tush yazdı:sifa32 yazdı:Zeko yazdı:Bende biliyorum eskilerde insanların çok uzun olduğunu ama bence photoshop!...
nerden biliyosun geçmişte insanların uzun olduğunu sanki onları gördün

bu gibi söylemler evrimcilerin oyunu

İnsanların çok önceden uzun olduğu evrimcilerin söylemi değildir.Bu resim photoshop evet ama sende birazcık sor,soruştur...
arkadaşım asıl sen sor soruştur , geçmişte insanlar çok iriydi ve gün geçtikçe evrilerek küçüldü söylemi evrimcilerin söylemidir ve böyle bir şey olmadığını sana anlatayım;'İlkel Neandertal' Tezi Neden Geçersizdir?
İsmini ilk bulunduğu bölgeden (Almanya'nın Dusseldorf kenti yakınlarındaki Neander vadisi, 1856) alan Neandertal insanı, yani Homo sapiens neanderthalensis, geriye doğru bir alına, belirgin olmayan bir çene ile iri bir burna sahiptir. Günümüzden yaklaşık 30.000 yıl önce belirlenemeyen bir nedenden dolayı ortadan kalktığı düşünülmektedir. Neandertallerin gerçek bir insan ırkı olduğu gerçeği artık birçok evrimci tarafından kabul edilse de bazıları hala bunları soyut düşünceden yoksun ilkel mağara adamları olarak gösterme eğilimindedirler. Oysa Neandertal anatomisi ve kültürü hakkında son yıllarda ele geçirilen çok sayıda bulgu, bu eğilimin hiçbir temeli olmadığını, bu insanların gerçek bir insan ırkı olduklarını ortaya koymuştur.
Öncelikle günümüz insanı ile, Neandertal arasında yapılan anatomik ve sanatsal karşılaştırmada ortaya çıkanlar evrimsel üstünlükler değildir. Neandertallerin güçlü beden yapısına sahip olmaları veya alınlarının dar olması onları ilkel bir tür olarak göstermez. Örneğin Kuzey Batı Avrupalı iri insanların, daha minyon olan Çinliler veya Pigmelere göre daha kaba ve ilkel olduğu söylenemez. Çünkü kemik ve iskelet yapısı, davranış şekli ve zeka seviyesinde belirleyici bir faktör değildir.
Üstelik, eğer anatomik özellikler kriter kabul edilecekse, evrim mantığında Neandertallerin günümüz insanından daha zeki olduğu kabul edilmelidir. Çünkü evrimciler insan zekasını beynin büyüklüğüne dayandırırlar; Neandertallerin beyin hacmi ise günümüz insanının beyin hacminden ortalama % 13 daha büyüktür.
Neandertallerin yaşadığı mağaralarda elde edilen bulgular bu canlıların insan gibi davrandıklarına dair önemli ipuçları vermiştir. Örneğin Neandertallerin hasta ve yaralılarını tedavi ettikleri ve ölülerini çiçeklerle birlikte gömdükleri bilinmektedir. Elbette bunlar Neandertallerin sevgi ve şefkat kavramlarına sahip sosyal insanlar olduklarını göstermektedir. Neandertallerin gerçek insanlar olduğuna dair kanıtların ortaya çıkarıldığı araştırmalar ve bunlara dayanarak Neandertaller hakkında uzmanlarca yapılan yorumlar şunlardır:
Uzun yıllar Neandertal anatomisini inceleyen Erik Trinkhaus isimli uzman Neandertaller hakkında vardığı sonuçları şöyle açıklamaktadır:
"Neandertal kalıntıları ve modern insan kemikleri arasında yapılan ayrıntılı karşılaştırmalar göstermektedir ki, Neandertallerin anatomisinde ya da hareket, alet kullanımı, zeka seviyesi veya konuşma kabiliyeti gibi özelliklerinde modern insanlardan aşağı sayılabilecek hiçbir şey yoktur." (Erik Trinkaus, "Hard Times Among the Neanderthals", Natural History, cilt 87, Aralık 1978, s. 10; R. L.)
En ilgi çekici Neandertal bulgularından birisi ayı kemiğinden yapılmış bir flüttür. 1995 Temmuzu'nda Kuzey Yugoslavya'daki bir mağarada bulunan flütü analiz eden müzikolog Bob Fink, bu aletin, 4 nota çıkardığını ve flütte yarım tonlar ve tam tonların da olduğunu tespit etmiştir. Bu keşif, Neandertallerin Batı müziğinin temel formu olan yedi nota ölçüsünü kullandıklarını göstermektedir. Flütü inceleyen Fink, "eski flütün üzerindeki ikinci ve üçüncü delikler arasındaki mesafenin, üçüncü ve dördüncü delikler arasındaki mesafenin iki katı" olduğunu belirtmektedir. Bunun anlamı birinci mesafenin tam notayı, ona komşu olan mesafenin de yarım notayı temsil ettiğidir. "Bu üç nota inkar edilemez bir şekilde diatonik bir ölçekteki gibi ses çıkarır" diyen Fink, Neandertallerin müzik kulağı ve bilgisi olan insanlar olduğunu belirtmektedir. (The AAAS Science News Service, Neandertals Lived Harmoniously, 3 April 1997)
Neandertal insanları tarafından kullanıldığı ve 30 bin yıllık olduğu tespit edilen kemikten yapılma dikiş iğnesi son derece düzgündür ve iplik geçirilmesi için açılmış bir deliğe sahiptir. (D. Johanson, B. Edgar, From Lucy to Language, s. 99, 107) Elbette dikiş iğnesine ihtiyaç duyacak bir giyim-kuşam kültürüne sahip olan insanlar "'ilkel" sayılamaz.
BİRGÜN HERKESİN FİŞİ ÇEKİLECEK ! http://www.canliyayin.org/yayin150.php?id=tv http://www.evrenvebilim.com/