AB hayali son mu buluyor? Fransa'nın Avrupa Anayasasına hayır demesinin Türkiye açısından ne anlama geldiği hala tartışılıyor. Hükümetin iyimser bir hava yaratma çabaları ve bu sonucun Türkiye'nin AB'ye girme şansını etkilemeyeceği şeklindeki demeçleri aslında tamamen dayanaksız değil. Çünkü Referandum öncesi Fransa'da ve Avrupa'nın diğer ülkelerinde üstüne basa basa bu oylamanın Türkiye ile bir ilgisi olmadığı ve Türkiye'nin tam üyeliği söz konusu olduğunda tekrar bir referandum yapılacağı söylendi.
AKP Hükümetinin iyimser demeçlerinin altında bu yatıyor ama Avrupa basınının ve Avrupalı Türkiye uzmanlarının yorumlarına baktığımız zaman en fanatik Türkiye dostlarının bile Fransa'dan çıkan sonucun Türkiye'yi çok zor bir durumda bıraktığını kabul ettiğini görüyoruz.
Bundan çok daha önemli olan bir iddia daha var ki bu konu Avrupa basınında gittikçe daha fazla taraftar topluyor. Bu iddiaya göre Avrupa'da Türkiye karşıtı gruplar yavaş yavaş iktidara geliyor ve bu gruplar yeterince güçlenince Türkiye'nin tam üyelik şansı kalmayacağı gibi Avrupa'dan tamamen dışlanacak
Fransa-Almanya Ekseni
Fransa'da 2007'deki Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanmaya en yakın aday olan Nicholas Sarkozy ile Almanya Devlet Başkanlığı'nın önemli adaylarından olan Angela Merkel, Türkiye düşmanlıklarıyla tanınan ve Türkiye'yi Avrupa'da görmek istemediklerini her fırsatta belirten liderler. Bu iki siyasetçinin başa geçmesiyle oluşacak bir Türkiye aleyhtarı Fransa-Almanya cephesi Avrupa Birliğine tam üyeliğin bizim için bir hayal olmasına yol açabilir. Daha da kötüsü Avrupa'da daha geniş çaplı bir Türk düşmanlığının temelleri atılabilir.
Avrupa Birliği'ni tek çıkış olarak gören ve ülkenin geleceği adına başka alternatifler yaratmaya niyeti olmayan Hükümetin, Avrupa yolunda bütün kurşunlarını savaşın hemen başında tükettikten sonra Fransa-Almanya eksenli Türkiye karşıtı bir harekete karşı ne yapabileceği ise merak konusu.
Kaynak:DigiMedia