İlginç Bilgiler

Paylaşmak istediğiniz aklınıza gelen konular, olaylar..
Cevapla
Kullanıcı avatarı
keops
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 3907
Kayıt: 20-07-2005 15:08
Konum: nowhere

İlginç Bilgiler

Mesaj gönderen keops »

1 Nisan şakasının kökeni nedir? 1564 yılında Fransa
kralı IX Charles, yıl başlangıcını Ocak ayının birinci
gününe aldı. Daha önce Avrupada yaygın olan yıl
başlangıcı Mart 25 idi. O zamanki iletişim şartlarında
IX Charles'in bu kararı fazla yayılamadı. Duyanlar ise
protesto amacıyla eski adetlerine devam ettiler.1
Nisan'da partiler düzenlediler. Diğerleri ise onları
Nisan aptalları olarak nitelendirdiler.1 Nisan'a bütün
aptalların günü adını verdiler. Bu günde diğerlerine
sürpriz hediyeler verdiler, yapılmayacak partilere
davet ettiler, gerçek olmayan haberler ürettiler.
Yıllar sonra Ocak ayının yılın ilk ayı olmasına
alışılınca, Fransızlar 1 Nisan gününü kendi
kültürlerinin parçası görerek devam ettirdiler. Oradan
da bütün dünyaya yayıldı

İnsanlar niçin içki kadehlerini tokuştururlar? Bu
konuda iki ayrı açıklama vardır. 1) İnsanların beş
duyusunu tatmin amacıyla şarap kadehini sofrada çın
sesiye tokuşturmak. Şarabın rengi, görme; diliyle tat
alma; burunla koklama;eliyle dokurma,ve çın sesiyle
işitme. Şarap bütün duyguları tatmin eder anlamını
taşır. 2)Antik çağlarda bir insanın düşmanını yemeğe
davet edip,ona zehirli içki sunması doğal sayılıyordu.
Ev sahibi içkinin zehirsiz olduğunu kanıtlamak için
kendi içkisini havaya kaldırır ve misafirin içkisinden
bir yudumun kendi kadehine dökülmesini isterdi. Sonra
aynı anda içkilerini içerlerdi. Misafir böyle durumda
ev sahibine güvenini göstermek için kadehini ev
sahibinin yukarı kaldırdığı kadehe hafifçe vurur, çın
sesiyle içkiyi denemeye gerek olmadığını gösterirdi.

Çinliler yiyeceklerini niçin çubukla yerler?
Çinlilerin yemek yeme alışkanlıklarının yiyeceklerini
çok küçük parçalar halinde yemelerinden çubuk
kullandıkları anlaşılıyor.Çinde eskiden yalnızca
zenginler masada otururlardı. Halkın çoğunluğu
tabakları ellerinde yemek yerlerdi. Bir elleriyle
tabaklarını tutar, öteki elleriyle çubuk kullanarak
beslenirlerdi. Hızla artan nüfus yüzünden yiyecek
sıkıntısı çeken çinliler önlerindeki yiyeceği küçük
parçalar halinde çoğaltarak yiyorlardı. O zamanlar
ağaç sıkıntısı nedeniyle de tahta kullanımı
kısıtlıydı. Masa kullanımı bu yüzden çok zordu.
Çubuklar fildişinden ve kemikten yapılırdı.

Dünyanın en çok söylenen şarkısı hangisidir? Bu
şarkı"Happy birthday to you" dur. Şarkının asıl
kaynağı Amerika'lı iki kız kardeşe aittir. Orijinal
adı " Good Morning to All" yani " hepinize
günaydın"dır. Daha sonra güftesi değiştirilerek bütün
dünyaya yayılmıştır. Fakat telif hakkı kardeşlere
aittir, onlardan sonra da Warner/chappel müzik
şirketine geçmiştir. Müzik ticari amaçlı kullanıldığı
zaman şirkete ödeme yapma zorunluluğu vardır

Mezara niçin çiçek konulur? İlk olarak Mısır Firavunu
Tutamkamon'nun milattan önce 1346 da öldüğünde
mezarının çiçekten tacçlarla kaplandığı saptanmıştır.
Kuzey Avrupada ise M.Ö 2000 yıllara kadar mezara çiçek
konduğu belirlenmiştir. O zamanlarda bu çiçeklerin
amacı iyi ruhları çekme, kötaü ruhları kovma
amacıylaydı. Sonradan ise asıl amaç cesetler çürürken
çıkan kokuyu kamufle etme amacını taşır. Servi ağacı
da bu nedenle mazarlıklarda kullanılır. Ağacın
yaprakları rüzgarı önler, kendine özgü ferah kokusu
vardır. Cenaze törenherinde siyah giyinmenin amacı da
mezarlıklarda hayalletlerden sakınmak amacı
taşımaktadır.

İnsanlar saatlerini niçin sol kollarına takarlar? Özel
bir durum veya farklı olma düşüncesi yoksa insanların
çoğu saatlerini sol kola takar. Çünkü çoğunluk sağ
elini kullanmaktadır ve bu kolun daha hareketli olması
nedeniyle saatin bir yerlere çarpıp zarar görme
olasılığı yüksektir. Zaten saatin kurma düğmesi 3
rakamının yanındadır. İnsanlar saati kurmak
istedikleri zaman onu bilekten çıkarmadan sağ elle
uzattıkları sol kollarındaki saati kurabilirler.

Satrançta şah niçin o kadar pasiftir? Çünkü şah koruma
altındadır. Zaten satrançta amaç şahı almaktır. O
yüzden bütün taşlar onu korumakla görevlidir. Vezir
ise başkumandan gibi şaha yardım eder. İleri geri,
çapraz her yöne gidebilir. Batıda vezire Kraliçe adı
verilmiştir. Bununla Kraliçe'nin Kralın en büyük
desteği olduğunu işaret etmektir. Satranç 6. yüzyılda
Hindular tarafından oynanmaya başlanmış, oradan
dünyaya yayılmıştır.

Bir hafta niçin 7 gündür? Babilliler 7 günlük haftayı
zaman birimi olarak kullanıyorlardı. İlk çağlarda
bilinen beş gezegen ile güneş ve ayın sayısı nın 7
oluşu bu sayıyı gizemli ve uğurlu kılıyordu. Daha
sonra dinlerde göğün 7 kat oluşu ve doğadaki ana renk
sayısının 7 oluşu, müzik notalarının 7 oluşu sayının
önemini daha çok belirtti. Daha sonra Fransa takvim
yapısını değiştirerek hafta sayısını 10 yaptı ama
kabul görmedi. Rusya 5 günlük hafta uygulamasına
geçti, o da tutulmadı. Sonunda yine hafta 7 gün olarak
kaldı.

Niçin otellerin kapıları döner kapıdır? Döner
kapıların tek amacı enerji tasarrufudur. Büyük
binaların içerleri devamlı olarak ısıtılır. Açılan
normal kapıdan içeri soğuk hava rahatlıkla girer. Eğer
normal kapı kullanılırsa hava değişimi nedeniyle
klimalar veya motorlar yeniden çalışacaktır. Özellikle
çok kişinin girip çıktığı otel veya benzeri binalarda
enerji tasarrufu için döner kapı kullanılır. Döner
kanatlar sıcak havanın dışarı çıkmasına, soğuk havanın
da içeri girmesini engeller.

Bardaktaki buzlar niçin birbirlerine yapışırlar? Buzun
erimesi için yalnızca sıcaklık değil basınç da
önemlidir. Dağlardaki buzulların kayma nedeni de
budur. Basınçla alt tabaka erir ve kayma oluşur. Bir
kabın içinde ya da bir bardakta üstüste duran buzların
herbiri altındakine değdiği noktada bir basınç
oluşturur ve bu noktada çok küçük kısım erir.Buradan
hareket eden su çok az yanda iki buz küpçüğünün
birleştiği noktada tekrar donar. İki buz parçası
kaynak yapılmışcasına birbirlerine yapışır ve orada
bir daha erime olmaz.

Kumaşlar yıkandıktan sonra niçin çeker? Aslında kumaş
ıslanınca lifler şiştiğinden kumaşın az biraz uzaması
gerekmektedir. Ama bükümlerin açılarındaki
deformasyonun yarattığı çekme kuvveti daha fazla
olduğundan sonuçta kumaş boydan kısalır. Kumaş
yıkandıktan sonra kurutulduğunda şişmiş lifler eski
durumlarına gelirler. Ama kumaş ilk ölçülerine
dönemez. Su, yüksek ısı, çalkalama, sabun hepsi
kumaşın çekmesini kolaylaştırır. Kumaş birkaç kez
yıkandıktan sonra ölçüleri belli bir dengeye ulaşır ve
ondan sonra yıkandığında çekmez.

Çinlilerin gözleri niçin çekiktir? Yalnız çinlilerin
değil, Orta ve Güneydoğu Asya'da yaşayanların,
japonların hatta Eskimoların da gözleri çekiktir.
Aslında göz yapısı bütün dünyada aynıdır. Farkı
yaratan göz kapaklarıdır. Çekik gözlü diye
nitelendirilen ırklarda gözün üzerindeki göz kapağının
ikinci kıvrımı, gözün üstüne daha çok inmiştir. Bazı
teorilere göre bu kıvrım insanların gözlerini yoğun
kar tabakasının, göz kamaştıran ışığından korumak için
bir çeşit kar gözlüğü gibi gelişmiştir. Çinde ve öteki
bölgelerde her ne kadar yoğun kar yağmıyorsa da
onların atalarının buzul çağında kuzeyde yaşadıkları
daha sonra güneye indikleri kanıtlanmıştır. Yalnız
gözleri değil, burunları da rüzgara karşı korunmak
için küçülmüş, burun delikleri soğuğu engellemek için
daralmıştır. Ciltleri de koruma amaçlı olarak
yağlıdır. Göz kapakları da yağlıdır. Gözü ve iç
tabakalarını kara ve buza karşı korur. Yani çekik
gözlü değil, düşük göz kapaklı, demek daha doğrudur.

İnsan korkunca niçin dişleri birbirine vurur? Bir
insan büyük bir tehlike veya korku verici olayla
karşılaşınca vücudu otomatikman savunmaya geçer. Diğer
canlılarda olduğu gibi dişler ve çene savunmanın ana
mekanizmalarıdır.İşte bu nedenle ilk insanlardan gelen
kalıtımsal yapıdan dolayı önce çene ve dişler harekete
geçer. Çenedeki kaslar titrer, bu da sanki dişler
birbirine vuruyormuş gibi görüntü verir.

Akıl ile zeka arasında fark nedir? Akıl yalanla
gerçeği, doğruile yanlışı ayırabilme, bir konuda
düşünce yürütebilme ve görüş bildirme yeteneğidir.
İnsan olgunlaştıkça aklı gelişir. Zeka ise bir olayı
önce anlama, ilişkileri kavrama, yargılama ve
açıklayarak çözme yataneğidir. Genel olarak 12 yaşına
kadar gelişir, 20 yaşına kadar sürer sonra sabit
kalır. Zeka bir insanın her türlü olay karşısında aynı
yeteneği gösterebileceği anlamına gelmez. Bir besteci
müzik yapıtını aklıyla değil zekasıyla yaratır. Fakat
en basit matematik problemini çözemeyebilir. Sonuç
olarak zeka, ruhsal olaylara, algı ve hafıza
yeteneğine, tutkulara, eğilimlere göre farlılıklar
gösterir. Akıl somut olarak ölçülemez, zeka IQ denilen
testle ölçülebilir.

Dolunay insan davranışlarını etkiler mi? İnsanlar
arasında bu inanç oldukça yaygındır. Eskilerin Ay'ın
dönemlerine bağladıkları boş bir inancın günümüze
uzanan bir varsayımıdır. Bilim adamlarının yaptıkları
bütün çalışmalar bu görüşün boş olduğunu
kanıtlamıştır. Ay, dünyadaki okyanusların gel-git
denilen suların alçalması ve yükselmesi olayı üzerinde
doğrudan etkisi vardır. Vücudumuzdaki suyun oranı ,
okyanuslardaki su miktarıyla kıyaslanamaz. Yani Ay'ın
çekim gücü insanı etkileseydi yalnız dolunayda değil
her gün olması gerekirdi. Dolunayda ayın parlaklığı da
pek önemli bir etken değildir. Çünkü gönderdiği ışık
miktarı Güneş'in gönderdiğinin 600 binde biri kadardır

Niçin gözyaşı dökeriz? Dünyadaki canlılardan sadece
insan ruhsal nedenlearle ağlar. İnsanı farklı kılan bu
durum şüphesiz yaşam tarihindeki evrimin bir
sonucudur. Aslında gözlerimize sürekli gözyaşı koruma
amaçlı olarak salgılanmaktadır. Fakat ağlama ruhsal
bir boşalmadır. Bu konuyu ilk inceleyer Darwin'dir.
Daha sonra yapılan deneyler sonucu görüldü ki soğan
doğrarken akan gözyaşlarının kimyasal yapıları
farklıdır. Ruhsal gözyaşları daha çok protein
içermektedir. Fakat henüz bu farkın nedeni
açıklanamamıştır.

Üç yaşından daha önce olanları niçin hatırlamıyoruz?
Bilim adamları geçmiş deneyimlerimizi saklayan
hafızamızın beynimizde anıveya öykü şeklinde organize
olduğunu ileri sürüyorlar. Üç yaşından küçükler bu
şekilde iletişim kurma yeteneğine sahip değiller.Öykü
ve anılarını anlatamıyorlar. Yer ve karakter
kavramlarını anlamıyorlar. Üç yaşından küçükler düzgün
konuşabildikleri,anlayış, seziş ve hafıza
yeteneklerine sahip oldukları halde tüm olanları bir
bütün olarak şekillendiremiyor, öyküye
dönüştüremiyorlar.Hafızamız ne yaptığını ne
yapıldığını 3-4 yaşlarında kaydetmeye başlıyor.

Develerin hörgüçlerinde ne var? Genelde hörgüçlerinde
su olduğu ve uzun yolculuklarında bu suyu
kullandıkları söylenir ama doğru değildir. Develerin
hörgüçlerinde 30-35 kg kadar yağ bulunur. Yiyecek
bulamadıkları zaman bu enerjiyle hareketlerini
sağlarlar ayrıca yağ çöl sıcağına karşı koruma görevi
de yapar. Develer suya az gereksinim duyarlar. Burun
mukozaları insana göre 100 kat daha büyüktür. Soluk
alırken havadaki nemin üçte ikisini kazanabilirler. Su
kaybını da dokularından kaybederler, kandaki su
etkilenmez.

Yumurtanın niçin bir tarafı yuvarlak, diğer tarafı
sivridir? Eğer köşeli olsalardı kenarları dayanıklılık
bakımından çok zayıf olurdu. En dayanıklı geometrik
şekil küredir ama bu şekildeki yumurta yuvarlanacak
olursa nerede duracağı belli olmaz. Yumurta
yuvarlanınca düz gitmez. İnce tarafı üstünde dairesel
bir yol çizer. Başladığı yere yakın bir noktada durur.
Yani düz bir yerde kaybolması olanaksızdır. Yumurta,
tavuğun yumurta kanalında küre şeklindedir. İlerlemesi
sırasında arkada kalan dairesel kasların büzüşerek hem
yumurtayı ileri iterler hem de bu kısmına baskı
yaparak konik biçimini sağlarlar. Yumurtanın şeklinin
nedeni de budur. Sürüngenlerde bu düzenek olmadığından
yumurtaları küresel biçimdedir.

Kuşlar nasıl konuşabiliyor? Her insan ağzıyla konuşur
ama konuşabilmeyi sağlayan asıl organ beyindir.
Beyinde oluşan düşünceler dilimize ve dudaklarımıza
aktarılır. Hayvanlar bu nedenle konuşamaz. Papağan ve
benzeri kuşların yaptıkları konuşma değil, mükemmel
bir ses tınısı ezberi ve tekrardır. Sesleri ezberler
ve taklit ederler. Kuşların ses organları memeli
hayvanlardan farklı olarak gırtlakta değil göğüs
kafeslerinn dibinde, karın boşluğunun
derinliklerindedir. Kuşların doğasında ses taklit
yeteneği vardır. Doğayla içiçe yaşarken diğer kuşların
seslerini taklit ederek bir çeşit iletişim sağlarlar.

Ateş böceği nasıl ışık saçıyor? Aslında bu böceğin
verdiği ışığın ateşle de sıcaklıkla da bir ilgisi
yoktur. Bilimsel adı "Soğuk Işık"tır. Bu ışık olayı,
moleküler seviyede kimyasal bir işlemdir. Bazı
moleküllerin ayrışarak daha yüksek enerjili hale
geçebildikleri ve bu fazla enerjiyi ışığa
dönüştürebildikleridir. Ateş böceğinin karın
bölgesindeki ışık organında bulunan guddelerden ışık
elde etmede rol alan iki ana kimyasal madde
üretilmektedir. Fakat onlar da tam olarak ışık vermeye
yetmediği için böceğin ışık bölgesine yakın solunum
organının ışık verme anında burayı oksijenle beslemesi
gerekmektedir

Kediler balık ve sütü niçin severler? Kedilerin sudan
hoşlanmadığı bilinir. Ama aslında kediler çok iyi
yüzerler. Hava şartlarından dolayı ve de
tembelliklerinden suya girmeyi sevmezler. Evkedisinin
balık sevmesinin yanında kuşlara ve farelere olan
düşkünlüğünün nedeni evcilleştirilmeden önce Mısır'da
Nil vadisinde balık, kurbağa, küçük kuş ve fareleri
avlayarak yaşamış olmasıdır. Zaten eski Mısırlılar
kedilerifare avcıları olduğu için
evcilleştirmişlerdir. Günümüzde kedinin kuzey
Hindistan ve Güneydoğu Asya'da yaşayan türleri
ırmakların kenarlarında balık avlayarak yaşamaktadır.
Patileriile balıkları sudan dışarı atar, gerekirse
suya tamamen girerler. Eski Mısır'da kedi bakıcıları
onları ekmek ve sütle beslemişlerdir. Kedilerin süt
zevkinin de Mısırlı bakıcılarının yarattığı beslenme
alışkanlığından kaynaklanmaktadır.

Horozlar niçin sabahları erkenden öterler? Sabah güneş
doğarken ötmek yalnız horozlara özgü değildir. Kulağa
en çok horozun sesinin gelmesi, onun sesinin
diğerlerinden daha güçlü olmasıdır. Kuşların büyük
çoğunluğu da aynı saatlerde ağaçlarda koro halinde
öterler. Gün boyu hem horozlar hem kuşlar bu ötüşü
sürdürürler ama seslerinin en güçlü çıktığı zaman
sabah saatleridir. Horoz ve kuşların sabah gün
doğarken ötmeleri biyolojik saatleriyle ayarlanmıştır

Evlerimizdeki sinekler kışın nereye gidiyor?
Sineklerin her türü kışın ortadan kaybolur. Havaların
ısınmasıyla birlikte ansızın ortaya çıkarlar. Sinekler
ısıya karşı çok hassastır. Güneş bulutun arkasına
girdiği zaman oluşan ısı düşmesinden etkilenirler. Kış
günlerinde yaşama şansları yoktur. Ölmeden önce
yumurtalarını toprağa veya kuytuya gömerler. Lavra ve
yumurtalar soğuktan etkilenmez. Yaz sıcakları
başlayınca yumurtalar çatlar ve yine sinekli günler
başlar.

Tükenmez kalemin dolmakalemden farkı nedir? Kalemin
tarihi yazınınkinden de eskidir. İlk insanlar
sivriltilmiş çakmak taşlarıyla duvar resimleri
yapmıştır. Mürekkepli metal kalemler Romalılar
tarafından biliniyordu. Tükenmez kalem adı ile bilinen
bilye uçlu kalemin ilk modeli 1880 yılında yapılmıştır
fakat rağbet görmemiştir. Uçakların gelişmesiyle
gündeme tekrar gelir. Uçaklar 2-3bin metreye çıkınca
hava basıncı oldukça azalır. Dolmakalem mürekkebi
basınç nedeniyle dışarı akarak kağıdı ya da giysiyi
lekeler. 2.Dünya Savaşı'nda askeri uçaklarda
kullanılan tükenmez kalem sonradan yaygınlaşmıştır.
Tükenmez kalemlerde mürekkep kağıda pirinç uçtaki
yuvaya yerleştirilmiş minik bir bilye aracılığıyla
aktarılır. Fakat dolmakalemin özelliği seçkin ve
yazıyı kaliteli kılmasıdır.

Doktorlar niçin dizimize çekiçle vurur? Bir sandalyeye
rahatça oturup bacak bacak üstüne atarken doktor
dizkapağının hemen altına, kası kemiğe bağlayan tedoma
minik lastik bir çekiçle vurduğu zaman bacak ileri
fırlar. Bu reflekste baldır kaslarındaki duyu
sinirleri kasın genişlemesine tepki verir ve yeni
sinir sinyalleri oluşturarak kaslara hafif bir basınç
uygulandığını ve gerildiklerini omuriliğine iletirler.
Omirilik ise bu basınca dayanabilmesi için kasların
kasılması gerektiğini bildirir, bacak tekrar geri
hareket eder. Refleks, beyin denetiminden geçmeksizin,
yani beyin devrede olmadan doğrudan omuriliğin
komutlarıyla gerçekleşmektedir. Diz kapağı refleksi
omuriliğin işleyişi konusunda bilgi veren önemli bir
tanı yöntemidir.

Yapıştırıcılar nasıl yapıştırıyor? Yapıştırıcıların
sağladığı yapışma olayı aslında kimyasal bir
reaksiyondan başka bir şey değildir. Günümüzde
imalatçılar yapıştırıcıları sentetik malzemeler
kullanarak yaparlar. Yapışma olayında benzer veya ayrı
malzemeden iki madde, bir de yapışkan gerekir. Burada
en önemli görev yapıştırıcıdadır. Yapıştırıcının
moleküllerinin diğer iki madde molekülleri ile
birleşme eğilimi gösterir bir yapıda olması
gerekmektedir.

Matematikte niçin (-2) ile (-2) nin çarpımı (+4) tür?
Haftanın beş günü işe otobüs ile gidip geldiğinizi
varsayalım. Her sefer bir milyonluk bir biletle
yapılıyor. On milyon tutarında on tane bilet aldınız.
Hergün gidiş geliş kullandıkça iki tanesi eksiliyor.
Bunun eşitlikteki yeri (-2) dir. Siz bu işi beş gün
süresince yani 5 kez yaparsanız (-2)x(+5)= 10 olur.
Diyelim ki bayram tatilinin iki günü o haftanın
Perşembe ve Cuma günlerine geldi ve tatil. Bu kez
yapmanız gerekeni yapmıyorsunuz. İki günlük 4 bileti
kullanmıyorsunuz. Bu hareket, yapmanız gerekene göre
negatif yani ters yönde bir harekettir. Hergün bilet
almak yerine iki gün süresince hiç bilet
kullanmıyorsunuz.İki kere negatif hareketi "-2" bilet
üzerinde yapınca o hafta elinizde (-2)x(-2) =(+4)
bilet kalıyor.

Radyonun sesi açılınca pil daha çabuk mu biter? Pille
çalışan portatif radyolarda sesin yüksekliği pilin
ömrünü etkiler. Radyo açık, sesi kapalı durumu ile
sesin sonuna kadar açık durumu arasındaki fark
pillerin ömürlerinin kısalmasına neden olur. Ses
sonuna kadar açıldığında pillerden çekilen akım yüzde
30 artmaktadır. Bu durum, küçüğünden büyüğüne, pille
çalışan ve ses yükselticisi olan bütün radyo, teyp,
volkmen vb. için aynıdır.

Termos nasıl sıcağı sıcak, soğuğu soğuk tutuyor? Tek
nedeni vardır, vakum.Yani boşluk.Bir termosta içiçe
geçmiş iki kap vardır.Dıştaki metal bir kap olup
içteki genellikle bir cam şişedir.İkisinin arasındaki
hava ise boşaltılmıştır.Tam olmasa da üreticiler
tarafından elde edilebilen tama yakın bir boşluk
vardır.Vakumlu bir ortamda hava molekülleri de
ılmadığından ısı iletilemez.Cismin ısısı başlangıçta
ne ise o halde kalır.İçerden dışarıya, dışardan
içeriye ısı geçişi olmaz.Böylece termosa konan sıvı
sıcaksa sıcak, soğuksa soğuk kalır.

İmdat çağrısı S.O.S 'in anlamı nedir? Çok kişi "Save
our Ship" gemimizi kurtar; "Save our Soul" ruhumuzu
kurtar; "Stop Other Signals" diğer sinyalleri
sözcüklerinin kısaltılmışı sanır. Oysa hiçbiri
değildir. Tamamen telgraf zamanından kalma mors
alfabesiyle ilgilidir. İmdat çağrısının çok kolay
akılda tutulabilmesi için 1908 de üç çizgi, üç nokta,
üç çizgi olan S.O.S seçildi.
[size=117][b]İnsan, düşünen tek hayvan değildir,

ama bir hayvan olmadığını düşünen tek hayvandır.[/b][/size]

[align=right][b]Pascal Picq[/b][/align]
Kullanıcı avatarı
melekseda
Fast Friend
Fast Friend
Mesajlar: 139
Kayıt: 04-06-2005 23:39
İletişim:

Mesaj gönderen melekseda »

teşekkürler...
www.dilkonus.en101.com
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 0 misafir