Her gün bir Hadis-i Şerif

İslam dinimiz hakkında sormak istedikleriniz, merak ettikleriniz, paylaşmak istediklerinizi bu foruma yazabilirsiniz.
Kullanıcı avatarı
commando
R.Ö.Y. 1. Etap Şampiyonu
R.Ö.Y. 1. Etap Şampiyonu
Mesajlar: 2119
Kayıt: 14-04-2005 13:18

Mesaj gönderen commando »

“Allah Resûlü, sabah olunca şöyle dua ederdi:

“Allahım! Senin yardımınla sabaha kavuştuk. Senin yardımınla akşama erdik. Senin yardımınla yaşarız. Senin takdirinle ölürüz. En son dönüşümüz de ancak sanadır.”

(Ebu Davud, Tirmizi)


Bu hadis, Allah Resûlünün sabah uyanınca yaptığı duasını beyan etmektedir. Allah Resûlü bu duasında sabaha kavuşmanın, akşama ermenin, Allahın yardımıyla olduğuna, yaşamanın ve ölmenin Allah’ın takdiri bulunduğuna işaret etmektedir. İnsanın en sonunda da yine Rabbine döneceğine vurgu yapmaktadır.
[b] Biri Ecdadima Küfrettimi boğarim.
Boğamasamda yanımdan kovarım..
Yumuşak başlıysam kim dedi uysal koyunum..
Kesilir ama çekmeye gelmez boynum..
Mehmed Akif Ersoy [/b]
Kullanıcı avatarı
commando
R.Ö.Y. 1. Etap Şampiyonu
R.Ö.Y. 1. Etap Şampiyonu
Mesajlar: 2119
Kayıt: 14-04-2005 13:18

Mesaj gönderen commando »

“Kişinin müslüman kardeşi için onun arkasından (gıyabında) yaptığı dua kesin olarak kabul edilir. Mü’min kardeşi için dua edenin yanıbaşında görevli bir melek bulunur. Ve yapılan duaya ‘amin, aynısı sana da’ der.”

(Müslim)


Kişinin sevdiği kişi için yapacağı en güzel ve en makbul dua, onun gıyabında, arkasından yaptığı duadır. İnsanın yüzüne karşı sesli yapılan dua, gıyapta yapılan dua gibi samimi, içten ve gösterişten uzak olmayabilir. Bu yüzden dua edilen kişinin işitmediği yerde, gıyapta yapılan dua, Allah katında daha fazla kabule şayan görülmüştür. Nitekim, böyle bir duaya Allah’ın görevlendirdiği bir meleğin de âmin deyip duanın kabulüne hız kattığı hadiste ifade olunmaktadır.
[b] Biri Ecdadima Küfrettimi boğarim.
Boğamasamda yanımdan kovarım..
Yumuşak başlıysam kim dedi uysal koyunum..
Kesilir ama çekmeye gelmez boynum..
Mehmed Akif Ersoy [/b]
Kullanıcı avatarı
commando
R.Ö.Y. 1. Etap Şampiyonu
R.Ö.Y. 1. Etap Şampiyonu
Mesajlar: 2119
Kayıt: 14-04-2005 13:18

Mesaj gönderen commando »

Ebu Hureyre’den:

“Pazartesi ve perşembe günleri ameller Allah’a sunulur. Allah’a şirk koşmayan bütün kulları, Allah o gün affeder. Ancak kendisiyle, kardeşi arasında kin ve düşmanlık bulunan kimse affa uğramaz. Ve meleklere: – Bu iki kişiyi birbirleriyle barışıncaya kadar (kendi hallerine bırakınız, buyurur.”

(Müslim/Birr 36; Ebu Davud/Edeb 55; Tirmizi/Birr 76)


Bu hadiste kalbinde kin ve düşmanlık taşıyan kimselerin hiçbir şekilde Allah’ın affına nail olamıyacaklarına işaret vardır. Anlaşılan o ki, Allah’ın rahmeti şirk koşanlar hariç bütün günahkârları kapsadığı halde, kalbi kin ve düşmanlık dolu, barışmaya karşı kişileri de af kapsamı dışında bırakmaktadır.
[b] Biri Ecdadima Küfrettimi boğarim.
Boğamasamda yanımdan kovarım..
Yumuşak başlıysam kim dedi uysal koyunum..
Kesilir ama çekmeye gelmez boynum..
Mehmed Akif Ersoy [/b]
Kullanıcı avatarı
commando
R.Ö.Y. 1. Etap Şampiyonu
R.Ö.Y. 1. Etap Şampiyonu
Mesajlar: 2119
Kayıt: 14-04-2005 13:18

Mesaj gönderen commando »

“Kim kendisi ile yalnızca Allah’ın rızası istenebilecek bir ilmi, sırf dünya malına erişmek için öğrenirse, kıyamet günü cennetin kokusunu bile duyamaz.”

