ışıklı tellerine takıldı ayaklarım
karşımda alev alev duran kirpiklerinin
kapattın yüreğimi karanlık evlerine
bana kim olduğumu soran kirpiklerinin
o akşam yakamozlar gibiydi bakışların
akdeniz gözlerinin damlasıydı o akşam
öyle masum ve titrek bir yanılgıydın ki sen
saçların gariplerin rüyasıydı o akşam
sağnak sağnak boşaldın çorak topraklarıma
tebessümün göklerin cilasıydı o akşam
bir anda kelepçeli buldum bileklerimi
varlığın gurbetimin sılasıydı o akşam
dağları birer birer devirip sana gelmek
gönlümün en ateşli duasıydı o akşam
sakıncalı saatler yaşadım yollarında
yüzün sanki sonsuzluk şuasıydı o akşam
aldandım bulutlara uzanan ellerine
bu sevda ömrümün son sevdasıydı o akşam
gülleri, sünbülleri kıskandıran endamın
merhametsiz derdimin devasıydı o akşam
oysa anlayamadım ıztırap olduğunu
içimde bir heyula, bir serap olduğunu
her lahza çöktüğünü ve harap olduğunu
bilemedim ne deniz, ne mehtap olduğunu
meğer kalbin kalbimin belasıydı o akşam
yakalanmamalıydım esrarlı pençesine
ruhumu yumak yumak saran kirpiklerinin
tehlikeliydi konmak yeşil penceresine
şimdilerde boynumu vuran kirpiklerinin
NURULLAH GENÇ[/b]