Hadis-i Şerif: Resulullah (SAV) Efendimiz şöyle buyurdu:
"Hemen herkes dünyadan susuz çıkar. Ancak `Rahman, Rahim Allah adı ile' diyenler hariç."
Burada, Yüce Hakk'ın İlahî ismi ile kaim olmaya işaret edilmektedir. Böyle bir hale eren sonunda Hakk'ın bir halifesi olmuş olur. Hem de bütün sıfatlarda... Hatta, Halikiyet, Razıkiyet ve Kadiriyet sıfatlarında da.
Şimdi, bu Hadis-i Şerifın biraz şerhini yapalım ve burada bize anlatılmak istenen mana üzerine biraz söz edelim: Her noksan olan, kemal derecesine yönelmek zorundadır. Ta ki O'nu bile. Şayet O'nu bilmiyorsa hakikî kemali bulamaz. Meğer ki bütün esma ve sıfatlarla tahakkuk etmiş ola. Ama hem celâl tarafındaki sıfatları ile hem de cemâl tarafındaki sıfatları ile.
[b] Biri Ecdadima Küfrettimi boğarim.
Boğamasamda yanımdan kovarım..
Yumuşak başlıysam kim dedi uysal koyunum..
Kesilir ama çekmeye gelmez boynum..
Mehmed Akif Ersoy [/b]
Allah bir millet hakkında hayır dilerse, yumuşak huylularını başlarına idareci yapar. Aralarında bilginlerin(aydınların) sözü ve hükmü geçer. Malı ise, cömertlerine verir. Allah bir millet hakkında da şer dilerse, kötülerini (sefihlerini) onlara idareci yapar. Aralarında cahillerin sözü ve hükmü geçerli olur. Malı da, cimrilerine verir.Hadis-i Şerif (Deylemi).
[b] Biri Ecdadima Küfrettimi boğarim.
Boğamasamda yanımdan kovarım..
Yumuşak başlıysam kim dedi uysal koyunum..
Kesilir ama çekmeye gelmez boynum..
Mehmed Akif Ersoy [/b]
‘Kimki Allah için sevdiğini Allah için sever, buğzettiğine de Allah için buğzeder; verdiğini Allah için verir, vermediğinide Allah için vermez, o kişi imanını tamamlamış olur’ 23
Harun Reşid ile Süfyan es-Sevri dost idiler. Harun Reşid halife olunca Süfyan es-Sevri dostluğunu kesti. Kufe’ye gitti. Yanına gelmedi. Harun Reşid ona şöyle bir mektup yazdı:
‘Ey Sufyan! Ben seninle dostluğumu kesmedim. Eğer halife seçilmeseydim seni görmeye gelirdim. Dostlarımın hepsi geldiler. Onlara ihsanlarda bulundum. Bekliyorum ki sende gelesin.’
Bu mektubu gönderdiği Abbad şöyle anlatıyor:
‘Mektubu getirdim. Sufyana taktim ettim. Kendisi açıp okumadı. ‘Zalimin tuttuğu mektubu ben tutmam! Dedi. Yanındaki adama uzattı. Mektubu açtılar, okudular. Süfyan es-sevri mektubun arkasına cevap olarak şöyle yazmalarını istedi:
‘Ey Harun! O dağıttığın mal miskinlerin, yetimlerin, muhtaçların ve dul kadınlarındır. Sen bunların malını dağıtıyorsun. Peki onlar razı mıdır? Yarın Allah’ın (cc) adaletle muamele edeceğini bilmiyor musun? O günde vezirlerin ve dostların sana sahip çıkabilirler mi? Vallahi! Öyle zannediyorumki iman lezzeti senden gitmiş. Keşke zulmetmeye razı olmasaydın. Zalimlerin büyüklerinden olmasaydın. Yarın başkalarının günahını boynunda görürsün. Bu makam ve mevki sana ebedi kalmaz. Eğer senden öncekilere ebedi kalsaydı sana hiç kalır mıydı? Başkasından sana kaldıysa senden de başkasına geçer.!
Bu cevabı mektubun arkasına yazdılar. Bana verdiler. Ben de bu sözleri işitince içime korku düştü. Oradan ayrıldım. Kumaştan giyeceklerim vardı. Bunları çıkardım. Hepsin dervişlere sadaka olarak verdim. Yünden bir cübbe giydim. Mektubu aldım. Halifeye getirdim. Kapıdaki kişiler benim yünden cübbemi görünce gülüştüler. İçeri girdim. Halife beni gördü. Yanıma geldi ve:
‘Eyvah! Gönderdiğim kişi gitti. Faydalandı. Bense mahrum kaldım. Başkasına geçecek olan beyliği ben ne yapayım’’ dedi.
Elimden mektubu aldı. Ağlaya ağlaya okudu. Vezirleri:
‘Seni bu kadar üzen kim ise bizi ona gönder. Gidelim, hakkından gelelim’ dediler. Harun reşid:
‘Siz dünya kullarısınız. Ben sizin gibi vezirlere uyduğum için böyle mağrur oldum. Allah’tan (cc) uzak kaldım’ dedi.
O mektubu devamlı yanında taşıdı. Her namazdan sonra açıp okudu.
*** Eğer bir dost edineceksek ve Alalh’ın (cc) rızasına erişmek istiyorsak böyle birini dost edinelim. Yaşamımızı böyle düzenleyelim.
23- Ebu Davud, Sünnet 16, Tirmizi,Kıyamet 60
[b] Biri Ecdadima Küfrettimi boğarim.
Boğamasamda yanımdan kovarım..
Yumuşak başlıysam kim dedi uysal koyunum..
Kesilir ama çekmeye gelmez boynum..
Mehmed Akif Ersoy [/b]
Bedenen ayrılıkların merhemi... Kişi sevdiği ile beraberdir (H.Şerif)
Ömer bin Hattab anlatıyor: “Resûlüllah Efendimizden, Umre yapmak için izin istedim. Bana izin verdikten sonra, – Ey kardeşcağızım! Bizi duandan unutma, buyurdu. Allah Resûlü bana öyle bir söz söylemişti ki, o söze karşılık tüm dünya benim olsaydı, beni bu kadar sevindiremezdi.”
(Ebu Davud - 1498; Tirmizi - 3562)
Allah Resûlünün bu sözü duanın önemini ve yüksek faziletini ortaya koymaktadır. Duaya ihtiyaç duymayacak bir kimse olsaydı, bu hiç şüphesiz Allah Resûlü olurdu. Zira, Allah onu en sevdiği varlık yapmış; onun her dileğini kabul etmiş, her isteğini yerine getirmişti. Böyle iken, AllahResûlü Hz. Ömer’den “Bizi duandan unutma” buyurmaktadır. Bu hadiste, “büyük zatlar, Allah katında kazanacakları mevkii kazanmışlardır, onların bizim duamıza ihtiyacı yoktur; bilakis bizler onların duasına muhtacız” şeklinde akla gelebilecek düşüncelerin de yanlışlığına işaret olunmaktadır. Dua, her an, herkes için gerekli bir ibadettir
[b] Biri Ecdadima Küfrettimi boğarim.
Boğamasamda yanımdan kovarım..
Yumuşak başlıysam kim dedi uysal koyunum..
Kesilir ama çekmeye gelmez boynum..
Mehmed Akif Ersoy [/b]