Çağımızın Vebası: DEPRESYON

En önemli konumuz, sağlığımız hakkında bilgilerimizi paylaşalım
Cevapla
Kullanıcı avatarı
ress
Fast Friend
Fast Friend
Mesajlar: 110
Kayıt: 20-05-2004 16:09
Konum: symirna

Çağımızın Vebası: DEPRESYON

Mesaj gönderen ress »

Hani zaman zaman bir karamsarlık sarar benliğimizin dört bir yanını. Boğuluruz... Bir yumruk boğazımızda, sıktıkça sıkar... Gevşetemeyiz, düşüremeyiz omuzlarımızı iki yana. Kaçar olmuşuzdur insanlardan ve kendimizden. Pek zor gelir hatırımızı soranlara, "iyiyim" demek. Yalan yere sevinmek, yalan yere yerinmekten zordur nede olsa...

Hani elimiz kolumuz kalkmaz olur. Sıkıntı, korku, kaygı, suçluluk, artık benliğimizin bir parçası olmuştur. Onlarla yatar, gece yatağımızda onlarla boğuşuruz; sabah kalktığımızda yine onlar vardır baş ucumuzda... Buna rağmen bütün gün yatmak, hiçbir şeyi düşünmeden yemeden, içmeden yatmak isteriz...

Ve ne sık ağlar olmuşuzdur günler, geceler boyu...
Depresif bozukluklar iki farklı örüntüyle ortaya çıkarlar. Büyük depresyon, iki ya da birkaç kez yaşanmış büyük depresyon dönemlerini tanımlar. Distimi (Dysthmia), en az iki yıl sürmüş olan ve belirtileri ilk iki yıl süresince büyük depresyon ölçütlerine uymayan depresif duygu durumunu tanımlar.

Depresif duygudurumu yaşamakta olan kişi yaşadıklarını genellikle çöküntü duygusu, hüzün, umutsuzluk ve yüreksizlik olarak tanımlar. Yüzü kederli, gözleri ve ağzı aşağı doğru sarkıktır. Bakışları boş, omuzları düşüktür. Bazı durumlarda ise kişi depresyonda olduğunu kabul etmez ve depresyonun varlığı başkalarının gözlemlerine dayanarak tanılanır. İştah bozulmaları oldukça sıktır ve genellikle iştah azalması, ender olarak iştah artması görülür. Bu durumlara kilo kaybı ya da artışı eşlik eder. Uykuya dalmada güçlük, uyanıp tekrar uyuyamama veya alışılmıştan daha uzun süre uyuma, gün boyunca uyuklama, gün ortasında uzun uykular biçiminde uyku güçlükleri görülebilir.

Psikomotor ajitasyon, yerinde duramama, sürekli dolaşma, el ovuşturma, saçları, deriyi, giysiyi ya da diğer objeleri ovma ya da çekiştirme biçiminde görülür. Psikomotor yavaşlama belirtileri arasında, konuşmanın ağırlaşması, cevaplardan önceki sürelerin uzaması, yumuşak ve tek düze ses tonu hareketlerde yavaşlama, konuşma içeriğinin fakirleşmesi ya da konuşamama sayılabilir. Genel enerji düzeyi düşer ve hareketsizliğe rağmen yorgunluk yaşanır. En basit işleri yapmak bile zor gelir insana ya da imkansızlaşır.

Değersizlik duyguları kendini yetersiz hissetmekten, kişinin kendi değerine ilişkin gerçeğe hiç uymayan olumsuz inançlara kadar değişen tonlarda ortaya çıkabilir. Depresif kişi bundan ötürü önemsiz hatalarını bile abartır ve değersizliğini kanıtlayacak ipuçları arar. Geçmişte yaşanmış ya da yaşanmakta olan olaylara ilişkin abartılı suçluluk duygusu ve kendini sorumlu görme eğilimi yaşanır. Dikkati toplayamama, düşüncede yavaşlık ve karar vermede güçlük sık görülen belirtiler arasındadır.

Ölümle ilgili düşünceler, kendisinin ve diğerlerinin ölümle huzura kavuşacakları inancı, intihar düşünceleri ya da girişimleri görülebilir.

Diğer yan belirtiler arasında, ağlamalar, anksiyete ve panik nöbetleri, hırçınlık, beden sağlığına ilişkin aşırı kaygılar ve obsessif (takınaklı) düşünce takılmaları sayılabilir.

Depresif kişiler aynı zamanda sistematik hata denilen düşünce yapısı içine girerler. Sistematik hataları şu şekilde gösterebiliriz.


