Sana uzak kentlerden birinde,
Zamanın bir yerinde,
Seni ve senli günleri anımsattı,
Akşam güneşi.
Onca zamanın üstünde
Eskimeyen bir düşüncesin şimdi
İnsan her gün anımsar mı aynı gözleri?
Seni seviyordum ve senin haberin yoktu.
Saçlarını izliyordum uzaktan,
Kulağının arkasına düşüşü ve burnun
Herkesten başkaydı işte.
Güldüğün zaman yukarıya bakardın.
Yukarı kalkan başın
Ve gülen gözlerin vardı,
Ne güzeldiler.
Sen bilmiyordun,
Ben seni seviyordum.
Kalbime sığmıyordum aklımdan geçenler.
Duvarlara, vitrin camlarına, kaldırımlara çarpıyordu.
Geri dönüyordu çoğalarak.
Senin sesini duyduğum masalarda erteliyordum her şeyi,
Her şeyi erteleyişim oluyordun.
Mevsimler değişiyordu
Ve büyüyorduk.
Dönemeçler geçiyor,
Köprüler göze alıyor
Ve bazen tekin olmayan suların üzerinden atlıyorduk.
Cesurduk...
Ufuk çizgisi maviydi,
Gün batımı hep turuncu
Ve kırmızıydı bütün karanfiller.
Ben seni seviyordum,
Sen bilmiyordun.
Sevinmelerim oluyordun ara sıra,
Sen hiç bilmiyordun.
Sonra herhangi biri oldun.
Bütün sevinçlerim bittikten sonra
Yağmurlar yağdı serin haziran akşamları...
Derken bir gün uzaktan gördüm seni.
Saçların bana inat,
Başın her şeye meydan okuyarak.
İşte yine aynı...
Kalbimi acıttın.
Her zamanki gibi.
Değiştik sanıyordum.
Ve sen yine bilmiyordun.
Şimdi bunları anlatsa sana birileri
Kim bilir?
Ya da boşver bilme en iyisi...
İclal AYDIN