Nuri Can'ın şiirleri

Şiir, roman, öykü, deneme, eleştiri, inceleme.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
deste
New Friend
New Friend
Mesajlar: 12
Kayıt: 12-10-2005 14:56
Konum: Nancy
İletişim:

Nuri Can'ın şiirleri

Mesaj gönderen deste »

  • Gülleri sana bırakıp dikenlere gidiyorum

    Gidiyorum
    bütün acılarımı vurup sırtıma
    umutları bırakıp başucuna
    ıtırları, menekşeleri, kırgüllerini bırakıp
    şiirlerimi sarıp bohçama
    yüreğimin yangınına gidiyorum
    hoşca kal usulboylum, güzel gözlüm hoşca kal

    gidiyorum
    gözyaşlarımı papatya diye saçlarına takıp
    yüreğimdeki yağmurlarla bir ırmağa akmaya gidiyorum
    içimde yeşerttiğim tüm çimenler sana kalsın
    sana kalsın baharçiğdemleri, kırgelincikleri, kırkkanatlılar
    gülleri sana bırakıp dikenlere gidiyorum

    gidiyorum
    başımda gam gözlerimde nem
    toplayıp önüme düşen gölgelerimi
    bütün hatıraları bırakıp geride
    ardımdan çekip kapıyı usulca
    başımı alıp gidiyorum buralardan
    şafak sökmeden kimseler görmeden
    yağmurun yağmadığı çöllere gidiyorum
    sevgi dolu yüreğimi bir ıssızda yakmak için

    hoşça kal suyundan çimdiğim dere
    kana kana içtiğim pınar
    say ki, hiç yaşamadım bu yerlerde
    nazlı çiçeklerini okşamadım baharın
    bozguna uğramış bir bostanın hüznüyle
    bir yaprağın ürpertisine yazıp ömrümü
    çekip gidiyorum buralardan

    çekip gidiyorum bir bilinmeze doğru
    hem yol, hem yolcu olmaya
    acılarımla başbaşa kalmaya
    bütün yıldızları takıp kanatlarıma
    rüzgarların uğultusunda kaybolmaya gidiyorum

    Yüreğimin sızılarında damıttığım her şiiri bin kez öperek
    ve sökerek sevgiden yana ne varsa göğsümde
    gecelerin zifiri saçlarında çıkıp yola
    dağlı bir ırmak gibi çarpa çarpa kıyılara
    bir ceylanın gözlerinde ağlamaya gidiyorum

    bütün borçlarımı ödedim alacaklarımı erteledim
    artık ne diyecek bir sözüm kaldı sevdiklerime
    ne okuyacak bir şiirim
    gözlerimin içinde iki damla gözyaşı gibi
    bakmadan ardımdaki uçurumlara
    alıp götürüyorum yüreğimdekileri de
    hoşca kal usulboylum, güzel gözlüm hoşca kal


    Nuri CAN
    www.nuricann.com
Kullanıcı avatarı
deste
New Friend
New Friend
Mesajlar: 12
Kayıt: 12-10-2005 14:56
Konum: Nancy
İletişim:

Sustum!

Mesaj gönderen deste »


    • Sustum!

      Sustum!
      Ne kadar susulacaksa o kadar sustum!
      kendimle konuşuyorum şimdi yalnız...
      yalnız yüreğimle dokunuyorum sesime
      kimse duymuyor...
      sustum
      sustu dudağımdaki şarkı, gözlerimdeki şiir
      yaraları yalayan rüzgar
      sokaklarında kahrolduğum şehir
      gözlerim konuşuyor yalnız!

      sustum!
      bin ah sürüp dudaklarıma
      ne kadar susulacaksa o kadar sustum!
      sustu benimle deniz,
      sustu deli dalgalar, sustu martılar...
      umutlarımı sarıp rüzgarlara
      uzaklara savuruyorum her gece
      yıldız yapıp serpiyorum gökyüzüne
      kimse görmüyor...

      saçı ağarmış hayaller
      nemli kirpiklerle
      bulutlandığında gözlerim
      gökte şimşek olup çakıyorum
      kimse görmüyor...

      Sustum!
      tuz basıp yaralarıma!
      sustum
      içinde volkanlar taşıyan bir derviş gibi
      yaslanıp yalnızlığın duvarına
      gül döküp kalabalıklara
      kimsesiz geziyorum gönül ülkemi her gece
      kimse bilmiyor...

      sustum!
      sustu benimle gök, sustu dağ, sustu toprak
      acılar konuşuyor şimdi yalnız
      yaralı gönlümün sızıları konuşuyor
      tutup öldürüyorum içimdeki sevdaları bir bir
      atıyorum uçurumlardan
      kimse görmüyor

      sustum!
      saçlarını kokluyorum rüzgarların
      dudaklarından öpüyorum hayatı
      içimde incecik bir sevgi ürperiyor
      sarı hüzünler dökülüyor gönül bahçeme
      gelmiyor beklediğim bahar
      yaralar merhem tutmuyor
      gözyaşı olup dökülüyorum kaldırımlara
      mendil silmiyor
      yağmur dinmiyor
      sevdiğim bilmiyor

      sustum
      sustu benimle sarı sabır, sustu hasret, sustu zaman
      sustum
      yalnız gözlerimle dokunuyorum hayata
      kimse duymuyor

      sustum!
      İçimdeki dalgalar kabardıkça volkanlar gibi
      sustum
      sustu dudaklarım, sustu gözyaşlarım
      sustu gözlerimdeki şiir
      gönlümdeki nehir
      bulutlar haykırdı isyanımı
      şimşekler haykırdı
      sadece ben duydum
      sadece ben

      ey beşiğini sallayıp boğduğum hayat
      kucağımda büyütüp öldürdüğüm sevgi
      yaralar merhem tutmuyor
      geceler avutmuyor
      ben sustum
      acılarım konuşuyor yalnız

      ben sustum!
      susmuyor yüreğimi kavuran kasırga
      pencereme vuran yağmur damlaları
      susmuyor her gece dışarda inleyen rüzgar
      gelmiyor bahar
      kuşlar sevinmiyor
      yıldızlar küs
      ay üzgün
      güneş doğmuyor
      acılar dinmiyor
      içimde binlerce şiir kanıyor her gece
      kimse bilmiyor

      sustum!
      sustu benimle sarı sabır, sustu hasret,
      sustu hayat
      sustu zaman
      acılar konuşuyor yalnız
      acılarım konuşuyor
      kimse duymuyor...
      duymuyor...
      duymu...
      duy...



      Nuri CAN
      www.nuricann.com
Kullanıcı avatarı
deste
New Friend
New Friend
Mesajlar: 12
Kayıt: 12-10-2005 14:56
Konum: Nancy
İletişim:

Yüreğime Sor Beni

Mesaj gönderen deste »


  • Yüreğime Sor Beni

    [ resmi görüntülemek için tıklayın ]
    [ resmi görüntülemek için tıklayın ]
    Her gece kan-ter içinde uyanıyorsam eğer
    hasretin ateş olup giriyorsa koynuma
    ıslanıyorsa kirpiklerim seni her andığımda
    her düşündüğümde hızla çarpıyorsa kalbim
    sensiz bir kez olsun gülmüyorsam bu şehirde
    savruluyorsam sokak sokak
    yaprak yaprak ürperiyorsam
    rüzgarlara sor beni

    hasret ateşleri yağıyorsa üstüme
    kül ateş, ateş alev, alev kor olup yakıyorsa
    kahroluyorsa kalbim seni her andığında
    ve hiç bir kural tanımıyorsa yüreğim
    kaçmak istedikçe sana dönüyorsam yine
    tükeniyorsa dizlerimde derman
    ve ölüyorsam her gün dirhem dirhem
    sevdalara sor beni

    seninle gözgöze her geldiğimde
    ben lal olmuş bülbül, sen gül oluyorsan
    düğümleniyorsa boğazımda kelimeler
    çıkmıyorsa sesim, daralıyorsa nefesim
    konuşamıyorsam tek bir kelime
    depremsi bir titreme başlıyorsa bedenimde
    ve çözülüveriyorsa dizlerimin bağı
    bu deli gönlüme sor beni

    hep bulutlarda, rüzgarlarda saklıyorsam seni
    içime düşüyorsan tane tane her yağmur yağıdığında
    kirpiklerimin kıyısında martı olup uçuyorsan
    susuyorsa denizler seni düşündüğümde
    gelip seriliyorsan gönlümün kıyılarıma sular gibi
    gelip sokuluyorsan uykularıma
    gelip sokuluyorsan rüyalarıma
    gecelere sor beni

    damarlarımda aşk olup dolaşıyorsan
    şiir olup doluyorsan kulaklarıma
    masmavi bir coşku oluyorsan bedenimde aşkça
    çıkıp ırmaklarla dertleşiyorsam her gece
    ay gibi akıyorsan yüreğime beyaz tüller içinde
    yalnız yıldızlarla paylaşıyorsam seni sevdiğimi
    sana anlatamıyorsam
    bir kır çiçeği hüzün saçıyorsa gözlerime
    seven yüreğime sor beni

    Nuri CAN
    www.nuricann.com
Kullanıcı avatarı
deste
New Friend
New Friend
Mesajlar: 12
Kayıt: 12-10-2005 14:56
Konum: Nancy
İletişim:

Sen Ve Ben Masalı

Mesaj gönderen deste »

    • [ resmi görüntülemek için tıklayın ]
      resım. nuri can

      Sen Ve Ben Masalı

      Sen bir çiçek olsaydın sevda çöllerinde
      ömrümce yaş dökerdim kurumayasın diye
      seni yalnız güneşin aklığı
      güllerin sıcaklığı ile beslerdim
      ve mehtabın büyüsü ile süslerdim yapraklarını
      her sabah kızıllığında yeniden koklamak için

      sen bir defter olsaydın, ben kalem olurdum
      seni yazardım gece gündüz şiirlere, romanlara,
      dağlara, bulutlara, rüzgarlara
      elimin ulaştığı, gözümün gördüğü heryere seni yazardım
      dilime destan, yüreğime mühür kazardım
      bir ömür seninle yaşamak, seninle yaşlanmak için

      sen bir ceren olsaydın avcıların önünde
      sevgimi siper ederdim vurulmayasın diye
      yaralarını rüzgarın diliyle okşar
      güllerin eliyle sarardım
      ve seni dağların moruyla gizler
      pınarların diliyle seslerdim
      kem gözlerden, katı yüreklerden korumak için

      sen bir çoban olsaydın sürüler peşinde
      kalbimde taşırdım hep yorulmayasın diye
      ve kavalını rüzgarın nefesi ile üfler
      çağlayanların sesiyle dinlerdim
      her gece ayışığında duygularını okşamak için

      sen bir kardelen olsaydın dağların eteğinde
      ben yaprak olurdum rüzgarda titreyen
      dört bir yana kokular saçar dururdum
      her dem aşkın ile sarhoş olmak için

      sen bir dal olsaydın, ben toprak olurdum
      sen bir göl olsaydın, ben ırmak olurdum
      kalbine akardım gece gündüz
      senden uzak kaldığımda ağlar dururdum

      sen güneş olsaydın, ben dünya olurdum
      dönerdim ekseninde durmadan
      her sabah, her akşam yeniden buluşmak için

      ve saçlarını gökyüzünün mavisi ile yıkardım
      her dem güzelliğinden sarhoş olmak için


      Nuri CAN
Kullanıcı avatarı
deste
New Friend
New Friend
Mesajlar: 12
Kayıt: 12-10-2005 14:56
Konum: Nancy
İletişim:

Ey Denizler Kraliçesi Myra

Mesaj gönderen deste »

    • [ resmi görüntülemek için tıklayın ]
      resim. Nuri Can

      Ey Denizler Kraliçesi Myra

      Ey gönül mihrabımda sultan
      ey sabah yıldızının kızı
      ey eşsiz dolunay ışığı
      ey vefa göğünde hilal
      denizler kraliçesi Myra
      ben ki gam rüzgarlarında bir geda
      ay bakışının dilencisi bir avareyim
      sen benim en güzel hayalçiçeğimsin
      ben senin aşkınla deli-divaneyim

      ey yeryüzü kraliçesi
      ey gökyüzü kraliçesi
      ey denizler kraliçesi Myra
      gel sevgilim ol sevgisizlikler ülkesinde
      mutluluk ağacında hayal çiçeğim ol
      dost gelişinle gel, gül gülüşünle gel
      uyandır beni elem uykusundan
      güneşim ol, ayım ol doğ ufkuma
      sıcaklığın sarsın dünyamı
      muhtacım sana

      gelmiyorsan, gelemiyorsan
      açık bırak gönül kapını
      yükleyip yüreğimi bir martının kanadına
      dalga dalga aşıp denizleri
      rüzgarın kanadında ben geleyim

      damardaki kanın, dudakdaki tadın
      ölümsüzlüğün adıdır adın
      ey sonsuzluğun hikayesi Myra

      seni sevmeseydim ne gülün alı olurdu
      ne menekşenin moru, ne de ateşin koru
      olmazdı yeşilin tonu
      seni sevdiğim için gözlerin mavi, bakışların ay
      denizler dalgalı
      seni sevdiğim için saçların yağmur rengi
      gülüşün gül, dudakların kızıl

      milyon kere tutuşsada denizler yüreğimde
      sorma kıyılarım niye yanar, niye ağlar martılarım
      umutlarım Sende saklı...

      beni sende seni bende çoğalt, çoğalt ki,
      dağlara yaslanan hayalini seveyim
      denizlerde dalgalanan kalbini
      masumluğuna yıldız
      gülüşüne gül düşüreyim
      ve ben
      ve ben
      ve ben
      yüzyıllarca yalnız seni seveyim...
      yalnız seni seveyim,
      seni seveyim,
      seveyim,
      seve,
      sev,
      se,
      s...


      Nuri CAN
En son deste tarafından 12-10-2005 21:43 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Kullanıcı avatarı
deste
New Friend
New Friend
Mesajlar: 12
Kayıt: 12-10-2005 14:56
Konum: Nancy
İletişim:

Hoşçakal Gönlümün Nazlısı

Mesaj gönderen deste »

    • Hoşçakal Gönlümün Nazlısı

      Gidiyorum buralardan yalınayak ve üzgün
      önümdeki uçurumlara aldırmadan
      varsın hayallerim kurduğum yerde kalsın
      o gerçekleşmeyen hayallerim.
      ardımda yaralı bir yürek
      kederli bir ömür
      ve yoksul anılar bırakarak
      çekip gidiyorum sevdiğim
      hoşçakal gönlümün nazlısı, bağrımın sızısı
      hoşçakal

      gidiyorum başım önümde, gözümde nem
      duramam artık ey aşk, ey sevdiğim
      hüzne ve kedere boğulduğum bu şehirde
      duramam
      hiç bir anı kabul etmiyor beni
      bedenim buz gibi soğuk
      yüreğim param parça keder
      kış kadar soğuk ellerim
      ardımda yoksul bir sevda
      ve bana ait ne varsa
      bırakıp gidiyorum sevdiğim
      hoşça kal anlımın yazısı, kaderimin küskünü
      hoşçakal

      bütün yaprakları dökülmüş
      dalları kırılmış bir ağaç gibi hıçkırarak
      ve bırakarak ardımdan sırtımı yasladığım
      çınar ağacını yaslı
      meçhule giden acılar yüklü bir gemide
      uğuldayan rüzgarlara sarıp sesimi
      şarkıların sustuğu, aşkların vurulduğu
      limanlara gidiyorum sevdiğim
      hoşça kal kırık sazım, sevdamın yaralı türküsü
      hoşçakal

      bir yıldız daha kaymadan gözlerimden
      yüreğimden bir arzu daha sönmeden
      gidiyorum ey aşk, ey sevdiğim
      bir daha yağmamalı bu ihanet yağmurları
      ağlamamalı bu yürek bir daha
      bir acıyı, başka bir acıyla sarıp
      alıp dağların ve yıldızların gölgesini
      yüzümde kış, bakışlarımda kar
      yorgun akan bir ırmak misali
      kimsesiz sokaklara bırakıp yanlızlığımı
      gidiyorum sevdiğim
      hoşça kal gecelerimin yıldızı, karlı dağların yalnız kızı
      hoşça kal

      bütün borçlarını ödedim bu sokakların, alacağımı aldım
      geri dönmez bir mevsimdeyim artık, duramam ey aşk
      bu şehre sığamam bu hüzünle
      yoksa acılar üşütür beni
      kar kavurur anılarımı
      donar bakışlarım
      üşürüm... üşürüm ey aşk

      sorma nereye, hangi dağın ardına?
      ne kadar uzağa varır yolum?
      kim yoldaş olur bana ?
      dönüp gelir miyim yine bahar geldiğinde ?
      çiçek açtığında mor dağlar
      sorma

      sazımdaki hüznü
      içimdeki sızıyı
      boynu bükük karanfilimi
      ve yüreğimin yangınını bırakıp rüzgarlara
      sırılsıklam yalnızlığımı alıp yanıma gidiyorum
      hoşça kal bağrımın ateşi, kalbimin ahı, mühür gözlü yar
      hoşçakal

      Nuri CAN
      www.nuricann.com
Kullanıcı avatarı
deste
New Friend
New Friend
Mesajlar: 12
Kayıt: 12-10-2005 14:56
Konum: Nancy
İletişim:

Gitme

Mesaj gönderen deste »

    • Gitme

      Gitme
      figan düşer denizlere sular çekilir
      yağmur yağmaz vahalardan kirpiklerime
      bir rüzgar hıçkırır tenhada, bir dal kırılır
      boynunu büker kır çiçekleri kelebekler ölür

      gitme
      bir yıldız küser göğüne, içini çeker bir çocuk
      şaşırır yönünü rüzgarlar
      bütün pınarların suyu çekilir
      solar nazlı çiçekleri kalbimin, üzülürüm

      gitme
      öksüz kalır içimdeki imge dağları
      saçlarını öpen seher yeli, çoban yıldızı
      bir daha turnalar geçmez, bülbüller ötmez
      çiçekler açmaz bahçemde ah gülüm

      gitme
      acılara mahkum olur yüreğim
      ardında fırtınalar kalır, ayrılıklar, anılar, yanlızlıklar
      boynu bükük aşklar, gözü yaşlı şarkılar
      alışamam yokluğuna, yokluğun ölüm

      gitme
      içimdeki bütün vagonlar devrilir
      bir kar yağar istasyonlara, üşürüm

      gitme kal sevdiğim terketme beni
      umutsuz çaresiz bekletme beni
      bütün ormanlar ateşe verilir
      kuşlarda gider bu kent de, ölürüm

      gitme kal
      menevşeler açsın dağlarda
      sevince dönüşsün gökyüzü
      iki çığlık arasında bırakma beni ah gülüm
      yokluğuna alışamam yokluğun ölüm

      gitme
      bütün ormanlar ateşe verilir
      kuşlarda gider bu kent de, ölürüm


      Nuri CAN
Kullanıcı avatarı
deste
New Friend
New Friend
Mesajlar: 12
Kayıt: 12-10-2005 14:56
Konum: Nancy
İletişim:

Elini Vermiyor Hayat!

Mesaj gönderen deste »

    • [ resmi görüntülemek için tıklayın ]
      Yağlı boya 120x100.Nuri Can


      Elini Vermiyor Hayat!


      Yerde kıvranan kalbimin üstünde acılar dansediyor
      koparıp göğsümden yerlere fırlattığım kalbimin
      kimse dönüp bakmıyor
      görmüyor ateşler içinde yandığını kalbimin
      eğilip almıyor kalbimi ateşler içinde
      yanıyor kalbim!
      kalbim ahhh!!!

      Yaralı bir ceylanın gözlerinde inliyor bedenim
      ruhum bir cellâtınki kadar soğuk ve tedirgin
      kirli bir hayatın karanlık odalarında
      mil çekiliyor gözlerime
      kör oluyorum!
      dost bildiklerim hançerini saplıyor göğsüme
      yaralanıyor canevim
      kan damlıyor her yerimden
      yüreğimden
      ellerimden
      gözlerimden
      dudaklarımdan...
      ahhh!!!

      zifir karası gecelerin acısı zaptediyor ruhumu
      kalbimin en ince sızısından vuruyor hayat
      ne güneş ısıtıyor üşüyen anılarımı artık
      ne de insanlardan kaçıp sığındığım tenhalar
      yitirdim yolumu şaşkınım çıkmaz sokaklarda
      şimdi kış kadar soğuk bedenim
      şimdi yüreğim çırpınan yaralı bir kuş gibi
      param parça her yerim
      bir ihanet sisinde yitirdim herşeyimi

      Ah!!! Diyorum,
      keşke bende duygusuz yaşamayı becerebilseydim
      yalanlar sıralayabilseydim, yalanların ardından
      aç çocukların gözlerine bakıp utanmasaydım
      yanmasaydım bu kadar insanın acısına
      gözlerime perde çekip,
      unutsabilseydim her olup biteni
      ihanetlere incitmeseydim yüreğimi bu kadar

      ey hayat ödedim borcumu azad eyle beni
      anladımki söz geçmiyor bu yüreğe artık
      el yordamıyla yürüyorum şimdi yürüdüğüm yerde
      onurlulara mahsus acılı taşlara tutunarak
      yalanlardan örülmüş bir duvarın kenarından.

      bir sümüklüböceğin kabuğunu sürüklediği çaresizlikle
      sürüklüyorum bölük pörçük hayatımı ardımdan.

      ey kalbe saplanan hançer
      ey ciğere işlenen kurşun
      bu yürek artık ağlamamalı,
      yanmamalı acılara bu kadar
      ağır geliyor çektiklerimin yükü
      bir yanım deniz, bir yanım uçurum, bir yanım ateş
      yalnız bir yolcuyum meçhule giden dümensiz bir gemide
      gözlerimde kaç bin yetimlik ah
      yüzme bilmediğini bile bile denize atıyorum kalbimi
      alıp götürsün diye dalgalar acılı rüzgarlara

      yaşama sevincini yıllar önce
      çiçekleri çiğnenen bir bahçede yitirdim
      ağrılar içindeyim şimdi ah! mavi kuş
      yorgunum, bitkinim, dargınım!
      elini vermiyor hayat!
      bir uçurum kenarında
      düştüm düşeceğim

      her gece bir yıldız kayıyor gözlerimden
      yüreğimden bir dilek sönüyor her gece
      bu yüzden hep yetimdir bir yanım
      bir yanım aşka ve acıya ayarlı

      enkaz oldum, toz oldum, duman oldum
      (*)"ben bu kahrı çeke çeke yoruldum"
      kara bir dumanla boğuluyorum şimdi
      şimdi kara gecelerin kör kelebeği gözlerim
      karanlıklar içindeyim dipsiz bir kuyuda
      dolunay
      bulutların arkasından
      bakar
      bakar
      darılır...

      ben
      dolunaya
      bakar
      bakar
      utanırım...


      Nuri Can



      (*)bir türküden
Kullanıcı avatarı
deste
New Friend
New Friend
Mesajlar: 12
Kayıt: 12-10-2005 14:56
Konum: Nancy
İletişim:

Toplan Gidiyoruz Ey Kalbim

Mesaj gönderen deste »

    • [ resmi görüntülemek için tıklayın ]
      resim.Nuri can



      Toplan Gidiyoruz Ey Kalbim

      Haydi toplan akşam oldu
      vakit doldu
      toplan gidiyoruz ey kalbim
      kırkikindi yağmurlarına kalamam
      kaldıramam bunca ağrıyı, ihaneti
      biliyorum kirlenmiş hiç bir bakışta, yer yok bana
      bu yüzdendir ceylanlara küsmüşlüğüm
      sevdalara küsmüşlüğüm bu yüzden
      bir gül yaprağı bulup sarmak için yaramı
      çekip gidiyorum buralardan
      içimdeki cesetleri çiğneyerek
      kalbimdeki mahşere

      bak akşam
      vakit tamam
      duruldu işte bulanık denizler
      dürüp ömrümün defterini
      toplan gidiyoruz ey kalbim

      yorgunum
      bir sonbahar ezgisi gibi bekleyemem son yaprakta
      sevgisi iğdiş edilmiş tarihlere koma beni ey kalbim
      bak güz yağmurları iniyor acılar ve ihanetler üstüne
      çırılçıplak ve sevgisiz kalmış bir şiirim
      kimsesiz bir kış ortasında
      ne gülen gözleri ısıtıyor artık çocukların
      ne de sevdalı bakışları yeniyetme aşıkların

      bütün dinlerden kovuldum
      bütün ülkelerden
      bütün yüreklerden kovuldum
      (*)”Aliye gülümsesem Muaviye öldürür beni”
      hangi tanrıya sığınsam yaramın merhemi yok

      biliyorum kirlenmiş hiç bir bakışta, yer yok bana
      bu yüzdendir ceylanlara küsmüşlüğüm
      sevdalara küsmüşlüğüm bu yüzden
      yeni bir gül yaprağı bulup sarmak için yaramı
      sevdalı bir kuş yükleyip kanatlarına acılarımı
      alıp gitsin beni buralardan

      hamuru çürümüş dostluğun, vefanın, aşkın
      vefasız mevsimlere bırakma beni ey kalbim
      ağlatma beni sevda kapılarında
      kahpe kapılarında eğme boynumu
      kurşunlar sıkılsada canevime
      çiğnetme yoksulluğumu ayaklar altında
      bırak başım dik, içim ezik kalsın
      onurlulara mahsus bir makamda ağırla beni
      satılmışlığın, alçaklığın, ihanetin ortasında koma

      biliyorum bu düş sığmaz kirlenmiş sokaklara
      bu sevda sığmaz
      bakmayın gözlerime
      nasıl saklarım yüreğimdeki incinmişlikleri
      kınalı bir kelebek konunca saçlarıma

      ah! Benim de hayallerim vardı
      baharlarım vardı, yazlarım vardı
      kuşlar göçüp gitti yüreğimden
      gökyüzüm yaralı kaldı
      bir isyan giydirip gözlerime
      dipsiz uçurumlara yuvarladım umutlarımı

      aşk diyordum talan oldu, yalan oldu ömrüm
      tınısı kırık bir keman sızısıyım artık
      yok gideceğim başka bir liman
      bak duruldu işte bulanık denizler
      haydi toplan vakit tamam
      toplan gidiyoruz ey kalbim
      boşalsın ince duygularımın sırtındaki yük

      paranın sevgiye ihanetini gördüm
      insanın önünde diz çöküp ibadetini
      dünler harabe yarınlar umut değil
      hüznün neresinden dönsem, kırgınım

      öpmeye uzandığım bütün dudaklar frengili
Nuri CAN
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 0 misafir