Amerika Da Ne Var? Neden Cogu Kisi Orda Yasamak Istiyor ...

[commando]

Bugün; XXI’inci asırda ve 2005 yılını yaşamış olduğumuz bu zaman diliminde Amerika’da her 24 dakikada bir cinayet işlenmekte ve ortalama olarak yılda 30 bin kişi cinayete kurban gitmektedir. Amerika Birleşik Devletleri’nin nüfus bakımından en kalabalık şehri New York ilinde 24 saat içinde ortalama 10 cinayet, 20 ırza geçme, 300 silahlı soygun ve 800 hırsızlık vakâsı meydana gelmektedir. Bunlar, Amerika’nın bir tek şehrinde ve bir günde vuku bulan olaylardır.

Medeni(!) olarak lanse edilen bu ülkede, yani Amerika’da, Adalet Bakanlığı kayıtlarına ve resmi istatistik bilgilere ve belgelere göre 1 milyondan fazla hükümlü vardır. Bu durumda, her 100 bin Amerikalı’dan 413’ü cezaevlerindedir. Cezasını çekerek mahpushanelerden tahliye olanların % 41’inden fazlası tekrar ve daha büyük suçlar işlemekte ve daha tehlikeli bir duruma gelmektedir.

Zengin, kişi başına düşen geliri fazla, süper devlet ve medeni ülke gibi sıfatlarla anılan ve dünyaya bu özelliklerle tanıtılan Amerika Birleşik Devletleri’nde yine resmi verilere göre 34 milyon insan fakir bir hayat sürüyor. Bu sayı, genel nüfusun -yaklaşık olarak- % 14’üne tekabül ediyor. Amerika’da gerçekleşen bu fakirlik oranı; batılılarca üçüncü dünya ülkeleri olarak adlandırılan ülkelerle aynıdır. Demek oluyor ki, Amerika dıştan göründüğü ve dış ülkelere lanse edildiği gibi halkının tamamı veya büyük çoğunluğu hem zengin, hem de zannedildiği gibi medeni değildir.

Ve Amerika Birleşik Devletleri denilen sözde bu devi tanımaya ve daha bazı kesitler sunmaya devam edelim. Edelim ki bu ülkeyi ve bu devleti daha iyi ve daha yakından tanıma imkanı bulmuş olalım. Onların tanıttığı Amerika ile bizzat o ülkenin resmi kayıtlarda bildirilen Amerika arasında muazzam çelişkiler ve çok ciddi boyutlara varan farklılıklar ve tenakuzlar mevcuttur. “Yaşlıların dramı” ile Amerika’nın başka bir kesitini daha sergilemeye çalışalım:

Bu; sözde ileri, sözde zengin, sözde medeni olarak tanıtılan, bilmeyenlere böyle takdim edilen Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan başka bir araştırmaya ve başka bir resmi kayıtlara göre, ülkenin huzurevlerinde kalan ve ahir ömrünü buralarda geçirmeye mecbur olan yaşlıların % 60’ının hiç ziyaretçisinin olmadığı ortaya çkmıştır. Bunun iki manası vardır: Biri, Amerika’da akrabalık bağları ile sosyal yön ve yaşlılara karşı hürmet duygusu körelmiştir. İkincisi ise, evlatla ana-baba arasındaki manevi bağ tamamen kopmuş, yahut da Amerikalı’lar çocuk yapma yerine köpek beslemeyi, onunla haşır neşir olmayı tercih etmektedir.

Ve; hem Amerika’da, hem de Almanya, İngiltere ve Fransa gibi Avrupa ülkelerinde “ölüm cemiyetleri” kurulmuş olup bu cinayetler gençlere “acı çekmeden rahat ve huzur(!) içerisinde bir ölüm” vaadetmektedir.

Hala gitmek istiyor musunuz? Son kararınız mı.. dııt süre doldu..

[ghost01]

burada hayat zor da orada değilmi?
gidin de bir görün bakalım UNUTMAYIN NEREDE ÇOKLUK ORADAAAAA!!!