Okul anısı deyince, öğrencilik dönemimden değil de öğretmen olduğum dönemden komik bir olay geldi aklıma.
Derste soru yazmak için tahtanın yanına geldim.Bir baktım tebeşir yok. Haliyle müdür yardımcısının odasından tebeşir alması için nöbetçi öğrenciyi gönderdim. O günün nöbetçisi ise okul birincisi olmaya aday zeki hatta cin gibi bir çocuk."Haydi, bir koşu git al" dememle çocuk fırladı yerinden. Paldır küldür kapıyı açtı ve kapadı arkasından. Ama kapamasıyla birliket kapıdan "KLİK" diye bir ses geldi.
Eyvah dedim kendi kendime. Neden mi ?

Daha bir kaç gün önce öğretmen arkadaşlarla birlikte kendi başlarından geçen komik olaylardan, kapının kilidinin bozulmasıyla sınıflarında mahsur kalmalarından, sınıftaki tüm öğrencilerin hep bir ağızdan "YAŞASIIIINNN", "İŞTE EĞLENCE" nidalarıyla dersi nasıl kaynatmaya çalıştıklarından bahsederken kendi kendime "İnşallah benim başıma gelmez" diyerekten ettiğim dua geldi aklıma.
Bu durum karşısında önce "Yaa, lütfen olmasın" diyerek önce kapıya, sonra da "mıh

, evet sanırım oldu, sınıfta mahsur kaldık" diyerek öğrencilere baktım

Ve beklenen tepki hemen geldi . Hemen soğuk kanlılığımı ele geçirip.
" Durun, ne de olsa arkadaşınız dışarıda. Şimdi o gelir ve kat görevlisine haber verir" diyerek kontrolün elimde olduğunu gösterdim ( sanıyorum

)
Ve o sırada kapının kolunun hareket ettiğini gördüm. "Hıh, işte geldi" diyerek kapıya yaklaştım. Amacım, olayı dışarıdaki çocuğa söylemekti ama o da ne! benim zekasından kuşkumun olmadığı, cin mi cin öğrencim kapının koluna yapışmış şekilde kapıyı itip kakıyor. Ve dışarıdan şöyle bir ses geliyor;
"HOCAAAMMMM, DIŞARIDA KALDIM!!!!!!"
"Yavrum, akıllı evladım iyi düşün bi!!! Sen misin dışarıda kalan yoksa biz miyiz içeride mahsur kalan?!?" sorumdan sonra dışarıdan bir yanıt gelmedi ama o sene bitene kadar bu sözüyle o çocuk epey alay konusu oldu. ( Ben dahil, hele özellikle onun nöbetçi olduğu günlerde

)