Anlamalıydım ben üzüldüğüm de kılını kıpırdatmamandan, sadece işin düştüğünde aramandan, naber nasılsın lafının arkasına bir görüşelim mi ekleyememenden anlamalıydım sevgisizliğini...
Ben seni görmek için sınırlarımı zorlarken, senin umursamamandan, alaycı konuşmalarından, yada senden vazgeçerim diye korkup önüme bir parça yem atmandan anlamalıydım...
Ben hayatta hiç kimseye bu kadar sabırlı bu kadar mülayim davranmamıştım oysaki, severdim özgürlüğümü, asi olmayı, bir bardak suda fırtınalar koparmayı, kimseye hesap vermemeyi... bir bunları severdim birde seni sevdim... Sevgilin değil sevdiğin olmayı istedim...
İlk defa biri benden hesap sorsun istedim, bir açıklama beklesin ... bu biraz açık değil mi yada hayır bir yere gitmiyorsun evde oturuyorsun dan başka bir şeydi bu... beni sorgula duygularımı sorgula istedim olmadı...
Ne kadar da kolaydım senin için, ne kadar da zahmetsiz.... Tabii ki bocalardın, emindim düzgün insan olduğumdan hayatında hiç karşına çıkmamış kadar düzgün, emindin seni çok sevdiğimden ve düşündüğümden; öyle olmasaydı her probleminde ilk beni arar mıydın...
Nedenleri, niyeleri merak etmedim hiç inan etmedim... Bu kadar sevgisizliğinde seni nasıl bu kadar sevdim onu merak ettim... Benim için ne düşündüğünü, beni nasıl gördüğünü, sendeki beni merak ettim...
Artık hayal kurmuyorum, geçmişe bu kadar bağlı olmamın sebebi o zaman çok mutlu olmam bunu biliyorum... Şimdi tekrar başlasak ta, yalnızlığı paylaşsak ta sana gönlümü açabilir, gözüm kapalı güvenebilir miyim sanıyorsun...
Şimdi artık tek başınayım... hiç değilse hakkını veriyorum yalnızlığın.. iki kişilik kocaman bir boşluktansa kendimi ve yalnızlığını yeğlerim....
Artık kendimi görmemek için aynalara bakmıyorum, üşürüm diye kazağını giymiyorum, ağlarım diye türkü söylemiyorum, Belki de sen haklısın artık ben bile kendimi sevmiyorum...
Ey Müslüman Kardeşler!.. Ey insanlar!..
islâm Dinine uygun bir siyaset takip etmek dâvamızın esasından olmasına rağmen, biz bir siyasi parti değiliz.
Hayır-hasenât yapma en büyük maksatlarımızdan olmasına rağmen, biz bir Hayır Cemiyeti değiliz.
Bedenî ve ruhî eğitimler en önemli vasıtalarımızdan olmasına rağmen, biz bir spor kulübü değiliz.
Biz bu teşkilatlardan değiliz. Çünkü bu teşkilatları belirli gayeler, kısa bir müddet için meydana getirir. Hattâ bazan idarecilik unvanlarını alabilmek ve birtakım insanları biraraya getirebilmek gayesiyle kurulurlar.
Ey insanlar!.. Bizler hem düşünce, hem de inanç
sahibiyiz. Hem nizâm, hem de metod sahibiyiz. Bizim
,, dâvamız muayyen bir yere mahsus değil, muayyen bir ırka ait değildir. Coğrafî hudutlar dâvamızın önüne duramaz. Bu dâva, yeryüzüne islâm hâkim oluncaya kadar sürecek olan bir dâvadır.
Çünkü bu, Alemlerin Rabbı olan Allah'ın nizâmıdır. Allah'ın Resulü Muhammed'ül-Emîn (S.A.V.) in yürüdüğü yoldur.
