Aklımın karartılarının ardından görünen bir ışığın peşinden koşuyorum..
Dönüşümün eskittiği yolların tozu üstümde,
uzanıyorum kimsesiz yokluğunun yanıbaşına.
Sakınma gözlerini.
Yaralama aklımı bir kez daha.
Ağlatma..
Sadeleşiyor her sevdamın sonundaki tutkulu hüsranlar artık..
Eskimek başlıyor..
Sararmış sayfalara yazmaya başlıyorum sonra yarınsız aşklarımın sonlarını..
Sayfalar tükeniyor ve bir ömrün tükenişine karışıyor kelimeler..
Başkaları gitmiş olur, gidince;
Bir sen yakınsın, uzakta kalınca..
Sana o kadar yakınım ki. Bakışların kanıtlıyor bunu bana. Dönüşü olmayan yollara adım atmadan önce, herzaman hayalini kurduğum kadar yakınım sana. Neden herşeye bu kadar geç kaldık acaba? Yakınındayken tutamadığın ne çok şey geçiyor gözlerimizin önünden. Biz hiç tepkisiz; birisinin kaçan şeylerin üstüne itmesini bekliyoruz; saçma sapan bir umutla.. Asla olmayacak bir düşe inanıyoruz.
Yeniden sabah olacak.. Sen odaya dağıttığın birkaç parça eşyanı toplayıp, en savunmasız olduğum anda; uykunun kollarında; sessizce kapıdan çıkacaksın en başından beri yaptığın gibi. Bu kez farklı olacak. Biliyorum ki o kapıdan bir daha hiç ürkek adımlarla kaçmayacaksın çünkü o kapıdan artık içeri girmeyeceksin.
Uyuyorsun... O kadar masumsun ki... Yeryüzündeki bütün acıları yüzünde taşıyorsun. Yüzünden hüznün en son noktasındaki çizgiler geçiyor. Ve düşünde bile terk edip gidiyorsun gözlerimi. Gözlerine dokunuyorum sessizce. Özlemle yanan dokunuşlar oluyor bunlar; yanacağından korkuyorum. Kutsal bir gülümseme beliriyor yüzünde. Düşlerinde mutluluğu buluyorsun belki, belki benim hiçbirzaman içinde olmayacağım bir mutluluk oyununu taşıyor düşlerine; beyaz kanatlı bir umut kuşu. Sonsuzluk kadar güzel uyuyorsun ve ben sana o kadar yakınım ki. Ne korkutabilir ki bedenimi şimdi. Işıklar vuruyor pencereye, sokaktan arabalar geçiyor. Yanımdasın, içimde ezilen binlerce benle boğuşuyorum. Sen hala yanıbaşımdasın. Yanına uzanıp etrafına savurduğum düşünceleri izliyorum. Serseri kurşunlar gibi etrafımdan geçiyorlar. Çıldırıyorum... Kapkara bir gün doğmaya başlıyor... Sonu belkide hiç gelmeyecek bir gün.. Uyanmanı istemiyorum, uyumayı istemiyorum.. Gideceksin.. Ben çok uzaklarda; gözyaşlarının düşerken çıkardığı sesleri duyacağım; bomboş bir sokağın çıldırtan yalnızlığında. Kapatıyorum gözlerimi.. Gideceğini bilmenin yorgunluğu omzumda. Uyuyorum...
Yoksun! Neredesin? Herşey bildiğim gibi olup bitti. Yanağımda, gözyaşlarımın dokunduğu yerde dudaklarının sıcağını hissediyorum. Gözlerimi açıyorum yavaşça.. Karanlık... Sonsuz karanlık..! Bir şeyler yazıyor aynada:
Uyuyorsun..
Başka bir düşte sakın gözlerimi unutma..!
Başkaları gitmiş olur, gidince;
Bir sen yakınsın, uzakta kalınca..