Cevher Dudayev

İslam dinimiz hakkında sormak istedikleriniz, merak ettikleriniz, paylaşmak istediklerinizi bu foruma yazabilirsiniz.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
commando
R.Ö.Y. 1. Etap Şampiyonu
R.Ö.Y. 1. Etap Şampiyonu
Mesajlar: 2119
Kayıt: 14-04-2005 13:18

Cevher Dudayev

Mesaj gönderen commando »

Resim 21 nisan 1996, Çeçenistan’ın efsanevi lideri Cevher Dudayev’in şehadet tarihidir.

Halkının özgür olması için, şan, şöhret, para, kısaca aklınıza gelebilecek bütün maddi değerleri terk eden yiğit adam, onuruyla şehadet şerbetini içti. Göğsünü gere gere hak divanına yürüdü.

Dudayev 1944 yılının ocak ayında dünyaya geldi.On üç kardeşin en küçüğü idi.Doğum gününü tam olarak bilmiyordu.Çeçen sürgünü sırasında kundakta bir bebekmiş.Buna göre 1943 yılı sonu ya da 1944 yılı başlarında doğmuş olsa gerek. Doğumu ikinci dünya savaşının bitimine rastladı. Gözlerini dünyaya açtığında yokluk, kıtlık ve sefalete merhaba dedi.

Dudayev'in dünyaya gelişi sırasındaki yokluk ve sefalet sürprizine, bir de sürgün sürprizi ekleniyordu.

İkinci dünya savaşında Alman işgaline uğrayan Kırım ve Kuzey Kafkasya'nın batısındaki yenilgilere suçlu aranıyordu. Suçlu hemen bulundu. Çeçenler, Kırım Tatarları, Karaçay ve Balkar halkları idi bu suçlular.

Alman işgali altına girmeyen Çeçenistan ve Çeçen halkının, Almanlara nasıl işbirliği yaparak Rusya'ya ihanet ettiği bir türlü anlaşılamadıysa da, Çeçen halkı sürgünden kurtulamadı.

Rus yönetimi, yüzlerce yıldır kin beslediği Çeçen halkını, fırsat bu fırsattır diyerek tarih ve coğrafya sahnesinden silmeye teşebbüs etti.

21 şubat 1944 tarihinde Çeçen halkı top yekun olarak, 24 saat içinde elverişsiz şartlar altında ülkesini terke zorlandı. 850 bin Çeçen sürgün edildi. Bu sürgün sırasında Çeçen halkının yarıya yakını hayatını kaybetti.

Cevher Dudayev, suçlu olarak dünyaya geldi. Sürgün kararı verildiğinde yaklaşık 40 günlük bir bebekti. Annesinin kucağında sürgüne giden, belki de en küçük Çeçendi.

Sağlam bünyeli insanların dayanamadığı kış şartlarına, mucizevi bir şekilde direnen küçük Cevher (Dudi) sağ salim Kazakistan'a ulaşıyordu. Hz. Musa'yı en büyük düşmanı firavundan koruyan, hatta onun sarayında büyüten Rabbim, Cevher Dudayev'e de meleklerinin kanatlarını gererek onu büyük tehlikelerden koruyordu.

Dudayev Kazakistanın Çimkent şehrinde 13 yıl yaşadı. O, anne ve babasının anlattığı Çeçenistan'ı hep rüyasında görerek büyüdü. Kanlı diktatör Stalin'in ölümünden sonra Rus yönetimi, Çeçenlerin haksızlığa uğradığını kabul edip geri dönüşlerini serbes bıraktı.

1957 yılında gerçekleşen bu geri dönüş kervanına, Dudayev ve ailesi de katıldı.Dudayev ve ailesi, evlerine yerleşen Rusları, kazma ve küreklerle kovarak evlerine yeniden sahip oldular.

Çok zeki bir çocuk olan Dudayev, sınavlarını başarıyla verdiği Tambov Hava Harp Okuluna kaydoldu. Okulu başarıyla bitiren Cevher Dudayev, Sovyet ordusunda genç bir savaş uçağı pilotu olarak görev aldı.

Mesleğindeki başarısı ve dürüstlüğü ona hızla yükselme kapılarını açtı. Dudayev, kendisi gibi havacı bir Rus subayının kızına gönlünü kaptırdı.

