ümit ile dini sohbetler

İslam dinimiz hakkında sormak istedikleriniz, merak ettikleriniz, paylaşmak istediklerinizi bu foruma yazabilirsiniz.
umiturkmez
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1426
Kayıt: 12-03-2018 09:12

ümit ile dini sohbetler

Mesaj gönderen umiturkmez »

Peygamberimizin hastalıklara karşı okuduğu dualar


Müslümanlık inancında hastalıklar hususunda önce tedbir alınır. Günün koşullarında hangi tedbirleri almak gerekirse o tedbirler alınır ve Şafii olanın(şifa verenin) Allah olduğu bilinci ile Yüce Allah’tan yardım dilenir.

Efendimiz (sav) hastalıklar ile ilgili okuduğu duaları sizler için derledik

Hz. Aişe’den -radıyallahu anh- gelen rivayete göre Resulü Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- kendilerine bir hasta getirildiğinde şöyle duâ ederlerdi:



Türkçe Okunuşu: Ezhibil-be'se rabben'nasi eşfi ve enteş'şafi la şifae illa şifauke şifaen la yuğadiru sekame.

Anlamı: Bu hastalığı gider ey insanların Rabbi! Şifâ ver, çünkü şifâ verici sensin. Senin vereceğin şifâdan başka şifâ yoktur. Öyle şifâ ver ki hiç bir hastalık bırakmasın.»” (Buhârî, Merdâ, 20; Müslim, Selâm, 46; Ebû Dâvud, Tıbb, 18, 19)

Yine Hz. Aişe’den -radıyallahu anh- rivayete göre Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz kendisine bir hastanın şifâ bulması için duâ talebedildiği zaman:



Türkçe Okunuşu: Bismillahi turbetu ardina ve rîkatu ba'dina yüşfe sakimuna bi-izni rabbina.

Anlamı: Allah’ın adıyla duâya başlarım. Bizim yerimizin toprağı ve birimizin tükürüğü vesilesiyle Allah’ın izniyle hastamız şifâ bulur.»” (Buhârî, Tıbb, 38; Müslim, Selâm, 54; Ebû Dâvud, Tıbb, 19)

Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz rahatsızlandıkları zaman onu Cibril -aleyhisselam- tedavi eder ve:



Türkçe Okunuşu: Bismillahi arkıyke min kulli şeyin yu'zike min şerri kulli nefsin ev aynin hasidin, Allahu yeşfike bismillahi arkıyke.

Anlamı: Allah’ın ismiyle seni rahatsız eden her şeyden sana okurum. Her nefsin veya hasetçi her gözün şerrinden Allah sana şifâ versin. Allah’ın adıyla sana okurum.»” derdi.(Müslim, Selâm 40)

Hz. Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bir rahatsızlıkları olduğu zaman Muavvizeteyn sûrelerini okur, kendi üzerine üfler ve onu eliyle üzerinden silerdi. Ve şöyle buyururlardı:
umiturkmez
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1426
Kayıt: 12-03-2018 09:12

Re: ümit ile dini sohbetler

Mesaj gönderen umiturkmez »

Islamda Muaşeret (Güzel geçinme) âdâbı...
Islam dini, insanların muaşeretine (birbiriyle görüşüp konuşmalarına, toplum halinde medeniyet üzere yasamalarina) büyül bir önem vermiştir.
Müslümanların birbirileriyle geçinmelerinde samimiyet, tevazu, sadelik, zorlanmama, karsılıklı yardım, nezaket, saygi, sevgi ve hayırseverlik bir esastir.
Islâmda halk ile geçinmenin çeşitli yönleri ve dereceleri vardır. Bunların bir kısmı şunlardır:
1) Herkese karşı tatlı dilli, güler yüzlü, açık kalbli olmak: Bir müslüman daima güleryüzlü bulunur. Hiç bir kimseyi asık bir yüzle karşılamaz. Bir hadis-i şerifde buyurulmuştur: “şüphe yokki, ALLAH yumuşak huylu, açik yüzlü kimseyi sever.”
2) Herkesle güzel şekilde görüşmek, insanlara eziyet vermekten kaçinmak: Bir hadis-i şerifde buyurulmuştur: “Müslüman odur ki, dilinden ve elinden müslümanlara selamette bulunur.”

3) Insalarin eziyetlerine katlanmak, kötülüge karşi iyilik yapmak. Bir hadis-i şerifde buyurulmuştur: “Siddiklarin (özü sözü dosdogru olanlarin) derecelerine geçmek istersen, senden ilgiyi kesene baglan, senden esirgeyene sen ver, sana zulmedenide bagişla.”

4) Darginliga hemen son vermek. Müslümanlar arasinda bir darginlik olursa hemen barişirlar, birbirilerinden üç günden ziyade ayri kalmazlar. Müslümanlarin gönüllerinde düşmanlik ve kin duygulari yaşanmaz. Efendimiz (s.a.v.) bir hadiste şöyle buyurmuştur: “üç günden ziyade kardeşine dargin kalmak bir müslümana helal olmaz.”

5) Dargınların arasını düzeltmeye çalışmak. Bir müslüman, iki din kardeşi arasında her nasılsa bir dargınlık oldugunu görünce aralarını bulmaya ve o küskünlügü gidermeye çalışır. Bir hadis-i şerifde buyurulmuştur:
“Sadakanın en faziletlisi, dargınların aralarını bulup düzeltmektir.”

6) Insanların kusurlarını araştırmamak ve yaymamak, aksine örtmeye çalışmak. Müslümanlar kimsenin kusurlarını araştırmazlar. Kimsenin ayıbını ve kusurunu araştırıp ortaya çıkarmaya be göstermeye çalışmazlar. Buna aykırı hareket dinde yasaktır. Bir hadis-i şerifde buyurulmuştur:
“Bir kul bir kulun kusurunu öterse, ALLAH Teala Hazretleri de onu kıyamette örter (günahlarını açıga vurmaz).”

7) Dostları arkalarından savunma: Bir müslüman gerektiginde dostlarını, din kardeşlerini arkalarından savunur. Onlar hakkındakı yanlış fikirleri düzeltmeye çalışır. Bir hadis-i şerifde buyurulmuştur:
“Bir kul kardeşine yardımda bulundukça, kendisine de ALLAH daima yardım eder.”

8 ) Insanların kalblerini kötü zandan korumak için sakıncalı yerlerden uzak
durmak. Buna aykırı davranmak birçok kimselerin günaha girmesine sebeb olur, insanlar arasında dedi-koduya ve nefrete yol açar. Bir hadis-i şerifde şöyle buyurulmuştur:
“Töhmet yerlerden kaçınız...”

9) Degişik halk sınıfları ile makamlarına göre sohbet edip ilişki kurmak. Herkese kabiliyet ve durumuna göre hitab etmeli. Bir alimden, bir zahidden, bir zenginden beklenen vasıfları, bir cahilden, bir fasıkdan, bir fakirden beklememelidir.

10) Yaşlılara hürmet, çocuklara, düskünlere merhamet ve şefkat göstermek. Islamda büyüklere karşı saygı, küçüklere karşı sevgi bir esastır. Bu esas, aileler arasında bir kat daha önemlidir. Anaya-babaya pek ziyade hürmet etmek bunun bir örnegidir. Bunların adları ile çagırmak terbiyeye aykırıdır. Bir kadının kocasını adı ile çagırması da edebe aykırı oldugundan mekruhtur. Bir hadis-i şerifin anlamı şöyledir: “Bir genç bir yaşlıya sadece yasından dolayı hürmeti etti mi, ALLAH da ona mükafat olmak üzere, ihtiyarlıgı zamanında hürmet edecek bir kimseyi muhakkak yaratır.” Bu mübarek hadis, yaşlılara saygı gösteren gençlerin sevab kazanacaklarını ve çok yaşayacaklarını müjdelemektedir. Artık ihtiyarları bir yük kabul eden gençler, bunu biraz düşünmelidirler...
umiturkmez
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1426
Kayıt: 12-03-2018 09:12

Re: ümit ile dini sohbetler

Mesaj gönderen umiturkmez »

Kalıbını Secdeye, Kalbini Kıbleye Bırak
Kıpırtısız bir boşluğa koyarsın alnını günde beş vakit. Secdenin alnını nereye değdirdiğinden habersizsin. Gösterişsiz bir yöne dönersin yüzünü; ışıktan yolları yoktur şehrin kıblesinin. Kıblenin yüreğini nereye götürdüğünü bilmiyorsun. Suskun bir duvarın dibinde oturur gibisin her tahiyyatta... Selâmının kimleri neşelendirdiğini tahmin edemiyorsun, aldığın selâmların sıcağını hissedemiyorsun. Adını bilmediğin bir deniz kıyısında yürür gibisin. Yüzünü görüyorsun sadece mavinin; derindeki incilerin pırıltısına dokunamıyorsun. Terazinin bu kefesindesin; varlığını inceltirken rükûlarda, karşı kefede neyi biriktirdiğini bilmiyorsun. şimdilik hece hece tutunduğun duanın gölgesinin haber verdiği ışıktan nasibin pek az. Dudaklarını ıslatan abdest suyunun her bir damlasının dudaklarını hangi billur pınarlara değdirdiğini fark etmiyorsun.


Hüznünün kuytularından taşırdığın fısıltılarını dök seccadene…

Aynalarda aradığın avuntuları sök bakışının perçemlerinden..

Bulduğunu yitir bir tekbirin yankısında… De ki “ben buraya razı değilim!”

Yitiğini bul elini elin üzerine koymana fırsat veren vuslatın arefesinde.. De ki “ben sonsuzluğa adayım!”

Varı yok et secdenin yüzünde; benliğini sıfırın altına çek, varlığını sonsuzluğun başına taşı.

Yoğu var et niyetin fısıltısında; ettiklerinin değil niye/t ettiklerinin seni kurtardığını anla..

Diriyi öldür rükûların darağacında; teninden geç, bedenini yık dağ gibi..

ölüyü dirilt dualarının burcunda; çağır günahın peltesinde dilsiz ettiğin ruhunu..

Umutlarını namazların ipeğine tane tane dizdiğini bil de sevin dostum. Namazın uçuruma atılmış en güzel gülündür senin. Namaz gülünün bin bahar olup içinde yankılandığını bil de sevin.

Bir namazı kaçırmış olmanın o hüznü yok mu? Hiç olmazsa onu al yedeğine? Sana müşfik bir vaize olsun…Pişmanlık değil midir bizi en çok büyüten? Yüzü yerde pişmanlıklarının kalbine attığı sızıları kaybetme lütfen.. Bu bize lazım.. Hep lazım.. incelmiş duygularımızın izinde yürüyelim hep... içimizdeki hüzün yol göstersin bize. Kırık kalbimiz, bükük boynumuz Rabbimizin rahmet dergâhına bitiştirsin secdemizi. Göz yaşlarımız rahmetin kucağına akıtsın yakarışlarımızı.

“Din sadeliktir” der peygamberimiz [asm].. Bu zamanda beş vakit namazı bir kenara koyup, aradaki vakitleri de namaz beklentisi içinde yaşaman yeter... Tesbihatını yapabildiğin kadar yap; “subhanALLAH”ı, “elhamdulillah”ı, “ALLAHuekber”i dilinden kalbine indirmeye çalış. Sakın telaşlanıp kendini altından kalkılmaz dil kalabalıklarına, binlerce binlerce ezbere mahkûm etme daha baştan… önce durul, namazın sükûnetini dinle...

çevreni temiz tut

çevreni temizle. Namaza kalktığın zaman, yeryüzünün bütün gürültülerini sustur, işleri durdur, yollardan ayrıl, kenara çekil. Ruhunun yanına park et, kalbinin ahengsiz çırpınışlarına mola ver. Kapat kapıları; başkalarını alma içeri; dudaklarını kapat yalana, boş söze... Lüzumsuzlukları terk et, silkele üzerindeki şehrin görünmez tozlarını, cebinden boşalt sahte paraları, elini göğsüne sokup alıp verdiğin nefesi, kâinatın o en eşsiz, en görkemli ahengini farket.

Yüzünü fenaya çevirmekten, ümitsizliğin karanlıklarında tüketmekten, gözlerini harama bakmanın kirinden, dilini yalanı/yanlışı dillendirmekten, dudaklarını boş sözlerin tozundan yıka, temizle. Ellerini şerre alet olmaktan yıka. Başını şu fani dünyada Rabbinin aziz bir misafiri olma şerefiyle meshet. Topuklarla birlikte ayaklarını da dünyadan yıka; seni yükselteceğini sandığın şeyleri ayaklarının altından çek. Namazın eşiğinde doğrul yeniden. Orada En Sevgili’nin en çok sevdiği halde olduğunu hatırla. Orada En Sevgili’nin en çok sevildiği hale büründüğünü bil. Kâinatın sahibinden, kalbini kudret elinde evirip çeviren Rabbinin en sıcak, en taze aferinini alıyorsun şimdi. Duyuyor musun?

Bedenini pak eyle...

Bedenini, elbiseni, namaza durduğun yeri temizle. Güzel bir kokuyu koklar gibi bedeninden sıyrıl, teninden ruhuna taşın. Mevki ve makamını yansıtan her türlü elbiseyi çıkar üzerinden. Irkınla övünmeyi bırak, kavminden ayrıl, ülkeni terket, varsa, müdürlükten istifa et. Sadece seccadenin yöneldiği yere yönel; bulunduğun yerin ihtişamından sıyrıl. Sadece yüzünün döndüğü yerde ara itibarını, kalbini Kâbe’nin eteğine bırak. Kıbleyi bulduğunda, başka türlü endişelerden yüz çevir. Her yanını saran kaygıları, korkuları, hüzünleri, abdest suyunun alıp götürmesine izin ver. Dağılan gönlünü geri topla, uçurduğun huzuru geri çağır. Gamı sil göğsünden, dünyalıkları yıka elinden, benliğini düşür yakandan. öylece temizlen....

Ayıplarını kapat..

Her mescide gelişinde “güzel elbiselerini giyerek gel” (el-A'râf, 7/31) Ne kadar örtünürsen örtün, kendini Rabbinden gizleyemezsin. O bilir içinin içindekini. O bilir niyetini. O bilir kendine sakladığını ve kendinden sakladığını. Başkalarına görünür olmak için kılma namazını. Başkalarının gözlerinden kaç. Başkalarının takdirinden uzaklaş. Niyetinin vadisine koy kalbini. Rabbe yöneldiğin köşe, kendini başkalarından gizlediğin yerdir. Rabbine yüzünü çevirdiğin seccade, kendi kendine kaldığın demdir.

Nedir avret, ne demek avret yerini örtmek? Göründüğün gibi olamadığın kadar ayıpların var, göründüğünden geri kalan her oluş avret yerindir senin. şimdi herkesin takdirinden uzak, tüm vitrinlerin parıltısına küs, her türlü gösterinin uzağında, seccadenin kuytusunda iken, kendi kendine sarılmışken, elini elinin üstüne koyup kendini kuşatmışken, yüzünü fanilerden dönüp sonsuza çevirmişken, diz çöküp benliğini büyüklemekten vazgeçmişken, eğilip doğru olmaya azmetmişken, secdede varlığını sıfırlayıp kendini aşmışken, avret yerlerini ört; yani, kendine sakladığın, kendinden sakladığın eksiklerini, ayıplarını, kusurlarını, herkesten gizlediğin hallerini yok et, ört. Herkesin huzurunda hesap verecek, kimseden utanmayacak bir hâl elbisesine bürün.. iki yakanı bir araya getir; olduğun hali göründüğün hale yanaştır. Söküklerini dik sözlerinin, dilini kalbine yanaştır; dilinle söylediğini kalbinle de söyle. Dikiş tutmuyorsa şayet, söylenmeyi bırak, sus, kalbinden geçmeyeni diline değdirme...

Kalbini kıbleye bırak...

Kalbini çokluğun perçemlerinden kurtar... Seni dünyaya doğru çekiştiren cezbeleri düşür yakandan. Seni yokluğun kuyusuna çeken kaygılardan uzaklaş. Seni uzaklara savuran rüzgârları sustur. Ruhunu ayrılıkların uçurumuna sürükleyen hüzünleri sil. Dünün hüzünlerinden yüz çevir. Yarının korkularını unut. An’ın içinde var et kendini yeniden. Yüzünün her noktasına her an rahmetinin güneşini değdiren Yaradan, kutlu nazarında ağırlıyor seni. Tebessümlerinin en güzel en tatlı hediye olduğunu söyleyen En Sevgili, âşinası olduğun, sıcağını özlediğin yüzlere çeviriyor yüzünü. Her şeyin alçaldığı, her işin meyvesizleştiği, her yüzün kirlendiği bu çağda, kıble kalbinin adımlayacağı kırmızı halı gibi serildi önüne. Seni özel eyleyen, seni biricik bilen Rabbinin rızasına yönel. şehrin telaşlarını, dünyanın çekip çekiştirmelerini, günübirlik sevdalarını kıblenin kırmızı halısına adım atar atmaz uzaklara at. Kalıbını tuttuğun gibi, kalbini de tut kıblede. Her secdede Kâbe’ye değdir alnını. Yöneldiğinde, Kâbe’nin analık ettiği nurlu sütunun önünde ağırlanan aziz bir misafir bil kendini.



Dr. Senai Demirci
umiturkmez
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1426
Kayıt: 12-03-2018 09:12

Re: ümit ile dini sohbetler

Mesaj gönderen umiturkmez »

NİKİ GÜZELLİKLE İYİLER SEVİYESİNE ULAŞMAK
Oniki Güzel Özellik Var Ki, Bunlar Kulu İyiler Seviyesine Ulaştırır.Üstün Dereceler Kazandırır.


1.Çok sadaka vermek.
2.Çok kuran okumak.
3.İnsana ahireti hatırlatan, dünyada haramlardan sakındıran kişilerle dostluk.
4.Akraba ziyareti yapmak.
5.Hastayı ziyaret etmek.
6.Zenginlikleri, kendilerini dini vecibelerini yerine getirmekten alıkoyan varlıklı kimselerle az oturmak.
7.Yarın göçüp gidecegi ahiret alemini çok düşünmek.
8.Kısa emelli olmak, ölümü çok hatırlamak.
9.Süküta devam edip az konuşmak.
10.Tevazu edip, öyle süslü şeyler giymeyip orta halli bir şey giymek.
11.Fakirleri sevmek ve onlarla oturmak
12.Yetimlerle miskinlere yakın olmak ve onların başını okşamak
umiturkmez
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1426
Kayıt: 12-03-2018 09:12

Re: ümit ile dini sohbetler

Mesaj gönderen umiturkmez »

Kötü huy diken gibidir

Mevlânâ hazretleri, Mesnevi’de kötü huyun insanın nefsine ve çevresine nasıl bir eziyet yaptığı hakkında şöyle bir hikaye anlatır: Huysuz adamın biri bir gün herkesin gelip geçtiği yol üzerine dikenli çalılar diker. Yoldan geçenler her ne kadar “Bunları buradan sök at” dese de o bunların hiçbirine kulak asmaz. Yine kendi bildiğini okur. O dikenli çalılar büyür yoldan geçen halkın ayağına takılır, onlara eziyet eder. O yoldan geçenler perişan olur. Bu durum valiye kadar intikal edince vali onu yanına çağırır. Dikenleri sökmesi için emreder. O da sökerim diye söz verir; ama bugün yarın diye ertelemeye devam eder. Ne sökmem der ne de sökmeye teşebbüs eder. Bir gün vali onu yanına çağırır; “Verdiği sözde durmayan adam, emrimi uygula!” diye sıkı sıkı tembihler. Ağır ikazlarda bulunur. Çalıları diken huysuz adam da şöyle der: “Önümde hayli günler var. Merak etme nasıl olsa günün birinde sökerim.” Vali ise çabuk olmasını söyler ve onu uyarmaya devam eder. Ama adam sözden anlamaz. Dikenler de kök salıp büyümeye devam eder. Mevlânâ, hikayenin bu kısmında bir işi yarına ertelerken zamanın su gibi akıp gittiğini söylüyor ve; “Her gün sen yarın bu işi görürüm diyorsun ama günler geçip gittikçe o dikenler daha da kuvvetleniyor. Onu sökecek olan da ihtiyarlıyor, kuvvetten düşüyor. Sen de her bir kötü huyunu bir diken bil. O dikenler kaç keredir senin ayaklarına battı. Kaç kere oldu seni kötü huyun yaraladı. Sen kendi tabiatından hastalandın da duygusuzluğun yüzünden habersizsin. Çirkin huyunun da başkalarını rahatsız ettiğini bilmiyorsun. Sen şu dikeni gül fidanı haline getir. Gül fidanı ile onu aşıla. Böylece sendeki dikenler gül fidanı haline gelsin. Eğer sen de şerri gidermek istiyorsan, ateşin gönlüne hakkın rahmet suyunu dök.”
Mevlânâ, burada nefsinin kötü arzularına düşmeyi dert edinmeye dikkat çekiyor ve diyor ki:

