Hasret kalmış yüzün gülmelere, yine acıyı yudumluyor nedendir bilinmez gözlerin? …. Hep çağrışımlar sunuyor etrafında sevdalıklar sana… Onları görüp üzülmekte midir yüreğin?.... Kim bilir bu kaçıncı sancı yüreğine çöken, kim bilir kaçıncı içten içe of çekişin?
Beni düşünüp kendini harap etme güzelim, katran karası gecelerin karanlığını giydim üstüme….en acı darbelerin yaraları ile sardım bedenimi, bana ne gelecekse gelsin bundan böylece…..sen beni düşünme ceylan bakışlım, geceyi bölen bir rüzgarın uğultusu eşliğinde ansızın çıkagelirim, kim bilir?
Acıyı yudumlayan yüreğimin iniltisi geceye düşer ağır, ağır….denizin sahile bıraktığı dalgaların hıçkırıkları seni bana hatırlatır, sen kokar deniz…..maviye çalan dalgalara gömerim bakışlarımı….hüzünlü dile gelişler sıralarım dalgaların sahile bıraktığı gel gitlere…..
Özlemlerin; kanayan yüreğimde bir volkan gibi patlayıp durur an ve an….hicran vadilerimde sevdanın ateşli lavları ile dökülürüm, hasretle beklediğin yerlere….en sert kayalar erir bu sevdamın ateşinde….yırtarım dağları, yol açarım kendime….Beni düşünüp te hicran vadilerinde yeis dolu bakışlar bırakıp, kahırlara boğma ne olursun gözlerini….
Sadece sev beni, saf duyguların gözyaşı niyetine döküldüğü bir su gibi…..berrak ve ap ak sevdanın kus güzelliğini…..o bana yeterde artar sevgilim..yeter ki sen üzülme, belki bir yerde, bir gün hiç ummadık anda tekrar kavuşuruz, kim bilir?