DUYGUSAL ÇÖKKÜNLÜKTEN KURTULMA YOLLARI
Klinik Tedaviler

1. Saldırganlık Eğitimi: Saldırganlık dürtülerine uygun boşalım kaynakları bulamamış kişilere uygulanır. Saldırganlık eğitimi ile bu duyguları yaşamanın çok doğal olduğunu ve öfkesini göstermenin bireyi hastalıktan koruyabileceği öğretilir.

2. Güvenli Girişkenlik Eğitimi: Bireyin kendine özgü iletişim biçimini gözden geçirip, davranışlarının farkına varması sağlanır. Bireyin neden girişken ve güvenli davranmadığı üzerinde durulur. Amaç, tepkilerin ortaya konabilmesidir.


3. Sorunu Parçalara Ayırarak Düşünme: Bir bütün olarak düşünüldüğünde, başa çıkılamayacak sorunlar parçalara ayrıldığında, sorunlara adım adım yaklaşılarak başarı sağlanabilir.

4. Beklenti Düzeyini Alçaltmak ve Durumu Kabullenmek: Yaşamın amacı bulunduğumuz noktadan daha iyiye giderek başarılı ve mutlu olmanın yollarını aramaktır. Ancak daha iyi koşullara varmaya çalışmak, bulunduğumuz koşullardan memnun olmakla sağlanabilir. Devam eden iyileşmez bir hastalık kabul etmemiz gereken bir durumdur.

Ne Yapmanız Gerekir

1. Daha fazla egzersiz.
Hekimler depresyonu yenmeye çalışanlara haftada en az iki kez egzersiz yapmalarını öneriyorlar. Bu sabah ya da akşam yapılmalıdır.

2. Görmezden gelmeyin.
Ortada bir problem olduğunu ne kadar çabuk kabul ederseniz, çözüm bulmanız o kadar kolay olur.

3. Uykunuza özen gösterin.
Geceleri uykunuzun bölünmesi depresyonun belirtilerinden biridir. Olabildiğince normal bir uyku düzeni yerleştirmeye çalışın. Yatağa girmeden önce mümkünse süt için ve saat 18'den sonra kahve içmeyin. Uzmanlar yatakta bol bol gerinerek tüm kaslarınızı rahatlatmanızı da öneriyor. Eğer gecenin bir yarısı uyanırsanız tüm düşünce ve şüphelerinizi bir kağıda yazın.

4. Ne içtiğinize dikkat edin.
Fazla kahve, çay ve alkolden uzak durun.

5. Zamanı iyi kullanın.
İşlerinizi önceliklerine göre sıralayın ve mümkünse bir kısmını başkalarına havale edin. Kendinize bir günde ne kadar iş yapabileceğinizi sorun ve sadece o işler üzerinde yoğunlaşın.

6. Sosyal bir insan olun.
Sevdiğiniz insanlarla daha çok vakit geçirin. Kendi başınıza ya da arkadaşlarınızla sinemaya gidin. Alış-veriş yapın.

7. Hayatınızı dengeleyin.
Başarabileceğinize inandığınız hedefler belirleyin.

8. Konuşmak iyidir.
Sorunlarınızı, yaşadıklarınızı dostlarınızla paylaşın.

9. Gıdanıza dikkat edin.

10. Rahatlayın.
Müzik dinlemek, kitap okumak, TV izlemek, yeni hobiler edinmek yararlıdır.

11. Stresten uzak durun.
Sizi sıkacağını bildiğiniz ortamlara girmekten sakının. Örneğin sizi duygulandıracağından emin olduğunuz bir parçayı bile bile dinlemekte ısrarcı olmayın.

12. Unutmayın! Yalnız değilsiniz...
Sizinle aynı duyguları paylaşan yüzlerce insan olduğunu unutmayın. Mutlaka bir uzmandan yardım isteyin.