Ey insanlar!.. Biz, Resulullah (S.A.V.) in ashabının vârisleriyiz.Peygamberimiz ve O'nun güzide ashabından sonra islâm bayrağını yükseltenleriz Biz de Sahabe-i Kiram gibi O yüce Resulün (S.A.V.) dâvasını yayan Kur'an-ı Kerim'i ezber eden ve islâm dinini müjdeleyenleriz. «Yakında elbetteki onun haberini öğreneceksiniz.»(¦")
Ey Müslüman Kardeşler!.. Dereceniz budur!.. Kendinizi küçümsemeyin. Kendinizi başkalarıyla ölçmeyin. Dâvanızı yayarken mü'minlerin yolundan başka bir yoldan gitmeyin. Allah'ın nurundan, Resulullah'ın sünnetinden aldığımz bu dâvayı, ihtiyaçların doğurduğu kı-s;ı ömürlü dâvalarla ölçmeyin.
Şimdiye kadar Allah yoluna davet ettiniz. Durmadan oihad ettiniz. Bu mütevazi çalışmanızın meyvesi olarak, Resulullah (S.A.V.) rehberliğini ilan edep,
(31) Sad Sûresi: 88.
Kur'an Nizâmının hâkim olmasını isteyen, çalışmanın gerekli olduğunu ileri süren, gayenin sadece Allah için olmasını candan dileyen seslerin yükseldiğini gördünüz.
Yine yaptığımız bu mütevazi çalışmanın semeresi olarak Allah yolunda gençlerden akan pâk kanları gördünüz. Allah yolunda şehid olmayı candan arzu edenleri duydunuz.
Bunlar beklediğimizden daha üstün başarılardır. Gayretinizi sarfetmekte devam edin, çalışın. Allah (C.C.) sizinle beraberdir. O, yaptıklarınızı zayi etmeyecektir.
Bugün bize katılanlar yarışı kazanacaklardır. Muhlis olup ta bizden geri kalanlar ise yarın bize ek olacaklardır. Her zaman şeref öncülerindir.
Kim dâvamızı alay ederek veya küçümseyerek yahut başarıya kavuşacağından ümitsiz olarak yüz çevirirse: gelecek günler hatasının büyüklüğünü gösterecektir. Allah, hak olan dâvamızı onun güttüğü bâtıl dâvaya çarpıp, onu mahvedecektir!
Ey çalışan' mü'minler!.. Ey ihlâslı mücahitler!.. Bize gelin bize! Doğru yol buradadır. Hakikat buradadır. Bizden ayrılarak kuvvetlerinizi parçalamayın.
«İşte yolum budur!.. Doğrudur!.. Buna uyun. Bâtı lyollara* sapmayın ki, sizi Allah'ın yolundan ayırmasınlar. Allah bunu size tavsiye etmiştir. Umulur ki, sakınırsınız.»!
Namazı bitirdikten sonraki tesbihat şöyle yapılır;
"Allahumme entesselamu ve minkesselam, tebarekte ya zel celali vel ikram." denilir.
"Alâ Rasulina salavat" Anlamı:
"Peygamberimiz üzerine salavat" (getirin) anlamında söylenir.
"Subhanallahi vel hamdu lillahi ve la ilahe illellahu vallahu ekber. Ve la havle ve la kuvvete illa billahil aliyyil azim." Anlamı:
"Allahı bütün noksan sıfatlardan tanzih eder, kemal sıfatlarla muttasıf olduğunu kabul ederim. Bütün hamd ve şükürler Allah'adır. Allah'tan başka hiç bir ilah yoktur. İhtiyaçları gideren ve zararları yok eden yalnız yüce ve güçlü olan Allah'tır."
Anlamı: "Allah, O'ndan başka tanrı yoktur; O, hayydir, kayyumdur. Kendisine ne uyku gelir ne de uyuklama. Göklerde ve yerdekilerin hepsi o'nundur. İzni olmadan O'nun katında kim şefaat edebilir? O, kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını bilir. (O'na hiçbir şey gizli kalmaz.) O'nun bildirdiklerinin dışında insanlar O'nun ilminden hiçbir şeyi tam olarak bilemezler. O'nun kürsüsü gökleri ve yeri içine alır, onları koruyup gözetmek kendisine zor gelmez. O, yücedir, büyüktür."
"Ve hüvel aliyyül aziymizül celali subhanellah." 33 defa Sübhanalah:
Allah noksanlardan uzaktır, kemal sıfatlarla muttasıf (sıfatlanmış) tır.
ON çalışma Prensibi
Şehit Hasan el bennadan bizlere 10 çalışma prensibi
1- Birlik en büyük hedeftir. Kalpler arasındaki bağ güçlü olsun, tek söz üzerine birleşsin.
2- 'Lailahe İllallah' diyen herkes Tevhid çatısı altında beraberimizdedir.
3- Kusuru nefsinde ara, muhalif hakkında iyi şeyler düşün.
4- Tepki verirken bile ahlakı göz ardı etme
5- Tartışma ve Kibir yok
6- Bir meselede doğru birden fazla olabilir
7- İttifak edilen şeylerde yardımlaş, farklı düşüncelere saygılı ol
8- Ortak düşmanı ön planda tut
9- İş ve üretim ufkunu aç. Her kardeş, -özel hayatındaki işlerine ilave olarak- hergün bir miktar Kur'an okumalı, yatmadan önce nefsini muhasebe etmelidir.
10- Yanlış yoldakilere üzülürüz; üzerine çullanıp teşhir etmeyiz.
Bir gün insan virgülü kaybetti; o zaman zor cümlelerden korkar oldu ve basit ifadeler kullanmaya başladı. Cümleleri basitleşince, düşünceleri de basitleşti.
Bir başka gün ise, ünlem işaretini kaybetti. Alçak bir sesle ve ses tonunu değiştirmeden konuşmaya başladı.
Artık ne bir şeye kızıyor, ne de bir şeye seviniyordu. Üstelik hiçbir şey onda en ufak bir heyecan uyandırmıyordu.
Bir süre sonra, soru işaretini kaybetti ve soru sormaz oldu. Hiç bir şey ama hiç bir şey onu ilgilendirmiyordu. Ne kainat, ne dünya, ne de kendisi umurundaydı.
Bir kaç sene sonra iki nokta üst üste işaretini kaybetti ve davranış sebeplerini başkalarına açıklamaktan vazgeçti.
Ömrünün sonuna doğru elinde yanlız tırnak işareti kalmıştı. Kendine has tek cümlesi yoktu, yanlız başkalarının düşüncelerini tekrarlıyordu. Son noktaya geldiğinde, düşünmeyi ve okumayı unutmuş vaziyetteydi
Ey insanlar!.! İşte gayemiz, işte metodumuz!.. Acaba gayemizi gerçekleştirmek için vasıtamız nedir? (İman ve Cihad)
Bizim vasıtamız da ecdadımızın başvurduklarıvasıtalardır. Bizim silahımız da; liderimiz Hz. Muham-med (S.A.V.) ve Ashabının—sayıları ve servetleri az olmasına rağmen— büyük gayretle bütün inkarcılara karşı kullandıkları silahtır.
Evet... Birinci vasıtamız imandır. Yeniden bütün dünyaya karşı cihad etmek için yükleneceğimiz silah «Hakiki iman» ve «Allah'ın yardımına güvenme» silahı olacaktır.
Hz. Muhammed (S.A.V.) ile beraber cihad eden o Sahabe-i Kiram Allah'a, Allah'ın yardım ve desteğine
— 85 —
kalpten iman etmişlerdi. «Eğer Allah size yardım ederse hiçbir kimse size galip gelemez.»(13)
Bu Sahabe-i Kiram, önderleri Hz. Muhammed'-(S.A.V.) e, onun doğruluğuna ve liderliğine iman etmişlerdi: Andolsun ki, sizler için Allah'ın Resulünden güzel numuneler vardır.»(ı(i)
Sahabe-i Kiram islâm metoduna, islâmın üstünlüğüne ve faydalı olduğuna da iman etmişlerdi: «Doğrusu sizlere Allah'dan bir Nûr ve apaçık bir kitap gelmiştir. Allah, rızasına uyanları bu kitap vasıtasıyla kurtuluş yoluna sevkeder.»(1T)
Sahabe-i Kiram islâmî kardeşliğe ve islâmî kardeşliğin icap ettirdiği hak ve hukuka ve bu kardeşliğin kudsiyetine de iman etmişlerdi:«Mü'minler ancak kardeştir.»('«)
Sahabe-i Kiram Allah'ın kendilerine vereceği mü-kâfaatın büyüklüğüne ve çokluğuna da iman etmişlerdi:
«Çünkü onların Allah yolunda karşılaşacakları herhangi bir susuzluk, yorgunluk, açlık; kâfirleri kızdıracak herhangi bir yere ayak basmaları ve düşmana verdikleri herhangi bir zarar mukabilinde kendilerine iyi bir amel yazılır. Doğrusu Allah iyilikte bulunanların mükâfatını zayi etmez.»{'«)
Allah (C.C.) Sahabe-i Kiramı insanlığı kurtarmak için seçmiş ve bunları bu sebeple üstün kılmıştır. Sa habe-i Kiram insanlar için yaratılan en hayırlı ümmet olmuştur, imana davet eden Allah elçisini işitince hemen îman etmişlerdir.
Allah'tan niyazımız odur ki, Allah, îmanı nasıl Sahabe-i Kirama sevdirmişse bizlere de sevdirsin. Kalplerini nasıl îmanla süslemişse bizim kalbimizi de îmanla tezyin etsin.
(19) Tevbe Sûresi: 120.
— 87 —
İKİNCİ VASITAMIZ CİHADDIR
Sahabe-i Kiram dâvalarının ancak cihadla, fedakârlıkla, can ve malı Allah yoluna kurban etmekle zafere kavuşacaklarını çok iyi bilmişler, canlarını ve mallarını Allah yoluna harcamışlar, Allah için hakikî cihadıyapmışlar, kendilerine seslenen şu ilâhî kelâmı dinlemişlerdir:
«De ki: Babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, hazırladığınız mallar, durgunluğa uğramasından korktuğunuz alış-verişiniz ve hoşlandığınız yurtlar, sizin için Allah'tan, Onun Resulünden ve Allah yolunda cihad etmekten daha sevgili ise, o halde; AllaTıemrini gönderinceye kadar bekleyin.»(-°)
Sahabe-i Kiram bu ilâhî nidayı duymuş, can-ü gönülden, kalpden herşeylerini Allah yoluna harcamış, Allah'ın kendileriyle yaptığıalış-verişe istekleriyle ka-
(20) Tevbe Sûresi: 24.
89 ¦-¦•
tılmışlardır. Bunlar ölümü karşılarken şöyle haykmnış-lardır: «Sadece Allah razısı için, Alah'a kavuşuyorum!..»
Bunlardan biri (Ebu-bekr) bütün malını Allah yolunda sarfettikten sonra şöyle der: «Çoluk-çocuğuma Allah'ı ve Resulünü bıraktım.»Yine Sahabe-i Kiramdan biri boynu kılcın altında iken şöyle der:
«Müslüman olarak öldürüldükten sonra, Allah rızası için ölümüm nasıl olursa olsun, benim için önemli değildir.»
Evet... Sahabe-i Kiram böyle idi. Hakikaten cihad ediyorlardı. Büyük fedakârlıklara katlanıyorlardı. Büyük kurbanlar veriyorlardı. Biz de bunlar gibi olmaya çalışıyoruz. Bunların izinden yürümek istiyoruz. Bunların yaptıklarını yapmaya gayret ediyoruz.
Allah'ın bize yardım edeceğine güveniyoruz. Bizi destekleyeceğinden şüphe etmiyoruz: Şüphesiz ki, Allah, dinine yardım edenlere yardım eder. Doğrusu Allah çok kuvvetlidir ve herşeye galiptir. Onlar ki eğer yeryüzünde kendilerini selahiyet sahibi kıisak namazlarını gereği gibi kılar, zekâtlarını verirler. İyiliği emrederler, kötülüğe mani olurlar, işlerin sonu Allah'a va-
(21) Hacc Sûresi: 40-41
Ey müslüman Kardeş!. Ey insanlar!..
Allah size lider gönderdi. Kanun koydu. Hükümlerini açıkladı. Kitabını indirdi. İyi ve temiz şeyleri helâl kıldı. Murdar şeyleri de haram kıldı. Bize hayr ve saadet yolunu gösterdi. Doğru yola irşad etti.
Acaba siz gönderdiği Peygamberine uydunuz mu? Kanunlarına hürmet gösterdiniz mi? Hükümlerini tatbik ettiniz mi? Kitabını takdis ettiniz mi? Helâl gördüğü şeyleri helâl, haram kıldığı şeyleri haram saydınız mı?
Açıkça cevap verin, susmayın! Gözünüzü açıp bir bakın ne hale gelmişsiniz!
Tatbik ettiğiniz tüm kanunlar islamla alakası olmayan,İslâmdan alınmayan, İslama dayanmayan ve taklid edilen bir takım kanunlardır.
iç idarede, devletler arası münasebetlerde, adliye teşkilatında, savunmada, fert ve devletin iktisadî sisteminde, eğitim ve kültür siyasetinde, aile hukukunda, hattâ ferdin şahsî harekâtında bile tatbik ettiğimiz kanunlar islâmın ruhuna ters düşmektedir, idarecilere ve idare edilenlere'hâkim olan ruh, islâmdan ve emirlerinden çok uzaktır.
Geriye ne kaldı ki? Söyleyin geriye kalanları.
Sadece fakirlerin ve âcizlerin gittikleri şu muazzam camiler mi? Çok azları hariç, içlerinde huşu ve huzurdan uzak ibâdetler yapılan mescidler mi? Tembellik, ve yeme-içme için bir vasıta haline getirilen Mübarek Ramazan ayı mı? Çok az kişiler bu ayda nefislerini arındırır, ruhlarınıtemizlerler, «iman edip iyi âmel işleyenler hariç, bunlar da çok azdır ya!..»(*)
islâm; riyakâr teşbihler, süslü elbiseler, aldatıcısakallar, çeşitli mevlidler-merasimler, klişeleşmiş ifadelerden mi ibaret?!..
Allah'ın büvük rahmeti ve âlemler için yüce nî-meti olanİslâm bu mudur? Milletlerin hastalıklarını tedavi eden, insanların meselelerine çözüm yolu getiren, her şeyi düzeltmek için en muazzam ve sarsılmaz kaideleri ihtiva eden Kur'an-ı Kerim Nizamı bu mudur?
Birincisi; sevmediği insanın silahından gelen mermi
İkincisi; sevdiği insandan gelmeyen ilgi
İki Şey;
İki şey “Kalitesiz İnsan’ın” özelliğidir.
1- Şikâyetçilik
2- Dedikodu
İki şey çözümsüz görünen problemleri bile çözer
1- Bakış açısını değiştirmek
2- Karşısındakinin yerine kendini koymak
İki şey yanlış yapmayı engeller
1- Şahıs ve olayları akıl ve kalp süzgecinden geçirmek
2- Ham yememek
İki şey kişiyi gözden düşürür
1- Demogoji
2- Kendini ağır satmak ( Övmek, vazgeçilmez göstermek)
İki şey insanı “Nitelikli insan “ yapar
1- İradeye hakim olmak
2- Uyumlu olmak
İki şey ilaveten değer katar
1- Hitabet ve diksiyon eğitimi almak
2- Anlayarak hızlı okumayı öğrenmek
İki şey geri bırakır
1- Kararsızlık
2- Cesaretsizlik
İki şey kâşif yapar
1- Nitelikli çevre
2- Biraz delilik
İki şey ömür boyu boşa kürek çekmemeni sağlar
1- Baskın yeteneği bulmak
2- Sevdiğin işi yapmak
İki şey başarının sırrıdır
1- Ustalardan ustalığı öğrenmek
2- Kendini güncellemek
İki şey başarıyı mutlaka beraber yakalama sırrıdır
1- Niyetin saf olması
2- Ruhsal farkındalık
İki şey milyonlarca insandan ayırır
1- Sorunun değil, çözümün parçası olmak
2- Hayat ve her şeye yeni ( çözüm, orijinal farklı) bakış açısıyla yaklaşabilmek
İki şey gelişmeyi engeller
1- Aşırılık ( Mübalağa, abartı, ifrat, tefrit)
2- Felakete odaklanmış olmak
İki şey çözüm getirir
1- Tebessüm (Gülümseme)
2- Sükut (Susmak)
İki şey değeri kaybedilince anlaşılır
1- Anne
2- Baba
İki şey geri alınmaz
1- Geçen zaman
2- Söylenen söz
İki şey gerçek sondur
1- Cennet
2- Cehennem
İki şey ulaşmaya değerdir
1- Sevgi
2- Bilgi
İki şey özgürlüktür
Vatan ve Bayrak
İki şey “Hayatta önemli olan her şey” içindir
1- Nefes alabilmek
2- Nefes verebilmek