Sert Mahmut
Eski zamanlarda çok uzak ve küçük bir yerleşim yerinde kendi halinde yaşayan bir ihtiyar ama gün görmüş biri yaşarmış. O ihtiyar adamın birde üç oğlu varmış.
Gel zaman git zaman yaşlı adam epey bir hastalanmış, ölüm döşeğine düşmüş; 'Artık oğullarımı çağırayım da oğullarıma son vasiyetlerimi yapayım' demiş. çağırmış onları, önce verasetini yapmış sonrada, hayattan edindiği bazı tercübelerini oğullarına anlatmış; 'oğullarım bakın benim size söyleyecek nasihatleri can kulaklarınızla dinleyin, biliyorsunuz ki bizim buralar büyük yerleşim yerlerine çok uzak ve burada her çeşit yırtıcı ve yutucu varlıklar var. Ama bizim kuzey tarafa hiç gitmeyin'. Ve yaşlı adam vefat eder günlerden birgün en büyük ağabey merak eder: Ya hu kardeşlerim bu kuzey tarafta ne var ki babamız gitmeyin dedi, ben gidip bir bakayım. En küçük kardeş ki ona sert mahmut derlerdi, karşı çıktı; sakın gitme ağabey, babamızın nasihatini dinle sonra başımıza belalar gelir. Dedi ise dinletemedi. Ve gitti ama gidiş o gidiş bir daha dönmedi. Sonra onun bir küçüğü gitti, o da dönmedi. Küçük kardeş yani sert mahmut akıllı ve kuvetli biri idi bunlar gelmeyince iyice bir meraklandı: mutlaka bunların başına bir felaket geldi' Dedi. Kılıcını kuşandı yola koyuldu az gitti uz gitti kuzey denen yüreye epey bir yol gitmişti ki karşısında kocaman bir dev gördü: 'Söyle dev benim ağabeylerim ne oldu' Dev; ne olacak onları mideye indirdim yaklaş senide mideye indireyim' dedi. Sert mahmut tetbirli gitmişti, önce bir kaç ok darbesi sonrasında da kılıcı ile onu yere serdi. Ama olan olmuştu ağabeyleri babalarının sözünü dinlememiş ve bunu hayatları ile ödemişler...
siz siz olun büyüklerinizin gün görmüş babalarınızın sözünden çıkmayın sonra bu hareketiniz size çok pahalıya mal olabilir...
Alıntı