Vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni,
Degmez bu yangin yeri, avuç açmaya degmez.
Degil mi ki çignenmis inancin en seçkini,
Degil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz,
Degil mi ki ayaklar altinda insan onuru,
O kizoglan kiz erdem daglara kaldirilmis,
Ezilmis, horgörülmüs el emegi, göz nuru,
Ödlekler geçmis basa, derken mertlik bozulmus,
Degil mi ki korkudan dili bagli sanatin,
Degil mi ki çilginlik sahip çikmis düzene,
Dogruya dogru derken egriye çikmis adin,
Degil mi ki kötüler kadi olmus Yemen' e
Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama,
Seni yalniz komak var, o koyuyor adama.
İyi ol fakat çok iyi olma. Birazcık huysuz ol fakat çok değil.
İçinden geliyorsa dua et. Eğer sana rahatlık veriyorsa arada bir küfür de et.
Etrafındakilere mümkün olduğunca dostça davran,
müşfik ol. Eğer bir gün kötü davranmanı gerektirecek bir durum karşısında
kalırsan; bağır, çağır, kır, dök ve unut!
Her zaman ve her yerde eline geçen bütün saadeti yakala, en ufak bir
parçanın bile kaçmasına izin verme.
Yaşa herşeyden önce yaşa ve sırf tesadüfen bu dünyaya gelmiş olduğun
için, laf olsun diye günlerini geçirme.
Eğer gerçek aşkı tanıyacak kadar şanslıysan; bütün kalbin, ruhun ve
bedeninle sev!
Hayatını o şekilde yaşa ki; her an kendi elini sıkabilesin ve her gün
faydalı olan, hiç olmazsa bir şey yap ki; gecelerin yaklaşırken örtüleri
üzerine çekip kendi kendine "ben elimden geleni yaptım" diyebilesin.
Düşüncelerin neyse hayatın da odur. Hayatın
gidişini değiştirmek istiyorsan düşüncelerini değiştir.
Sıradan sabahların mahmurluğuna alışmışlar için, bir
şafak vakti aniden geçmişinden ve bugününden vazgeçmek
ve içinde her nasılsa saklamayı başarmış bir yarın
heyecanının kanadına tutunarak havalanmak cesaret
ister...
Kurulu düzen öylesine rahat, öylesine huzur doludur
ki, ruhuna gömülü çocuğu, yıllarca kınında beklemiş
keskin bir kılıç gibi uyandırıp dört nala ilerlemek,
yaman bir karara dönüşür...
Zordur insanın onca zaman bunca emekle kurduğu ne
varsa hiçe sayıp, mağlup ama mağrur bir komutan
edasıyla yeni seferlere niyetlenmesi...
Bugüne yenik düşenler, yarını sadece hoş bir hayal
olarak düşleyip, dünde yasarlar...
Bedel ödemeyi göze alanlar ise, yelkenleri atlastan
gemilerle, arkalarında külden köprüler bırakarak,
meçhul bir istikbale doğru dümen kırarlar...
Yıkılan sırat köprüsüdür...
Geçer ve orada kalırsınız: cennetse cennet, cehennemse
cehennem...
Dönüşü yoktur...
Yazar : Can DÜNDAR
Yüreğim ıslaktır benim kuytu köşelerde ağlamaktan ve hafif uçuktur rengi kurusun diye kaç kez güneşe asmaktan...