(Böyle anlatılıyor, soyadı yok) Dilek bir gün okuldan çıkmış, durakta minibüs bekliyormuş. Yalnız korkunç yagmur yagıyormus bu arada. Kızın önüne bir araba yanaşmış. İyi giyimli, temiz yüzlü bir genc,"Yanlıs anlamayın n'olur. Ben de yakın zamana kadar ögrenciydim. Islanmayın, gelin ben sizi uygun bi yere kadar bırakayım" demis. Dilek, basta biraz tereddüt etmis ama cocugun iyi niyetine inanmıs ve arabaya binmis.Yolda sohbet filan etmisler.Hoslanmıslar birbirlerinden. Cocuk, lutfen izin verin sizi evinize bırakayım. Bakın yagmur da iyice hızlandı" demis, Dilek kabul etmis tabii. Sohbet iyice koyulasmıs. Kızın evine gelmisler, bu arada telefon degis tokusu yapmayı da ihmal etmemisler.Dilek cok etkilenmis cocuktan.
O hafta her telefon caldıgında yüregi hop etmis, "Ay benimki mi arıyor?" diye telefona kosmus. Ama arayan olmamıs maalesef. Dilek yüzünü kızartıp cocugu aramaya karar vermis, "Belki numaramı kaybetmistir, n'olucak ki ben arasam" deyip kandırmıs kendini. Telefonu aglamaklı bi kadın sesi acmıs. Meger teyze, bizim cocugun annesiymis ve hıckıra hıckıra, oglunun trafik kazasında öldüğünü söylemis. Anlattıklarından Dilek anlamıs ki, cocuk onu bıraktıktan 5 dakika sonra yapmıs kazayı. "Keske eve bırakmasaydı. Benim bunun sorumlusu" diyerek hemen kendini suclamaya baslamıs. Sucluluk duygusundan kurtulmak icin teyzeden adresi almıs, "En azından baş saglıgına gideyim bari" diye düsünmüş.Ziyart aglamaklıve de yaslıgecmis.Ayrılma vakti geldiginde iyice havaya giren kız "Bana oglunuzdan bi hatıra verirmisiniz? Onu
gercekten cok sevmistim" demis. Bunun uzerine anne iceriye gitmis,dondugunde elinde cocugun kaza gunu uzerinde olan gomlek varmış ustelik de hala kanlar icindeymis gomlek.Dilek cok kotu olmus, gomlegin niye saklandığı! ve niye ona verildigi anlamsızlığına rapmen yinede kadını kıramayıp almıs kanlı gömleği Ama eve gelir gelmez ilk isi gomlegi yıkayıp ütlemek olmus bütün gece gömleğe baka baka ağlamıs ve sürekli onu ben öldürdüm onu ben öldürdüm diye tekrar ediyomus kendi kendine.Artık ağlamaktan bitap düştüğünde gömleği yastığının altına koymu ve yatmış
Sabah uyandığında kendini daha iyi hissediyomus. Ama yastığı kaldırdığında bir de ne görmüş ki gömlek yine kanlar içinde.İnanamamıs bu duruma
"Herhalde dun o kafayla iyi yıkayamadım diyerek yeniden yıkarmış.Ama ertesi sabah da hic bi degisiklik yokmus gömlekte yine kanlar icindeymis.
Bunun üzerine Dilek girdigi ruhsal çöküntünün etkisi ile hocaya gitmeye karar vermis.Cünkü basına gelen olayın mantıksal olarak açıklayamıyormuş Çvresinden edindigi bilgiyle degerli bir insan olan
Rıza Hocqayı Bulup olayı basından sonuna anlatmış. Rıza Hoca Uzun uzun dualar okuduktan Dilek' e gomlegi neyle yıkaduğını sormuş.Dilekte tam 2 kez detarjanla yıkadığını başta gömledğin temizlendiğini fakat sabah tekrar kanlar içinde olduğunu ağlayarak anlatmış
Bunu duyan Rıza hocanın gözleri faltaşı gibi açılmış ve ellerini Dileğin kafasına dokundurarak sorunun çözümünü söylemiş :
"A benim salak kızım hic normal deterjanla kan lekesi çıkar mı ?
Hem renkli hem de renksiz camasirlarinda ARİEL kullanmalısın..