(Ebu Davud)


Dini ilimler, yalnızca Allah’ın rızası düşünülerek öğrenilmelidir. Kendisiyle amel etmek, insanlara da faydalı olmak düşünülmelidir. İlmi, dünya kazancı elde etmek, ilmi tartışmalarda kendine bir üstünlük ve şöhret kazanmak, dünyevi rütbe ve payelere kavuşmak düşüncesiyle öğrenmek ise, hadiste şiddetle yerilmiştir. İlmi dünyalığına alet edenin, kıyamet günü cennetin kokusunu bile duyamayacağı tehdidi yapılmıştır.
[b] Biri Ecdadima Küfrettimi boğarim.
Boğamasamda yanımdan kovarım..
Yumuşak başlıysam kim dedi uysal koyunum..
Kesilir ama çekmeye gelmez boynum..
Mehmed Akif Ersoy [/b]
Kullanıcı avatarı
commando
R.Ö.Y. 1. Etap Şampiyonu
R.Ö.Y. 1. Etap Şampiyonu
Mesajlar: 2119
Kayıt: 14-04-2005 13:18

Mesaj gönderen commando »

İmran bin Husayn’dan:

“Tarizlerde yalandan uzak kalmak için bir kaçamak vardır.”

(İbn-i Adiyy, Beyhaki)


Yalan söylemek, İslamın asla onay vermediği bir davranıştır. Yalanı, küfür gibi imana zıt bir hal olarak kabul eder. Ama hayatta doğrunun söylenmemesi gereken durumlar da olabilir. Doğruyu söylemek bazan, doğruyu söyleyeni haketmediği konumlara ve yanlış anlaşılabilir durumlara düşürebilir. Bu gibi hallerde yalana başvurmadan durumu geçiştirecek bir formül yok mudur? İşte yalanın alternatifi olan bu formül, târiz yoludur. Tariz, muhataba yalan söylemeden doğruyu gizlemek sanatıdır. Falan evde mi? diye soran birine, gidip camiye bir bakayım şeklinde cevap vermek gibi. Burada yalan söyleme yoktur. Muhatabı, aradığı kişiyi camide aramaya yönlendirme vardır.
[b] Biri Ecdadima Küfrettimi boğarim.
Boğamasamda yanımdan kovarım..
Yumuşak başlıysam kim dedi uysal koyunum..
Kesilir ama çekmeye gelmez boynum..
Mehmed Akif Ersoy [/b]
Kullanıcı avatarı
commando
R.Ö.Y. 1. Etap Şampiyonu
R.Ö.Y. 1. Etap Şampiyonu
Mesajlar: 2119
Kayıt: 14-04-2005 13:18

Mesaj gönderen commando »

Abdullah İbn-i Ömer anlatıyor:

“Peygamberimiz utangaçlığından dolayı (yakınlarından) birisini azarlayan bir adama rastladı. Adam, şöyle diyordu:

– Sen (ne kadar çok) utanıyorsun. Sanki “bu utangaçlık sana çok zarar verir” der gibi konuşuyordu. Resûlüllah, o adama dedi ki:

– Onu bırak. Zira haya (utanmak) imandandır.”

(Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi)

Utanma duygusu, insanı pek çok kötülüklerden ve günahlardan firenliyen, Allah’ın hoşlandığı bir haslettir. Bu haslete sahip olmak, kişi için bir noksanlık değil, aslında kötülüklerden bir savunma ve korunma mekanizmasıdır. Ancak utanma duygusu ile içine kapanıklılığı ve çekingen mizaçlılığı birbirine karıştırmamalıdır. İnsanı toplumda aciz ve beciriksiz duruma düşüren hal, utanma duygusu değil, içine kapanık olma psikolojisidir.
[b] Biri Ecdadima Küfrettimi boğarim.
Boğamasamda yanımdan kovarım..
Yumuşak başlıysam kim dedi uysal koyunum..
Kesilir ama çekmeye gelmez boynum..
Mehmed Akif Ersoy [/b]
Kullanıcı avatarı
commando
R.Ö.Y. 1. Etap Şampiyonu
R.Ö.Y. 1. Etap Şampiyonu
Mesajlar: 2119
Kayıt: 14-04-2005 13:18

Mesaj gönderen commando »

“Bir kul üzerinde Allah’ın nimeti çoğaldıkça o kimseye karşı insanların külfeti de artar. İnsanların o külfetlerine katlanamayan kimse, o nimeti yok etmeye sunmuş olur.”

