Delo Mavi
Günün sıcaklığının liman taşlarından
yeni yeni silinmeye başladığı yaz akşamları varya
onlardan birinin tam ortasındayım
ege denizi taşları rahatlatmak için rüzgarla nefes alıyor gibi yapmakta
sol kolum beyaz iskemlenin üstünden taşmış
sağ elimle rakı bardağını hissetmeye çalışıyorum
Bozcaada'nın en güzel zamanı eylül
dört kişilik masada yalnız oturuyorum
tanıyanlar olursa gülümsemeli durumlar
ama kafamda o şarkı çalmaya başladı bile
artık tanıyanlar beni değil role girmiş yüzümü görüyorlar
hangi şarkımı?
Murathan munganın acıyı en saf haliyle anlattığı aleksis bestesi
"yaredir sinede eski sevgili, eski sevgili eski günler,
hayata baksana takmıyor kimseyi,
hiçbir şey diriltmez artık geçmişi yaredir yinede........ "
Ardarda yuvarlıyorum rakıları
sigara aldırmak için yanıma çağırdığım garson hüznüme hastamı oldu ne,
anlamlı ifadeyle yüzüme gülümsedi,
neden eski sevgili hep özlenirki?
Geçtiği için mi, bittiği için mi, zamanın akışının delili olduğu için mi?
Bence bekaretimizdir de ondan!
Ilktir, her şey yenidir alışılmamıştır, önlem alamamışızdır,
kendimizi koyvermişizdir bir daha asla o şekilde koyvermiyeceğimiz gibi,
zor bulunan bir şeydir
ben aşkımı neye benzetiyorum biliyormusun kardeş
sudaki balığın bir an yan dönmesiyle oluşan yakamoza
Bozcaada'da sarhoş oluyorum
şimdi kalkıp odada bira içmekte var,
karşımda delo mavi...
Garsona hesap diyorum, "abi yarın alırız" diyor.
"Eyvallah"
Ata Demirer
BOZCAADA
Eylül 2001