Üzerime devirip dag gibi hüzünleri
böyle çekip gitmek var miydi?
var miydi böyle bitirmek?
hani söz vermistik birbirimize
kaç zaman geçti aradan
sen yoksun
sana sigindigim geceler
alevleri gökyüzünde
bir kumsal atesiydi günahlari yaktigimiz.
ve kan rengi sarapla yikanmis
bir hasret simdi gögsümüze taktigimiz.
bilirim dönmeyeceksin artik
uzun zaman oldu
belki çoktan unuttun.
adin kaldi soguk duvarlarinda odamin
sigara paketlerinde siirlerin
resimlerin bana gülen
cüzdanimda saç telin
bir veda o geceden aklimda kalan
kekremsi bir tat
bir med cezir yüregimde
ben vurgun yemis bir yarali
gemiler bana tasir bütün ask yorgunlarini
sen yoksun....
hayatimin ilkbaharinda tanisaydim seni
yasak umutlara ve acilara inat
buruk bir sarap tadinda olsaydi sevdamiz
yillandikça güzellesen
ve sen siirler okusaydin geceleri
saçlarimi oksarken
ellerimi tutsaydin ansizin
yüregim eriseydi gözlerinde
yansaydim atesinden
sen aglasaydin mutluluktan
ben ölseydim
yalnizca beni sevdigini bilseydim.
seviyorum deseydin
bir kere söyleseydin
yanmazdim
yanmazdim böyle çekip gitmeseydin....
bir veda o geceden aklimda kalan
bir günah belki yasak
yanimda olsan simdi hiç konusmasak
aglasak bin kere pisman olsak
sonra yine bozsak yeminleri
sarilsak simsiki
öylece kalsak...
gittin..
kim bilir kaç deli sevda sigdirdin yüregine
isiga üsüsen pervaneler gibi sardilar seni
körkütük asklarin ortasina düstün
yalanlarin pençesine
belki bir gün bir gece
dar bir vakitte belki
hiç beklemezken seni gelirsin diye
ben hala buradayim
sen yoksun
lanet olsun.
yoksun
belki de hiç olmadın
sadece bir sanrıydın
gece penceremden odama üşüşen
ben karanlıklarda sevdim en çok seni
en çok o zaman gülümserdi masken
gözlerin güneşim olur
ısıtırdı alaskalarımı
sözlerin beyaz bir gül
kalbim huzurlu bir gönül
bir gün bu gri kent
yasa boyandı
o zaman anladım
sen yoktun
ve hiç olmadın
yanındaki baska biriydi
ben değil
düşlerim siyahtı
eflatun değil
yoktun
yokmuşsun
[i]"...bir Azraildir düşer önüme...
ben yürürüm ,
gittiğim yere Tanrılar götürürüm..."[/i]