Ona daha sonraki çileli yolunda hayat arkadaşı olacak Alla Dudayeva ile evlendi. Alla, Çeçen olarak doğmamıştı ama, Dudayev'in şehadetinden sonra onurlu duruşuyla gerçek Çeçen gelinleri aratmadı.

1989 yıllarına gelindiğinde, Sovyet sistemi çatırdamaya çaşlamıştı.Gorbaçov'un uyguladığı Glasnost ve Prestroyka politikaları Komünizme gün saydırıyordu.

1991 yılının Aralık ayında beklenen son gerçekleşti. Komünizm çökmüştü. Komünizmin sancılı çöküşü öncesinde Dudayev, Tuğgeneral rütbesiyle Estonya'da görev yapıyordu.

Resim Estonya'da görev yaptığı sırada, stadyumdaki bir tören anında Estonyalı gençler, Eston bayrağı açarak bağımsızlık gösterisi yaptılar. Dudayev bu gösteriye sempatiyle baktı.

Ardından Estonya'da başlayan bağımsızlık yanlısı gösterilere müdahale etmesi talimatını dinlemeyerek "Asi General" adını aldı.

Bu sırada kendi ülkesi Çeçenistanda da hareketli günler yaşanıyordu. Zelimhan Yandarbiyev önderliğinde kurulan Çeçen Halk Kongresi hareketi Sovyet kalıntısı yönetimi sarsıyordu.

Dudayev, Zelimhan Yandarviyev'in davetine düşünmeden evet dedi.Sovyet ordusundan ayrılan Dudayev için yeni bir dönem başlıyordu.Çeçen Halk Kongresi 6 Eylül 1991 yılında Dudayev'in başkanlığında Çeçenistan'ın bağımsızlığını ilan etti. 27 Kasım 1991 yılında yapılan seçimde de halkın yüzde doksanından fazlasının oyunu alan Dudayev Çeçenistan'ın devlet başkanlığına seçildi.

Rusya Federasyonuna dahil olmadan,yolunu bağımsızlıktan yana çeviren Çeçen halkının iradesine karşı, Rus yönetimi iyi şeyler düşünmüyordu.

Rus yönetimi, Çeçen halkının bağımsızlık talebine karşı sert çıktı. Çeçenistanı tehdit ederek kanlı bir müdahele sinyali verdi.

Dudayev, bilinenlerin aksine Rus yönetimiyle savaşmak istemiyordu. Savaşın Çeçen halkına vereceği zararın farkındaydı.

Dudayev, dönemin Çerkes asıllı Adalet Bakanı Kalmuk Yura'nın arabuluculuğunu kabul ederek onunla görüştü. Bu görüşmede savaş olmadan Rus yönetimiyle anlaşmaya varılabileceğini bile söyledi.

Kalmuk Yura bu öneriyi devrin başbakanı Viktor Çernomirdin'e iletti.Çernomirdin savaşın önlenmesinden dolayı çok mutlu olduğunu ifade ederek Dudayev'le telefonla görüştü.

Yukarıdaki bilgiler hem merhum Kamuk Yura hem de Viktor Çernomirdin tarafındanda teyit edilen bilgilerdir.

Dudayev'in barış masasına oturma çağrısına olumlu cevap vermesi, Kremlin tarafından dikkate alınmadı.

Viktor Çernomirdin daha sonra hatıratında belirttiği gibi "Rus derin devleti iç politikaya yönelik, kamuoyunu memnun edecek, 24 saatte kazanılacak bir zafer istiyordu".

Rus yönetimi Çeçenistan'ı vurarak, Slav unsurlarının motivasyonunu yükseltecek, Rus ordusu, kazandığı bu zaferle otoritesini yeniden tesis edecekti.

Kısacası savaşı çıkaran taraf ne Dudayev ne de Çeçen halkıydı. Gerek Dudayev gerekse Çeçen halkı, ülkelerine saldıran Rus işgalcilerine karşı savunma savaşı vermek zorunda kalmışlardı.

Dudayev'in efsanevi kişiliği etrafında birleşen Çeçen halkı, bütün dünyaya parmak ısırtan bir bağımsızlık mücadelesi örneği sergilediler.

Dudayev dehasıyla Ruslara ağır kayıplar verdiriyordu.Uluslararası emperyalizm, Çeçen savaşının Dudayev'in ortadan kaldırılmasıyla sona ereceğini düşünüyordu.

Dünyayı tapulu arazileri olarak gören karanlık güçler, Dudayev'in kullandığı uydu telefonunun frekansını Rus yönetimine bildirdiler.

Rus Duma'sından bazı milletvekilleri ile barış konusunu görüşen Dudayev, kendisine kurulan tuzaktan habersiz uydu telefonunu çalıştırarak görüşmelerde bulunduğu sırada, uzaktan kumandalı nokta hedefe kilitlenen bir roketle şehit edildi.

Dudayev Çeçen halkının kalbinde derin izler bırakan karizmatik bir liderdi. Her Çeçen onu örnek almaktadır.Yeni doğan bir bebeğin öğrendiği ilk kelimelerden biri Dudayevdir.

Dudayev'in şehadeti ile Çeçen bağımsızlık savaşı sona ermedi.10 yıla yaklaşan bu mücadelede Dudayev'in ardından Devlet Başkanları Zelimhan Yandarbiyev ve Aslan Mashadov da şehit olmuşlardır.

Rusların anlayamadığı husus, Çeçen bağımsızlık mücadelesi şahıslara bağlı bir mücadele değildir. Bu mücadele topyekün bir özgürlük savaşıdır.

Ölümünün üzerinden dokuz yıl geçmesine rağmen Dudayev'in küçük Çeçenistan'ı halen savaşıyor.

Dudayev'i öldürmekle savaşı kazanacağını sananlar hala anlayamadınız mı

DUDAYEV'LER ÖLMEZ!

Mehdi Nüzhet ÇETİNBAŞ, Ajans Kafkas
www.kafkas.org.tr
En son commando tarafından 24-04-2006 12:03 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
[b] Biri Ecdadima Küfrettimi boğarim.
Boğamasamda yanımdan kovarım..
Yumuşak başlıysam kim dedi uysal koyunum..
Kesilir ama çekmeye gelmez boynum..
Mehmed Akif Ersoy [/b]
Kullanıcı avatarı
commando
R.Ö.Y. 1. Etap Şampiyonu
R.Ö.Y. 1. Etap Şampiyonu
Mesajlar: 2119
Kayıt: 14-04-2005 13:18

Mesaj gönderen commando »

Resim Dudayeva'dan Dudayev için…

"Onları kanlarından veya anavatanlarından yoksun bırakabilirler, fakat dünyada hiç kimse Çeçenleri şereflerini ve haklarını savunmaktan yoksun bırakamaz."


1996'da Ruslar tarafından şehit edilen Çeçenistan'ın özgürlük lideri Cohar Dudayev'in eşi Alla Dudayeva'nın pek fazla bilinmeyen iki yönü var: O hem şair hem de ressam. Dudayeva Çeçen değil, ama bir Çeçen lideri eşi olarak kendisini Çeçenistan davasına adamış bir hanımefendi. Dudayeva, eşi için "Bir Milyon Birinci" adıyla bir de kitap yazdı.
Fethi Güngör, Ajans Kafkas için Alla Dudayeva ile mülteci olarak kaldığı Bakü'deki evinde görüştü.


- Bu kitabınızda dünya insanlığına neyi anlatmak istiyorsunuz?

Kısaca söylemek gerekirse, kitap gerçeği ortaya koyuyor. Ben bu savaşta meydana gelen her şeyin şahidiyim. Gözümün önünde cereyan eden her şey bu kitapta yazılı. Fakat bu kitapta daha çok Cohar Dudayev hakkında yazılar var.

- Neden "Bir Milyon Birinci"?

Bu isim kitabıma rast gele verilmiş bir isim değil. O her zaman kendisini, Çeçen halkının mutluluğuna adanmış olarak görüyordu ve gerçekten öyle idi. Bir keresinde gazeteci ona sordu: "Cohar Musayeviç, siz ilk Çeçen generalisiniz galiba?" O içtenlikle güldü ve "hayır" dedi. "Bilakis ben bir milyon birinciyim. Herhangi bir Çeçen'e yaklaşıp sorabilirsiniz, 'Siz general misiniz?' diye. Hepsinin general olduğunu göreceksiniz."

Yani onların her biri kendi vatanında birer kahraman olup ruhen generaldirler. Çünkü, onlar toprağın sahibidirler. Bu kitap onun yakın çevresindeki çoğu vefat etmiş, bir kısmı halen hayatta olup dağlarda savaşan silah arkadaşları ile onun ardından ailemizin başına gelenleri konu edinmektedir. Onun ardından diyorum ve bunu yok oluş olarak adlandırmak istemiyorum, çünkü, İçkerya'da onu sağ kabul ediyorlar. Kur'an'a göre kim doğru yolda, Allah yolunda giderse ölü olarak gitmiyor, "onlar diridirler" yaşamaktadırlar. Bu yüzden onun hakkında geçmiş zaman kipinde konuşmayız. Bu olaylarda benim için yeterince ilginç durumlar vardı ve ben bunları kitabımda olduğu gibi yazmaya, gerçeği yansıtmaya, kusur etmemeye çalıştım. Bu benim için klasik bir şey değildi, çünkü bu çoğu kimseye inandırıcı gelmeyebilirdi, fakat ben sizi temin ederim ki, kitapta yazılanların hepsi gerçek, çünkü bir kez daha söylüyorum ben onların hepsinin şahidiyim.

- Bütün dünyanın tanıdığı Cohar Dudayev'le ilgili bir tanım yapmak gerekirse ne dersiniz? Etkilendiğiniz en büyük özelliğini bir cümleyle bize nasıl anlatabilirsiniz?

Çeçenler hakkında sorulmuş bir soru olarak kabul edebiliriz bunu. O gerçek bir Çeçen idi, yani gerçek bir adamdı.

- Siz sanatçısınız, resim çiziyorsunuz, şiir yazıyorsunuz. Bize biraz sanatçı yönünüzden bahsedebilir misiniz? Lütfederseniz bir şiirinizi kaydedebilir miyiz?

Bağımsız Çeçen Cumhuriyeti İçkerya'nın ilk devlet başkanına ithafen kitabımda epigraf olarak yer verdiğim bir şiirim var:

Ey benim mükemmel adamım!
Kumsal ve ovalarda
Kuru ve sıcak rüzgâr nasıl esiyor
Yaz günlerini fark ediyor
ResimDudakların üzüntüsü, gecelerin hatırası
Senin nutkunun ihtiraslı sesleri,
Derilerde tunçvari yanmışlık
Ve güllerin kokusu -Kafkasya'ya armağan
Doğusu gözlerinin hüznü
Saat saat kumlar hışırdıyor
Ve hayat acı, sert tüfek namlusunda
Nehir zamanı alıp götürüyor...
Özgürlüğe kızgın çağırış
Ateş ve acı sözlerin senin
Ve patlayış: Siyah dalga!
Rüzgârı işittim, getiriyor,
Senin son sözlerini
Özgürlük, güneşe şarkı söylüyor.
Dağ selleri onun türküsünü söyleyip duruyor,
Dualarla çınlıyor doğu.
Halkın nidası: "Allahu Ekber"
Seni çağırıyor: "Dön, Cohar"
Ve ölü, kayaya dayandı,
Rusya! İki kat korkunçsun!
Saygıyla önünde ey Kafkasya,
Saçları ağarmış başımı eğdim.
Savaşın ateşinden kalkıyor,
Sevgili oğulların İçkerya,
Savaş imiş kaderin çizgisi.
Grozni'nin ötesinde -en tehlikeli savaş,
"Zafer" hasretle beklenen çığlık,
Ve dağlar bir an yıldılar...
Billurdan nehirler şakırdıyor,
Yukarıya süzülerek, uçuyor kartallar
Fakat senin sükûnetin koruyor
Çocukluğunun vadisi Yalharoy'u.
Ve sessizce fısıldıyor yüzyıl,
Kabilenin kuleleri yanında
Genç bir yabani gül yetişti...



- Bu şiir için teşekkür ederim. Rus-Çeçen savaşıyla ilgili öngörülerinizi, bu savaşın nasıl son bulacağı ile ilgili görüşlerinizi merak ediyoruz…

Tahmin edemem, çünkü peygamber değilim. Ama benim görüşüm; insanlık savaşları tarihinde olduğu gibi şimdi Çeçenistan'da devam eden şey, İçkerya bağımsızlığının önlenişi, Çeçen halkının yok edilişidir, bu jenosittir. Bu toprak işgalciler tarafından kuşatıldı ve durmaksızın bombalıyorlar. Yüzbinlerce insanı toprağından kovup kamplara gönderiyorlar. Bu topraklarda yaşayanlar geceleri ışık yakmaya, caddeye çıkmaya korkuyor. Tüyler ürperten olaylar Çeçenlere reva görüldükçe, cinayetler sürdükçe orada savaş bitmez. Rus hükümeti o topraklarda yaşayan halkı, verilen kurbanlarını düşünüp daha akıllıca hareket etmedikçe savaş bitmez. Aslan Mashadov başkanlığındaki hükümetimizle eşit şartlar altında yapılacak bir ateşkes anlaşması, hem Rusya hem İçkerya için bu savaşı bitirebilecek yegane alternatiftir. Rusya'nın şimdi takip ettiği siyaset, Birleşmiş Milletler'in sis politikasıdır.