“Nefsinin ateşi söndüren sonra, gönül bahçesine dikersen biter. Laleler, ak güller, güzel kokulu çiçekler yetişir. Sözün kısası; işini yarına bırakma. Çabuk tövbe et de istiğfarı yarına bırakma. Yıl geçti ekin vakti geldiğinde sende yüz karalığından başka bir şey kalmaz.

Beden ağacının köküne kurt düştü.
umiturkmez
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1426
Kayıt: 12-03-2018 09:12

Re: ümit ile dini sohbetler

Mesaj gönderen umiturkmez »

ey nefsim sözüm sana...
Bir zat, bir keresinde, gözleri kadına baktı. Buna çok pişman olan zat, O günden sonra ölene kadar bir daha soğuk su içmedi.



Hasan bin Ebu Sinan (K.S) bir köşkün önünden geçerken kendi kendine; -Bu ne zaman yapılmış acaba! diye sordu. Sonra yine kendi kendine;-Sen neden üzerine lazım olmayan ve vazifen olmayan işlere karışıyorsun? dedi ve bunun için bir gün oruç tuttu.



Ashab-ı kiram Temim-i Dâri (R.A): Bir gece teheccüd namazına kalkamadı. Bunun yüzünden bir yıl yatağa yatmadı.



Görüldüğü gibi, abidler, alimler, evliyalar ve sahabeler dahi nefislerini terbiye edebilmek ve onun esiri olmamak için türlü çareler aramış ve ona türlü türlü cezalar vermişler



Ey nefsim!
Eğer günahlarda ısrar edersen, sana bu dünyada aklına gelmeyen cezalar verecek ve seni perişan edeceğim. Çünkü sen, bu dünyada biraz perişan olmaz ve kendini sıkıntıya sokmaz isen senin yüzünden ahirette bin pişman, üzgün ve perişan olacağım, diye nefsimizi azarlamalı ve gerektiği zaman ceza vermeliyiz
umiturkmez
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1426
Kayıt: 12-03-2018 09:12

Re: ümit ile dini sohbetler

Mesaj gönderen umiturkmez »

Cehennemin en pis kokan yeri
* Kendini olduğundan fazla gösteren kimse, kendi durumunu inkâr etmiş olur.

* İnsanlar, fakir olmaktan korkarak dünyalık için çalıştıkları kadar, Cehennemden korkup, korunmak için çalışsalardı, mutlaka Cennete giderlerdi.

* İnsanlar zaruret diyerek, yiyecek kazanma peşinde koşarlar. Halbuki esas zaruret günahlardan kaçınmaktır. Fakat çokları bundan kaçınmayıp, yiyecek peşinde koşarlar.

* Sadık dost, arkadaşının ayıplarını görünce ihtar eder, ifşa etmez.
* Gafillerden, cahillerden ve yaltakçılardan uzak dur!

* Oruç tutmak, Allahü teâlânın sıfatıyla sıfatlanmaktır. Zira Allahü teâlâ yemekten ve içmekten münezzehtir.

* Bir kimse bir nimete kavuşur da bunun şükrünü yapmazsa, o nimet elinden gider de, o kimsenin haberi bile olmaz.

* Şu üç şey Allahü teâlâyı çok üzer: 1- Vakti boşa geçirmek, 2- İnsanlarla alay etmek, 3- Gıybet etmek.

* Cehennemin en pis kokan yeri, zina yapanların bulunduğu kısmıdır!

* Allah’tan başka her neye taparsanız, hepsi hiçtir. Yazıklar olsun o kimseye ki, bir hiç iledir.

* Bir şeye ihtiyaç duyulduğu halde, çalışıp onu temin etmemek, çoluk çocuğu perişan bırakmak, cahillik ve tembelliktir.

* Bir haber duyduğunuz zaman onu nakletmek için değil, ona uymak için iyi anlayıp düşünün! Çünkü ilmi rivayet edenler çoktur, fakat riayet edenler pek azdır.

* İşin esası üç şeydir: Helal yemek, ahlak ve amelde Resulullaha tâbi olmak, her işi yalnız Allahü teâlânın rızası için yapmak.

* Kulluğun en güzeli; kulun Allahü teâlânın verdiği nimetler karşısında, şükürden aciz olduğunu bilmesidir.

* Kim ilmi ararsa; öğrenir ve günah işlemekten korkar ve ondan kaçar. Günahtan kaçan ise, kıyamet günü cezasından kurtulur.

* Günahlar gizli olarak işlenirse; bunun zararı, günahı işleyenleredir. Lakin açıktan işleniyor ve buna mani olunmuyorsa, bunun zararı herkesedir.

* İntikam alıp da sonunda pişman olmaktansa, affedip de pişman olmak benim için daha sevimlidir.

* Fakirlik, haline şükredip, kimseye şikayet etmeyerek ihtiyacını gizlemektir.

* Bedbaht kişi, unutulmuş günahlarını açığa vuran kimsedir.
* Ölüm gelmeden hesabınızı yapınız! Tevbe ediniz ki, affa kavuşasınız.
umiturkmez
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1426
Kayıt: 12-03-2018 09:12

Re: ümit ile dini sohbetler

Mesaj gönderen umiturkmez »

Aşk Denen Şey
İnsan nefsi güzel şeylere bakmaya düşkündür.
Göz kalbin elçisidir.Onun tarafından görevlendirilir. Güzel ve manzaralı birşey bulmuşsa memnuniyet duyar.Fakat göz çoğu defa, kalbin başını belaya sokar.Zira öyle güzelleri haber verir ki . ne hepsini elde etmeye,ne de ayrılıklarına tahammüle kalbin gücü yeter...

Bakışlarını Allah'ın izni haricinde salıverenlerin hasretleri devamlı olur. Çünkü bakmak, sevgiyi doğurur ve kalp bir alakaya sahip olur.Sonra bu alaka kuvvetlenir;vurgunluk derecesine varır. Ve kalbi kaplar.Göz bakmaaya devam ettikçe, vurgunluk hali, kalpten ayrılmayacak bir sevgi halini alır. sonra bu aşırı sevgi,aşka döner ve çılgınlık halini alır.Artık kalp köle olmuştur.Ve layık olmayana kulluk etmeye başlar.Bütün bunlar bakmanın cinayetidir.
Bir kral iken, şimdi bir esirdir o...

Kalp düştüğü haller için gözden dert yanar.

Göz ise:"Ben senin memurundum.Bana görev veren sendin." der.
umiturkmez
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1426
Kayıt: 12-03-2018 09:12

Re: ümit ile dini sohbetler

Mesaj gönderen umiturkmez »

AĞLA KENDİNE
Ağla kendine... Ben Müslümanım deyip de ,islamiyeti yaşamadığında
Ağla kendine...Kardeşlerin aglarken senin kahkaların yükselince, onlar yokluk çekerken sen nimetleri küçümserken
Ağla kendine... Nefsinin arzuları önünde zayıf görünce, günahların önünde mükemmel olunca
Ağla kendine... Münkeri görüp de inkar etmediğinde ,hayırı görüp de hakir gördügünde
Ağla kendine... Film tesirinde kalıp da akıttıgın göz yaşlarına, Kur'an-ı Kerimi duyup da tesirinde kalmadığında
Ağla kendine... Yalan dünyanın peşinde koşarken Allah'a itaatte kimseyle yarışmazken
Ağla kendine... Namazın ibadetten adete, rahatlık saatinden sıkıntıya dönüşünce
Ağla kendine... Eşarbını toplum gereği örtündügünde , seni mecburen setrettiginde

Ağla kendine... Vaktini boş yere heder ettiginde, hesabı bilip de gaflette oldugunda

Ağla kendine... İbadetlerde lezzet ve huzuru bulamadığında
Ağla kendine... Sıkıntılarını hüzne boğduğunda, gecenin yarısına sahip oldugunu bildigin halde
Ağla kendine... Yanlış yolda oldugunu idrak ettiginde , ömrünün çoğu boşa geçtiginde
Ağla kendine... ALLAH (cc) için akmayan göz yaşlarına , ALLAH (cc) için atmayan adımlarına

Ağla kendine... Rabbine güzel bir dönüşle tövbe ederek yeni bir sayfa açarak

Sen de bilirsin ki tövbe kapısı açıktır
Can boğaza gelmedikçe

Ağla ki gözyaşların katılaşmış kalbe bir sel gibi aksın güller açsın yüreklerde
Ağla ki bu dünyada ukbada akmasın gözlerden yaşlar.
umiturkmez
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1426
Kayıt: 12-03-2018 09:12

Re: ümit ile dini sohbetler

Mesaj gönderen umiturkmez »

Ölümün güzel sözleri


Ölüm; doğduğum ilk andan beri alnıma yazılmış, rengini bilmediğim bir yazı. Nasıl
oluyor da hayat akıp gidiyor avuçlarımızdan, geçmez dediğimiz anlar bile yılların arasına sıkışıp gidiyor. Hep bir yerlere yetişmenin peşinde koşmaktan, ölüme koştuğumuzu anlayamıyoruz. Boynumuza doğduğumuzda taktığımız o ipin çekilme vakti geldiğinde şaşkınlıktan alamıyoruz kendimizi. Hiç aklımıza gelmeyen ölüm karşımıza dikildiğinde sanki çok uzun yıllar önce tanışmış ama yıllardır görmediğimiz biriyle karşılaşmış gibi oluruz. Tabi böyle bir ölümden Allah muhafaza etsin…


Nice ölümler vardır ki hasretle beklenir…
Nice ölümler vardır ki sevda ateşi gibidir…
Nice ölümler vardır ki sevgiliye kavuşmaktır…
Rabbine kavuşmak için geçen bir ömrün son
hasret demlerine şahit oldum.

Acaba Berat Gecesi'nde ömrümüze ne kadar vakit biçildiğini ya da biçilen o vaktin bize haber verildiğini düşünebilir misiniz? Yoksa tüyleriniz mi ürperdi?

Bir Berat akşamı melekler etrafınıza toplansa, üç Berat'ın kaldı deseler
"Elhamdülillah, Rabbim sana kavuşmaya az kaldı." mı dersiniz yoksa telaşa mı kapılırdınız ya da hiç umursamaz mıydınız

Öyle bir an gelecek ki, biz daldığımız dipsiz kuyunun karanlığındayken, ölümün gözleri parlayacak; o an ya çok korkacağız ya da kurtuluş en büyük sevincimiz olacak. Necip Fazıl ne güzel de dillendirmiş bu hâli:

"O dem ki perdeler kalkar, perdeler iner,
Azrail'e hoş geldin diyebilmek de hüner"

Böyle bir hünerimiz var mı acaba?

Ölüm ve ötesi aklıma geldiğinde bir korku düşer içime,
Üstad'ın dediği gibi:

"İşaret bekliyorum yağız atım eğerli
Yanarım sorarlarsa ne getirdin değerli"

Ölümü unutmam diyemem; ama unutmamak için elimden geleni yapmam gerekiyor. Eğer bir gün Azrail'in gelişi şaşırtırsa beni ve bu şaşkınlığın yanında, eşantiyonu korkuysa eğer, Eyvah! demek gelir içimden geçen ömrüme. Ama şaşkınlığın yanında bir demet gül, bir taş zemzem getirirse Azrail, dilimde şahadet, kalbimde imanım ve karşımda Resûl olursa eğer, başıma taçlar takarsa, dilimde ve kalbimde bir hamd DEĞMEYİN KEYFİME

alıntı
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 2 misafir