Reno: Ülkücüler çok yardım etti
Şu sıralar İspanya'da gösterime giren Kurtlar İmparatorluğu'nun başrol oyuncusu Jean Reno, Türkiye'deki çekimlerde ülkücülerin çok yardım ettiğini söyledi.
Fransızlar tarafından bir bölümü Türkiye'de çekilen, Türk mafyası ve Türkiye'deki ülkücüleri anlatan 'Kurtlar İmparatorluğu' adlı film İspanya'da da sinamaseverlerle buluştu.
Paris banliyölerinde çalışan 3 Türk kadının cinayete kurban gitmesini araştıran bir polisin öyküsü üzerine kurulu filmin başrol oyuncusu Jean Reno İspanyol El Pais gazetesine bir demeç verdi. Fransız aksiyon filmlerinin dünyaca ünlü aktörü Reno, çekimlerde hem Türk hükümetinden, hem de Türk mafyasından büyük yakınlık gördüğünü söyledi. Reno, Türk ülkücülerinin de çekimlerde kendisine yardımcı olduğunu kaydetti.
"Ülkücüler filmin çekimlerinden büyük zevk aldı"
El Pais gazetesindeki demecinde, mafyanın Türkiye'de yasadışı insan ticaretinde büyük 'söz sahibi' olduğunu söyleyen Jean Reno, Kurtlar İmparatorluğu filminin çekimlerini yapabilmek için bu çevrelerden izin almak zorunda kaldıklarını itiraf etti. Jean Reno, Türk ülkücülerin de filmin çekimlerinden büyük zevk aldığını belirtirken, "Bu filmde ülkücüler kendi güçlerini görürken büyük zevk aldı" dedi.
Türkiye'de de gösterilen Kurtlar İmparatorluğu, Fransız 'best seller' yazar Jean-Christophe Grange'ın kitabından uyarlanarak beyaz perdeye aktarıldı.
En büyük sinema yıldızı "Tom Cruise"
Empire dergisi tarafından yapılan bir anketin sonuçlarına göre, Amerikalı ünlü aktör Tom Cruise bütün zamanların en büyük ve yine bütün zamanların en rahatsız edici film yıldızı seçildi.
Empire dergisinin 10 bin sinemaseverin katılımıyla yaptığı ankette Robert De Niro ve Marilyn Monroe'nun yanı sıra pek çok sinema devini geçen Cruise, ilk sıraya oturdu. Aynı ankette Kate Winslet ve Kevin Spacey ise en gözde aktris ve aktör unvanlarını aldılar.
Tüm zamanların en büyük film yıldızı seçilen Cruise, tüm zamanların en rahatsız edici film yıldızı kategorisinde ise Jennifer Lopez, Julia Roberts, Adam Sandler ve Jim Carey'i geride bıraktı.
Gözde aktris kategorisinde 'Finding Neverland'ın filminin yıldızı Kate Winslet, Nicole Kidman ve Natalie Portman'ı geride bırakırken, "American Beauty" filminin yıldızı Spacey de gözde erkek oyuncu kategorisinde Tom Hanks ve Johnny Depp gibi pek çok aktörü geçti.
Ankete katılanlar, en iyi yönetmen unvanına Steven Spielberg'i layık görürken, Spielberg'i King Kong filminin yönetmeni Peter Jackson takip etti.
Jackson'ın yönettiği 'Yüzüklerin Efendisi' üçlemesi ise en iyi film seçildi.
Dövüş filmlerinin Hong Kong'lu oyuncusu Jackie Chan ve Amerikalı ünlü oyuncu Danny DeVito, aksiyon komedi '90 Mins' için görüşmedeler...
'Moviehole.net'in haberine göre "Rush Hour" serisinin Hong Kong'lu başarılı oyuncusu Jackie Chan ve "Batman Returns", "Big Fish", "Be Cool" gibi filmlerin Amerikalı ünlü ismi Danny DeVito, '90 Mins' adlı proje için görüşmelerini sürdürüyorlar.
Temmuz ayındaki Dünya Kupasından önce sinemalarda olması istenen film, okulları için para kazanmaya çalışan iki futbol takımının öyküsünün anlatıyor. Filmin çekimlerine Şubat ayı içerisinde başlanması hedefleniyor.