- Bugünlerde Rusya'nın Çeçenistan'da bir anayasa referandumu ve seçim yapacağı yönünde haberler var…

Çeçenlerin nüfusu 650 bin idi. 200 bini savaşta öldü, 200 bin İnguşetya göçmen kamplarında. Geri kalan 250 bini asker. Kadınlar, çocuklar, yaşlılar ve hastalar mı seçim yapacak? 300 ila 500 bin olan Rus askeri Çeçen halkının yerine seçimi yapacak! 200 bin ölünün mezarlarının otları mı seçim yapacak? Savaşa karşı olan Çeçenler az. Böyle olsa dahi bir kez daha tekrarlıyorum bu seçim Rus askerinin, Rus hükümetinin seçimi olacak ve FSB'den bir general veya albay getirecekler. Hangi milletten olduğu önemli değil. Rus veya Çeçen fark etmez. Çünkü sonuçta bir hain, Çeçen halkını ve Rus halkını satan bir hain bulunacak. Sizi temin ederim ki, Rus halkı Rus ordusundan farklı düşünmektedir.

- Ben Çeçen mültecileri ziyaret ediyorum. Kolu-bacağı kopmuş, kocasını, çocuğunu yitirmiş ama yüzlerinde gülümseme hiç eksilmiyor. Refah içinde yüzen insanlar intihar ederken, bunlar son derece mutlu bir şekilde gülümseyerek hayatlarını sürdürüyorlar. Hayat dolular. Çeçen halkının psikolojik ve sosyolojik durumu ile ilgili kanaatiniz nedir?

Ben tüm dünyanın ilgisini çeken bu küçük halkın kahramanlığından söz etmek isterim. Donanma, tank ve binlerce askeri gücü ancak ruh yenebilir. Bu saydığımız güçler maddi güçler, ruh ise cevherde bambaşka bir yaratık. Yenilmez ruh korkulara sahip değil, Allah yolunda olanlara ne korku vardır ne de keder. Bunun için ne zaman oğulları ölse, acı ve hüznün yerini gurur kaplar. Çünkü o hain olarak ölmedi. Onları kanlarından veya anavatanlarından yoksun bırakabilirler, fakat dünyada hiç kimse Çeçenleri şereflerini ve haklarını savunmaktan yoksun bırakamaz. Ben size bir şiir daha okuyayım:

ResimÇeçen halkının direnişi
Cohar Dudayev'in yiğit ordusu
Mücadeleye devam ediyor.
Vadilerde gözyaşı, dağlarda hüzün
Askerler sessizce kıyama kalktı,
Ve insanlar gözlerini kaldırdı,
"Allah-u Ekber" nidalarıyla,
BTR'ler, tanklar patlıyor,
Avrupa'da hayretler içinde,
Lord Judge tedbir istiyor,
Fakat haykırış: "Allahu Ekber!"
Dar boğazlarda, sarp uçurumlarda
Düşman bulut gibi akıyor,
Fakat, dağlardan kudretle fırlıyor,
Akın akın çığlık "Allah-u Ekber!"
Hüzün ve acıyı silip süpüren,
Birbirini kovalayarak yapraklar gibi,
Şehitler mezarlardan doğruldu,
Ve kıyamet koptu: "Allah-u Ekber!"


- Son olarak Türkiye ve Kafkasya halkına; tüm dünyaya mesajlarınız var mı?

İlk olarak size, fizik-matematik bilimler doktoru Yuri Kraninov'un 1902 faşist hareketinde ölen oğlu İvanov Nagraninov'dan bir pasaj aktarmak istiyorum: "Rus faşizmi hiç geçmez, bitmez". Bu onun Çeçen halkı için söylediği söz. Bunu bütün dünyanın duymasını istiyorum… Benim kanaatim odur ki; Çeçenleri kanından, vatanından mahrum bırakabilirsiniz. Fakat dünyada hiç kimse Çeçenleri namusunu korumaktan ve haklarını savunmaktan alıkoyamaz. Çeçen halkının direnişi, Cohar Dudayev'in yiğit korkmaz ordusuyla devam ediyor. Kitabımdaki şu şiir benim hayalimdir. Gerek Rusya için gerekse Çeçenistan için bu hayalimin gerçekleşmesini çok isterim.

Derseniz ölüm; Hayır!
Derseniz hayat; Evet!
Aynen korkunç bir rüya gibi bu vahşi savaş da yok olacak!
İki ordu iki nehir gibi bir olmuş!
Ve kuzeye akıyor, Çeçenistan'ı kurtararak!
Hedef; Rusya'yı örümceksi kötülüğünden kurtarmak!
Derseniz ölüm; Hayır!
Derseniz hayat; Evet!
Bize lazım olan ortak bir zafer!
Hakikatin ışığıyla sis ve yalan dağıldı!
Ve biz mutlu olacağız,
Yüzbin şehit bizimle "evet!" diye haykırdığında
Evet! Barışık şehirlere! Parlayan bahçelere! - Evet!
Oralarda oynayan çocuklara! Gelinlere! Eşlere! - Evet!
Dünyada yaşayan tüm insanlara! - Evet!
Evet! Hayata! Mutluluğa! Güneşe! Sevgiye! - Evet!
2000 yılı

Son olarak tüm dünyaya şunu söylemek istiyorum: Bu dünyayı günahtan ve tamahtan korumak gerek. Sahip olduğu devasa toprakla yetinmeden küçük halkları ezenlere cesaretle karşı koymalı. Yüce Allah onların bu cürümlerini bağışlamaz. Eğer onlar Allah'a, O'nun varlığına inanmıyorlarsa bize bakabilirler. Allah olmasa, bizim O'na imanımız olmasa biz bu dehşet verici saldırıya dayanabilir miydik? Çocukların ölmesini istemeyen, üçüncü dünya savaşının çıkmasını istemeyen ve dünyamızın yok olmasını istemeyen insanların tek ses olmaları ve "zorbalıklara hayır!" diyerek sesini yükseltmesi gerekir. Zira, kuvvetli olmak haklı olmak demek değildir. Bu dünyada adaletli kanunların hüküm sürmesi gerekir. Şayet insanlık ve adalet sahibi iseniz, çocuklarınıza hazırladığınız geleceği düşünmek zorundasınız!

- Bize zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederiz.

Ben de size teşekkür ederim.

Röportaj: Fethi Güngör
[b] Biri Ecdadima Küfrettimi boğarim.
Boğamasamda yanımdan kovarım..
Yumuşak başlıysam kim dedi uysal koyunum..
Kesilir ama çekmeye gelmez boynum..
Mehmed Akif Ersoy [/b]
Kullanıcı avatarı
commando
R.Ö.Y. 1. Etap Şampiyonu
R.Ö.Y. 1. Etap Şampiyonu
Mesajlar: 2119
Kayıt: 14-04-2005 13:18

Mesaj gönderen commando »

ResimİNSANLARI VATANLARINDAN ÇIKARABİLIRSİNİZ AMA VATANALARINI KALBLERINDEN ASLA ÇIKARAMAZSINIZ!
(C.DUDAYEV)

BİZİ ÖLDÜRE BİLİR,EZEBİLİR,VUCUDUMUZU PARÇALAYABİLİRLER FAKAT ÖZGÜRLÜK VE BAĞIMSIZLIK RUHUMUZU ASLA YOK EDEMEZLER
(C.DUDAYEV)
[b] Biri Ecdadima Küfrettimi boğarim.
Boğamasamda yanımdan kovarım..
Yumuşak başlıysam kim dedi uysal koyunum..
Kesilir ama çekmeye gelmez boynum..
Mehmed Akif Ersoy [/b]
Kullanıcı avatarı
commando
R.Ö.Y. 1. Etap Şampiyonu
R.Ö.Y. 1. Etap Şampiyonu
Mesajlar: 2119
Kayıt: 14-04-2005 13:18

Mesaj gönderen commando »

Resim







Şehadetinin 10. yıldönümünde
Çeçenlerin şehid önderi
Cevher Dudayev unutulmadı




21 Nisan 1996’da Ruslar tarafından şehid edilen Çeçen halkının efsanevi lideri Cevher Dudayev’in ölümünün ardından 10 yıl geçti. Ruslar, Dudayev’i ortadan kaldırarak Çeçen cihadını bitireceklerini düşünüyorlardı. Fakat bu düşüncelerinde yanıldılar. Çünkü Dudayev’in miras bıraktığı Çeçen bağımsızlık mücadelesi her geçen gün daha da büyüyerek sürüyor.
1944 yılının Ocak ayında dünyaya gelen Cevher Dudayev, 13 kardeşin en küçüğü idi. Dudayev 40 günlük bebek iken, bir Çeçen olarak yaşamanın zorluklarıyla karşı karşıya geldi. 850 bin Çeçen 21 Şubat 1944 tarihinde Ruslar tarafından zor kullanılarak topraklarından sürülürken, Dudayev de annesinin kucağında açlık ve sefaletin kol gezeceği günlere doğru yola çıktı. Bu sürgün esnasında çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere 400 bine yakın Çeçen, zor şartlara dayanamayarak hayatını kaybetti.

SÜRGÜNDE GEÇEN YILLAR...

Dudayev daha çocukken cezalandırılmaya başladı. Çünkü Ruslar için Çeçen demek esarete karşı isyan demekti; Çeçen demek Allah’tan başkasına baş eğmeyen dik duruşlu insanlar demekti. 13 yıl ailesiyle birlikte Kazakistan’ın Çimkent şehrinde sürgünde kalan Dudayev, anne ve babasından hep Çeçenistan’ı, uçsuz bucaksız Kafkas dağlarını dinleyerek büyüdü. Dudayev o günleri, hatıralarında şu şekilde anlatıyor: “Çocuk olmamıza rağmen içimizde hep bir hüzün vardı. Akranlarımız gülüp oynarken, biz Çeçen çocukları, hep topraklarımıza döneceğimiz günlerin hayalini kuruyorduk. Büyüklerimiz geceleri hep Çeçenistan’ı anlatırlardı. Rüyamda sık sık babamın anlattığı topraklarımızı görürdüm.”

KÜÇÜK DUDAYEV ÇEÇENİSTAN’DA...

Stalin'in ölümünün ardından Rus yönetimi, sürgündeki Çeçenlerin topraklarına geri dönmelerine izin verdi. 1957 yılında gerçekleşen bu geri dönüş kervanına, Dudayev ve ailesi de katıldı. Dudayev ve ailesi, yıllardır özlemini çektikleri vatanlarına döndüklerinde evlerine bir Rus ailenin yerleştiğine şahid oldular. Dudayev’in babası bu aileden bir hafta içinde kendisine ait olan evi terk etmelerini istedi. Rus aile bu teklife yanaşmayınca Dudayev’in babası ve kardeşleri Rus aileyi ellerinde kazma ve küreklerle evlerinden attılar.

DUDAYEV’İN AŞIK OLDUĞU RUS KIZI...

Zekası ve terbiyesiyle çevresindekileri kendisine hayran bırakan Dudayev, sınavlarını başarıyla verdiği Tambov Hava Harp Okulu’na kaydoldu. Okulu birincilikle bitiren Dudayev, Sovyet ordusunda genç bir savaş pilotu olarak görev aldı. Güçlü kişiliği, lider karakteri ve çevikliği, ona Rus ordusunda hızla yükselmenin kapılarını açtı. Dudayev bu arada kendisi gibi havacı olan bir Rus subayının kızına gönlünü kaptırdı. Bu genç kız güzelliği ve terbiyesi ile dillere destan Alla Dudayeva’ydı. Alla bir Rus kızıydı. Fakat tavır ve davranışları Çeçen gelinlerini aratmayacak nitelikteydi. Alla hanım, Dudayev’in evlilik teklifini büyük bir mutlulukla kabul etti. Evlendikten sonra da Müslüman olarak, kocasının en yakın dava arkadaşı oldu.
"Çeçen olmak benim için en büyük rütbedir"
1989 yılına gelindiğinde, Sovyet devletinin hakim sistemi olan komünizm çatırdamaya başladı. Komünizm, Rus halkını perişan etmişti.
Gorbaçov'un uyguladığı Glasnost ve Prestroyka politikaları da komünizme gün saydırıyordu. 1991 yılının Aralık ayında beklenen son gerçekleşti ve komünizm çöktü. Komünizmin sancılı çöküşü öncesinde Dudayev, tuğgeneral rütbesiyle Estonya'da görev yapıyordu. Görev yaptığı sırada Rus hükümeti tarafından verilen, Estonyalı gençlerin başlattığı bağımsızlık gösterilerine müdahale etmesi yönündeki talimatı dinlemeyince Ruslar ona "Asi General" lakabını taktı. Bu arada Çeçenistan’da da hareketli günler yaşanıyordu. Zelimhan Yandarbiyev önderliğinde kurulan Çeçen Halk Kongresi, Sovyet kalıntısı yönetime isyan etmeye başlamıştı. Dudayev, ülkesindeki gelişmeleri heyecan ve coşkuyla takip ediyordu. Gün geçtikçe Rus ordusuyla daha fazla çatışmaya başlayan Dudayev, halkının bağımsızlık mücadelesine destek vermek için, bir generalken Rus ordusundan istifa etti. Dudayev’in istifasını verirken söylediği söz hâlâ akıllardadır. Dudayev, istifa dilekçesini verirken üstlerine; “Çeçen olmak benim için en büyük rütbedir” dedi.

