Sahte peygamberden sanal vaaz !

Ana Sayfa'da yayınlanan güncel haberler.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Eternity
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 2877
Kayıt: 23-06-2003 22:52

Sahte peygamberden sanal vaaz !

Mesaj gönderen Eternity »

ResimGAZİANTEP’te Mihr Vakfı tarafından düzenlenen ‘Tasavvuf ve Mutluluk’ konulu konferansta, kaçtığı ABD’de ‘Allah’ın Üniversitesi’ adı altında sözde üniversite kuran, sahte peygamber olarak da bilinen İskender Erol Evrenesoğlu, internet üzerinde sanal vaaz verdi.

Seap Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilen konferansa katılan ve aralarında küçük çocukların da bulunduğu kadınlı erkekli grup, harem selamlık olarak ayrı masalarda oturdu. Bir dönem ‘sahte peygamber’ olarak bilinen Mihr Tarikatı’nın lideri İskender Erol Evrenesoğlu’nun, New York’tan yaptığı belirtilen konuşmaları canlı yayında dinlendi.

Evrenesoğlu konferansa katılan yaklaşık 70 kişinin, salondaki diz üstü bilgisayarla gönderdiği soruları da cevapladı. Dinlerin birleştirilmesini amaçlayan ‘Allah’ın Üniversitesi’ adı altında internet siteleri kuran ve gerçek İslam’ı burada öğrettiğini savunan Evrenesoğlu, konuşmasında sürekli insanların Allah’a ulaşmayı dilemesi gerektiğini söyledi.

Mihr Vakfı’nın Mütevelli Heyeti Üyesi Said Göksel, günümüzde Kuran- ı Kerim’in insanlara yanlış yansıtıldığı iddiasında bulundu. Göksel, ABD’de Evrenesoğlu’nun başında bulunduğu ‘Allah’ın Üniversitesi’ adı altında bir kurumla insanlara gerçek İslam’ın anlatıldığını belirterek şöyle konuştu:

“Gerçekleri anlattığı için İskender Ali Mihr’i hedef aldılar. Allah tarafından ilmin anahtarı Mihr Hazretlerine verilmiştir. Günümüzde Kuran- ı Kerim’de bulunmasına rağmen, gün yüzüne çıkarılmayan bazı gerçekleri Mihr Hazretleri açıklamıştır. Mihr Hazretleri'nin Türkiye'ye girişi yasaklanmıştır. Ama hem Mihr Hazretleri, hem de biz, bu mücadelemizi sürdürecek, insanlara gerçek İslam’ı anlatacağız.'' Konferans sonunda Mihr Vakfı üyeleri tarafından katılımcılara İskender Evrenesoğlu’nun kavuklu fotoğraflarının bulunduğu kartpostallar ise 25 Ykr ile 5 YTL arasında değişen fiyatla satıldı.

Milliyet
Kullanıcı avatarı
Gürz
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 2063
Kayıt: 01-04-2006 17:11

Mesaj gönderen Gürz »

ABD kurulduğu günden buyana , sahte peygamberi bol bir memleket olmuştur...
Ninni

Mesaj gönderen Ninni »

peygamber efendimiz çok güzel ,açık bir kuran getirdi bizlere ama yazıda adı geçen sahtekar gibiler yüzünden bu hale geldi ortalık.. her kafadan bir ses çıkacağına tek ve güzel ses olan güzel kuran'a kulak versinlerde gerçek neymiş öğrensinler. böyle cızırtıları dinlemekle vakit geçirmesinler.
Kullanıcı avatarı
Gürz
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 2063
Kayıt: 01-04-2006 17:11

Mesaj gönderen Gürz »

Ama bunlarda olacak ki, gerçekler daha iyi anlaşılsın değil mi ? tatlının değeri tuzun var olmasından...
Kullanıcı avatarı
commando
R.Ö.Y. 1. Etap Şampiyonu
R.Ö.Y. 1. Etap Şampiyonu
Mesajlar: 2119
Kayıt: 14-04-2005 13:18

Mesaj gönderen commando »

Uydudan yayın yapan Nur tv de bu aldanmışındır.. Dikkatli olunuz. Başkalarının öğrettiği her şeyi İslam la karıştırmamak için kendiniz en ezından bir ilmihal bilgisi kadar öğrenmelisiniz.. Cahili cahil olduğu konuda aldatmak gayet kolaydır...