Vizyona rakibinden 5 gün önce giren Narnia Günlükleri toplam 225 milyon dolarlık hasılatla yarışı önde götürüyor. Haftabaşında 8 milyon dolar günlük hasılat yapan film özellikle küçük izleyicilere hitap ediyor. Türkiyede, Bayram Tatili sırasında salonlara çıkacak olan filmin dünya çapında yapacağı hasılatın Harry Potter kadar olmasa da bir hayli yüksek olacağı tahmin edilmekte.
Toplam 175 milyon dolar hasılatla gişe savaşlarının diğer iddialı filmi King Kong ise haftabaşında 7 milyon dolar günlük gişeyle ikinci sıradaydı.
328 milyon dolarlık dünya hasılatıyla yapım bütçesini karşılayan King Kongun da yılın yüksek gişe başarılarından birine imza atacağına kesin gözüyle bakılıyor. Yine de dev gorilin, Narnia Günlükleri: Aslan, Cadı ve Dolapın grafiğini yakalaması biraz zor.
Türkiyenin önemli kültür ve turizm merkezlerinden Kapadokya bölgesinde,2005 yılı içerisinde 19u yerli,23ü de yabancı olmak üzere toplam 42 film ve belgesel çekimi gerçekleştirildi.
Nevşehir Müze Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgilere göre, Kapadokya, Türkiyenin en önemli film platolarından biri olma özelliğini,2005 yılında da sürdürdü.
Geçen yıl içerisinde TRT, TGRT ve Kanal B başta olmak üzere Türkiyeden 19 televizyon ve özel prodüksiyon şirketi, bölgede film, belgesel ve fotoğraf çekimi yaptı.
Kapadokya bölgesine, yabancı televizyon kanalları ile prodüksiyon şirketleri, toplam 23 kez geldi. Güney Koreden 3, Hindistan, Dubai, İngiltere ve Japonyadan 2, Avusturya, Çin, Moğolistan, İsrail, Singapur, Almanya, İtalya, Amerika, Rusya, Fransa, Tayvan, İspanyadan birer televizyon ve dergi ekibi, bölgede film ve fotoğraf çekimlerinde bulundu.
Dünyaca ünlü National Geographic Dergisi de Kapadokya bölgesinin tarihi mekanlarında,2005 yılı içerisinde fotoğraf çekimleri yaptı.
Bölgenin çekimler için en çok ilgi gören merkezleri arasında, Göreme Açık Hava Müzesi, Zelve ve Paşabağları ören yeri, Kaymaklı ve Derinkuyu yeraltı şehirleri ile Avanos çanak çömlek atölyeleri yer aldı.
Factory Girl için kamera karşısına geçen Sienna Millerı sette ziyaret eden sevgilisi Jude Lawa yapımcılardan yasak geldi.
The Mirror gazetesinin haberine göre Factory Girl filminin yapımcılarından Hollywoodun ünlü yıldızı Jude Lawa yasak geldi. Çekimleri Shreveport, Louisanada devam eden filmin setine, sevgilisi Sienna Millerı görmek için gelen Law, yapımcıları Millerın rolüne konsantre olmasını engellediği için rahatsız etti.
'Factory Girl'ün küçük bütçeli ve bağımsız bir film olmasından dolayı risk alamayacaklarını düşünen yapımcılar, Lawın seti ziyaretlerine müdahele ettiler.
Pop-art'ın öncülerinden olan Andy Warholun eroin bağımlısı sevgilisi Edie Sedgwicki canlandıran Millerın ise arkadaşlarına kendini bu filmle kanıtlamak istediğini söylediği biliniyor.
Clive Owen, Denzel Washington ve Jodie Foster, yönetmen Spike Lee'nin son filmi 'Inside Man'de bir araya geldi.
Owen'ın canlandırdığı Dalton Russell, tarihin en büyük soygununu yapmaya soyunur. Bu soygun aynı zamanda büyük bir rehin alma olayıdır. Dalton'un hayatı boyunca planladığı soygunun başarısız olması demek, olayın bir felakete dönüşmesi demektir.
Denzel Washington, filmde New York polis departmanı dedektifi Frazier'ı canlandırıyor. Frazier, olayı en az hasarla sonlandırmakla görevlendirilir, fakat bankadaki Dalton'un yanı sıra, dışarıda da pazarlıklar yapmak zorunda kalması işini zorlaştırır.
Jodie Foster'ın canlandırdığı karakter ise Frazier'la sürekli çatışan başka bir dedektiftir. Frazier ona şüpheyle yaklaşır. Böyle bir ortamda bankanın dışında da içinde de sinirler gerilir.
'Inside Man', ABD'de önümüzdeki Mart ayının sonunda, İngiltere'de ise Nisan ayında gösterime girecek. Filmin Türkiye'deki gösterim tarihi ise henüz belli değil.
ABD'de gösterime giren ve George Clooney'nin rol aldığı 'Syriana', eski CIA ajanı Robert Baer'in 'See No Evil' isimli kitabından uyarlandı
Jeopolitik bir gerilim filmi olan 'Syriana'da Ortadoğu'da terör ve petrolle bozulan güç dengeleri ele alınıyor.
Stephen Gaghan'ın yönettiği filmde George Clooney'nin yanı sıra Kayvan Novak, Amr Waked, Christopher Plummer, Jeffrey Wright, Chris Cooper ve Matt Damon da rol aldı.
Filmin çekimleri Birleşik Arap Emirlikleri ve Fas'ta gerçekleştirildi.
Petrol zengini bir Arap ülkesinin emiri ölmek üzeredir. Tahtını oğullarından birine bırakacaktır. Biri, her tür manipülasyondan etkilenirken diğeri başarılı bir siyasetçidir.
Ülkedeki etkisini korumak isteyen ABD, CIA ajanı Robert Barnes'ı manipülasyonlardan etkilenen veliahtın başa geçmesini sağlamak üzere ülkeye yollar.
'Syriana'yı değerlendiren Matt Damon, filmin güncel bir konunun etrafında döndüğünü ve her hikayenin insanlığın devamıyla ilintili olduğunu söyledi.
George Clooney ise 'bir konudan başlayıp birtakım ipuçlarıyla izleyiciyi sarsan bir film. Bir detektif hikayesi gibi. Aynı zamanda karşılıklı ilişkilerdeki yozlaşmayı da anlatıyor' yorumunda bulundu.
Stephen Gaghan da 'şimdiye kadar petrolle ilgili yapılmış en büyük hikaye' açıklamasında bulundu.
'Bob Barnes etkileyici bir karakter' diyen Clooney, 'kendini her an bir tehlikenin içinde buluyor. Onu bu belaya bulaşmasının nedeni çalıştığı şirketin çevirdiği üçkağıtlar' dedi.
George Clooney, 'tartışmaları provoke etmek için çaba gösteriyor. İşte benim bu filmi sevmemin sebebi. Benim bu filmle ilgilenmemin sebebi bu' yorumunda da bulundu.
Film, Türkiye'de ise önümüzdeki nisan ayında vizyona girecek.
Andrew Lloyd Webberin Operadaki Hayalet müzikali,7486ncı temsiliyle, Broadwayde bugüne dek en uzun süre sergilenen gösteri unvanını kazandı.
Besteci Lloyd Webber, Operadaki Hayalet'in, yine kendi eseri olan ''Cats'' müzikalinin rekorunu elinden almasıyla ilgili olarak, ''Başarı için hazır bir formülünün olmadığını'' söyledi.57 yaşındaki Webber, ''Eğer bir formülüm olsaydı, onu uygular ve yeni bir eser yazardım'' diye konuştu.
Ünlü İngiliz besteci Andrew Lloyd Webberin en tanınmış eserlerinden olan Phantom of the Opera (Operadaki Hayalet) ,18 yılda 7486ncı kez izleyiciyle buluştuğu Broadwayde, en uzun süre sahnelenen müzikal oldu.
Andrew Lloyd Webberin Operadaki Hayalet müzikali, perdelerini bu kez, Broadwayde bugüne dek en uzun süre sergilenen gösteri olmaya açtı.7486ncı kez sahnelenen müzikal, seyirciyle ilk kez 1998 yılı Ocak ayında buluşmuştu.
Operadaki Hayalet, bugüne dek dünya çapında üç milyar doların üzerinde hasılat yaptı, halen Broadwayde kapalı gişe oynamaya devam ediyor. Dünya çapında seksen milyondan fazla kişinin izlediği Operadaki Hayalet, Londrada da New Yorktan iki yıl önce sergilenmeye başlamıştı.
Gösterişli romantizm ögeleriyle bezeli eser,1910 tarihli ve Paris Opera binasındaki bir hayaletin aşkını anlatan bir kitaba dayanıyor. Müzikalin yaratıcısı Andrew Lloyd Webber, Phantom of the Operanın bu kadar ilgi çekmesini, bence insanları çeken, işlediği aşk hikayesi diye yorumluyor ve ekliyor;
Özellikle kadınlar çok düşkün. Bir müzikalin onlarca yıl genç kadınları kendine çekmesi alışıldık değil.
