Glfm yazdı:Bu gece binlerce şey söylemek istiyorum ama ne söyleyeceğimi de tam olarak bilmiyorum. O kadar karışık ki kafam düzgün bir şekilde bile düşünemiyorum.Binlerce şey yazmak istiyorum, hatta onbinlerce. Yerimde duramayacak kadar sinirlerim geriyor beni fakat ne yapmam gerektiğini ise hiç bilmiyorum. Beynim dopdolu, rahatlamak istiyorum, sadece rahatlamak, sadece bunu istiyorum. Ne kadar saçma olsa bile yazmak, yazdıkça beynimi boşaltmak istiyorum ama bu hiç mümkün olmuyor...
Bu hissi çok iyi biliyorum. Beynimi söküp atmak, rahatlamak, deşarj olmak istiyorum.. Ama gerçekten dediğin gibi mümkün değil. Ne gün dolaşırım kafam boş ve huzurlu bilmiyorum, bilemiyorum.
Başkaları gitmiş olur, gidince;
Bir sen yakınsın, uzakta kalınca..
Bugün yeni başlıyor.Aslında on buçuk saat olmasına rağmen benim için başlayalı bir kaç saat oldu. Dün 14 saat uyudum. Bazen oluyor böyle bi yatıyorum kış uykusuna yatar gibi. Tabi onlar gibi arada kalkıp evi turlayıp geri yatmam da eksik olmuyor. Sen git o kadar uyu, bir de sabah kalkama, okulu as. Neyse bugün gözümün nuru İngilizce vardı, o da gitmiş oldu. Sanırım bu saatlerde ikinci İngilizce dersini görüyorlar. Şu dili sevemedim gitti. Yabancı dilleri yani. Ne olurdu tüm dünya tek bir dili konuşsa biz de böyle öğrenmek için zahmete girmesek?Amerika'nın yarısı tüm dünyanın İngilizce konuştuğunu sanıyormuş. Ne ilginç. Bazen tüm dünya Türkçe bilse dediğim olmuyor da değil. Ama bazen. Halledeceğim de şu dil işini nasıl yapacağız bakalım. Öğrendiğim zaman çıkacağım İngilizce öğretmenimin karşısına İngilizce konuşacağım Ben de öğrendim de öğretmenimin karşısında konuşmadığım kaldı . Her neyse... Ama ben sizi seviyorum İngilizce öğretmenim
İngilizce kursuna birkaç defa gittim hepsini en fazla 5 dersten sonra bıraktım. dediğin gibi sevmek lazım sanırım. İş hayatında çok gerekli oluyor ama ne yapayım sevmiyorummmm bu arada google translate sağolsun )