YALANCI RESÛL : İskender Evrenesoğlu (iSKENDER ALİ MİHR) ARŞTA PEYGAMBER RUHLARINA NAMAZ KILDIRIYORMUŞ (!)
BİR TALEBESİYLE “EVRENESOĞLU” TARTIŞMAMIZ

1998 yılı Ekim veya Kasım ayı olsa gerek, bir akşam evimizin kapısı çaldı, açtığımda tanımadığım düzgün giyimli orta yaşlı iki kişi “hocam müsaade varsa ziyaretinize geldik” dediler. Tabi buyurun, dedim içeri aldım. Hal hatırdan sonra biri genç, öbürü yaşlı idi. Evrenesoğlu’nun talebesi olduklarını söylediler. Bir müddet sonra yaşlı olan; ziyaretlerinin sebebini açıkladı ve sohbet başladı: Daha kıdemli veya yetkili olduğu anlaşılan yaşlısı, tartışma sırasında hep kendisi konuşuyor, çok fazla heyecanlanan ve bana cevap vermek isteyen gence hiç söz vermiyor, her karışmasında sözünü kesiyordu. O ise heyecandan çıldıracak gibi oluyor, çok kızıyor fakat yine de saygıda kusur etmiyordu.

Netice itibariyle yaşlısı söze şöyle başladı;

-“Hocam, biz sizi televizyon konuşmalarınız ve kitaplarınızdan tanıyor, çok takdir ediyor ve seviyoruz. Ancak siz hem kitabınızda hem de televizyon konuşmalarınızda üstadımız İskender Evrenesoğlu’nu tenkit ediyor, küçük düşürüyorsunuz. Halbuki o ahir zamanda geleceği bildirilen, geldiği zaman ona inanılması için ruhlar aleminde Allah tarafından bütün Resullerden söz alınan, Mehdi ve son Resuldür. Biz sizi sevdiğimiz için inanmakta geç kalmayasınız diye tebliğ vazifemizi yapmak üzere buraya geldik. Vebal bizden gitti, dedi.”

Bunun üzerine ben: Kardeşim kusura bakmayın sizin üstadınızı tanımazdım. Bir gece Show TV de Hulki Cevizoğlu’nun yönettiği Ceviz Kabuğu programında Yaşar Nuri Öztürk’ le tartışırlarken izledim. Konuşmanın baş tarafına kavuşamamıştım. Fakat Nebi ve Resûl konusu tartışılıyordu. Anlaşılan Sayın Evrenesoğlu’nun “ben Resulüm” iddiasına karşı Sayın Öztürk “Resul’ün kitabı olur. Kendisine kitap inen peygamberlere Resul, kitap inmeyenlere Resul denmez Nebi denir.” Demiş olmalı ki; Evrenesoğlu aksini savunuyordu. Gerçi genel görüş Sayın Öztürk’ün dediği gibiydi ama gerçek böyle değildi. Bu konuda Sayın Evrenesoğlu haklıydı çünkü Kur’ân-ı Kerimin Şuara sûresinin 178 nci âyetinde Şuayb (a.s.), Meryem sûresinin 54 ncü âyetinde İsmail (a.s.), Saffat sûresinin 123 ncü âyetinde İlyas (a.s.), 133 ncü âyetinde Lut (a.s.), 139 ncu âyetinde Yunus aleyhisselam olmak üzere, bu peygamberlerin hiçbirine Kitab inmemiş olduğu halde; bunların hepsine Resûl ifadesi kullanılmakta, onların da hem nebi hem resûl oldukları bildirilmektedir.