Operadaki Hayalet ile aynı unvana sahip bir önceki gösteri ise, yine Webberin Cats müzikaliydi. Cats, New York sahnesini 2000 yılında kapamıştı. Kaynak: e-kolay.net/Sinema
Belgesel Proje Geliştirme ve Uluslararası Ortak Yapım Atölyesine proje ile başvurmak için süre bugün doldu; projesiz katılım için başvurular ise 6 Şubat Pazartesi gününe kadar devam ediyor.
24-28 Şubat 2006 tarihlerinde Boğaziçi Üniversitesi Mithat Alam Film Merkezinde gerçekleştirilecek olan atölyeye, projesiyle başvuranlar, yabancı uzmanlar eşliğinde projelerinin uluslararası potansiyelini geliştirip, yurtdışındaki eğilimleri tanıyacak, ortak yapım için olasılıkları değerlendirip, finansman kaynaklarına nasıl erişebileceklerini öğrenecekler.
BELGESEL PROFESYONELLERİNE ULUSLARARASI ATÖLYE
24-28 Şubat,2006
Boğaziçi Üniversitesi Mithat Alam Film Merkezi
Kuruluşundan itibaren, Belgesel Sinemacılar Birliği Belgesel Sinema Alanının nitelik ve nicelik olarak geliştirilmesi ve üretim koşullarının güçlendirilmesi amacına yönelik bir dizi çalışma yürütüyor.
Sektörel altyapının iyileştirilmesine yönelik araştırma ve kuramsal çalışmaların yanısıra, yurtdışındaki sektörel toplantılara katılarak izledi, yurtdışındaki üretim koşulları hakkında incelemeler ve araştırmalar başlattı.
Yapılan bu çalışmalar sonucunda, Türkiyede sinema sektörünün yeniden yapılanması ve uluslararası entegrasyon sürecini öngören, kapsamlı bir proje oluşturuldu. Projede, üretim tarafı olarak yönetmen ve yapımcılar, finans tarafı olarak da yayıncılar ve dağıtımcıları hedefleyen çalışmalar gerçekleştirilecek.
Bu geniş perspektifli projenin ilk ayağı olarak 24-28 Şubat,2006 tarihlerinde Boğaziçi Üniversitesi Mithat Alam Film Merkezinde yapımcı ve yönetmenlere yönelik Belgesel Proje Geliştirme ve Uluslararası Ortak Yapım Atölyesi gerçekleştirilecek.
Atölye tüm katılımcılara ücretsiz.
Amaç: Uluslararası finansman kaynaklarına ulaşmak
Atölyenin temel amacı, uluslararası ortak yapımlara taraf olmak konusunda Türkiyeli yapımcıların yolunu açmak, ve ortak yapımlar yoluyla üretilecek belgesel filmlerin sektöre yeni finansal kaynak akışı getirmesini sağlayarak sektörde sürdürülebilir üretim için bir zemin oluşturmak.
5 günlük çalışma atölyesi
Atölyenin ilk üç gününde uluslararası ortak yapım sisteminin temel çerçevesi, işleyiş mekanizmaları; Avrupa belgesel piyasasının başlıca kurum ve kaynaklarının anlatıldığı paneller gerçekleştirilecek; uluslararası ortak yapım süreçleri sonucunda yapılmış örnek filmler sinematografik yapılanma ve yapım koşulları olarak incelenecek. Son iki gün ise uygulamalı olarak uluslararası piyasaya yönelik proje geliştirmeye ayrıldı. Katılımcıların kendi projeleri üzerinden finansman stratejilerinin oluşturulması, atölyenin bu bölümünün önemli içeriklerinden birisi.
Profesyonel yapımcı ve yönetmenlere yönelik
Atölyenin proje geliştirme bölümü esas olarak profesyonel olarak Türkiyede belgesel üreten, deneyimli, Türkiyede başarılar elde etmiş ve uluslararası piyasaya çıkmak isteyen, uluslararası üretim mekanizmalarına dahil olmak isteyen, uluslararası finansman kaynaklarına ulaşmak isteyen, aynı zamanda filmlerinin uluslararası dağıtım şebekelerine girmesini isteyen yapımcı ve yönetmenlerine yönelik tasarlandı.
Paneller ve film analiz bölümleri ise belgesel alanında çalışan profesyoneller, yapımcılar, yönetmenler ve şirket sahipleri yanında, bu alandaki akademisyenler, sinema, iletişim, radyo TV bölümlerindeki üniversite öğrencileri ve bu bölümlerden mezun olanlara da açık.
Atölye, Projeler üzerinden uygulamalı
Atölyeyi ayrıcalıklı kılan özellikle Proje Geliştirme bölümü. Katılımcılar kendi belgesel film projelerini yurtdışına yönelik geliştirecek. Proje geliştirme bölümünde ilk gün katılımcılar küçük gruplara ayrılarak kendi projelerinin sunumunu yapıp, uzmanların danışmanlığında atölyenin diğer bölümlerinde anlatılan bilgileri kendi projeleri üzerinde pratik olarak uygulamaya koyma fırsatı bulacaklar. Yapılan yorumlara göre yeniden biçimlendirilecek olan projeler atölyenin son gününde toplu halde sunulacak. Oluşturulan stratejiler doğrultusunda o projenin uluslararası ortak yapım için somut olarak uygulanabilecek bir yapım takvimi oluşacak.
Atölye eğitmenleri, yurtdışından gelen uzmanlar
Atölyenin içerik olarak biçimlendirilmesinde bu konuda yurtdışında en yetkin ve deneyli kurum olan EDN (European Documentary Network) ile işbirliği içinde hareket ediliyor. Atölyeye yurtdışından katılacak uzmanlar ise şöyle:
Leena Pasanen: Danimarka. Ocak ayında EDNnin yeni başkanı olacak. Uzun yıllar Finlandya Televizyonu YLE Teemanin program müdürlüğünü yürütmüş bir profesyonel.
Heino Deckert: Almanya. EDN yönetim kurulunda. Yapımcı ve dağıtımcı. Dağıtım olanakları hakkında özel bilgi verebilecek. Almanyada üretim ve finans koşulları hakkında bilgilendirecek.
Esther Hoffenberg: Fransa. Deneyimli bir yapımcı, yönetmen ve eğitmen. Yönetmenliğini yaptığı The Two Lives of Eva filmi ile kişisel filmler üretmek hakkında deneyimini paylaşacak. Fransız sinema endüstrisi ve belgesel sektörü hakkında ve ortak yapım olanakları hakkında bilgi verecek.
Wessel Van Der Hammen: Hollanda. IKON televizyonunda uzun yıllar programcılık yaptıktan sonra şimdi serbest danışmanlık yapıyor. Hollanda sinema, televizyon ve belgesel sektörü hakkında bilgi verecek.
Florin Iepan: Romanya. Türkiyeyle benzer şartlarda olan Romanyadan gelen eğitmen, uluslararası piyasaya girebilmenin deneyimini paylaşacak.
Sponsorlar
Uluslararası Belgesel alanının en önemli festivali niteliğini taşıyan Amsterdam Uluslararası Belgesel Festivali IDFAya bağlı bir fon olan ve gelişmekte olan ve/veya geçiş sürecindeki ülkelerdeki belgesel çalışmalarına destek veren Jan Vrijman Fund bu projeyi desteğe değer buldu. Jan Vrijman Fonunun desteği, herşeyden önemlisi projenin onaylanması, proje amacının uluslararası süreçle uyum içinde olduğunun bir göstergesi.
En büyük maddi desteği TC Kültür ve Turizm Bakanlığı sağladı. Bu projenin tüm sektörde gerçekleşmesi gereken dönüşüm için önemli bir adım olması nedeniyle Bakanlığın projeye verdiği destek önem taşıyor.
Boğaziçi Üniversitesi Mithat Alam Film Merkezi atölyeye evsahipliği yaparak en büyük lojistik destek verenlerden biri. European Documentary Network ise uzmanlıklarını bizimle paylaşarak atölyenin içeriğinin yapılanması, eğitmenlerin ve filmlerin seçimi konusunda Belgesel Sinemacılar Birliğine danışmanlık yapıyor.
Fransız Kültür Merkezi ve Hollanda Konsolosluğu daima olduğu gibi destekleriyle İstanbulun kültür sanat çevresi için Belgesel alanındaki etkinliklerin olabildiğince zengin ve verimli olarak gerçekleşebilmesini sağlıyor.
Kaynak: NTV-MSNBC