Sizce İki insandan bu kadar çeşitin turemesi nasıl olmuş

[angelOFmystery]

Aşk üzerinde kafa yorulması gereken bir kavram değil insan neslinin çoğalması için Allah tarafından insana hediye -ceza(seçim sizin) olarak verilmiş bir araç . Ehliyeti nerden alınıyo bilmiyorum

[makif]

2 insan diye bir şey önce toz ve gaz bulutları vardı.Bunlar birbiriyle çarpışıp Big Bang denilen olay gerçekleştiğinde dünya meydana geldi.Dünya oluştuğunda sıcak olduğu için sularda ilk hücreler meydana geldi.O zamandan günümüze kadar geçen yaklaşık 6 milyar yılda canlılar evrim geçirerek bu kadar çeşit bitki ve hayvan türedi.

arkadaşım senin dediğin evrim teorisi ve sadece teori
kanıtlanmış birşey diil.
insanın illa bir karşı cinse aşık olması şart değil ben bilgisayarımı çok seviyorum ama ona aşık değilim bu işler biraz karışık anlıyacağınız..
boşverin gitsin..
yarınlara kafa yormamız lazım

[angelOFmystery]

evrim teorisini gayet iyi biliyorum ben evrimle alaklı bi şey demedim o ayrı bir konu ama senin de dediğin gibi yarınlara odaklanmak lazım ama bugünü boşvermeden

[IWAS]

2 insan diye bir şey önce toz ve gaz bulutları vardı.Bunlar birbiriyle çarpışıp Big Bang denilen olay gerçekleştiğinde dünya meydana geldi.Dünya oluştuğunda sıcak olduğu için sularda ilk hücreler meydana geldi.O zamandan günümüze kadar geçen yaklaşık 6 milyar yılda canlılar evrim geçirerek bu kadar çeşit bitki ve hayvan türedi.

arkadaşım senin dediğin evrim teorisi ve sadece teori
kanıtlanmış birşey diil.

Senin aklın bunu kanıtlıyorsa o zaman kanıtlanmış bişeydir. Bence gayet mantıklı ve bir gün doğru olduğu da ortaya çıkacak.

[betul]

doğru aslında aralarında hiç kısır çıkmamış mı?

[excalibur]

Aşkın tarifi şu ana kadar okuduğun eserler içerinde en güzel Balsac tarfında yapılmıştır; diyor ki yazar "aşk; tek bir vücutta iki ayrı ruh olmaktır" işte problemde tam burada çıkıyor aslında, tüm sevenler (dünyevi aşk için söylüyorum) "aidiyet" duygusu ile sever, yani sevdiği şu şarları mutlaka taşımalıdır (biz türkler için bu özellikler çok barizdir);

1. kendini(seveni) mutlaka sevecek; aksi halde seven ahmakça davranmıştır.
2. sevilen, sevenin düşündüğü yapının dışında olamaz ; eğer öyleyse zaman içinde mutlaka bu çizgiye gelmelidir...

İşte biz böyle sevdiğimiz için, aslında bizim bir insana aşık olmamızla, 160 kratlık bir elmasa aşık olmamız arasında pek bir fark yoktur ve bizde arabesk bitmez...

[commando]

Big bang için sıfır kütle sonsuz hacimli tek bir noktanın patlaması ve genişlemesi sonuncu yasadıgımız evren yaratıldı cunku sıfır kutle demek zaten yok demektir ve patlama bildiğiniz gibi duzen bozucudur oysa big bang ın patlama hızı biraz dusuk olsaydı balonun sönmesi gibi sönecek ve bu gunku evren olusmayacaktı birazcık hızlı olsaydı şu andaki kusursuz denge olmayacak uzayın derinliklerinde istikametsiz savrulan maddeler olarak kalacaktı..

http://www.harunyahya.org/bilim/hy_evre ... vren2.html

Bu sayfa sadece big bang hakkındadır İlgilenen arkadaslar http://www.harunyahya.org/index.php link inden merak ettikleri konuları arastırabilirler... selametle..

[melekseda]

comando demişki;

ask aslın da yani bana gore gecici bişi ve yaşanması gerekiyor ama
aşkı yaşamışta yara almamış kaç insan ver neden insanlar kendilerini yaralıyan seyleri yaşamak ister işte bu konu benim bunları yazmama neden oldu..


melekte dediki hadi ya demek öyle komandoooo

Bunu konusabiliriz..

[excalibur]

Bu dediğinize cevap verebişmek içi önce şunun cevabını bulmak lazım; "ışık kaç gramdır ?", dmek istediğim "aşk" denilen olgu keşke ölçülebilen bir büyüklük olsada, ben geçen yıl şu kadar metre veya kilo veya volt aşık oldum diyebilsek, ondan sonra anca anlarız aşık olanların neden acı çektikçe kopmasının daha da zorlaştığını....

[commando]

ya başlangıcta iki insan var adem babamız ve havva annemiz
ya bu konunun aşkla ne alakasi var diceksiniz ama
aslında kardeş olanları duşman ediyor ask
herseyin bi orta yolu vardır ya aşkında bi orta yolu var

Aşkın az olanı tek tarafı uzerken fazla olanıda iki tarafı birden uzuyor

ask aslın da yani bana gore gecici bişi ve yaşanması gerekiyor ama
aşkı yaşamışta yara almamış kaç insan ver neden insanlar kendilerini yaralıyan seyleri yaşamak ister işte bu konu benim bunları yazmama neden oldu

Aklıma nerden geldiyse Muystafa nın bu sorusu geldi itikadi meselesi dışında en doyurucu olan bu cevabı buldum.. Paylaşmak isterim.. Selametle..


Ekim 1987’de Chicago’da Amerika Antropoloji Enstitüsünde Rebecca Cann, aylardır süren araştırmasını “Havva Hipotezi” diye özetliyordu. Rebecca Cann, yakınlarda keşfedilen bir biyolojik gerçekten yola çıkarak, hücrenin küçük bir organcığı olan mitokondri DNA’sının, hücre çekirdeğindeki DNA’dan farklı olduğunu tespit etmişti. Çekirdekteki DNA, nesiller boyu yeni yeni kombinezonlara girerken, mitokondri DNA’sı hiç kombinezonlara girmeden, aynen aktarılıyordu. Yani, bir annenin mitokondri DNA’sı, çekirdek DNA’sı gibi babanın DNA’sına karışmıyor; kendi çocuklarına aynen geçiyordu. Onun kızları da kendi kızlarına, onlar da kendi kızlarına... mitokondri DNA’sını olduğu gibi aktarmaktaydı.

O halde, şu andaki kız çocuklarının mitokondri DNA’larına bakılarak, neden Hz. Havva’ya kadar gidilmesindi? Ve Rebecca Cann, doğuma hazırlanan 147 hamile kadının doğumdan sonra rahimden atılan plasentalarını aldı. Kimi Asyalı, kimi Orta Doğulu, kimi Afrikalı, kimi Avrupalı olan bu kadınların plasenta dokularından elde ettiği mitokondri DNA’larını birbirine kıyasladı. Aynı sıralarda, Emory Üniversitesinden bir grup genetikçi, dört ayrı kıtadan toplam 700 insanın kanını bir araya toplayıp, kan hücrelerinin mitokondri DNA’larını incelemeye koyuldular.

Sonra, her iki araştırmanın sonuçları birleştirildi. Görüldü ki, ayrı kıtalarda yaşayan farklı ırk mensubu insanların mitokondri DNA’ları arasında hemen hemen hiç fark bulunmuyor; DNA’ların hepsi, gele gele tek bir kadında noktalanıyordu. Araştırmaları baştan sona izleyen Allan Wilsan’a göre “Hepimizin ortak bir annesi olmalıydı.”

Ünlü paleontolog Stephen Jay Gould da bu görüşü destekliyor. “Havva Hipotezi” için, “Kalıbımı basarım, müthiş bir buluş bu. Çünkü, hepimizi, şimdiye kadar fark etmediğimiz yakınlıkta, birer biyolojik kardeş yapıyor.”

“Aynı ailenin çocukları gibi” diye tamamlıyor, California Üniversitesi biyologları.

Evrimci bir paleontolog ise, “DNA’lardan elde edilen bu yeni bilgiler öylesine hassas, öylesine gerçek ki, bizim anlattıklarımızın hepsi, bir anda kocakarı hikayesine dönüverdi.” diyerek “Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık.” ayetini bilmeyerek tasdik ediyorlardı.





Zafer Dergisi