Ancak bu nebi resûl mevzuunda haklı olmakla beraber, Sayın Evrenesoğlu, kendisinin son resûl olduğu konusunda çok haksız ve bu konuda onun resûl olduğunu reddeden Sayın Öztürk, bunu reddetmekte haklıydı. Çünkü resûllük insanlar için son bulmuştur. Bu arada Evrenesoğlu iddiasının haklılığını kanıtlamak için âyetleri okumak üzere Sayın Abdullah Aydın hoca efendi tarafından hazırlanıp Aydın Yayınevi tarafından yayınlanan: her sayfası üç bölüme ayrılmış olup yarıdan üst tarafının sol kısmında Arapça Kur’an, sağ kısmında Latin harfiyle Kur’ân-ın Arapça okunuşu, sayfanın alt tarafında da, Kur’ân-ın Türkçe anlamı bulunan Kur’ân-ın; Latin harfleriyle yazılı kısmından Arapça’sını okumaya başlayınca! Sayın Öztürk hemen müdahale ederek parmağını uzatıp, “Kur’ân-ı niçin Latin harfinden okuyorsun? şu aslından okusana” deyince, Sayın Evrenesoğlu; “sen ne karışıyorsun? Peygamberimiz de ümmî değil miydi?” demiş. Öztürk de; “Kur’an Peygamberimize inmişti. Kendini onunla nasıl kıyaslıyorsun? Kur’ân-ı yüzünden okuyamadığın halde Arş-u Ala’da peygamberlere namaz kıldırdığını nasıl söyleyebilirsin!?”demişti. Aklımda yanlış kalmadıysa buna sinirlenen Evrenesoğlu “daha düne kadar eteğimi öpen sen değil miydin.” demiş? O da “ Ben ne bileyim seni bir adam zannettim” demişti. Bu arada telefonla programa katılan, şimdi vefat etmiş bulunan psikiyatri uzmanı Prof. Dr. Ayhan Songar bey: “Kusura bakmazsa bana gelsin Sayın Evrenesoğlu’nu ben ücretsiz tedavi edeyim.” demişti. İşte üstadınız Sayın Evrenesoğlu’nu ben bu programda tanıdım!

“HA” HARFİNDEN BİR NOKTANIN KALKMASI “YARATTI” MANASINI “TIRAŞ ETTİ” YAPAR
Şimdi size söylüyorum! Kur’ân-ı yüzünden okumasını bilemeyen, Arapça’sı olmadığı için mânasını anlayamayan, Kur’ân-ı Kerim’i Latin harfleriyle okuyabilen bir kimsenin Kur’ân-ı düzgün okuması mümkün değildir ve yanlış okuyacağı âyetlerle kıldığı namazı ne derece kabul olur bilemem. Çünkü Türkçe’de bir tane “Se” harfi var. Arapça’da “Se”, “Sin”, “Sad” olmak üzere üç harf vardır. Yine Türkçe’de bir tane “Ha” harfi var Arapça’da “He”, “Ha” ve noktalı “Ha” olmak üzere üç tane “ha” harfi vardır. Türkçe’de bir tane “Ze” harfi var. Arapça’da: “Ze”, peltek “ze” ve “zı” olmak üzere üç tane “ze” harfi vardır. Bunların her birinin çıkış yeri ve sesi ayrı ayrı olduğu gibi mânası da ayrı ayrıdır. Mesela: Üzerinde nokta bulunan “ha” ile “halakallahu” yazılsa mânası “Allah yarattı” demek olur. Yine aynı kelimeyi noktasız “ha” ile yazsan; “Allah tıraş etti” mânasına gelir. Yani “halaka” yı boğazına biraz sürterek okursan “Allah yarattı” olur. Boğazına sürtmeden okursan “Allah tıraş etti” olur. Üstadınız Kur’ân-ın mânasını anlamadan, düzgün okumasını bilemeden, tekrar ediyorum Arştaki (sema üstü) tüm peygamberlere ve bizim Peygamberimize şu haliyle nasıl imam olup namaz kıldırabiliyor.? Hangi vasıtayla Arşa devamlı inip çıkabiliyor.? Hem onların üstadınıza ne ihtiyaçları var.?

Gerçek şu ki; cinler insanlara ayakta bakarken rüya gösterebildiklerinden, bunlar da cinlerin bir oyunu ve şeytanın aldatmasından başka bir şey değildir. Başkalarının doğruyu öğrenmesi, sizlere aldanmaması için bunun böyle olduğunu söylemek durumundayım.

Üstadınız Evrenesoğlu bu haliyle Mehdi olamaz. Resûllük insanlar için zaten son bulmuştur dediğimde, yaşlısı “Hocam sizin Kur’an’daki âyetlerden haberiniz yoktur. İşte üstadımızın geleceğini haber veren âyetler.” diyerek aynen Edip Yüksel’in; Reşat Halife’nin son resûl olduğunu savunurken kendileriyle ilgisi bulunmayan, Peygamberimizin zatından bahseden âyetleri, Reşat Halife’nin resûllüğünden bahsediyor şeklinde mânasını tahrif ettiği gibi, bunlarda aynı şekilde aynı âyetler Evrenesoğlu’ndan bahsediyor. Allah (c.c.) ona yani son resûl Evrenesoğlu’na, “inanmaları için tüm peygamberlerden ruhlar aleminde söz almıştı.” diyerek çok fazla ısrar etmişlerdi; aklımda kaldığı kadarıyla, Yasin Sûresi’nin 13-17 nci âyetlerinde bildirilen, Hz. İsa’nın havarilerinden olduğu zannedilen, fakat Allah (c.c.) tarafından görevli olarak tebliğ için Antakya’ya gönderilen üç resûlü örnek göstererek; onlara Kur’an’da resûl dendiği halde, niçin Evrenesoğlu’na resûl denmesin diyorlardı ! Onlar bu kıyaslarında kendilerince haklı gibiydiler fakat bilmedikleri, düşünemedikleri bir şey vardı; o da bizim Peygamberimiz efendimizden önce gelen peygamberler, resûller için bir kısıtlama söz konusu değil. Yasin Sûresindeki zatlara Cenab-ı Allah (c.c.) “Resullerimiz” buyurduktan sonra kim onlara resûl değildirler diyebilir.? Elbette âyette bildirildiği gibi onlar da gerçek resûl idiler. Derecelerini Allah (c.c.) bilir demiştim. Fakat bunlar hâlâ iddialarından vazgeçmiyorlardı.

Çok iyi niyetli, fakat aldatılmış kimseler olduklarını; âyetten, hadisten, nasihatten anlamadıklarını görünce; onları kırmamak için, üstadınız mehdi resûl ise bari İsa (a.s.)’yı ve Deccal’ı da bulun. Çünkü bunların üçü aynı zamanda yaşayacaklar ve Deccal’ı, bir rivâyete göre Mehdi, bir rivâyette sahih bir hadisi şerife göre ise, İsa (a.s.) öldürecektir. Hadi onları bulun o zaman üstadınızın mehdi resûl olduğunu düşünürüz, diyerek onları kırmadan göndermiştim.

Şimdi de:

İskender Evrenesoğlu mahlaslı Dr. İskender Ali Mihr’ in genel yayın yönetmeni bulunduğu aylık Mihr Dergisi’nin 88 nci sayısında Dr. Abdülcabbar Boran’ ın HİKMET başlıklı yazısını aynen alıyorum.

PEYGAMBERİMİZDEN SONRA GELEN HİDAYETÇİ RESULÜN GÖREVİ “HİKMET”İ ÖĞRETMEKMİŞ (!)
Hikmet, Kur’ an- ı Kerim’ in en önemli kavramlarından bir tanesidir. Yüce Rabbimiz irşadla vazifeli kıldığı nebilerine ve onların olmadığı zaman dilimi içerisinde, VAZİFELİ KILDIĞI HİDAYETÇİ RESULLERE hikmetin öğretilmesi görevini vermiştir. İrşadla vazifeli kılınan Allah’ ın nebisi Bakara sûresinin 151 nci âyeti kerimesinde ifade edildiği gibi, beş görevle vazifelidir.

(YüceRabbimiz sahabeye) (Bakara Sûresi 151)

Âyeti kerimenin de ifade buyurduğu gibi, nübüvvetle vazifeli olan nebiler (peygamberler) Allah tarafından beş görevle vazifeli kılınmışlardır. ONLARIN İZİNDEN GİDEN HİDAYETÇİ RESULLER İSE, AL-İ İMRAN SÛRESİNİN 164. ÂYET-İ KERİMESİNDE AÇIKLANDIĞI GİBİ, DÖRT GÖREVLE VAZİFELİDİRLER.

(Âl-i İmran 164) Kur’an’daki İslâm’ı bize öğreten ve yaşatan, Allah tarafından vazifeli kılınan NEBİ RESÜL veya VELİ RESULDÜR. Ve her ikisinin de görevi, hikmeti insanlara öğretmektir.”(Mihr Dergisi, Sayı 88, S.44-45, Dr. Abdülcabbar Boran)

EVRENESOĞLU’NUN “RESULLÜK İDDİASINA CEVABIMIZ
Okuduğunuz bu bölümde; yukarıda izah ettiğimiz gibi Âl-i İmran Sûresi’nin 164 ncü âyetini sahiplenen, yeni bir Resûl modeli çıktı. O da; Nebi Resûl karşıtı, Veli Resûl. Gördüğünüz gibi Allah tarafından vazifelendirilen Nebi Resûller beş görevle vazifelilermiş! Yine Allah tarafından görevlendirilen Veli Resûller ise dört görevle vazifelilermiş. Ve her ikisinin de görevi, insana hikmeti öğretmekmiş. Yani Nebi Resûle denk; güya 164 üncü âyette tanıtılan bir Veli Resûl bu dört görevi yapıyormuş. Bu zat ise, Mihr dergisine bu yazıyı yazan (Eğer isim müstear değilse) Dr. Abdulcabbar Boran beyin, Veli Resûl olarak inandığı, MİHR dergisinin; Genel Yayın Yönetmeni olup halen Amerika’da bulunduğu söylenen ve devamlı bir radyoda programlar yapan İskender Evrenesoğlu’ndan başkası değil. Sayın Evrenesoğlu da bunu iddia ediyor; “Ben Mehdi ve Resûlüm, Arş’ü Ala’da Peygamberlere namaz kıldırıyorum.” diyor. 1998 senesinde, Show TV. nin Hulki Cevizoğlu tarafından yönetilen CEVİZ KABUĞU programındaki tartışmayı yukarıya almıştım:

Burada ikisi de haksız: Önce Evrenesoğlu. Sen Kur’ân-ı yüzüne okuyamadığın halde, nasıl ben Mehdiyim, Resûlüm, Arş’ü Alada bütün Peygamberlere namaz kıldırıyorum diyebiliyorsun? Latin harfiyle ezberlediğin âyetleri doğru okuman mümkün değil. Bunu herkes bilir.

Sonra Sayın Öztürk. Nasıl olurda 40 Kitap yazdım diyen bir Profesör, İlahiyat Dekanı, böyle bir kimseye tabi olur.

Herhalde Sayın Öztürk’ün kaderi: Gıpta edip kitabında rahmetle yad ettiği Reşat Halife, Resûllük davasına düştü yeni hükümler getirdi(!)

