"Şüphe yok ki Allah bu dini faci (kafir) bir adamın hizmetiyle de kuvvetlendirir."
Hayber Gavzesinden Rasul-i ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- müslümanlık iddiasında bulunan bir adam hakkında "Bu cehennemliklerdendir." buyurmuştu. Halbuki muharebe kızıştığı zaman o, öyle çetin ve cesur bir savaş yaptı ki, herkez Hazret-i peygamber Efendimizin o adam hakkındaki sözünü adeta hayret ve şüphe ile karşılayacaktı. Adam fazlaca yara almıştı. Izdıraba tahammul edemedi. Münafıklığını, riyakarlığını açığa vurdu ve nihayet intihar etti. İşte bu hadîs, mezkur hadîse üzerine sadır olmuştur.
Manası: "İnsanların en hayırlısı, insanlara en faydalı olanıdır."
Okunuşu: "Hayrun nâsi enfa’uhum linnâs."
Hattat: Hamid Aytaç
Hat Yazı Stili: Celi Ta'lik ve İcazet Yazısı
Açıklama: Alt kısımda bu hadis ile ilgili Urfalı Yusuf Nabî'ye ait şu dizeleri Osmanlıca olarak görüyoruz: "Hayr-ı nâsa muradın ise vukûf, Hayr-ı nâsın hadisin et iz’ân, Hayr oldur ki cümleden efzûn, Ola halk-ı cihâne nef’-resân.
Mü’minlerin emîri Ebû Hafs Ömer ibni Hattâb radıyallahu anh, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinledim, dedi:
“Yapılan işler niyetlere göre değerlenir. Herkes yaptığı işin karşılığını niyetine göre alır. Kimin niyeti Allah’a ve Resûlü’ne varmak, onlara hicret etmekse, eline geçecek sevap da Allah’a ve Resûlü’ne hicret sevabıdır. Kim de elde edeceği bir dünyalığa veya evleneceği bir kadına kavuşmak için yola çıkmışsa, onun hicreti de hicret ettiği şeye göre değerlenir.”
“Allah Teala bir topluluğa umumi bir azap indirdiği zaman, o topluluğun içinde bulunan iyi-kötü herkese bu azaptan pay düşer. Sonra herkes amellerine (niyetlerine) göre diriltilirler.”
(Buhari, Müslim)
Hadiste, umumi gelen musibetlerde, günahlı ve günahsız ayrımı yapılmadan herkesin gelen musibetten etkileneceğine işaret vardır. Herkes gelen beladan bir pay alır. Can veya mal kaybına uğrayabilir. Ancak âhirette herkes niyetlerine ve amellerine göre diriltilecektir. Musibet anındaki eşitlik bozulacak; azaba layık olanla olmayan, masum ile zalim birbirinden ayrılacaktır. Zalimler, hakettikleri cezaya çarptırılırken, masumlar da yaşadığı musibetin mükafatını kat kat alacak; zararları fazlasıyla telafi edilecektir.
Hz. Enes’den: “Allahım, hayat ancak âhiret hayatıdır. (Başka yok).”
(Buhari-6413)
Bu dünya hayatı, geçici ve biticidir. Yaşamın gayesi olamaz. Dünyamız, insan için bir sınav salonudur. Hayatın gayesi Allah’a kulluk ve onun emir ve yasaklarına uygun bir hayat sürmektir. İnsan bu dünyada hayatının gayesini kabul edip etmeme sınavını vermektedir. Gerçek hayat, gerçek mutluluk; geçici ve bitici dünya yaşamında değil, ölüm sonrası gidilecek olan ahiret âlemindedir. Bu dünya imtihanındaki başarı durumuna göre, insanı ya sonsuz bir mutluluk, veya sonsuz bir mutsuzluk; yani ya cennet sarayları veya cehennem zindanları beklemektedir.
[b] Biri Ecdadima Küfrettimi boğarim.
Boğamasamda yanımdan kovarım..
Yumuşak başlıysam kim dedi uysal koyunum..
Kesilir ama çekmeye gelmez boynum..
Mehmed Akif Ersoy [/b]
Bu dünya hayatı, geçici ve biticidir. Yaşamın gayesi olamaz. Dünyamız, insan için bir sınav salonudur. Hayatın gayesi Allah’a kulluk ve onun emir ve yasaklarına uygun bir hayat sürmektir. İnsan bu dünyada hayatının gayesini kabul edip etmeme sınavını vermektedir. Gerçek hayat, gerçek mutluluk; geçici ve bitici dünya yaşamında değil, ölüm sonrası gidilecek olan ahiret âlemindedir. Bu dünya imtihanındaki başarı durumuna göre, insanı ya sonsuz bir mutluluk, veya sonsuz bir mutsuzluk; yani ya cennet sarayları veya cehennem zindanları beklemektedir...
çok çok dogru...ama hep unuttugumuz sey
Ebû Mâlik Hâris İbni Âsım el-Eşarî radıyallahu anhden rivâyet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
Temizlik imanın yarısıdır. Elhamdülillah duası mizânı, sübhânellah ve elhamdülillah sözleri ise yer ile gökler arasını sevap ile doldurur. Namaz nurdur; sadaka burhandır; sabır ziyâdır. Kuran senin ya lehinde ya da aleyhinde delildir. Herkes sabahtan (pazara çıkar) nefsini satar; kimi onu âzâd kimi de helâk eder.
Müslim,Tahâret 1. Ayrıca bk.Tirmizî, Daavât 86
Hadisten Öğrendiklerimiz
1. Müminin hayatında sabrın yeri son derece önemlidir. Sabır müminin enerji ve ışık kaynağıdır.
2. Sabır, zafer ve başarının temel şartıdır. Zira, Allahın yardımı sabredenlerle beraberdir.
3. Sabır, katlanmak değil, göğüs germektir.
4. Abdest, zikir, namaz, sadaka, Kurân-ı Kerîm, bunların her biri müminin hayatında ayrı ayrı yer ve rol sahibi değerlerdir.
5. Günlük hayat bir pazar sahnesidir. Her müslümanın bu hayat pazarında iyi bir müslüman olarak yerini alması gerekmektedir.
Sıdk insanı birr'e (Allah'ı razı edecek iyiliğe) götürür, birr de cennete götürür. Kişi, doğru söyler ve doğruyu arar da sonunda Allah'ın indinde sıddık (doğru sözlü) diye kaydedilir. Yalanda kişiyi haddi aşmaya götürür. Haddi aşmak da ateşe götürür. Kişi yalan söyler ve yalanı araştırır da sonunda Allah'ın indinde yalancı diye kaydedilir.
Ebu Hureyre’den: “Allah Resûlü, (önüne konulan) hiçbir yemeğe ayıp ve kusur bulmamıştır. Canı çekip arzu duyarsa yer; hoşuna gitmezse, hiçbir şey demez, yemeği bırakırdı.”
(Buhari, Müslim)
Allah’ın yarattığı nimet çeşitlerine bir kusur ve hata bulmak hiçbir insanın ne haddidir, ne de hakkıdır. Çünkü herbir yiyecek maddesinin insan vücuduna yararlı öğeler içerdiği bugün ilmî araştırmalarla da tesbit edilmiştir. Ancak, Allah’ın kusursuz nimetlerini mutfakta beceriksiz ellerin kusurlu hale getirmesi, yenilmeyecek tatsız, tuzsuz bir yemek ortaya çıkarması her zaman söz konusudur. Allah Resûlü bu konuda yemek yapanın emeğine hep saygı göstermiştir. İştah çekici bulmasa bile yemeğe ayıp ve kusur bulmamıştır. Canı çektiğini yemiş, çekmediğinden de hiçbir şey demeden yemeği terketmiştir
inkar edenlerin,ve allah yolundan alıkoyanların işlerini allah boşa çıkarmıştır... commando bu arda sizede teşekkür edrim çok güzel hadisler yazmışsınız ..
Bir mum diğer mumu tutuşturmakla, ışığından birşey kaybetmez... Hz. Mevlana
www.internet.birligi.com