Asmalı Konak

Ana Sayfa'da yayınlanan güncel haberler.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
taNGo
WebMaster
WebMaster
Mesajlar: 3959
Kayıt: 23-06-2003 20:54
Konum: Geriden
İletişim:

Asmalı Konak

Mesaj gönderen taNGo »

ResimSeymen firarda

"Asmalı Konak" adlı televizyon dizisinin merak edilen finali niteliğindeki film şık olmakla birlikte beklentileri karşılamıyor

Sonunda ne oluyor? Bir sinema filmine böyle bir yaklaşım (Ne yaklaşımı? Hücum!) daha başından projeyi sabote eder ne yazık ki. Çok popüler bir televizyon dizisinin finalini sinema filmi haline getirmek ticari açıdan isabetli bir karar olmakla birlikte sanatsal açıdan hiç de öyle değil.
Dizilerde karakterler ve ilişkileri ön plana çıktığı, olay ve tarz geride kaldığı, her şey uzun bir zaman dilimine yayıldığı için daha baştan sinemaya aykırı bir yapı oluşturuyor. Hele "Asmalı Konak" gibi kalabalık kadrolu, "Dallas" modelli bir diziye hakim olmayan izleyicileri hesap ederek, geçmiş olayların bir özetini çıkararak senaryo yazma gereği büyük bir sorun. Çok daha fazla elemanlı bir yapının içinde oluşmuş karakterlerin davranış kodlarını inandırıcı kılmak ise apayrı bir dert.
Şık ve özenli bir yapım olan "Asmalı Konak" bu sorunları tam olarak aşamıyor. Diziyi izlemeyenler için arada bir beliren gözü yaşlı karakterlerin kim olduğu belli değil. Üstelik ilk kez filmde karşımıza çıkan karikatürize edilmiş Amerikalı doktor, hemşire ve dedektif karakterleri de çok yer kaplıyor. Bu rollere seçilen oyuncuların performanslarının ne kadar kötü olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Amerikan dizilerinden kanıksanan Amerikalı tipini oynayan hakiki Amerikalılar! Filmin en önemli yardımcı karakteri olan psikiyatr ise fazla abartılı bir performans veriyor.

Skeçler karmaşası
New York'ta biri hastaneye, biri sokağa düşmüş kahramanlarımızın geçmişini ise filmin hemen başında bir anlatıcıdan Kapadokya kırlarında at üstünde giden kırmızı duvaklı gelin ve damat görüntüleri eşliğinde öğreniyoruz. Dizinin az buçuk anlaşılır bir özeti söze dökülüveriyor. Anadolulu bir ağa ve New York'ta tanıştığı karısı. Birbirlerini deliler gibi seviyorlar, araya Dicle ve Yaman diye iki kişi girmeye çalışıyor... Oysa filmin en başında ve geri kalanında bu iki karakterin Seymen ve Bahar'ı ne çok sevdiğine tanık oluyoruz.
Bu karmaşa yüzünden skeçler halinde aktarılan olayların (herhalde hepsini ayrıntılarıyla çoktan okumuş
ya da duymuşsunuzdur) inandırıcılığı ise çok tartışılır. Örneğin Seymen'in NY'ta aylarca yanlarında yaşadığı evsizler son derece yapay görünüyor. Lüks mekanlar ve orada geçen sahneler reklam filmlerinden fırlamış gibi. Seymen bulunduğunda ev halkının Rum tavernasındaymış gibi oynayıp tabak kırması, New York'a Seymen'i bulmaya giden Ali Hamzaoğlu ve Bekir Kirve'nin hot dog'un ne olduğunu anlamak için sözlüğe bakması gibi kitsch skeçler, Almodovar'ın "Konuş Onunla"sını andıran hastane odası sahneleri, mutlu sonla bitse de bir melodram olması beklenen "Asmalı Konak"ı odaktaki aşk öyküsünden ve melodramdan uzaklaştırıyor... Filmde duygulanmaya yakın durulabilecek tek bölüm, bedeniyle de zihniyle de firarda olan Seymen'in hafızasını geri kazanıp psikiyatrına çözüldüğü ve karısına kanser olduğunu, tedavi için New York'a geldiklerini açıkladığı hayatının en zor gecesini anlattığı zaman.

"Asmalı Konak"

Yönetmen: Abdullah Oğuz
Görüntü: Ken Kelsch
Senaryo: Mahinur Ergun, Abdullah Oğuz
Oyuncular: Özcan Deniz (Seymen), Nurgül Yeşilçay (Bahar), Selda Alkor (Sümbül), Menderes Samancılar (Bekir), Kenan Bal (Ali), Efsun Alper Sweet (Ayşe Melek), James Altuner (Psikiyatr Oktay), Joy Lynn Matthews (Hemşire Nancy), Richard Leonard (Dr. Williams), Jeffrey Paul Herman (Dedektif Nick)

Kaynak: Milliyet
Dreams
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 24 misafir