(İbn-i Ebiddünya, Taberani)


Allah, bazı insanları özel nimetlerle donatmış, hususi bazı yetenek ve imkanlar vermiştir. Verilen nimetler, ihtiyaç sahiplerinin hizmetinde kullanılmalı, muhtaçların yardımına sunulmalıdır. Bu ise, nimet sahibi üzerinde bir külfet meydana getirir. Bu külfete katlanmak, verilen nimetin şükrü hükmündedir. Nimete sahip olduğu halde nimetin külfetine katlanamayanlar, nimetin elden gitmesine sebep olurlar.
[b] Biri Ecdadima Küfrettimi boğarim.
Boğamasamda yanımdan kovarım..
Yumuşak başlıysam kim dedi uysal koyunum..
Kesilir ama çekmeye gelmez boynum..
Mehmed Akif Ersoy [/b]
Kullanıcı avatarı
commando
R.Ö.Y. 1. Etap Şampiyonu
R.Ö.Y. 1. Etap Şampiyonu
Mesajlar: 2119
Kayıt: 14-04-2005 13:18

Mesaj gönderen commando »

“Bir müslümanın bir müslümanı, şakadan bile olsa korkutması ve heyecana düşürmesi helal olmaz.”

(Ebu Davud)


Müslüman, elinden ve dilinden insanların kendilerini güvende hissettikleri; zarar görmeyeceklerine inandıkları kimsedir. Çevresine böylesine bir güven duygusu veren müslümanın bu güveni sarsması, uygun bir davranış olmaz. Bu sebeple, bir müslümanın insanları şakadan bile olsa korkutması, heyecana düşürmesi hadiste yasaklanmıştır. Müslümanın güven verici şahsiyetiyle bağdaşmıyan böyle bir davranış, caiz görülmemiştir.
[b] Biri Ecdadima Küfrettimi boğarim.
Boğamasamda yanımdan kovarım..
Yumuşak başlıysam kim dedi uysal koyunum..
Kesilir ama çekmeye gelmez boynum..
Mehmed Akif Ersoy [/b]
Kullanıcı avatarı
commando
R.Ö.Y. 1. Etap Şampiyonu
R.Ö.Y. 1. Etap Şampiyonu
Mesajlar: 2119
Kayıt: 14-04-2005 13:18

Mesaj gönderen commando »

“Yemek hazırken veya büyük ya da küçük abdest sıkıştırır vaziyetteyken namaz olmaz.”

(Müslim)


Namaz, kalbi ve zihni meşgul eden bütün dünyevi konulardan kendini uzaklaştırarak huzur ve huşu içinde yerine getirilmesi gereken bir ibadettir. Namazın insanın Rabbinin huzuruna kabul edilme olayı olduğu düşünülürse, böyle bir konsantrasyonun gerekliliği kendiliğinden anlaşılır. Namazda huzur, huşu, Allah’a içten yönelme ve teveccühü bozacak şeylerden kaçınmak şarttır. Namazda huzuru kaçıracak şartlar içinde ibadet etmek, mekruh sayılmıştır. Nitekim yemek hazırken, büyük veya küçük abdest sıkıştırması mevcutken namaza durmak bütün fıkıh kitaplarında namazdaki huşuu zedeleyeceği için mekruh sayılmıştır.
[b] Biri Ecdadima Küfrettimi boğarim.
Boğamasamda yanımdan kovarım..
Yumuşak başlıysam kim dedi uysal koyunum..
Kesilir ama çekmeye gelmez boynum..
Mehmed Akif Ersoy [/b]
Kullanıcı avatarı
cixgirl
Fast Friend
Fast Friend
Mesajlar: 273
Kayıt: 16-05-2006 09:10

Mesaj gönderen cixgirl »

Babası, Numan bin Beşir’e bir bağışta bulunmuş ve bu yaptığına da, Allah Resûlüne haber verip şahit tutmak istemişti. Allah Resûlü:
– Ya Beşir, bundan başka çocuğun var mı? diye sordu. Beşir: – Evet, dedi. Allah Resûlü:
– Herbirine bunun gibi bağış yaptın mı? buyurdu. Beşir: – Hayır, dedi. Allah Resûlü:
– O zaman beni şahit tutma. Çünkü ben zulme şahitlik yapmam, buyurdu. Daha sonra da:
– İyilik hususunda bütün çocuklarının eşit olması seni sevindirmez mi? diye sordu. Beşir: – Sevindirir, dedi. Resûlüllah da:
– Öyleyse onların arasında birini diğerlerine tercih yapma (eşit davran), buyurdu.

(Buhari)
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir