1936 yılında düzenlenen 3. Dil Kurultayı, bütün dillerin Türkçe kökenli olduğu savını, Güneş Dil Teorisi ile açıklamaya çalışıyordu.
Yunan mitolojisindeki ilahların en ünlülerinden biri olan Apollon Türktür ve asıl adı Alp Oğlan'dır!
Apollon, ilahların en büyüğü Zeus'un oğludur. Erkek vücudunun en endamlısına sahip olduğu için adına heykeller yapılmıştır. Gaiplerden haber alır, din ve site kanunlarını korur, ürünlere bereket verir. Romantiktir, heykellerinde elinde lir adlı bir çalgı vardır; başından bir çok aşk serüveni geçmiş, hepsi ızdırapla sonuçlanmıştır.
'Alp Oğlan'a gelince...
24 Ağustos 1936'da, İstanbul Dolmabahçe Sarayı'nda Üçüncü Türk Dil Kurultayı yapılır. (1937 yılında kitap olarak basılacaktır.) Kurultayın konusu, resmen ifade edildiği gibi, "Hind-Avrupa Dilleriyle Semitik Dillere Türkçenin Ana Kaynak Olduğunu Meydana Çıkarmak"tır.
Bütün diller Türkçe kökenliydi, tabii bilhassa 'muasır medeniyet'in dilleri!
Buna "Güneş Dil Teorisi" deniliyordu.
Kurultayda Dr. Bay Mehmet Ali Ağakayın, sunduğu tebliğde Grek lehçelerinin Türkçe kökenli olduğunu söylüyor, bunun artık 'müsbet bir hakikat', yani ispat edilmiş bir gerçek olduğunu anlatıyordu. Mesela Yunan lehçelerindeki 'ohlos' kelimesinin kökü Türkçe 'ulus'tu. 'Agora' kelimesi de Türkçe 'eğrek'ten geliyordu. (Sf. 261-273)
Amerikayı Türkler keşfetti!
Güneş-Dil Teorisi'nin mantığına dair güzel bir örnek 'elektrik' kelimesidir. Bütün diller Türkçeden çıktığına göre, elektrik kelimesinin de Türkçe kökenli olması gerekmez mi? Bay İsmail Müştak Mayakon, bunu şöyle ispat ediyor:
"Elektrik sözü morfolojik ve semantik bakımdan hâlis, som Türkçe bir kelimedir. Biz bunu o kadar kesin olarak biliyoruz... Elektrik sözünün arsıulusal bir terim değil, Türkçe bir kelime olduğunu izah için 'Güneş-Dil metoduna göre tahlil yapalım..."
Müştak Bey, hece benzetmeleriyle 'elektrik' kelimesinin, Çuvaş lehçesindeki 'yaltırık' kelimesinden çıktığını ispat ediyor! (Sf. 219)
Kelimelerdeki hece benzerliklerinden hareketle büyük keşifler yapmak çok eğlenceli ve cazipti tabii. Devlet tarafından da büyük kampanyalarla desteklendiği için adeta 'moda' haline geldi.
Amerika'yı Türkler keşfetmiştir. İşte ispatı: 'Amerika' kelimesi Yakut dilindeki 'emelrik' (?) kelimesinden geliyor! Avrupalı kolonizatörlere karşı yiğitce çarpışarak can veren Perulu kahraman Atahualpa 'Ata Alp' idi! (Sf.11)
Niyagara Şelalesi mi? Elbette, ilk görenler 'ne yaygara' demişler, zamanla bozularak Niyagara olmuştu!
Yusuf Ziya Bey'in müthiş keşfi, Yunan mitolojisini 'Türkleştirmek'ti: Afrodit mi? Türkçe 'avrat'ın bozulmuş şekliydi. Apollon da aslında 'Alp Oğlan'dı!
Çıkmaz sokak
Kemal Atatürk'ün adı da aslında 'Mamal'dı, Türkçe 'kale' demekti! 'Üçüncü Türk Dil Kurultayı' kitabının bir buçuk sayfalık 'başlangıç' yazısında altı defa 'Ulu önder Kamal Atatürk' deniliyordu.
Kemalizm de 'Kamalizm' olmuştu!
Dil Tarih Coğrafya Fakültesi'nin kurulmasındaki amaçlardan biri bu teoriyi geliştirmekti. Atatürk, Türkleri aşağılayan Avrupa-merkezli teorilere tepki olarak bu teorinin araştırılmasını istemişti. Aynı zamanda bütün dillerin Türkçe kökenli olduğunu ispat ederek dilimizdeki Osmanlı Türkçesine ait kelimelerin tasfiye edilmesi, dilin fakirleştirilmesini önlemeyi amaçlıyordu.
Çıkmaz sokağı gören Atatürk de Güneş Dil Teorisi'ni unutulmaya terk etti. Acı olan o zamanki 'aydın' ve 'bilgin'lerin bu kadar savrulmasıdır.
Hem uydurma dilciliğin hem de Güneş Dil Teorisi'nin şampiyonlarından İbrahim Necmi Dilmen, Atatürk ölünce Güneş Dil Teorisi'ni ders programından çıkarıverdi. Sebebi sorulduğunda verdiği cevap, dönemin karakterini belirtmek bakımdan hazindir:
"Güneş öldükten sonra onun teorisi mi kalır?!" (Geoffrey Lewis, The Turkish Language Reform, A Catastrophic Succes, sf. 72)
Kaynak:milliyet