Rakamlarla Depresyon


" Dünya sağlık örgütü (WHO), 2020 yılında ruh sağlığı sorunlarının dünyanın başındaki en büyük sağlık sorunu olacağını açıkladı.
" Bir kadının yaşam süresince depresyon geçirme olasılığı %20 ile %26 arasında.
" Bir erkeğin yaşamı süresince depresyon geçirme olasılığı %8 ile %12 arasında.
" Depresyon hastalarının %15'i kendi elleriyle hayatlarına son veriyor.
" İngiltere'de depresyon nedenli intiharlar sonucu ölenler, trafik kazası nedeniyle ölenlerden daha fazla.
" Türkiye'de yapılan bir araştırmada sağlık ocağına baş vuran hastaların %26'sında depresyon görüldüğü saptandı.
" Ağrı bozukluğu olan hastaların yaklaşık % 20'yle 50'sinde majör depresif bozukluk bulunur, bunun yanı sıra hastaların % 60'ıyla % 100'ünde distimik bozukluk ya da depresif bozukluk semptomlarının olduğu bildirilmektedir. Kimi araştırıcılar kronik ağrının hemen her zaman depresif bir bozukluğun bir değişkeni olduğuna inanırlar ve hastada maskeli ya da somatize edilmiş bir depresyonun bulunduğunu öne sürerler.



MİNİ TEST

Depresyonda mısınız?

1. Cinsel isteğiniz azaldı mı?
2. Eskiden sizin için önemli olan şeyler artık sizi mutlu etmiyor mu?
3. Yerinizde oturamayacak kadar huzursuz musunuz? Ya da eskisinden daha mı yavaş hareket ediyorsunuz?
4. Kendinizi mutsuz, yorgun ve umutsuz mu hissediyorsunuz?
5. Konsantre olmakta ve birtakım kararlar almakta zorluk çekiyor musunuz?
6. Artık kendinize güvenmiyor musunuz?
7. Kendinizi suçluyor ve değersiz mi hissediyorsunuz?
8. Uykusuzluk çekiyor musunuz?
9. İştahınız yok ve gün geçtikçe kilo kaybediyor musunuz?
10. Sık sık intihar etmeyi düşünüyor musunuz?

Yukarıdaki sorulardan en az 4 tanesine "evet" yanıtını veriyorsanız bir uzmanla görüşmenizde fayda var.
[color=green]papatyaların narince savrulduğu...
kelebeklerin özgürce uçtuğu...
rüzgarın hafifce ıslık çaldığı günde...
gözlerimde çiğ tanesi ıslaklığı...[/color]
Kullanıcı avatarı
c|ost
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1375
Kayıt: 06-05-2004 19:03
Konum: nereye...
İletişim:

Güzel başlık...

Mesaj gönderen c|ost »

1. Hayır
2. Hayır
3. Hayır
4. Hayır
5. Hayır
6. Hayır
7. Hayır
8. Evet
9. Hayır
10.Ne münasebet

Evet e ithafen sadece bulunduğum yoğun eğitim dönemi
ve çalışmaları gerekçe gösterebilirim.
Bir eğitimci namzetine yakışır hal ve tavırlar
göstermek için çaba sarfediyorum ve bunu başarıcam.

Araştırmalar, çözüm önerileri, istatistikler, tanımlamalar ve
değerlendirmesiyle gerçekten güzel bi çalışma ve
umarım bu başlığa katılan herkes samimi cevaplar verir
ve toplumun değişik yaş grupları konusunda bir fikir edinilebilir.
Bilişsel, duyuşsal ve psimokotor davranışlarınızın sağlıklı olması dileğiyle... 8)
Kullanıcı avatarı
c|ost
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1375
Kayıt: 06-05-2004 19:03
Konum: nereye...
İletişim:

Mesaj gönderen c|ost »

(kelime hatası !)
psikomotor...şimdi şüphelendim işte ;)
Kullanıcı avatarı
ress
Fast Friend
Fast Friend
Mesajlar: 110
Kayıt: 20-05-2004 16:09
Konum: symirna

Mesaj gönderen ress »

dur bende cevaplıyorum...beterin beteri vardır c|ost :)
1.evet
2.evet
3.evet
4.hayır
5.hayır
6.hayır
7.hayır
8.hayır
9.hayır
10.hayır

hımmm az kalmış uzmana gitmeye:) :roll:
[color=green]papatyaların narince savrulduğu...
kelebeklerin özgürce uçtuğu...
rüzgarın hafifce ıslık çaldığı günde...
gözlerimde çiğ tanesi ıslaklığı...[/color]
Kullanıcı avatarı
c|ost
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1375
Kayıt: 06-05-2004 19:03
Konum: nereye...
İletişim:

Mesaj gönderen c|ost »

Bence dikkat et, uzman yardımı olmadan da
sorunların üstesinden gelinebilir. Çünkü insan
kendi kendinin doktoru olabiliyorsa kendini gerçekleştirmiş
sayılır... Maalesef bu cevapların tamamına Evet diyecek
birini tanıyorum...Bu çok üzücü...Saygılarımla 8)
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir