yalanlarımız, yalnızlıklarımız

Paylaşmak istediğiniz aklınıza gelen konular, olaylar..
Cevapla
Kullanıcı avatarı
vişne
Super Friend
Super Friend
Mesajlar: 575
Kayıt: 25-06-2003 01:25

yalanlarımız, yalnızlıklarımız

Mesaj gönderen vişne »

İçimiz zayıflıklarla dolu olsa da hep güçlüyü oynarız. İtiraflarımız,
özellikle de kendi kendimize olan itiraflarımız en büyük
zayıflıklarımızmış gibi gelir. Duygularımızı dışa vurmak için yanıp
tutuşsak ta ona "Seni seviyorum" dememek için bin dereden su getirir,
kendi kendimize "Onu seviyorum" dememek için içimizden binlerce yalan
söyleriz.

Gerçek duygularımızı ifade edememenin sıkıntısı bizi boğsa
da ona "Senden nefret ediyorum" diyemediğimiz için ikiyüzlülük yapar,
ikiyüzlülüğümüzü kendimize mazur gösterecek bin türlü bahane
uydururuz.


Neden en büyük düşüşlerimizi kendimizi en güçlü hissettiğimiz
zamanlarımızda yaşarız ?
Çünkü, güçlülük oyunlarımıza en çok kendini
kaptıran da, içinde bulunduğumuz gerçeği en çabuk unutan da gene biz
oluruz.
Kendi yalanlarımıza en çok kendimiz inanır, onları ölesiye
savunuruz. Giderek yalanlarımız kalelerimiz haline gelir. O kalelerin
arkasında kendimizi memnun ve mutlu sanırız.

Alışkanlıklarımızsa kalelerimizi sağlamlaştıran en büyük yalanlarımız
olur.
Sevmesek de, beğenmesek de yanlış olduklarını bilsek de hiç bir
konuda gösteremediğimiz kararlılığı, alışkanlıklarımız terketmemek
konusunda gösteririz. Çünkü ardından gelebilecek olandan, gelebilecek
olanın belirsizliğinden, hayatımızı altüst etmesinden, içinde
bulunduğumuz karanlıktan daha beter karanlıklara itilmekten, sıfırdan
başlamaktan, pişman olmaktan, önceki durumumuzu özleyip bir daha asla
geri dönememekten korkarız. Içinde bulunduğumuz, içimizde bulunan
karanlıklara ve bunalımlara bile öylesine alışırız ki kendimizi biraz
iyi hissedecek olsak "Bir şeyler yanlış gidiyor, bu mutluluk gerçek
olamaz" duygusuna kapılmaktan kendimizi alamayız.


Birileri kalemizin kapılarını biraz zorlasa korkarız herşeyi
yitirmekten ve açmamakta direniriz.
Kapımızı çalanları tanımazdan
geliriz. Gelenin beklediğimiz kişi olabileceği aklımıza bile gelmez
çünkü kendi yalanlarımız kendi gözlerimizi köreltmiştir
. Bu yüzden de
o çok sağlam(!) kalelerimiz ardına kendimizi hapseder, kapılarımızı
kapatır kendi yalan ve mutluluk oyunlarımızla memnun yaşamımızı
sürdürürüz. Çünkü "mutsuz olduğunu düşünemeyen insan mutludur" der ve
o insana imreniriz bir yanımızla.

Ve işte tam bu sıralarda, kendimizden emin ve yalancı mutluluğumuzla
barış içindeyken beklemediğimiz, hesaplayamadığımız bir rüzgar çıkar,
beklemediğimiz bir yönden ve hiç hesaplamadığımız bir hızda eser, o
sağlam yalanlarla ördüğümüz kalemizin surlarını, kulelerini teker
teker gözümüzün önünde yıkar, yerle bir eder. Biri çıkmış, siz tam
içeri girip kalenizin kapısını ardınızdan kapatırken, o hiç kimselere
açmadığınız kapının arasına ayağını koymuştur. Siz de aslında
bilinçaltındaki beklentilerinize çok uyan bu durum karşısında
direnememiş ve kapınızı açmışsınızdır. O, sizi kalenizde zırhınızdan
soyunmuş bir durumda yakalamış, ve zamanla tüm zayıflık ve
duygusallıklarınıza, itiraflarınıza, oyunsuz, yalansız dolansız doğal
halinize el koymuştur.


İlk düşüşümüzü bu anda yaşarız, ardından da diğerleri gelir. Onca
sağlam olduğunu düşündüğümüz kalemiz içerden fethedilmiş, onca savunma
önlemlerimize karşın savaşmadan teslim alınmıştır. Önceleri
aldatılmışlık duygusu içimizi yakar kavurur. Kendi yalanlarımızı
görmeye başlarız. Yalnızlık yeminleriniz yalandır. Yalnızlığınıza
alışmış olduğunuz yalandır. "Artık sevmeyeceğim" leriniz
yalandır. "Bir daha asla aşık olmam!" larınız yalandir. "Geçen
seferki son hatamdı!" nız yalandır. "Bir daha kimse bana bunları
yaşatamaz!" larınız yalandır.


Bunları düşündükçe içinizi pişmanlıklar doldurur. Hem kendinize
verdiğiniz onca sözün hepsini teker teker ya da bir anda nasıl da
geçersiz kıldığınızı farketmenin, hem de kendinizi de bunca yalana
inandırmanın pişmanlığı sarar her yanınızı.

Öte yandan, fethedilmekten hoşlanmışızdır bir yanımızla da ve yavaş
yavaş kendimizi yeni duruma alıştırmaya başlarız. Bazan yavaş bazen
hızlı, ama işte değişmeye baslamışızdır bir şekilde. Değişimin o karsı
durulmaz gücü sizi de önüne katıp götürmeye başlamıştır çoktan. Siz ya
da O farketmese de. Alışkanlıklarımızı yavaş yavaş değiştirmeye, hatta
onların bazılarını tümden terketmeye, sivri yanlarımızı törpülemeye
başlar hatta bunlardan hoşlanmaya basladığımız da farkederiz ama hala
itiraflardan korkarız. Hem ona hem de kendimize. Acı vereceğini
düşünür ve bunu hissettiklerimizi hala ne kendimize ne de
karşımızdakine belli etmemeye çalışırız.

Düşüşlerimizin bazıları bu arada gelmeye baslar. Kendimizle,
kendimizdeki değişimlerle o kadar meşgul bir durumdayızdır ki
karşımızdaki kişinin ne durumda olduğunun, sabrının taşmaya
başladığının, ilgisizlik ve umarsızlıklara sürüklendiğinin farkına
bile varmayız. Geçen zaman içinde yabancılaşmaya ve değişik tavırlar
sergilemeye başlamıştır. Başlangıçta sizi asla kırmayacak gibi görünen
kişi sanki o değildir de sizi kırmak için eline geçen her firsatı
kullanan, komplolar hazırlayan bir insan bulursunuz karşınızda ya da
böyle algılarsınız tavırlarını. Onda da geri dönülmez değişimler
başlamıştır çoktan ama siz bunları henüz görmeye ama iş işten
geçtikten sonra görmeye başlarsınız. Tam da sizin artık
değişimlerinizi ona ve kendinize itiraf edebilecek cesarete sahip
olmaya başladığınızda bunlar olmaktadır ama bu noktada son düşüşünüzü
yaşarsınız.

O çoktan gitmiştir. Ve siz zırhsız, kabuksuz, korunmasız orada öylece
kalakalırsınız. Ya kendinize yeni bir kale örmek ya da bir zamanlar
bırakıp gittiğiniz, kalenizin dışındaki o dünyada bir daha, bir
daha....denemeler yapmak zorundasınızdır. Ama her durumda o kötücül
kehanetlerinizden bazıları doğru çıkmıştır. Hayatınız alt üst
olmuştur.

Sıfırdan başlamanız, alışkanlıklarınızı yeniden belirlemeniz
gerekmektedir. Hayatınızda bir daha hiçbirsey ona rastlamadan önceki
gibi olmayacaktır.

"Gelecek, temiz ve aydınlık bir yaz sabahı gibi aydınlık başlamayacak,
aksine geçmişle lekelenmiş bir halde başlayacaktır"
(Dar Kapi - Geceyarisi Sarkilari - Ahmet Altan)
Cevapla

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir