ümit ile dini sohbetler

İslam dinimiz hakkında sormak istedikleriniz, merak ettikleriniz, paylaşmak istediklerinizi bu foruma yazabilirsiniz.
umiturkmez
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1426
Kayıt: 12-03-2018 09:12

Re: ümit ile dini sohbetler

Mesaj gönderen umiturkmez »

Sevgisizliğin oluşturduğu gizli yaralar

Sevgisizlik adeta bir kanser gibi insan vücudunu yavaşça tahrip etmeye başlar. Önce kalpte oluşan yalnızlık, huzursuzluk, mutsuzluk, korku, öfke, stres, depresyon, bencillik ve kıskançlık gibi olumsuz hislerle kendini gösterir. Ardından hergün sokaklarda bir çok insanın yüzünde gördüğümüz donukluk, boşluk ve hüzün ifadeleriyle ortaya çıkar. Sevgisizliğin acısıyla insanların bedenlerinde oluşan çürüme hızı da mucizevi olarak süratle artar. Cildin temiz ve genç yapısını kaybederek sertleşmesi, kırışması, hastalık derecesinde bozulması ve renksizleşmesi, saçların dökülmesi ve matlaşması, beden yapısının şekilsizleşmeye başlaması ve güzel görünümünü yitirip sağlıksız bir hal alması, dişlerin ve tırnakların parlaklığını kaybetmeye başlaması, hareketlerin ve tavırların robotlaşması, güçsüz, bıkkın, şevksiz ve halsiz bir görünüm, stresli, mutsuz, üzgün, kızgın, küskün, kıskanç, ters, merhametten ve güzel ahlaktan yoksun tavırlar oluşması ... TÜM BUNLAR SEVGİSİZLİĞİN YIPRATICI ETKİSİYLE OLUŞMAKTADIR...TEK ÇÖZÜM İSE ALLAH SEVGİSİDİR!
umiturkmez
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1426
Kayıt: 12-03-2018 09:12

Re: ümit ile dini sohbetler

Mesaj gönderen umiturkmez »

Erkekle kadın arasında sevap müşterektir

Eshabın büyüklerinden kadın sahibi Hz. Esma (r.a.) Peygamberimizin huzuruna çıkarak şunları söyledi.

-Ya Resûlallah! anam babam sana feda olsun. Ben müslüman kadınlarını temsilen huzurunuza geldim. Hak Teâla sizi erkek ve kadınlara peygamber olarak göndermiştir. Biz artık sizin yolunuzdayız, size inandık, iman ettik... Biz evimizin dört duvarı arasındayız, dışarı çokaz çıkabiliyoruz. Erkekler ise Cuma namazı, cenaze namazı, bayram namazı kılarlar. En büyük ibadet olan cihat ederle. Biz ise bunlardan mahrumuz. Biz hep evde çocuklarımızla meşgul olur, kocalarımızın elbiselerini dikeriz, yemek yapar, evin temizliği ile uğraşır onların rahat etmesi için elimizden geleni yapmaya çalışırız. Kocalarımızın yaptığı ibadetten bize de bir hisse varmı? Yoksa biz onların kazandıkları sevaptan mahrum mu oluyoruz? dedi.

Efendimiz memnun olmuşlardı... Orada bulunan eshaba dönerek:

-Siz bu zamana kadar din hususunda bir kadının böyle konuştuğunu duydunuzmu? diye sordular...

Eshab:

-Ya Resûlallah, bizim aklımızdan bile geçmiyordu ki bir kadın gelsin de böyle güzel şeylerden sual etsin, dediler.

Efendimiz (s.a.s) Hazreti Esma (r.a.)'ya dönerek:

-Ey Esma! Eğer bir kadın kocasını razı ederek onun gönlünü hoş tutar, kadınlık vazifelerini yerine getirirse, işte o kadın kocasının her kazandığı sevaba oprtak, buyurdular.

O büyüklerin her hali bizlere bir ikaz mahiyetini taşır. Ne mutlu o kadına ki, kocasını razı etmiş ve onun yaptığı sevaplara ortak olma bahtiyarlığına erişmiş...
umiturkmez
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1426
Kayıt: 12-03-2018 09:12

Re: ümit ile dini sohbetler

Mesaj gönderen umiturkmez »

Tefekkür

Aristoya göre birler başka bir biri o birlerde toplanarak başka bir biri oluşturur. Yine o birlerde yine toplanarak başka bir biri oluşturur. Şimdi etrafımıza bakalım kendimize bakalım kendi içimizde de bir sürü trilyonlarca hücreler var toplanarak bizi yani bir biri oluşturmuştur. Toplumun çatısı da, yapısıda böyledir bireyler aileyi, aileler halkı, halk ülkeyi gibi..atomda da bu böyledir. Bir atomu oluşturan parçalar vardır ve elektron denilen etrafında dönen bir enerjisi vardır. Aynı şekilde dünyanın etrafında sanki hidrojen atomu gibi bir adet uydusu vardır, bunun gibi diğer gezegenlerle birlikte dünyada hepsi güneş sistemini oluştururlar, aynı şekilde güneş sistemleri de galaksi sistemlerini oluştururlar. İçeriğe gelince yani yaratılışın içeriğine akıl almaz bir incelik akıl almaz kusursuz bir incelik görürüz. Yahudi bir bilim adamı (kadın) bu kadar olmaz diye düşünüp "Mutlaka Şakacı Bir Tanrı Vardır" demektedir. Bir prenin bir bacağını 30.000-60.000 parçaya bölmüş inceledikten sonra şaşkına dönmüştür. Aynı kadın; suda yaşayan üç defa farklı hayat fonksiyonlarına sahip olan bir canlıyı inceliyor. Bu canlı önce su bitinde, yusufcuk böceğinde ve kurbağanın ağzında olmak üzere üç farklı hayat habitatı kuruyor. Bunu farkeden bu kişi Allah'ın varlığına inanıyor. Bu kadar da olmaz düşüncesiyle. Yani biz her şeyi anlayacağız her şeyi bileceğiz diye bir konu yok bu konuda bir dayatmamızda yok. Olamazda zaten. Allah olmadan biz boşlukta herhangi bir yerde kendi kendimize yapayalnız bırakılsak perişan olur hiç bir şey yapamayız. Hatta bize hiç ölmeyeceksiniz dense bile kendi kendimize öylece dururuz hiç bir şey yapamadan. Allah bizi ve içinde bulunduğumuz bu evreni bir ahenk içerisinde birbiri ile bağlantılı hiç bir kusuru olmadan en güzel şekliyle yaratmıştır. Biz onun aciz kullarıyız. Ancak Vehhab Allah bize hibe ederse bize Rahman ve Rahim olan ALLAH, bu dünya da ve diğer ebedi yaşantımızda bize bağışlarsa biz ancak o zaman (öncelikle aciz bir kul olarak her daim Şükür etmeliyiz) bize verilen bereketten faydalanabiliriz. Yaratanı yarattıkları ile görebiliriz biz Ademoğullarına bu tavsiye edilmiştir. Buna tefekkür denir, bir yıl ibadet etmiş sevabı vardır denir. Birde bu bir yılın ahiret yılıyla kıyasladığınızda siz düşünün… Hiç boş zamanınız olmuyor mu ? Bu zamanlarda samimiyetle ALLAH'ı yarattıklarıyla görmeye (Var olduğuna ve yaratıcı olduğuna delil görmek) tefekkür etmeye çalışın. Bu da bir ibadettir. Ben şöyle tefekkür ederim: Kendimi zamanda yolculuğa çıkarırım. Kendimin dünyada olmadığım bir zamanı düşünürüm. Ben o sıralar hala bu dünya ya gelmemiştim. Ama dünya vardı insanlar da vardı. İnsanların olmadığı zamana giderim. O zaman dünya vardı, insanlar dünyada yaşamıyordu. Dünyanında yaratılmadığı zamana giderim, güneşinde.. Ama ALLAH her zaman vardı. Onun İhlas suresinde bildirildiği üzere "Deki; O ALLAH tektir. ALLAH eksiksiz Sameddir (Bütün varlıklar ona muhtaç fakat o hiç birşeye muhtaç değildir). Doğurmadı ve doğrulmadı (Hep vardı ve hep varolacak) Ona bir denkde olmadı (kimse ona denk değildir, onun dengi yoktur). Yani bizi yaratan ALLAH hiç bir zaman bir başlangıcı olmamıştır., sonu da olmayacaktır. Biz insanlar da bize bildirildiği gibi gerçek hayatımızda sonsuza kadar Ya cennette ya da cehennemde yaşayacağız. Birde şöyle tefekkür ederim: Denize yüzerken suyun altından su ile havanın kesiştiği yere bakarım bu görüntü çok hoşuma gider. Sonra suda havada uçan bir kuş gibi hareket ettiğimi görürüm. Yani âlemlerin içinde ayrı ayrı alemlerin olduğunu fark ederim. Havada uçan var yüzen var yürüyen var sürüneni var. Sadece akıl etmeğe kalkınca bile insan yoruluyor. Bütün bunlar öylece kendiliğinden olamaz bu mümkün değil. ALLAH akıbetimizi hayırlı yaratsın İnşallah
umiturkmez
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1426
Kayıt: 12-03-2018 09:12

Re: ümit ile dini sohbetler

Mesaj gönderen umiturkmez »

Söylesene ey dünya

Söylesene ey dünya... Senin Yükünle bizimkisi bir olurmu? Sana insan, bize ise dagların bile taşıyamadıgı KURAN indi... Senin sırtında bir dünyanın, Bizim sırtımızda iki dünyanın yükü var... Senin sorumlulugunun insana, Bizim sorumlulugumuz YÜCE ALLAH' adır.. Sende çöp, Bizde günah yükü vardır... Ey dünya sen belirlenmiş yörüngenden geçersin, Biz kıldan ince sırattan nasıl geçeriz? Bizleri sırattan geçirecek günlerin farkında olmamız duasıyla
umiturkmez
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1426
Kayıt: 12-03-2018 09:12

Re: ümit ile dini sohbetler

Mesaj gönderen umiturkmez »

Nasihat

Bir gün devrin halîfesi Hârû»n Reşîd ile karşılaştı. Halîfe; “Seni gördüğüme çok sevindim. Çünkü uzun zamandır seninle konuşmayı arzu ediyordum.” dedi. Hazret-i Behlül güldü ve; “Benim böyle bir arzum yoktu.” cevâbını verdi. Buna rağmen Hârû»n Reşîd kendisinden nasîhat istedi. “Ne nasîhatı istiyorsun? Şu sarayına bak, bir de kabirlere bak! Bunlardan ibret almayan, nasîhat almayan nelerden alır! Hâlin ne olacak, ey müminlerin emîri! Yarın Cenâb-ı Hakk’ın huzû»runa çıkacaksın. Büyük küçük yaptığın her şeyden suâl olunacaksın. Bunlara nasıl cevap vereceksin iyi düşün! Bu hesap zamânında aç ve susuz olacaksın, çıplak bulunacaksın. Orada bulunanlar sana bakıp gülecekler. Perişan hâlin orada meydana çıkacak, başka nasîhatı ne yapacaksın?” dedi. Adâleti ile meşhû»r olan Hârû»n Reşîd onun nasîhatlarından çok istifâde ettiğini bildirdi.
umiturkmez
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1426
Kayıt: 12-03-2018 09:12

Re: ümit ile dini sohbetler

Mesaj gönderen umiturkmez »

Bir insanı bir mevsimlik tanıma

Bir zamanlar 4 oğlu olan bir adam varmış…

Çocuklarının çok erken karar vermemeleri ve peşin hükümlü/önyargılı olmamaları için onları bu hususta eğitmek istemiş…

Bu sebeple her birini uzak bir yerde bulunan bir ağacın yanına gidip, ona bakmalarını istemiş…

- İlk oğlan kış’ın gitmiş…

- İkincisi ilkbahar’da…

- Üçüncüsü yaz’ın…

- Sonuncusu da sonbahar’da…

Geri döndüklerinde hepsini çağırmış ve bir araya toplayıp ne gördüklerini sormuş…

İlk oğlan, ağacın çok çirkin, yaşlı ve kupkuru olduğunu söylemiş…

İkinci oğlan “hayır yeşillikle doluydu ve canlıydı” diye itaraz etmiş.

Üçüncü oğlan başka fikirdeymiş ve düşüncelerini şöyle dile getirmiş: “Çiçekleri vardı ve kokusuyla görüntüsüyle o kadar muhteşemdi ki, daha önce hiç böyle bir şey görmemiştim” demiş.

Sonuncu oğlan, hepsinin söylediklerinin noksan olduğunu… ağacın meyvelerle yüklü, canlı ve hayat dolu olduğunu belirtmiş…
***

Sıra yaşlı adamın oğullarına vereceği derse gelmiş… Oturduğu yerden şöyle bir doğrulup geriye yaslanmış ve ağır-ağır, tane-tane ifadelerle söze başlamış… Öncelikle hepsinin haklı olduğunu; çünkü farklı mevsimlerde ağacı görmeye gittiklerini hatırlatmış…

Sonra da onlara;

Bir ağacı veya bir insanı, kısa bir süre veya bir mevsim tanıdıktan sonra hemen yargılayamayacaklarını… ya da neye sahip olup olmadıklarını tam olarak bilemeyeceklerini anlatmaya çalışmış…

Ve demiş ki;

“Gerçekleri ancak sonunda, 4 mevsimi gördükten sonra tam olarak anlayıp idrak edebilirsiniz. Eğer kış’tan vazgeçerseniz; ilkbaharın nimetinden olursun, ayrıca yaz’ın güzelliğinden de sonbahar’ın bütünlüğünden de mahrum kalırsınız… Bir mevsimin acısının, diğer güzel mevsimleri parçalamasına izin vermeyin. Hayatınızı bir mevsim yüzünden yargılamayın. Unutmayın ki; ilerde şu anki zamanı arayabileceğiniz gibi, daha güzel günler de yaşayabilirsiniz.“
umiturkmez
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1426
Kayıt: 12-03-2018 09:12

Re: ümit ile dini sohbetler

Mesaj gönderen umiturkmez »

Namaz Kılanı Engelleyenler
Buhari ve Tirmizi'de İbnü Abbas'tan rivayet edildiği üzere: "Eğer Muhammed'i Kabe'de namaz kılarken görürsem boynunu çiğnerim." demişti Ebu Cehil.

Allah (cc) o namazı engelleyenleri çok sert bir şekilde korkutuyor.

"Uluhiyet şanına yemin olsun, celalim hakkı için eğer O azgın namazı yasaklamaktan vazgeçip akıllanmazsa perçeminden tutup sürükleriz"

Allah'u Teala'nın bu ciddi ikazı yüzyıllardır çok insanın eyvaha sürüklenmesi şekliyle vucut buluyor.
Bu günde bunun çok örneklerini görmekteyiz. Namazı, namaz kılanı, namazgahları alelade gören, dudak kıvıran, küçümseyen ve horlayanlar, engel olmaya çalışanlar; bilin ki bu horlamalarınızın muhatabı insan değildir, siz sizi yaradanla çatışıyorsunuz ve bunu belki biliyor, belki bilmiyorsunuz ama O'nunla (cc) çatışanların hiç biri galib olamadı, sadece zelil oldular.
umiturkmez
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1426
Kayıt: 12-03-2018 09:12

Re: ümit ile dini sohbetler

Mesaj gönderen umiturkmez »

Hazret-i ali'nin oğluna nasihatları

Sevgili Peygamberimizin (a.s.m.) amcasıoğlu, torunlarının babası ve ilk Müslüman çocuk şerefine sahip olan Hazret-i Ali (r.a.) Hicretten 22 yıl önce 600 tarihinde Mekke'de dünyaya geldi. 661 yılında Kufe'de vefat etti. İlim ve hikmet dersini bizzat Peygamberimizden aldı.
Hazret-i Ali Efendimiz, herkesçe cesaret ve kahramanlığıyla tanınsa da, onun e...n büyük vasfı ilmi, takvası, dirayeti, veciz ve özlü konuşmasıdır. "Ben ilmin şehriyim, Ali ise kapısıdır" hadis-i şerifi, Hazret-i Ali'nin ilminin üstünlüğünü göstermesi bakımından dikkat çekicidir. Halifeliği döneminde valilere gönderdiği emirnameler, yüzyıllar boyu bütün Müslüman idarecilerin kılavuzu olmuş, bu mektuplar elden ele, dilden dile dolaşmıştır.
Hazret-i Ali'nin en kalıcı ve zamanımıza kadar gelen en güzel öğüt ve nasihatları oğlu Hazret-i Hasan'a verdiği öğütlerdir. Hazret-i Ali'nin hutbe, mektup, emirname ve özlü sözlerinin yer aldığı başta Nehcü'l-Belağa olmak üzere, onun hakkında yazılan birçok kitapta oğluna verdiği bu öğütler, esasta aynı olmak üzere, farklı ifade ve rivayetlerle derlenmiş, biraraya getirilmiş; Hazret-i Hasan'ın şahsında bütün ümmetin istifadesine arz edilmiştir.
Hazret-i Ali'nin bütün öğütleri ve güzel sözleri şüphesiz bu kitapta yer alanlardan ibaret değildir. Biz bu öğütleri başta 450 sayfalık Nehcü'l-Belâğa olmak üzere, eski dergi koleksiyonlarından da derledik. Anlaşılması ve istifadeye kolaylık sağlaması için de bazı sadeleştirmelerde bulunduk.

Hayatımın son anlarındayım
Ey oğul!
Hayatımın son demlerindeyim. Günden güne zayıflıyorum. Onun için sana bu öğütleri bildirmekte acele ediyorum. Çünkü düşündüğüm bütün şeyleri sana söylemek için fırsat bulamadan ecelimin gelmesinden, vücudum gibi hafızamın da zayıflamasından, heva ve heveslerin veya dünya fitnelerinin benim nasihatımdan önce kalbine hâkim olmasından; bunun neticesi olarak da huysuz bir ata benzemenden endişe ederek sana nasihatimin bir kısmını yazıyorum.

İyi insanların izini takip et
Ey oğul!
Benim bu vasiyetimden edineceğin şeylerin en hayırlısı, Allah'tan korkup Ona sığınmak, Onun sana farz kıldığı şeyleri yerine getirmek, ecdadının ve geçmiş iyi insanların izini takip etmektir.

Ecdadını örnek al
Ey oğul!
Şimdi sen kendi nefsine nasıl güven ve itimatla bakıyorsan, senden önce gelip geçen ecdadın da aynı şekilde kendilerine güveniyorlardı.
Şimdi sen nasıl düşünüyorsan, onlar da öyle düşünüyorlardı. Fakat neticede iyi ve doğru şeyleri tuttular, vazifelerini noksansız yapmaya çalıştılar.
İşte onların neticede vardıkları şeyi ve takip ettikleri yolda gitmek istiyorsan, onların baştan takip ettikleri yolu aynen takip et. Fakat bu şüphelerini çoğaltmak ve düşmanlarını arttırmak için değil, doğruyu ve hakikati anlayıp öğrenmek için olsun.

Allah'a sığın
Ey oğul!
Her hususta önce Allah'a sığın, Ondan başarı dile. Seni şüpheye düşürecek veya bir kötülüğe itecek şeyleri terk et.
Kalbinin bütün kötülüklerden durulduğunu, fikirlerinin toplandığını ve tek arzunun hakikat olduğunu görünce sana söylediğim hususları düşünmeye başla.
Şayet bunlara sahip olduğuna emin değilsen, karışık mevzulara girme. Aksi halde önünü göremeyen adam gibi olursun ki, her an içinden kurtulması zor olan çukurlara, uçurumlara düşersin.
Böylece karanlıklar içinde, zulmetler arasında boğulup mahvolmaya mahkûm olursun.
Önünü görmeden yürümek ve her an uçurumlara yuvarlanmak tehlikesiyle karşı karşıya kalmak ise, İslâmı öğrenmeye çalışanlara yakışmaz.

Her şey Onun elinde
Ey oğul!
Bu tavsiyelerimi dinle ve anla.
Her canlının ölümünü elinde tutan kim ise yaşamasını elinde tutan da Odur.
Varlıklara can verip yaşatan kim ise öldürecek olan da Odur.
Zenginleri fakir, fakirleri zengin yapan yine Odur.
Her türlü belayı ve hastalığı veren de O, şifa ve devasını veren de Odur.
Dünya taşıyla, toprağıyla, rengiyle, şekliyle, ağaçlarıyla ve meyveleriyle Onundur, Onun takdiri üzerine hareket etmektedir.
Ahiret Cennetiyle, Cehennemiyle ve bizim bilmediğimiz daha birçok şeyleriyle Onundur.

Herşeyi Allah'tan bil
Ey oğul!
Bu hususta birinin bilmediğini görünce onu, cehaletine say. İlimde ne kadar ilerlersen, bilmediğin birçok şey şüphesiz, yine bulunacaktır. Zira düşünme ufkunun dışında, görme gücünün çok ilerisinde bulunan nice şeyler vardır.
Allah bazı şeyleri sana öğretmişse, onu kendi gücünle meydana getirip kazandığını zannetme. Çünkü sen, seni yaratan, rızıklandıran ve seni en güzel bir surette meydana getiren Ulu Yaratıcıya sığın.
İbadetin Onun için, aşkın Onun için, korkun ve sevgin Onun için olsun.

Peygamberi önder olarak al
Ey oğul!
Peygamberin Allah hakkında bildirdiğini hiç kimse bildirmedi ve bildiremez. Onu bir önder ve kurtuluş ordusunun kumandanı olarak kabul et.

Allah'ın rızasını ara
Ey oğul!
İlâhî kudret karşısında kendi küçüklüğünü ve zayıflığını düşünerek hareket et.
Onun karşısında acizliğini ve güçsüzlüğünü düşün.
Her hususta Ona ihtiyacın vardır. Ona yönel, rızasını dile.
Cezasından kork. Emirlerini yerine getirmeye çalış. Çünkü O iyilikten başkasını emretmez.
Yasaklarından kaçın, çünkü O kötülükten başkasını yasaklamaz.

Daha iyi bir yerde konaklamak isteyen kervan gibisin
Ey oğul!
Dünyanın ve içinde bulunan her şeyin başka bir yere göç edeceğini, âhireti ve orada insanlar için hazırlananları bildirdim.
Bunlar hakkında senin ibret alman için bazı misaller verdim. Bu misallerle senin kurtuluşunu ümit ettim.
Dünyayı bütün halleriyle bilen kimse, kervanın içindeki bulunan bir yolcuya benzer ki, devamlı rahatı, temizliği, havası daha iyi olan bir yerde konaklama hazırlığındadır.
Bunun için yolculuğun her türlü zorluk ve sıkıntılarını, arkadaşlardan ve maldan ayrılma ıztıraplarını göze almış bulunmaktadır. Çünkü o gittiği yerde daha iyi bir mesken bulacağından emindir.
Oralarda eski elemlerden hiçbirini görmeyeceğini, rahat ve saadet içinde yaşayacağını şeksiz şüphesiz bilmektedir.
Onun için kendisini buraya ulaştıran ve eski yerinden daha iyi bir yer bahşeden Birisinden başka düşüncesi yoktur.
Dünyada kendisine verilen nimetlerle mağrur olup sonunu düşünmeyen kimse ise, çok verimli bir topraktan, verimsiz, kıraç bir toprağa göç etme mecburiyetinde kalan bir kervana benzer ki, onun için bu göçten daha feci bir şey düşünülemez.

Herkesi kendin gibi bil
Ey oğul!
Kendini başkaları için ölçü kabul et. Diğer insanları tıpkı kendin gibi tut.
Kendi nefsin için istediğin şeyi başkaları için de iste.
Kendi nefsin için sevmediğin şeyi başkaları için de sevme.
Kendine iyilik yapılmasını istediğin gibi başkalarına da iyilik et.
Başkalarında kötü gördüğün şeyi kendin için de kötü gör.
Başkalarına yaptığın şey kadar sana da yapılırsa ona razı ol. Yaptığından fazlasını isteme.
Sana söylenmesini istemediğin şeyi sen de diğerlerine söyleme.
Başkalarının seni nasıl görmesini istiyorsan, sen de başkalarını öyle gör.

Kendini beğenme
Ey oğul!
Kendini beğenmek kesinlikle doğru değildir.

Kibir kalbin âfetidir.
Bütün gücünle çalış, malını senden sonra gelecek mirasçılar için hazırlayıp biriktirme. Allah için bağışlanacak yerlere dağıt.
Arzu ettiğin bir şeyi elde edersen onu kendinden bilme.
Allah'a şükret ve Ondan her zaman kork.

Gücünün yetmediği şeylere karışma
Ey oğul!
Önünde, seni âhirete götürecek uzun bir yol ve sıkıntılı günler var.
Dünya malından sana yetecek miktarını düşün ve sadece onu al. Başkasını yüklenme. Zira ondan zarardan başka bir şey gelmez. Gücünün yetmediği şeylere karışma.
Fakirleri görürsen onlara yardım et. Onlar hem üzerindeki ağırlığı kaldırırlar, seni malın felaketinden kurtarırlar, hem de ihtiyacın olduğu zaman (kıyamet gününde) onu sana geri verirler.
Gücün yettiği kadar sadakayı arttır. Eğer böyle yapmazsan ihtiyacın olduğu zaman onu ararsın, fakat bulamazsın.
Dara düştüğün zaman sana geri vermek üzere, zenginliğinde, senden ödünç isterse, isteyenleri reddetme.

İyi kimselerle düş kalk
Ey oğul!
İffeti muhafaza ederek çalışmak kötülükle zengin olmaktan hayırlıdır.
İnsanın sırrını en iyi yine kendisi muhafaza eder.
Bazı kimseler bulunur ki, kendi zararına çalışır.
Çok konuşan, dostlarını gücendirir, düşünceli olan insan iyi görür.
İyi kimselerle düş kalk ki, onlardan olasın.
Hayırsız kimselerden uzak dur ki, onlardan ayrılmış olasın.

Haram ne kötü yemektir
Ey oğul!
Haram ne kötü yemektir. Güçsüzlere zulüm, zulmün en çirkinidir. Tecrübe ettiğin şeylerin hayırlısı sana ibret verendir. Alçak tabiatlı yardımcılarda, kötü zan sahibi dostlarda ihtiyar ve irade yoktur.
Sakın inat bineği sana üstün gelmesin.

Sertlik gösterene yumuşak ol
Ey oğul!
Nefsini; kardeşin seninle irtibatı kestiğinde onunla irtibata, sana yüz çevirdiğinde lütfa, pintiliğinde cömertliğe, uzaklaştığında yakınlığa, şiddetlendiğinde yumuşaklığa, suç işlediğinde özür dilemeye şevket.
Sakın bu hareketi yersiz,olarak yapma. Yahut ehil olmayanlara yapma,
Dostunun düşmanını dost edinme ki, dostuna düşmanlık etmiş olursun.
Kin ve kızgınlığını hazmet. Çünkü ben, sonu bundan daha tatlı, daha lezzetli bir lokma görmedim.
Sana sertlik gösterene yumuşak ol ki, o vakit o da yumuşasın.

Düşmanına iyi davran
Ey oğul!
Düşmanına iyilikle muamele et. Çünkü bu iki zaferin biridir.
Kardeşinle münasebeti kesmek istesen dahi geri dönülecek bir yer bırak. Belki birgün olur münasebete lüzum görülür.
Hakkında iyi düşünen kimsenin zannını hareketlerinle tasdik et.
Aranızdaki samimiyete bakarak kardeşinin hakkını zayi etme. Çünkü hakkını zayi ettiğin kişi hiçbir zaman senin kardeşin olamaz.

Ailene iyi davran
Ey oğul!
Hiçbir zaman ailen sana halkın en kötüsü olmasın. Kardeşin senden ayrılmaya, seninle beraber olmaktan kuvvetli olmasın.

Rızık: Sen ona gitmezsen, o sana gelir
Ey oğul!
Rızık ikidir. Birini sen ararsın, biri de seni arar. Eğer sen ona gitmezsen o sana gelir.
İhtiyaç zamanında yumuşaklık, istiğna vaktinde sertlik ne çirkin haldir!
Dünyadan sana olan vazife, ancak gideceğin yeri yoluna koymaktır.
Elinden gidene üzülüyorsan, eline geçmeyen şeylere de üzül.
Olmayanları olanlarla anla. Çünkü işler birbirine yakındır.
Acıyı gördükten sonra öğütten ibret alanlardan olma. Çünkü insan öğütle, hayvan dayakla terbiye kabul eder.

Nefsin arzularına uyma
Ey oğul!
Keder yüzünden gelecek sıkıntıyı sabır ve metanet kuvvetiyle ve ilmi yakin elde ederek defet.
Gerçek dost, sen yokken seni tasdik edendir.
Nefsin arzularına uymak bir çeşit körlüktür.
Asıl garip, bir dosta sahip olmayan kişidir.
Hakka tecavüz eden kişi sapa yola girer.
Kifayet miktarı ile kanaat eden doğru yolu bulmuş olur. Kötülüğü geciktir, çünkü onu ne vakit istesen yapabilirsin.

Akrabalarına hürmet et
Ey oğul!
Ahmak adamın seninle irtibatı kesmesi, akıllıya kavuşmaya denktir.
Kudret değişince zaman da değişir.
Başkalarından naklen de olsa, gülünç şeyler söylemekten sakın.
Akrabalarına hürmet et, çünkü onlar senin kolunun kuvvetidir.

Ölmeden önce Allah'ı razı et
Ey oğul!
Önünde çıkılması ve geçilmesi pek güç bir basamak vardır. Orada yükü hafif olanlar ağır olanlardan daha kolay geçer. Üzerinden zorla geçenler çabuk geçenlerden daha zararlıdır. Bu basamağa ulaşan her insan ya Cennete veya Cehenneme gider. Bu menzile ulaşmadan önce kendi nefsine dön ve hesaba çekilmede...n ön...ce kendini hesaba çek. Oraya ulaşmada yolunu düzelt. Ölümünden sonra Allah'ı razı etmek için sana hiç fırsat verilmez.

Herşeyi Allah'tan iste
Ey oğul!
Yerin ve göklerin içinde bulunan her şeyi elinde tutan Zat, sana kendisinden istemek ve dua etme nimeti verdi. Duana icabet edeceğine de söz verdi. Sana bir şey vermesi için kendisine dua etmeni emretti. Ondan rahmet dile ki sana rahmet etsin. O, seninle Kendisinin arasına bir perde koymadı ve seni korumak için başkasına teslim etmedi.

Tevbeyi geciktirme
Ey oğul!
Bir kötülük işlediğin zaman Ona dön ve tevbe et. O, kendine döndüğün için seni ayıplamaz. İşlediğin günahın cezasını vermekte acele etmez. Yaptığın suçu başkalarına bildirmez. Tevbe etmeni de zorlamaz. Günahları niçin işlediğin hakkında seninle münakaşa etmez.

Allah'ın rahmetinden ümidini kesme
Ey oğul!
Allah'ın rahmetinden ümidini kesme. Ancak O, günahtan dönmeyi sevapla mükâfatlandırır. Kötülüğün karşılığım bir, iyiliğin karşılığın da on misli kabul eder.
Sana dönme ve tevbe kapısını açık bıraktı. Ona hitap edersen hitabını duyar, içinden bir şey istersen, ne istediğini bilir. O, gizliyi açık olan şey gibi bilir. İstediğini arz
etmeden, içini Ona dökmeden dertlerini ve sıkıntılarını bildirmeden O bilir. İşlerinde muvaffak olmak için Ona sığın.

Allah niyetine göre verir
Ey oğul!
Allah bütün hazinelerinin anahtarını eline verdi. Dilediğin zaman kapılarını dua anahtarı ile açarsın. Dilediğin zaman semanın kapılarını açar, ölü toprağa hayat veren yağmurları indirirsin. Fakat istediğin şeyin hemen yerine gelmemesinden endişe edip ye'se düşme.
Onun vermesi senin niyetine göredir. İstediğin şey verilmeyebilir. Fakat onun yerine onun daha hayırlısı verilir. Belki istediğin şey yerine üzerinden bir bela kaldırılır. Ki bu senin için daha hayırlıdır. Belki istediğin yerine getirilirse sana veya inancına bir tehlike teşkil edebilir. Bunu da Allah kabul etmez ve istediğini yerine getirmez.

Ahiret için yaratıldın
Ey oğul!
Yapacağın işler senin ve dinin için haylırlı olsun. Sana günah yükleyecek işleri yapmaktan sakın.
Mal yanında kalmaz, sen de malın yanında kalmazsın.
Dünya için değil, âhiret için yaratıldın. Ölüm için yaratıldın, burada yaşamak için değil.
Ne zaman terk edeceğini bilmediğin bir menzildesin.
Âhiret için kâfi derecede azık hazırlayabileceğin bir yerdesin. Âhiret yolunu tutmuş, gitmek üzeresin.
Nereye kaçarsan kaç, seni takip eden ölümden kurtulamazsın. Onun seni bir kötülük üzerinde iken yakalamasından ve tövbe etmemekten kork.
Şayet böyle bir şekilde yakalanırsan kendi kendini helak etmiş olursun. O zaman seni hiçbir kimse kurtaramaz.

Ölümü çok hatırla
Ey oğul!
Ölümü çok hatırla. Bugün ele geçirmek için çırpındığın ve âhirette kendisinden hesaba çekileceğin şeyleri şimdiden düşün. Hesap için hazırlıklı ol. Ani düşersen mağlup olursun.

Dünyaya aldanma
Ey oğul!
İnsanların dünyada uzun süre yaşamaları ve istedikleri gibi gezip tozmaları seni mağrur etmesin.
Allah dünyanın halini ve sonunun geleceğini açıkça bildirdi.
Dünya havlayan ***** ve vahşî hayvanlar gibidir. Birbirlerine saldırırlar. Zengin fakiri yer, büyük küçüğü ezer, kahreder.
Bazıları konaklamış kervanın hayvanları gibi bağlı, bazıları da bağından boşanmış, başıboş, sonu meçhul bir yolun yolcusu olmuştur ki, bunlardan birinci grup fakirler ve hiçbir şeye gücü yetmeyen zayıflar; ikincisi ise, kuvvetli olanlardır.
Bil ki, bunlar sarp bir vadide bela ve âfete uğramış sürüler gibidir. Kendilerini güdecek bir kimse olmadığı gibi, bu vadiden kurtuluş yolunu gösterecek de yoktur.
Dünya, gözlerindeki Hûda nurunu söndürüp onları karanlık yollara sürükledi. Böylece onlar da nereye gideceklerini şaşırdılar.
Dünya denizinin içine girerek dalgalarla ölüm kalım savaşı verdiler. Dünyayı bir kurtarıcı sandılar. Oynadılar, oynaştılar, fakat ondan sonrasını düşünmediler.
Bu gafletten uyanıldığı zaman cehaletin haktan gizlediği şeyler şüphesiz meydana çıkacaktır. Bütün insanlar bineklere binmişler, pek kısa bir zaman sonra da bu neticeye ulaşacaklardır. Fakat buna rağmen yolu takip edenler daha çabuk varır.

Ecelinden kaçamazsın
Ey oğul!
Kimin bineği gece ve gündüz gibi olursa, kendisi dursa da yoluna devam eder. Evinde istirahat içinde bulunmuş olsa da, uzun mesafeleri pek kısa bir zamanda aşar ve hedefe, farkında olmadan ulaşır.
Dünyada gayene ulaşamazsın. Ecelinden kaçamazsın. Senden öncekilerin yolunu takip etmek mecburiyetindesin. Bunun için doğru ol. Hak için çalış, hak olmayan şeyden uzak dur. Helalinden kazan. Böyle yapmazsan elindeki de gider.
umiturkmez
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1426
Kayıt: 12-03-2018 09:12

Re: ümit ile dini sohbetler

Mesaj gönderen umiturkmez »

Namazın fazileti

Talha bin Ubeydullah'dan anlatılıyor:
Necid ahalisinden saçları dağınık, sesinin gürültüsü işitilip ne dediği yanımıza gelinceye kadar anlaşılmayan bir şahıs Resûlüllah aleyhisselâma geldi; baktık ki:
İslâm nedir? diye soruyor adam.
Bunun üzerine Resûlüllah aleyhisselâm:
Bir gün bir gecede beş vakit namazdır, buyurdu.
Adam:
Beşten fazla bir şey yok mu? dedi.
Peygamber aleyhisselâm:
Hayır, nafile kılmak arzu edersen başka, fakat farz olarak sadece beştir, buyurdu. Ve kendisine Ramazan ayı orucunu anlattı:
Adam:
Bundan başka oruç var mı? dedi.
Resulüllah aleyhisselâm:
Nafile olarak tutmak istersen başka, fakat farz olarak yoktur, buyurdu. Ve kendisine zekâtı, anlattı,
Adam:
Söylediğin miktardan fazlası var mı? diye sordu.
Peygamber aleyhisselâm:
Nafile olarak vermek arzu edersen başka, fakat farz olarak, anlattığım kadardır, dedi.
Bundan sonra adam:
Allah'a yemin ederim ki, bundan ne fazla ne de noksan yaparım, diyerek dönüp gitti.
Allah'ın Resulü de:
Doğru söylüyorsa, felaha erişti, buyurdu.


(Buharı, Müslim, Ebû Davud, Neseî)
umiturkmez
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1426
Kayıt: 12-03-2018 09:12

Re: ümit ile dini sohbetler

Mesaj gönderen umiturkmez »

İMAM-I GAZALİ'DEN HAYATÎ ÖĞÜTLER
Asıl adı Ebû Hâmid Muhammed olan İmam-ı Gazali Hazretleri Horasan bölgesinde Tus şehrinin Gazale köyünde 1058 yılında dünyaya geldi. 1111 yılında ise dünyaya veda eyledi. İslâm dünyasında Hüccetü'l-İslâm (İslâmın ispatlayıcısı) olarak tanınan İmam-ı Gazâlî, Selçuklu döneminde yaşamış, İslama yönelen hücumlara, dine yapılan taarruzlara karşı müdafaalarda bulunmuş, dinin anlaşılması için tartışmaya açılmış olan meselelere çözümler getirmiş bir müceddiddir, dinin yenileyicisidir.

İmam-ı Gazalî'nin İslâm eğitim ve ahlâkı üzerinde getirmiş olduğu yenilik, İslâmın özünden uzaklaşma yoluna girmiş olan Müslümanları ahlâkî eğitime tabi tutmuştur. En mühim eseri olan İhyâu Ulûmi'd-Din, başta iman ve ibadet olmak üzere, ahlâk sahasında çok ciddî bir hizmet görmüş, dokuz asırdır tazeliğinden bir şey kaybetmemiştir.

İmâm-ı Gazalî'yi halka tanıtan hacımca küçük, fakat tesiri bakımından büyük olan eseri Eyyühe'l-Veled olarak bilinen ve dilimizde Ey Oğul şeklinde bilinen eseridir.
Gazali, üzerinde çalıştığımız "Ey oğul"un pîri ve üstadıdır. Bu alanda yapılmış olan çalışmanın ilki ve en mükemmelidir. Diğer çalışmalar büyük ölçüde bu kitabın üzerine bina edilmiştir.

Birçok dünya diline çevrilen, UNESCO tarafından da yayınlanan Ey Oğul, batıda ve doğuda okuma rekoru kıran bir eserdir. "Müslümanın yirmi dört saati" demek olan bu kitap, ayrıca bir öğüt ve nasihatler bütünüdür.

Bu çeşit çalışmaların tamamında olduğu gibi, İmam-ı Gazalî'nin bu eserinin baş kısmında iman ve İslâmın esasları ile birlikte, ibadet konulan işlenmektedir. Ancak biz sadece ahlâkî bölümleri ve insan eğitimine yönelik kısımları aldık.


Allah'tan kork
Ey oğul!
Allah'tan nasıl korkulması gerekiyorsa öyle kork. Ona kulluk görevini gereği gibi yap. Haram kıldığı şeylerden mümkün olduğu nisbette kaçın. Allah'ın saadete uzanan yolundan ayrılma. Hayatını düzene sokan emirlerini sakın ihmal etme ki, yaşayışın sıhhat bulsun, gözlerin aydın olsun.
Çünkü gizli ve kapalı hiçbir şey Allah'tan gizli ve kapalı değildir.


Babana itaat et
Ey oğul!
Senin hayatını renk katmak için güzel belgeler koydum. Onları korur ve dediklerime kulak verir, günlük yaşayışını ona uydurursan hükümdarların gözleri ve gönülleri sana karşı ilgiyle dolup taşacaktır.
O halde şu anda da, bundan sonra da babana itaat et.


Boş sözden uzak dur
Ey oğul!
Aklının hemen kabul etmeyeceği şeyi söyleme. Lüzumsuz lâftan, çok gülmekten, şaka ve alaya almaktan, din kardeşinle tartışmaktan sakın.
Böyle yapmak saygıdeğerliği götürür, kin ve düşmanlık kapılan açar.


Ağırbaşlı ol
Ey oğul!
Ağırbaşlı, terbiyeli, saygılı ve nezaketli olmaya çok dikkat et ve itina göster. Ancak böyle yaparken gurura kapılma. Sonra senden bu sıfatla söz edilir.
Halka tepeden bakma. Sonra senden bu sıfatla bahsedilir.


Herkese hoşnut davran
Ey oğul!
Dostuna da düşmanına da hoşnutluk göster.
Başkasına eza ve cefa etmekten kendini alıkoy ve bunu onlardan korkup ürktüğün için de yapma. Sadece iyi bir huy olduğunu düşünerek öyle davran.


Ortayolu tut
Ey oğul!
Bütün işlerinde ortayolu tut. Çünkü işlerin en hayırlısı orta yoldur. Az konuş. Karşılaştığın her Müslümana selâm ver.


Yürüyüşüne dikkat et
Ey oğul!
Ölçülü adımlarla yürü, ayaklarını yerde sürükleyerek yürüme. Sağa sola baka baka yürüme.
Etrafı rahatsız ederek, başını şunun bunun kapısına doğru döndürme.

Toplantılarda şunlara dikkat et
Ey oğul!
1. Uğradığın bir toplantıda yer alanların üzerine dikilip durma.
2. Sokak ve caddeleri meclis gibi kullanma.
3. Dükkânları sohbet yeri olarak seçme.
4. Fikrî tartışmada kendini haklı çıkarmak için inat gösterme.
5. Edep ve terbiyesini yitirmiş patavatsız kimselerle tartışma. Bir hüküm verirken "şahsî görüşümdür" de.
6. Birşeyi veya bir adamı överken aşırıya gitme.
7. Bir mecliste oturmak istediğin zaman bağdaş kurup otur.
8. Sakın parmak çatlatma
9. Sakalınla oynama
10. Yüzüğünle meşgul olma.
11. Oturduğun bir yerde, bulunduğun bir toplulukta dişlerini kürdan ve benzeri şeylerle temizlemeye kalkışma.
12. Burnunla oynama
13. Parmağını burnuna sokma.
14. Yüzüne sinek konarsa yavaşça onu kovmayı ihmal etme.
15. Esnememeye dikkat et.
16. Halkın seni hafife alacağı söz ve davranıştan sakın.
17. Bulunduğun topluluk yol gösterici olsun.
18. Sözlerin çok kıymetli bir nesne gibi paylaşılsın.
19. Güzel sözlere kulak ver.
20. Konuşulan bir sözün tekrar edilmesini isteme. Bu, onu dinlemediğini gösterir.


Şu kadından uzak dur
Ey oğul!
Huysuz ve karaktersiz kadından sakın. Çünkü böylesinin dili kocası üzerinde çirkin ve ağırdır. Dünyaya çocuk getirmesi, yüzündeki haya perdesini açmıştır. Artık ne ev halkından utanır, ne de konu komşusundan.
Böyle kadınlar ne dünyaya yararlar, ne de âhirete. Bunlar ülfet ve sohbet edilmeye lâyık değildirler.
Böylelerinin gizli hali olmaz. Aile sırrını sokağa dökerler. İyilik ve hayrı çoktan yere gömmüşlerdir.
Asık suratlı olarak sabahlar, akşam nerede olduğu bilinmez.
Onun sunduğu bir yudum su şerdir, zehirdir. Yemeği öfke, konuşması maskedir. Evi perişan, elbisesi kir ve pastır. Yılan gibi sokar, akrep gibi ısırır.
Kocası evet dese, o hayır der. Böylesi kadınlardan uzak dur.
Kadınların bir kısmı da geri zekâlı ve hantaldır. Ağır canlı ve kıt anlayışlıdır. Kocasını sever, kazancına razı olur; fakat güneş doğup yükseldiği halde hâlâ sesi duyulmaz. Yemekleri bayat, kapları kirli ve paslıdır.


Şu kadınla da hayatını kur
Ey oğul
Kadınların bir kısmı da sevimli ve merhametlidir. Bereketli ve feyizlidir. Soylu çocuk doğurur.
Kendisine her zaman güvenilir. Komşuları arasında itibarlıdır.
Aile sırlarım korur, kimsenin yanında açmaz.
Cömerttir, eli açıktır. Bağırıp çağırmaz, alçak sesle konuşur.
Evi ter temizdir. Çocukları çiçek gibi, gönül alıcıdır. Hayrı süreklidir. Kocası da o nisbette yumuşak huyludur.
Namus onun şiarı, terbiye değişmez vasfıdır.


Fırsatları kaçırma
Ey oğul!
Fayda sağlayacak fırsatları kaçırma. Muhtaç olduğun şeylere iyice sahip çık. Görülmesini acele ettiğin işlerinde dikkatini başka taraflara dağıtma.
İçinde bulunduğun toplumun âdet ve geleneklerine saygılı ol.
Âhirette seni rüsvay edecek çirkin âdet ve geleneklerden sakın.
Birşeyin neticesini iyice düşünüp hesaba katmadan yapmakta acele etme.


Soysuz adamlarla tartışma
Ey oğul!
Soysuz adamlarla tartışma. Sonra onun kötü arzularını kendine çekmiş olursun.
Namus ve şerefini koruyan insanlara herkes izzet ve ikramda bulunur. Böyle kimseler
halk tarafından itibar görür. Hakkı bilmek, doğruluktan gelen bir fazilettir.
Kendini zavallı ve fakir göstermeye çalışan kimse hakarete uğrar.


Az kelime ile çok şey anlat
Ey oğul!
Bir meseleyi yazarken gereksiz kelime kullanma. Az kelimeyle çok şey anlatmaya çalış.
Sonu gelmeyecek arzular peşinde koşmak, sapıklıktır.
Başkasını kınayan ve hep kusur söyleyen adamın dostu olmaz.
Din süslerin en güzelidir.
Kuru gürültü, boş yere vakit harcamaktır.
Sarhoşluk insanlıktan uzaklaşıp şeytanlaşmaktır.
Yapılan bir akdi bozan kimse sırtına bir kin yüklenmiş olur.
Yumuşak söz büyüklerin ahlâkındandır.

Evlenmek istediğin kızı iyi seç
Ey oğul!
İnsanın hanımı huzur ve sükûnet kaynağıdır. Bir kızla evlenmek istediğinde ailesini iyice araştır ve öğren. Çünkü temiz ve asil bir aile tatlı meyveler yetiştirir.
Bilmiş ol ki kadınlar parmaklarımız kadar birbirinden farklıdırlar.
Şirret ve karaktersiz kadından sakın. Onların dış görünüşlerine aldanma, böyleleri kocasına karşı kaba ve hırçındır.
Kocası kendisine saygılı olduğu zaman bunu bir üstünlük sanar. Hiçbir iyiliğe karşı teşekkür etmesini bilmez. Az şeye de hiç kanaat etmez.

Dostunu iyi seç
Ey oğul!
İki çeşit dost ve kardeş vardır. Birisi, başına bir bela geldiği zaman seni korur; diğeri de mutluluk ve ikbal günlerinde senin dostundur.
Belâ gelip ikbalden düştüğünde dostluk yüzünü gösteren kardeşi hakiki kardeş ve dost bil ve dostluğunu korumaya çalış.
Saadet günlerindeki dosta pek güvenme. Sıkıntılı günlerinde dostluk bağını uzatmıyorsa, onu düşmanların düşmanı bil.

İnsanları iyi tanı
Ey oğul!
Heveslerine ve nefsine uyan aşağılık çukuruna yuvarlanır. Zarif görünümlü insanlar fazla ilgini çekmesin, dış görünüşe pek aldanma. Çünkü insan, kalbiyle, düşüncesiyle ve diliyle adamdır, kıyafetiyle değil.
Benzi sarı, zayıf kimseleri hor görme. Çünkü insan iki küçük et parçasıyla ölçülür: Kalbi ve dili. Öyleyse insanların bu iki değerinden faydalanmaya çalış; gerisi et, kan ve kemiktir.

Fitneden sakın
Ey oğul!
Düşman ülkesinde de olsan fitne ve fesat çıkarmaktan sakın.
Kendinden aşağı kimselere karşı çoluk çocuğunu, şeref ve itibarını yaygı yapma.
Malını kendinden fazla kıymetli ve üstün tutma.

Fazla konuşma
Ey oğul!
Fazla konuşma. Sonra bulunduğun toplulukta taşınması güç bir yük olursun.
Seninle beraber oturana karşı alicenap davran. Yanına oturmak isteyene güzel, nazik, hareket et.
Başkasının gözüne dikkatle bakıp durma.
Fazla lügat parçalayıp yaldızlı söz söyleme. Çünkü bu sözlerin dış görünüşü belki güzel sayılabilir, fakat gerçekte güzel değildir.

Kendinden fazla söz etme
Ey oğul!
Çocuğunu çok beğendiğini başkalarına anlatma.
Hizmetçinin çok hünerli olduğundan başkalarına söz etme.
Atından ve kılıcından bahsetme.
Gördüğün rüyaları her yerde anlatmaya kalkışma. Çünkü gördüğün rüyadan sevinç duyduğunu belirttiğin zaman beyinsiz ve seviyesiz insanlar bu konuda seni rahatsız etmeye başlarlar.

Kişiliğini korumak için şunlara dikkat et
Ey oğul!
1. Saçını sakalını tarayıp öyle sokağa çık.
2. Beyaz kılları koparmaya kalkma.
3. Lüzumundan fazla güzel kokulu şeyler sürünme.
4. Bir ihtiyacını dile getirirken üzerinde ısrarla durma.
5. Birtakım arzularının yerine gelmesi için küçülme.
6. Servetinin tam listesini, mevcut paranın tam rakamım çoluk çocuğuna verme. Çünkü bunlar onu az görecek olurlarsa kendilerini zayıf sanarlar. Çok görecek olurlarsa yaşayışlarında değişiklik yapmak isterler. Onları hırpalamadan belli ölçüde idare etmeye çalış.

Tartışmada şunlara dikkat et
Ey oğul!
1. Birisiyle tartışırken vakar ve efendiliğini elden bırakma.
2. Bilgisizliğini ortaya koyma. Bu konuda aceleci olma.
3. Delillerini getirirken çok iyi düşün.
4. Tartıştığın kimseyle aranda hakem olarak yumuşak huyunu gör.
5. Elinle ve parmağınla fazla işarette bulunma.
6. Fazla heyecanlanıp yüzün turp gibi olmasın.
7. Şakakların terlemesin.
8. Karşındaki adam sana ölçüsüz davranır, küstahlıkta bulunursa sen de nezih ve ağırbaşlı davran.
9. Seni kızdıracak olursa, yine ölçülü konuşmaya çalış, kendi şerefini düşün.

Hükümdarla görüşmede şunlara dikkat et
Ey oğul!
1. Devrin hükümdarı sana yakınlık gösterirse, onunla mızrak ucunda bulunduğunu hesapla.
2. Hiçbir zaman onu bu yakınlığından cesaret alıp haddini aşma ve kendini güven içinde hissetme.
3. Son derece efendi ve yumuşak davran.
... 4. İlâhî hükümlerden biri zedelenmedikçe hükümdarın hoşuna gidecek şekilde konuş.
5. Onun sana lütufları seni ölçüsüzlüğe sürüklemesin.
6. Sakın hükümdarla yakını arasına girme. Ancak iyilik ve hayırlı işlerde gir. Çünkü hükümdarla yakınları arasına giren kişinin düşüşü çok ani ve sür'atli olur.

Konuşurken şu noktalara dikkat et
Ey oğul!
1. Söz verdiğinde onu mümkün olduğu ölçüde yerine getir.
2. Konuştuğunda ancak doğruyu söyle.
3. Sağırlara seslenir gibi konuşma.
4. Dilsizlere hitap eder gibi sesini kısma.
5. Makbul söz söyle, güzel konuşmaya çalış.
6. Seni dinleyenin olduğu takdirde konuş.
7. İlgi duyulmayan yerde konuşma.
8. Halkın kabul etmeyeceği ve garip karşılayacağı olaylardan söz etme.
9. Bazı sözleri devamlı olarak tekarlayıp durma: "Yani, ondan sonra, evet evet evet, hayır hayır hayır," ve benzeri gibi...

Büyüklerin sofrasında dikkatli ol
Ey oğul!
Büyüklerle bir sofraya oturduğun zaman fazla su isteme. Etin kemiği ile fazla meşgul olma. Hiçbir yemeği ayıplama ve sofradaki hiçbir yiyeceği küçümseme. Sonra sofra sahibini üzmüş olursun.

Gözü aç ve savurgan olma
Ey oğul!
Kendini iyice sıkıntıya sokmuş bir miskin gibi gözü aç; mal kıymeti bilmeyen, ilerisini görmeyen bir sefih gibi savurgan olma. Sana ait hakları belirle. Dostuna saygılı, düşmanına insaflı ol.

Nimetlere şükret
Ey oğul!
Allah'ın verdiği nimete dâima şükret.
Musa Aleyhisselâm, münacatında, "Yâ Rabbi! Âdemoğullarına el, ayak, göz, kulak ve sair birçok nimetler verdin. Âdemoğulları bu nimetlerin şükrünü nasıl îfa edebilir?" diye sordu.
Cenab-ı Hak ona şöyle buyurdu:
"Yâ Musa! Verdiğim nimeti Benden bilip, kendi işinden ve çalışmasından bilmeyen kulum, ona verdiğim nimetin şükrünü eda etmiş olur. Verdiğim nimetleri kendinden ve çalışmalarından bilip, Benden bilmeyen kulum da nimetin şükrünü eda etmemiş olur. Kula lâyık olan gece ve gündüz Bana teşbih ve hamd etmektir."

Fakirlere ihsan et
Ey oğul!
Cenab-ı Hakkın ihsan buyurduğu nimetten fakirleri ve muhtaçları hissedar etmek şükürdür. Eğer kapına bir fakir gelirse, onun kalbini hoş et, öyle gönder.

Sadakayı gizli ver
Ey oğul!
Sadaka verirken gizli vermek, kendine bir musibet geldiğinde bağırıp çağırmayarak, yaygara yapmayarak gizlemek gerekir.
Bir günah işlediğinde ceza gelmeden hemen tevbe et. Sadaka vermek sıddıklar nişanıdır. Onlar sıddıklar zümresindendir.

Tamahkâr olma
Ey oğul!
Tamahkâr olma. Kalbin katı ve kara olur. Çok mal arttırmak için hasislik etme.

Salih insanların sohbetinde bulun
Ey oğul!
Âlimlerin ve sâlih insanların sohbet ve meclisinde bulunmayı elden bırakma. Peygamber Efendimiz bir hadislerinde şöyle buyurmuşlardır:
"Bir kimse ulema ve sâlihlerin meclis ve sohbetine giderse. Cenab-ı Hak o kimsenin herbir adımına karşılık kabul olunmuş bir hac sevabı ihsan eder."
Âlim ve sâlih zatlar Allah'ın dostlarıdır. Onları ziyaret edenin sevabı Allah'ın evini ziyaret edenin sevabı gibidir.
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 6 misafir