığı “intifâ”[3] (sönüp yok olma) gibi bir akibete düçar olacak.

--------------------------------------------------------------------------------

[1] Küçük, Abdurrahman, Müslüman-Hıristiyan Diyaloğuna Genel Bir Bakış, Asrımızda Hıristiyan-Müslüman Münesebetleri, sh. 54, İstanbul-1993

[2] Harman, Hıristiyanların İslama Bakışı, Asrımızda Hıristiyan-Müslüman Münasebetleri, sh. 99-101, İstanbul-1997.

[3] Risâle-i Nur Külliyatı, Kaynaklı-İndeksli, Sözler, C. 1, s. 332, İstanbul-1996
[b] Biri Ecdadima Küfrettimi boğarim.
Boğamasamda yanımdan kovarım..
Yumuşak başlıysam kim dedi uysal koyunum..
Kesilir ama çekmeye gelmez boynum..
Mehmed Akif Ersoy [/b]
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir