Cihat her alanda devam ediyor.Bakınız.

İslam dinimiz hakkında sormak istedikleriniz, merak ettikleriniz, paylaşmak istediklerinizi bu foruma yazabilirsiniz.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Sonsuz_Nur
Fast Friend
Fast Friend
Mesajlar: 414
Kayıt: 22-08-2005 12:03

Cihat her alanda devam ediyor.Bakınız.

Mesaj gönderen Sonsuz_Nur »

S.A.

Çeçenistan’ın Rus yanlısı yeni lideri Ramzan Kadirov’a (Kafirov) Caharkala TIM olarak cevap vermiş bulunuyoruz.

Unutmayınız ki bu sadece bir başlangıçtır.

Defacer : Caharkala TIM

Site : http://chechenmol.org

Mirror : http://turk-h.org/defacement/view/282271/chechenmol.org

Kimisi silahıyla,canıyla,parasıyla,duasıyla kimiside bilgisiyle hizmet ediyor.
ACIDA OLSA DOGRUYU SÖYLEYİNİZ HZ.MUHAMMED (SAV)
لا إله إلا الله محمد رسول الله
Kullanıcı avatarı
UnreaL
Fast Friend
Fast Friend
Mesajlar: 207
Kayıt: 24-12-2005 17:26

Mesaj gönderen UnreaL »

komik
Kullanıcı avatarı
Sonsuz_Nur
Fast Friend
Fast Friend
Mesajlar: 414
Kayıt: 22-08-2005 12:03

Mesaj gönderen Sonsuz_Nur »

"Onlar sizi gözetleyip duran kimselerdir. Eğer Allah tarafından size bir fetih (zafer) nasip olursa, "Biz sizinle beraber değil miydik?" derler. Şayet kâfirlerin (zaferden) bir payı olursa, "Size üstünlük sağlayıp sizi mü’minlerden korumadık mı?" derler. Allah, kıyamet günü aranızda hükmünü verecektir. Allah, mü’minlerin aleyhine kâfirlere hiçbir yol vermeyecektir." (4:141 meâli)
ACIDA OLSA DOGRUYU SÖYLEYİNİZ HZ.MUHAMMED (SAV)
لا إله إلا الله محمد رسول الله
Kullanıcı avatarı
beyazyele
Slow Friend
Slow Friend
Mesajlar: 22
Kayıt: 23-04-2008 12:01
Konum: Levh-i Mahfuz
İletişim:

Mesaj gönderen beyazyele »

Kimisi silahıyla,canıyla,parasıyla,duasıyla kimiside bilgisiyle hizmet ediyor.Bu söz size ait !.Herkes şunu bilsin ki,silahla,parayla,duayla,bilgiyle vs.vs. İle cihat olmaz. Olsa olsa kısas'a kısas olur. Ya cihad nasıl olur?.Kendinden kendine.Yani Hz.Muhammed'in deyimi ile: "MUTU KABLE ENTE MUTU" Ölmezden evvel ölmekle olur cihad.
Hem sonra cihad,nefse olursa cihad olur.İnsanlara ve-veye devletlere olursa,saldırı olur.Saldırı ile cihadı birbirine karıştırmamak lazım Vesselam.
Beyazyele.
Allah, pisliği akıllarını kullanmayanların üzerine yağdırır.

10- Yunus Suresi 100
Kullanıcı avatarı
Sonsuz_Nur
Fast Friend
Fast Friend
Mesajlar: 414
Kayıt: 22-08-2005 12:03

Mesaj gönderen Sonsuz_Nur »

Beyazyele kardeşim doğru söyler sözler bana aittir.

Lakin;

CİHÂD

Sözlükte “gayret etmek, bir işi yapabilmek için bütün imkânları kullanmak” anlamına gelen “cihâd” kavramı; Kur’ân ve hadislerde; Allah yolunda savaşmak anlamını ifade ettiği gibi dini öğrenmeyi, dinin emir ve yasaklarına uymayı, haram ve günahlara karşı nefis ile mücadele etmeyi, İslâm’ın bilinmesi, tanınması, yaşanması ve yücelmesi için çalışmayı da ifade eder.

“Cihâd” kavramı; Mekke döneminde İslâm’ın tebliğ edilmesi ve dinin emir ve yasaklarının yerine getirilmesi anlamında kullanılmış; Medine döneminde ise fiili savaşların yapılmaya başlanması ile “kıtâl/savaş” anlamını da içermeye başlamıştır. Bunu hem Kur’ân’da hem de hadislerde görmekteyiz.

“Cihâd” kavramı ile ilgili otuz bir âyetten onyedisi savaş bağlamında ve çoğunlukla Hz. Peygamber ve ashabının savaşlarının söz konusu edildiği Enfâl ve Tevbe sûrelerinde, ayrıca Bakara, Âl-i İmrân, Nisâ, Muhammed ve Mümtehıne sûrelerinde geçmekte ve Allah yolunda malları ve canlarıyla cihâd edenler övülmekte, onlara Allah’ın rahmeti, mağfireti, mükâfatı ve cenneti va’d edilmektedir. İmanları uğrunda hicret edenler ve bunlara yardım edenler, gerçek müminler olarak nitelendirilmektedir (Bakara, 2/218; Nisâ, 4/95-96; Enfâl, 8/74). Tevbe Sûresinin 20. âyetinin meâlini örnek olarak zikredebiliriz:

“İman edip hicret eden ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihat eden kimselerin mertebeleri, Allah katında daha üstündür. İşte ancak onlar, başarıya erenlerdir.”

Geriye kalan on dört âyetten ikisinde sözlük anlamında (Ankebût, 29/8; Lokmân, 31/15), on âyette (bk. Mâide, 5/35,69; Hac, 22/78; Nahl, 16/110…) mutlak anlamda kullanılmıştır. Özellikle Mekke’de inen âyetler; İslâm’ın bilinmesi, tanınması, yaşanması ve yücelmesi için gösterilen çabayı ifade eder.

“Ey peygamber! Kafirlere ve münafıklara karşı cihat et ve onlara karşı çetin ol...” (Tevbe, 9/73; Tahrîm, 66/9) anlamındaki âyette Peygambere emredilen münafıklarla savaş, “kıtâl” anlamında savaş değildir. Dolayısıyla âyetteki cihâd kavramı; münafıklarla hak uğrunda dil ile mücadele etmek, İslâm gerçeği ile ilgili delilleri anlatmak, fitne ve fesatlarına engel olmak anlamındadır.

Mekke’de ve henüz fiili savaşa izin verilmeyen bir dönemde inen Furkân sûresinin, “Öyle ise kafirlere itaat etme, onlara karşı bu Kur’ân ile büyük bir cihatta bulun” anlamındaki 52. âyetinde geçen “kâfirlere karşı Kur’ân ile büyük cihat”, harp meydanında fiilen savaşmayı değil, onlara karşı Kur’ânî delillerle mücadele etmeyi, onlara boyun eğmemeyi ifade eder.

Yine İslâm düşmanlarıyla fiilen savaşa izin verilmeden önce inen,“Bizim uğrumuzda cihat edenler var ya, biz onları mutlaka yollarımıza ileteceğiz. Şüphesiz Allah mutlaka yararlı işleri en güzel biçimde yapanlarla beraberdir” (Ankebût, 29/69) anlamındaki âyette geçen “Allah yolunda cihâd; düşmanlarla fiilen savaşmayı değil, Allah’ın dinine yardım etmeyi, İslâm’a karşı çıkanlarla en güzel şekilde mücadele etmeyi, zulmü önlemeyi, emr-i bi’l-ma’ruf ve nehy-i ‘anil-münker görevini yapmayı ve Allah’a itaat edebilmek için nefisle mücadele etmeyi ifade eder.

Bu âyetler, cihâdın İslâm’ın doğuşundan beri var olduğunun ve sadece savaş anlamına gelmediğinin delilidir. Medine döneminde müşriklerin müslümanlara saldırıları ve savaş açmaları sebebiyle fiili savaşa izin verilmesi ve savaş yapılması üzerine “cihâd” kavramına, ağırlıklı olarak savaş anlamı yüklenmiş ve bu anlamda algılanmaya başlanmıştır.

Mâide sûresinin 54., Hucurât sûresinin 15. ve Sâf sûresinin 11. âyetlerinde geçen Allah yolunda cihâd”, Allah sevgisine mahzar olan, kurtuluşa eren, özünde, sözünde ve işlerinde dürüst müminlerin niteliği olarak zikredilmiştir. Allah’ın övdüğü bu kimseler; sadece Allah yolunda fiilen savaşanlar değil, İslâm’ın bilinmesi, tanınması, yücelmesi, emir ve yasaklarına uyulması için çaba gösteren her müslümanı ifade eder.

“Allah uğrunda hakkıyla cihat edin…” (Hac, 22/78 ) anlamındaki âyetlerde geçen “Allah yolunda cihâd” emri, hem düşmanla savaş araç gereçleriyle fiilen savaşmayı hem İslâm’ın emir ve yasaklarına bizzat uymayı, nefsi kötülüklerden ve haramlardan alıkoymayı, hem de İslâm’ın bilinmesi, yücelmesi ve egemen olması için gösterilen sözlü, ekonomik ve her türlü çabayı ifade eder.

Hadis kitaplarının “cihâd” bölümlerine baktığımızda, bu bölümlerde hem fiili savaş yapma, savaş araç gereci hazırlama (Tirmizî, 6, IV, 168), Allah yolunda infakta bulunma (Tirmizî, Fedâilü’l-Cihâd, 4, IV, 167, No: 1625) ve savaş hukuku ile ilgili hadislere yer verildiğini hem de doğrudan fiili savaş ile ilgili olmayan nefisle mücadele etmeyi, İslâm’ın bilinmesi, yücelmesi, emir ve yasaklarına uyulması için gösterilen çabayı ifade eden hadislere yer verildiğini görüyoruz. Bu da “cihâd” kavramının “harb, gazâ ve kıtal” kavramları ile özdeş olmayıp çok daha geniş bir içerikle kullanıldığını görmekteyiz. Mesela,

“Allah’ı inkâr edenlerle savaşın” (İbn Mâce, Cihâd, 38, II, 953)

“Kim Allah’ın kelimesinin yücelmesi için savaşırsa o, Allah yolundadır” (Buhârî, Cihâd, 15, III, 206)

“Allah yolunda öldürülen kimse şehittir” (İbn Mâce, Cihâd, 17, II, 937-938) anlamındaki doğrudan savaş ile ilgili hadisler ve benzerlerine cihâd bölümünde yer verilmiştir.

Allah’a itaat konusunda nefsi ile mücadele etmeyi ifade eden,

“Mücâhid, nefsi ile mücadele eden kimsedir” (Tirmizî, Cihâd, 2, IV, 165) anlamındaki hadis,

İslâm’ı müslüman olmayanlara tebliğ etmeyi ifade eden, “Müşrikler ile mallarınız, canlarınız ve dilleriniz ile cihâd edin” (Ebû Dâvûd, Cihâd, 17, III, 22) anlamındaki hadis,

Oruç ibadeti ile ilgili, “Kim Allah rızası için bir gün oruç tutarsa Allah onu cehennemden bin (yıllık) bir mesafeye uzaklaştırır” (Buhârî, Cihâd, 36, III, 213) anlamındaki hadis cihâd bölümlerinde zikredilmiştir.

Anne-babaya hizmet de cihattır. Abdullah ibn Amr anlatıyor: Bir sahâbî Hz. Peygambere geldi ve ondan cihâda (savaşa) katılmak için izin istedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber ona, “Annen-baban var mı” diye sordu, Adamın “evet” demesi üzerine, “Sen onlara hizmet ederek cihâd et” buyurdu (Müslim, Birr, 5, III, 1975).

Adaletsizlik ve haksızlık (zulûm) karşısında susmayıp doğru sözü söylemek de cihattır (Tirmizî, Fiten, 13, IV, 471):

Yukarıda zikrettiğimiz âyet ve hadisleri birlikte değerlendirdiğimizde; cihâdı; iman edip sâlih ameller işlemek, hak dinde sebat etmek, kötülüklerden ve haramlardan geri durmak, İslâm’ı öğrenmek ve öğretmek, İslâm’ın bilinmesi, tanınması, yücelmesi, emir ve yasaklarına uyulması için çalışmak, müslümanları her türlü tehlike ve saldırılara karşı savunmak, fitne ve fesadı önlemek, güven ve huzuru sağlamak ve benzeri şekilde İslâm toplumunun yararına olan kişisel ve kurumsal bazda sözlü, yazılı, görsel, bilimsel ve ekonomik olarak yapılan her türlü çabayı göstermek; Allah rızasına yönelik her türlü gayret; gerektiğinde düşmanla canı ve malı ile savaşmak ve savaş araç gereci hazırlamak ve hazırlanmasına katkı sağlamak şeklinde anlayabiliriz.
Buna göre cihâdı, üç kısma ayırmak mümkündür:

a) İslâm’ı anlatarak ve bizzat yaşayarak tebliğ etmek; düşmanlar tarafından saldırı yapıldığında ve savaş açıldığında gerekeni yapmak (Buhârî, Rikâk, 34, VII, 188; Cihâd, 2, III, 201)

b) Allah’a itaat konusunda sabırlı ve kararlı olmak, nefisle mücadele etmek,

c) Şeytanın hile ve tuzaklarına karşı koymak (bk.Bakara, 2/ 44, 285; Âl-i İmrân, 3/173; Mâide, 5/67; Yûsuf, 12/ 108; Nahl, 16/ 125; Ankebût, 29/ 46; Sebe’, 34/46) (İ.K.)

Selametle...

Not:Alıntıdır.
ACIDA OLSA DOGRUYU SÖYLEYİNİZ HZ.MUHAMMED (SAV)
لا إله إلا الله محمد رسول الله
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir