Nasreddin Hoca dan

Bildiğiniz fıkralar, komik yazılar, gülmekten yerlere yatacağınız olayları paylaşalım :)
Cevapla
Kullanıcı avatarı
commando
R.Ö.Y. 1. Etap Şampiyonu
R.Ö.Y. 1. Etap Şampiyonu
Mesajlar: 2119
Kayıt: 14-04-2005 13:18

Nasreddin Hoca dan

Mesaj gönderen commando »

İnşallah
Hoca evde karısıyla beraber oturmuş ertesi günün planını yapıyordu. Karısına dedi ki:
- "Eğer yarın hava güzel olursa ormana ağaca giderim, iyi olmazsa hamama." Karısı Hoca'yı uyarmış:
- "İnşallah de Hocam." Hoca:
- "Hanım ne var bunda yarın hava ya iyi olur ya kötü ne var bunda." Ertesi gün olur ve sabah namazından sonra bulutsuz ve güneşli havaya gören Hoca keyifle ormanın yolunu tutar. Köyden epeyce uzaklaşmıştır ki askeri bir birlikle karşılaşır. Askerler Hoca'dan komşu kasabanın yolunu tarif etmesini isterler fakat askerlerle uğraşmak istemeyen Hoca bilmiyorum deyince komutan Nasreddin Hoca'ya:
- "Kavuğundan utan bir de yalan söylüyorsun! Çabuk düş önümüze ve en kısa yoldan bizi Sivrihisar'a götür!" diye hep kızar hem de yolda rehberlik etmesini emreder. Hoca askerlerle birlikte onca yolu teper ve Sivrihisar’a ulaşıp serbest kalınca tekrar evinin yoluna koyulur. Bu sırada nereden geldiği belirsiz kara bulutlar güneş batmadan her yeri karartırlar. Bir şimşek ardına bir gümbürtü, rüzgâr fırtına derken bardaktan boşanırcasına yağmur başlar. Ancak gece yarısından sonra eve varabilen Hoca ayaklarına karasular inmiş, yarı ölü vaziyette kapının eşiğine yığılır. Kapının tokmağına güçlükle dokunur. Karısı içerden "kim o ?" diye seslenince, Hoca güçlükle:
- "İnşallah benim karıcığım."



Kedi Nerede
Hoca oğluyla eve üç kilo et gönderir ve anana söyle akşama bunu yemek yapsın diye tembihler. Akşam eve gelir ve yemeği isteyince hanımı öğlen gelen misafirlere eti yedirdiğinden kedi yedi diye bir yalan uydurur. Hoca bu işe bozulur. Tutar kediyi kantara çeker bakar aşağı yukarı üç kilo gelir. Sonra karısına çıkışarak:
- "Eğer elimdeki etse, kedi nerede!?"

Kurdun Kuyruğu
Nasreddin Hoca ve arkadaşı kurt avına gitmiş. Arkadaşı kurdun inine girmiş, Nasreddin Hoca da inin önünde bekliyormuş. O sırada kurt inine geri dönmüş. Nasreddin Hoca'da kurt içeri girerken kuyruğundan yakalamış. Kurt eşinmeye başlamış, ortalık toz duman içinde kalmış. Nasreddin Hoca'nın arkadaşının gözüne toz gitmiş. Onun bir şeyden haberi olmadığından içerden bağırmış.
- “Hoca bu toz duman da neyin nesi? Nereden geliyor?” Diye sorunca, Hoca demiş ki:
- “Eğer kurdun kuyruğu koparsa, tozun nereden geldiğini anlarsın”

Kime İtimat
Hoca, altını çize çize "Hiç bir dünyevi işle iştigal etmedim" diyor ya!.. Bunu duyan biri:
- “Hoca, demiş, sen bu ailene neyle nasıl bakıyon Allah aşkına yaaav? Nereden geliyor bu değirmenin suyu?.." gibi soruları sıralamaya başlamış. Hoca Talak Suresi 3. ayetini okuyarak:
- “...kim Allah'a tevekkül ederse, Allah ona yeter...bir de ona, ummadığı yerden rızık verir, ” diye cevap vermiş, fakat adam tatmin olmamış:
- “Hoca, amenna, amenna da... Neyinen geçiniyoooon? diye tekrar sormuş. Hoca bu kez de, Zümer süresi, 36. ayetle cevap vererek:
- “Allah kuluna kafi değil mi?” demiş, adam yine aynı densizlikle:
- “Hoca, amenna, anladık, Allah kuluna kafi de... Sen neyinen geçiniyooon?” diye üstelemiş. Hoca da dayanamamış ve latife babında:
- “Şu kadar hanım, bu kadar hamamın var!..” gibilerinden olmayan şeylerini saymaya başlayınca adam:
- “Hah, demiş şimdi oldu işte canım!..” deyince, Hoca'nın tepesi atıvermiş:
- “Allah'a itimat etmiyon, hana hamama itimat ediyon sen! Çabuk, tövbe et hergele!.."

Yağmurdan Kaçıyormuş!
Bir gün, bardaktan boşanırcasına yağmur yağarken, Hoca da evinin penceresinde oturarak sokağı seyrediyormuş. Bir ara dostlarından birini, cübbesinin eteklerini beline dolayarak koşa koşa evine giderken görmüş ve pencereyi açarak seslenmiş:
- “İnan olsun ki çok ayıp! Senin gibi aklı başında, olgun bir adam, Allah’ın rahmetinden kaçar mı?...” İçinden Hoca’ya hak veren adamcağız, bu sefer ağır ağır yürümeye başlamış: fakat tepeden tırnağa ıslanmış olarak evine varınca, Hoca’nın oyununa uğradığını anlamış. Günün birinde Hoca yolda yağmura tutulmuş: koşar adım evine yönelmiş. Birkaç gün önce kendisiyle alay ettiği ahbabının evi önünden geçerken adamcağız “taşı gediğine koymanın tam zamanı” diyerek, evin penceresinden Hoca’ya bağırmış:
- “Hocam, Hocam, Allah’ın rahmetinden niçin kaçıyorsun, ayıp değil mi sana?” Hoca, hiç istifini bozmadan koşmaya devam ederek şu cevabı vermiş:
- “Hay anlayışsız, hay!... Ben rahmetten kaçmıyorum: tam tersine yere düşen rahmetleri çiğnememek için koşuyorum!..."


İmtihan
Karısı ve dört çocuğuyla beraber tek göz evde yaşayan bir adamı ziyarete giden Hoca halinden şikayet eden adama, kendisine yardım edeceğini ama öncelikle bir şartı yerine getirmesi gerektiğini söyler. Adam hemen kabul eder ve sarılıp Hoca'nın ellerini öper. Hoca, adama eşeğini, keçisini ve tavuklarını da evin içine almasını ve haftaya kendine gelmesini söyleyince adam önce buna şaşırsa da Hoca'nın bir bildiği vardır deyip çaresiz kabul eder. Ertesi hafta gelen adam bir haftada canıma tak etti Hocam ne yapacağız şimdi der. Hoca, gayet sakin eşeği evden çıkarmasını ve haftaya tekrar gelmesini söyleyip adamı gönderir, diğer hafta keçiyi sonrada tavukları evden çıkarttır. Sonunda adam gelerek:
- "Allah senden razı olsun Hocam sanki dünyaya yeniden doğmuş gibi oldum."

İleri Dönük
Komşu kasabaya hamama giden Hoca'yı tanımayan hamamcı Hoca'nın sade kıyafetine bakıp pek itibar etmez. Eski bir havluyla pörsümüş bir sabun verir fakat Hoca çıkışta giyimine göre hiç beklenmeyecek şekilde hamamcıya ve çalışanlarının her birinin eline birer altın sayınca hepsi şaşırır. Ertesi hafta yine gelen Hoca'ya pek itibar ederler, en güzel havlulardan ve parfümlü sabunlardan verirler. Bir güzel yıkarlar, keselerler, masaj yaparlar fakat Hoca çıkışta geçen hafta aldıkları gibi altın geleceği için avucu kaşınarak bekleyen sadece hamamcıya değeri düşük bir bakır para vererek:
- "Geçen hafta verdiğim altınlar bu haftaki ücrettir, bu bakır para ise geçen haftanın." der.

Peşin Para
Hoca bir komşusundan ödünç para almıştı. Borcunu vaktinde ödeyemedi. Alacaklı bir gün kapısını vurdu:
- "Kusura bakma Hoca Efendi, alacağımı istemeye geldim." Hoca’nın o anda kesesinde bir akçesi bile yoktu. Komşusuna:
- "Bak şu bahçenin kenarındaki çalıları görüyor musun? Buradan geçen koyunların yünleri bu çalılara takılacak. Bu yünleri toplayacağım. Eğirtip iplik yaptıracağım. İpliği satıp sana borcumu ödeyeceğim." Hoca’nın yine şakalaştığını sanan komşusu gülmeye başladı.
- “Alem adamsın Hoca!” der. Alacaklının güldüğünü görünce Hoca da:
- “Peşin parayı görünce nasıl da gülersin değil mi!”
[b] Biri Ecdadima Küfrettimi boğarim.
Boğamasamda yanımdan kovarım..
Yumuşak başlıysam kim dedi uysal koyunum..
Kesilir ama çekmeye gelmez boynum..
Mehmed Akif Ersoy [/b]
ilmurat
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 3117
Kayıt: 19-09-2005 09:30

Mesaj gönderen ilmurat »

Baba ellerine sağlık, o kadar çok abuk sabuk şeylere gülmeye alışmış ki beynimiz, seninki çok iyi geldi.....
[scroll][color=brown][b]G İ T T İ M[/b][/color][/scroll]
Kullanıcı avatarı
yaho_87
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1997
Kayıt: 28-08-2005 17:10
Konum: sandalyeden
İletişim:

Mesaj gönderen yaho_87 »

evet ya cok sahane ilkkez duydum ellerine sağlık
ya çaresizsiniz...
yada ÇARE SİZSİNİZ!!!
CaGLa2

Mesaj gönderen CaGLa2 »

abim sağolasın nasrettin hoca baska ya
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 5 misafir