EFSANEVİ ÇEÇEN CİHADI...

Sovyet ordusundan ayrılan Dudayev için artık yeni bir dönem başlıyordu. Çeçen Halk Kongresi 6 Eylül 1991 yılında Dudayev'in başkanlığında Çeçenistan'ın bağımsızlığını ilan etti. 27 Kasım 1991 yılında yapılan seçimde de halkın yüzde 90'ından fazlasının oyunu alan Dudayev, Çeçenistan devlet başkanlığına seçildi. Rus yönetimi, Çeçen halkının bağımsızlık talebine, savaş tehdidiyle karşılık verdi. Çeçenler tehditlere boyun eğmeyerek esaret altındaki dünya halklarına örnek olacak bir şekilde dinleri ve vatanları için Ruslara karşı savaşmaya başladı. Dudayev önderliğindeki Çeçen mücahidler, Ruslara ağır kayıplar verdiriyordu. Bir grup Çeçen’in verdiği destansı mücadele, İslâm dünyasında büyük bir heyecana yol açtı. Türkiye başta olmak üzere, birçok ülkede, Çeçen cihadına destek gösterileri yapıldı. Kadınlar, kollarındaki bilezikleri mücahidlere gönderiyor, İslâm dünyasının yiğit gençleri okullarını, evlerini terk ederek Çeçen cihadına destek olmak için Kafkas dağlarına koşuyordu. Ruslar saldırdıkça Kafkas dağlarında “Allahuekber” nidaları yükseldi.
Rus yönetimi, Çeçen direnişinin, Dudayev'in ortadan kaldırılmasıyla sona ereceğini düşünüyordu. Zaman kaybetmeden Dudayev’e yönelik bir suikast planı hazırlandı. Rus Duması'ndan bazı milletvekillerinin barış taleplerini dinlemek için uydu telefonunu açınca yeri tesbit edilen Dudayev, uzaktan kumandalı bir roketle şehit edildi.

Dudayev'ler ölmez

Dudayev şehid oldu; fakat onun İmam Mansur ve İmam Şamil’den aldığı bağımsızlık bayrağı hiç yere düşmedi. Zelimhan Yandarbiyev, Aslan Mashadov, Hattap, Ebu Velid gibi yiğit önderler, canları pahasına, Çeçen cihadını sürdürdü. Şehid olduğunda daha 19 yaşında olan Konyalı Mücahid Şenel ve Eskişehirli Bülent Tuna başta olmak üzere yüzlerce Türk genci, Çeçen kardeşlerinin cihadına destek vermek için Kafkas dağlarında şehadete yürüdü ve yürümeye devam ediyor. Çeçenlerin artık bir efsane haline dönüşen mücadeleleri, genç liderleri Abdülhalim Sadulayev’in önderliğinde bütün Kafkasya’ya yayılarak büyüyor.
[b] Biri Ecdadima Küfrettimi boğarim.
Boğamasamda yanımdan kovarım..
Yumuşak başlıysam kim dedi uysal koyunum..
Kesilir ama çekmeye gelmez boynum..
Mehmed Akif Ersoy [/b]
Cevapla

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 2 misafir