
New Scientist'de çıkan habere göre, Sony ciddi bir şekilde patentini almaya çalıştığı bilim-kurgu tadında bir fikre sahip. Bu fikir temelde beyinde bulunan nöronlarla doğrudan etkileşim kurarak çeşitli yapay deneyimler oluşturmaya dayanıyor.
Patente anlatılan teknik ayrıca herhangi bir implantasyon veya ameliyat da gerektirmiyor. Bunun yerine ültrason sinyalleri aracılığıyla beynin hedeflenmiş bölgelerinde çeşitli sinirsel tetiklemeler oluşturularak görüntü, tat ve sesten oluşan duyusal deneyimler yaratılıyor.
Manyetik etki
Beyin protezleri (implant) günden güne gelişse de insan sağlığı açısından getirdiği tehditler ve güvensizlik beyin manipulasyonu önünde büyük bir engel teşkil ediyor. Fakat gene de beyin üzerinde fiziksel bir oynama olmadan da sinirler üzerinde kontrol sağlanabiliyor. Bu tekniklerden birisi manyetik stimülasyon.
Manyetik stimülasyon beyin dokusunda akımlar oluşturmak için hızlı bir şekilde değişen manyetik alanlar kullanarak sinirleri harekete geçirebiliyor. Bu tekniğin handikabı ise ufak gruplardan oluşan beyin hücreleri üzerinde yeterli derecede isabet elde edememesi. Bu durumda ise ültrason devreye giriyor.
Uzmanlara göre "makul"
Uzmanlar Sony'nin fikrini ciddiye alıyor. Almanya'da bulunan Tübingen Üniversitesi'nde öğretim üyesi olan ve beyin dalgalarıyla kontrol edilebilen çeşitli aygıtlar yaratmış olan nöron bilimci Niels Birbaurmer'e göre teknik oldukça makul. Eğer Sony tarafından tarif edilen bu yöntem gerçekten uygulanabilirse, arasında tıbbın da bulunduğu pek çok alanda kullanılabilir olacak. Tabi şüphesiz en büyük etki eğlence alanında olacak.
Sony tarafından sunulan patent başvurusunda iki bilimsel araştırmaya referanslar bulunuyor. Bunlardan birisi Galvani'nin 18. yüzyılda gerçekleştirdiği ünlü kurbağa bacağı deneyleri. Galvani elektrik aracılığıyla sinirsel sinyalleri tetikleyerek bir kurbağanın bacağını hareket ettirmeyi başarmıştı.
Her ne kadar ültrason ile beyne fiziksel müdahalede bulunulmasa da, bazı uzmanlar yoğun manyetik etki yüzünden uzun vadede oluşabilecek hasarların göz ardı edilmemesi gerektiğini savunuyor.
Kaynak: Hürriyetim