Göz Yaşları
Dolunayın ışığı yatağıma uzanmış
Gözleri yakamoz yakamoz
Gecenin karanlığını köpek ulumaları anlatır
Sokaklar sessizliğe boğuluyor
Gökyüzünün kızıllığı yok olmaya yüz tutmuş
Karanlığa yıldızlar eleniyor
Denizler huzurunu hırçınlığa değişiyor
Güdümlü ışıklar yol boyunca uzanır ve bir noktada ölmektedir
Denizdeki yelkenler ufka doğru yığılmış
Ağlar hala balık kokuyor
Birden bir çocuk ağlaması gelir kulağıma
Daha yeni uyanmış sanırım
Uykuya doymamış gözleri ile odanın karanlığını şöyle bir süzer
Sonra yine uyku başlar gözlerine
Sonbahar yaprağıdır yere düşen
Çıtırtıları sessizliği kırıyor
İşte ben bu zamanda
Sen fark etmeden gelirim tütün kokan odana
Süzülürüm kırık camlardan içeriye
Usulca sokulurum titreyen göğsüne
Anlayamazsın varlığımı
Tanıdığın ben, ben değilim artık
Geldiğim gibi giderim odandan
Bir kabustur uykunu parcalayan
Ararsın beni fark edince yokluğumu
Bir ara sokakta bulursun fakir ceketli yorgun vücudumu
Bir de elimde şarap şisesi olur
Öpmek istersin dudaklarımdan
Duygularını kör eden bu şarap kokusudur
Kaçarsın korkarsın benden
Kan damlamaktadır gökyüzüne
Güneş doğar bulutların bağrından koparcasına
Sabah ayazıdır kapılardan uğultu ile geçen
Bir tarafim hep soguk kalmıştır
Yorgun, yoksul vücudumdur serin sularla kıyıya çarpan
Sessizce süzülür dalgalar vücudumdan mekanına
Toplanır tanımadığım insanlar başıma
Aslına bakarsan ben bile tanımıyorum kendimi
Bir sen varsın beni eskiden tanıyan
Gözlerin asılı kalmıştır gözlerime
Çekmek istersin gözlerini ama yapamazsın
Anlamadan dolar gözlerin yaşlarla
Süzülür titrek bir yaprak gibi yüzünden
İşte bu gözyasları
Sana yalnızlığı da öğretir…
Ümit Bedri Hoser