Eski üstadı Sayın Evrenesoğlu da “mehdi ve Resûlüm”, diyor.

Hocam dediği Prof. Hüseyin Atay; “Akıl, Kur’an’ dan üstündür, Allah insanın ne olacağını bilemez.” diyerek, Haşa Allah’ı, Yarattığı insanın akıbetini bilemeyecek derecede zayıf bir ilaha çeviriyor.

Bunların ilham kaynağı olduğu sanılan İranlı Dr. Ali Şeriati ise biraz aşağıda okuyacağınız gibi “insan” isimli kitabında: Allah insanı tam takır yarattı sonra insan kendini var etti diyerek haşa Allah’ı ne pişireceğini bilemeyen bir aşçıya benzetiyor, bu sözlerin takdirini sizlere bırakıyorum.

Fakat şunu söylemeliyim ki Sayın Evrenesoğlu kendini aldatmakta olan kafir cinlerin etkisinden kurtulursa peygamberliğini iddia eden İbn’i Sayyad gibi kurtulur, talebelerini de kurtarır. Zaten şu hataları olmasa gördüğüm kadarıyla mensupları çok samimi ve ibadetlerine bağlı kimseler. Netice olarak Sayın Evrenesoğlu’ nun da; ne Âl-i İmran sûresinin 81 nci ne de 164 ncü Âyetinde bahsedilen Resûllükle hiçbir bağlantısı söz konusu olamaz. Oradaki Resûl de sevgili Peygamberimizden (s.a.s) başkası değildir.

Ayrıca veli Resûl diye de ayrı bir tabir yoktur. Veli dost demektir. Her Resûl yani peygamber, zaten Allah’ın dostudur.

Sayın Öztürk’ ün yine bir gün bir üstad gibi saygıyla TV ‘ye çıkardığı birisi vardı. O âyetleri matematik, geometrik ve fiziksel olarak siyah tahta üzerinde hayranlıkla izlediği ve Kur’ân-ın bu yönünü ancak siz bilirsiniz diye iltifat ettiği o kimse, güya Hollandalı iken İslâm olmuş, kırmızı saçlı; “Arzdan Arşa, Miraç” isimli seri kitapların sahibi Prof. Dr. Hans Von Aiberg, Sayın Öztürk’e, programda göklerin nasıl dürüleceğini siyah tahtada şekillerle izah ederken telefondan Keziban Hatemi şöyle diyordu: “O bir sahtekardır. Ne ilim adamı ne de Hollandalıdır. Saçını kırmızıya boyamış Elazığlı olup birçok dolandırıcılıktan aranmaktadır. Kendisine nereli olduğunu sorun” demişti. Bu konuşma üzerine nereli olduğu ona sorulunca itiraz edememiş, kızarmış, morarmış iki gün sonra söylerim demiş, ondan sonra da ortadan kaybolmuştu. fakat yüz binlerce kitap bastırmış, milyonları aldatmış, Sayın Öztürk de bunlardan biri olmuştu, şanssızlık olacak her elini attığı dal kırılıyordu. Ama yine de bazı âyetleri diğerleri gibi sahipleniyor, kendi ismini manen bu iki asrı aydınlatacak dünya çapında evrensel bir uyarıcı(!) olarak takdim edebiliyordu.
[b] Biri Ecdadima Küfrettimi boğarim.
Boğamasamda yanımdan kovarım..
Yumuşak başlıysam kim dedi uysal koyunum..
Kesilir ama çekmeye gelmez boynum..
Mehmed Akif Ersoy [/b]
Kullanıcı avatarı
wuyat
Quick Friend
Quick Friend
Mesajlar: 59
Kayıt: 04-04-2006 16:08

Mesaj gönderen wuyat »

Bunlar saçmalık kafa yormaya bile gerek yok
Büyük güç büyük sorumluluk getirir
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir