uzanıp kırık kaldırıma
uzanıp, karşımda dünya
bulutlar parlak
rüzgar yüzümde
eşşiz bir rüya,
ayaklandı içimde!
yeşil, yemyeşil çimenler
köyümün o uçsuz bucaksız çayırları
o tatlı...
yiyesim geldi onları,
tandırdan gelen sıcaklık, sırtıma vuran
ebemin telaşıyla yanan ateş
önden yüzüme çarpan yel
dedemin o ''Neşetimsi'' sesi
şekerli börek ve ferah bahçemiz
hiç bu kadar coşmamıştı neşemiz
göz ucuyla baktığım masmavi Hirfanlı
top oynayan yeğen, toz toprak içinde
epeski mahalleye misafir gelen arabalar
tertemiz, mekanik, bu karşıtlık; YA RABBİ
gelip geçeceğini bilmek bu güzel anlarıN
endişemi de aldı götürdü, kaldı bana şehvet
şehvet...
bu dünyayı anlatmanın başka yolu yok
zıtlıkta mı tatlılık aktarır bi insanın kalbine
deli bir ruh barındırıyorsam çizikli bedenimde
deli ruhum hiç bu kadar coşmamıştı yemin ederim