HAKİM: Müvekkiliniz neden boşanmak istiyor avukat hanım?
- Karşı taraf ile aralarında düşünce
farklılıklarından kaynaklanan şiddetli geçimsizlik bulunuyor
sayın hakim.
Hakim: -Tabi biri Aristo diğeri Descartes çünkü.
* Yıl 2005.İstanbul 4. ağır ceza mahkemesinde sahte rakı imal
etmek suçundan açılan davada sanıkların sorgusu yapılıyor.
Sanık-.....Lokantalardan filan topladığımız şişelere
yaptığımız rakıları doldurduk.
Mahkeme başkanı- Alınan parmak izi örneklerinde hem sizin hem
de sabıkalı başka kişilerin parmak izi var.
Sanık- Doğrudur.
Mahkeme başkanı- Bu ne pislik, bari şişeleri yıkayıp
doldursaydınız .
*Dava: Uyuşturucu kaçakçılığı
Sanık: Takriben 65 yaşında bir amca.
Yer : Ağır ceza mahkemesi.
Olay : Amcanın ahırı ağzına kadar marihuana dolu olarak
bulunmuştur.
Hakim - Amca anlat bakalım ne oldu ?.
Sanık - İçiciyim ben reisim.
Hakim - Nasıl yani ?. Bir ahır dolusu esrarı mı içecektin ?.
Sanık - Yazları yetiştirir ve biriktiririm. Kışları da içerim
hakim bey.
Hakim - (kahkahalar) Kapatırım seni ahıra, kapına da iki
jandarma koyarım, yaza kadar o otu bitiremezsen sonra
görüşürüz.
* Dava : Tarihi eser kaçakçılığı
Yer : Ağır ceza mahkemesi
Olay : arabanın bagajında Roma dönemi büstler yakalanmıştır.
- Anlat bakalım Osman ?.
- Tarlamı sürerken bu kafaları buldum hakim bey,
tam müzeye teslim etmek üzere yola çıkmıştım ki tutuklandım.
masumum hakim bey, tahliyemi isterim
. - Osmannnn. Osmannnnnnn. Hatay'da bulduğun
kafaları neden İstanbul’ daki müzeye teslim etmeye çalışıyorsun
* Yer : Beykoz adliyesi yeni TCK' nın 233/2. maddesi uyarınca
hamile sevgiliyi terk edene hapis cezası verilebilecek olması
nedeni ile şikayette bulunmak için savcıya giden avukat
meslektaşımıza;
- Nedir bu avukat hanım?.
- Sevgilisinin hamile olduğunu bildiği halde
terk eden şüpheli hakkında suç duyurusunda bulunacaktım.
- Allah Allah. (katibe seslenir) yeni TCK' yı getirin. Evet
burada varmış madde. İlk defa karşıma çıkıyor.
- Ya yeni bir madde.
- Bu çocuk evlilik dışı mı şimdi?.
- Evet.
( Burası İstanbul. )
*1940'lardan aktarılan bir anı. Yaşlıca bir Rum kadıncağız
sanık kürsüsünde durmaktadır. Duruşma uzadıkça uzar.
Kadıncağız şişmanlığın ve yaşı nedeniyle, mahalle karısı
misali, tanık kürsüsüne yaslanıp belini bırakarak ağırlığını bir
tarafa vererek durur.
Hakim: "Hanım düzgün dur!" (sertliğiyle bilinen bir
hakimdir) Beş dakika sonra kadıncağız dikilmekten yine
yorulur, bu sefer ağırlığı öbür tarafa vererek bükük durur.
Hakim: "Hanım düzgün dur!" kadıncağız tekrar toparlanır. Bu
olay birkaç kere tekrarlar. En sonunda hakim yine: " Hanım
düzgün dur!" dediğince kadıncağız lafı patlatır:
- A yeter bea! mahkeme mi yapıyoruz, fotoğraf mı
çektiriyoruz?
* 2005 yılının Kadıköy adliyesinde yaşanmıştır. Becerikli bir
katip, mübaşir hakim ekibine sahip mahkeme kadrosu, benim de
birinde bulunduğum boşanma davalarını seri olarak karara
bağlamaktadır. Ancak bu arada listeye uyulmamakta hazır
beklemekte olan kim varsa onlara öncelik de verilmektedir.
arka arkaya davalar karara bağlandıktan sonra mübaşire
"bizim duruşma vardı" diye danışan kimse kalmaz.
mübaşir de hesabı hafiften şaşırdığı için koridora
çıkıp bağırır: "bilmem kaçıncı bilmem ne mahkemesinde
davası olan!"... Kimsecikler üzerine alınmaz.
mübaşir açık olan kapıdan içeri bakar. Teşkilat tam
kadro hazır müşteri beklemektedir. Döner tekrar
koridora bağırır:
- Haydi! yok mu boşanmak isteyen?