[color=#d10000]<?PHP [/color]
[color=#0000ff]echo ("[/color][b][color=#0051ff][i] When the rain keeps falling can't you hear me calling? For somebody new Someone just like you [/i][/color][/b][color=#002dff]");[/color]
[color=#e30000]?>[/color]
Şimdi sen buradasın galiba,
biraz sıcaklık biraz gözyaşı var yüzümde.
Tükenen hasretlerde olurmuş anlıyor insan.
Bir gün dönsen de, bir gün yine gülsen de bana, yaralar unutulmayacak bir daha,
acının üretkenliğinde yaşayacak herzaman.
Saçma sapan şeyler yazılacak,
bir ismi olacak şimdi bilmediğim.
Hiçbir anlamı olmayacak,
herşey kararacak...
Ve son bulacak tekrar edip duran acılar..
Başkaları gitmiş olur, gidince;
Bir sen yakınsın, uzakta kalınca..
gözlerim gözlerine değdiğinde
ruhum sanki isyanlarda
betimsiz hayaller kaplar yüreğimi
sen zaten ilgisizce
sen bir yabancının ellerinde
ben sanki bir kaldırım taşı
ben bir figuran belki de
günün karanlıklarından artakalanlar sadece
kendince...
her seni gördüğümde ağlarım gönülsüzce
ne sen,
ne de senin hayallerin silebilir gözyaşlarımı
kendimce...
gözyaşlarım akarken sessizce
gözlerinden uzak;
gözlerim görmez olur, sen gidince...
Başkaları gitmiş olur, gidince;
Bir sen yakınsın, uzakta kalınca..
Hani erken inerdi karanlık,
Hani yağmur yağardı inceden,
Hani okuldan, işten dönerken,
Işıklar yanardı evlerde,
Eskidendi, çok eskiden.
Hani ay herkese gülümserken,
Mevsimler kimseyi dinlemezken...
Hani çocuklar gibi zaman nedir bilmezken,
Eskidendi, çok eskiden.
Hani hepimiz arkadaşken,
Hani oyunlar tükenmemişken,
Henüz kimse bize ihanet etmemiş,
Biz kimseyi aldatmamışken,
Eskidendi, çok eskiden.
Hani şarkılar bizi bu kadar incitmezken,
Hani körkütük sarhoşken gençliğimizden,
Daha biz kimseye küsmemiş,
Daha kimse ölmemişken,
Eskidendi, çok eskiden.
Şimdi ay usul, yıldızlar eski
Hatıralar gökyüzü gibi gitmiyor üstümüzden
Geçen geçti,
Geçen geçti,
Geceyi söndür kalbim
Geceler de gençlik gibi eskidendi
Şimdi uykusuzluk vakti.
Başkaları gitmiş olur, gidince;
Bir sen yakınsın, uzakta kalınca..
Bekleyenim sadece
Şair falan değilim..
İnanmazsan gel de gör
Yazamıyorum kavuşunca
Rezil oluyor dizelerim..
Mahkumun mahpushane duvarına
Ya da koğuşta bir askerin
Ranzasına çarpı atması gibidir benim sana yazmam..
Ne olur
Bekleyişimin koyuluğu ürkütmesin adımlarını
Hata olmaz teşbihte..
İnan bir dokunman yetecek
Uzakta,
Bambaşka bir ayrılık anında bekleyecek beni
Alıp başını gidecek bu hasret şiirlerim Dizeleri boşver dizinde uyumak var..
Sen gel.. nereye giderse gitsin şairliğim....
Kız Kulesi’ne akıttım,
İnceden inceye gözyaşlarımı...
Şiirleri dinledim,
Ağlamaya yardımcı...
Ne konuşmak istiyorum,
Ne de yazmak...
Yüreğim taranmış bir beden gibi,
Mermisi sözlerden bir makineliyle...
Yüreğim yok artık,
Cenazesi kayıp...
Yaşamak zor bana,
Bu ayrılık kor bana....
Sırtımda yalnızlığım,
Gurbete gidiyorum...
Kaçıyorum ondan...
Ondan...
Kuşların kanadına takıp hüznümü,
Göç ediyorum...
Aşkından...
Hasret...Bavulumda götürdüğüm...
Garibim...
Şu boş dünyada garip...
Mevsimlerim yok artık...
Her yanım buzdan bir çöl,
Ölene kadar yürüdüğüm...
Martılar ağlıyor arkamdan,
Yokluk denizinde...
Ayrılık...Ah, ayrılık...
Seni seçtim...
Sevdiğimin bakışı,
Köz olmuş, yakarken yüreğimi,
Seni seçtim...
Ama bu ne büyük bir acı!....
Öyle bir dert ki, yüreği buharlaştıran...
Öyle bir dert ki, sancılar yoğuran...
Hasretmiş adı, soluksuz bırakan
Başkaları gitmiş olur, gidince;
Bir sen yakınsın, uzakta kalınca..
Ellerinden utanıyorsun.
Benim umutlu olmaktan utandığım gibi...
Gösterişli bir vitrin gibisin.
Ağladığını bir tek sen biliyorsun
Ağladıkça daha da ışıldıyor sahipsiz güzelliğin.
Bense hep yoldayım. Evim hiç olmadı. Kaçıyorum...
Sahipsiz güzelliğin verdiği acıdan kaçıyorum.
Kaçmaktan kaçıyorum.
Hiçbir şey istemiyorum.
Belki utandığın ellerini sadece...
Ellerin vitrinin dışında, nasıl da masum sıcak.
Alışmamışım mutlu olmaya ben,
Ellerini vitrine koyup, kendimden kaçıyorum
Başkaları gitmiş olur, gidince;
Bir sen yakınsın, uzakta kalınca..