Tıp sözlügü

En önemli konumuz, sağlığımız hakkında bilgilerimizi paylaşalım
Kullanıcı avatarı
rulet
Slow Friend
Slow Friend
Mesajlar: 48
Kayıt: 06-01-2009 04:59

Mesaj gönderen rulet »

Jargon: Kelimeleri yerinde kullanamama ile karekterize anlamsız ve anlaşılmaz konuşma

Jejunum: Oniki parmak barsağından sonra gelen ince barsak bölümü

Jejunit: Jejunum iltihabı

Jigantizm: Ergenlik çağından önce oluşan hipofiz bezi tümörlerinde büyüme olayının kontrolden çıkması sonucu oluşan dev görünüm

Jinekoloji: Kadın hastalıkları ile ilgili tıp dalı

Jinekomasti: Erkeklerde memenin anormal ölçüde büyümesi

Jinjivit: Diştleri iltihabı

Joint: Eklem

Juvenil: Gençliğe ait
Kullanıcı avatarı
rulet
Slow Friend
Slow Friend
Mesajlar: 48
Kayıt: 06-01-2009 04:59

Mesaj gönderen rulet »

K

Kakozmi: Pis koku

Kalyum: Potasyum

Kardiak: Kalbe ait

Karina: Trakeanın (nefes borusu), sağ ve sol akciğerlere girmeden önce ikiye ayrıldığı kısıma verilen ad

Kaşeksi: Genel sağlık durumunun bozukluğu ile ilgili ileri derecede zayıflama hali

Katabolizma: Maddelerin yüksek terkiplerinin, dokularda yakılarak daha basit terkipte maddeler meydana gelmesi

Keloid: Eski bir kesi veya ameliyat yerinde aşırı nedbe dokusu oluşmasıdır

Keratin: Tırnak ve boynuzun ana maddesi

Keratinizasyon: Boynuzlaşma

Keratit: Kornea iltihabı

Keratoma: Nasır

Keratometre: Kornea kavislerini ölçmekte kullanılan alet

Keratoplasti: Matlaşmış korneanın yerine başkasından alınan korneanın konulması ameliyatı

Keratoskop: Korneayı muayene aleti

Kernicterus: Yeni doğanın şiddetli ikterinde beynin bazı çekirdeklerinin bilüribinin etkisiyle toksik degenerasyonudur Çocukta zeka geriliği ve spastisite görülebilir

Ketonemi: Kanda keton cisimciklerinin bulunması

Ketonüri: Idrarla keton çıkarılması

Kızamık: Salgın yapan virütik bir çocukluk çağı hastalığıdır

Kifoz: Omurganın açıklığı öne bakan kanburluğuna verilen ad

Kist: Etrafı membranla (zar) çevrili içi sıvı dolu oluşumlar Büyüklükleri muhtelif olup vücüdun her tarafında oluşabilir

Kist Hidatik: Bazı organlarda (daha çok karaciger, akciğer, beyin) ekinokok adı verilen parazitlerin neden olduğu içi berrak su görünümünde kistler

Kist Sebase: Yağ bezlerinin büyümesi sonucu deri altında oluşan kistler

Klostrofobi: Kapalı yerlerden sebebsiz yere korkma reaksiyonudur

Kleptomani: İhtiyacı olmaksızın patalojik çalma dürtüsüne verilen addır

Koch Basili: Tüberküloz basiline, bulanın adına izafeten verilen ad

Kolesterol: Hayvansal ve bitkisel yağların içerisinde bulunan, karaciğer tarafından sentez edilen bir maddedir Kanda normalden fazla bulunması halinde, damar sertliğine neden olur, ve bazanda safra pigmentleri ile birleşerek safra taşlarının oluşumunda rol oynar

Korpus: Gövde

Kürtaj: Küretajın kelime anlamı kazımaktır Ama burada adı geçen Kürtaj halk arasında, küçük hamileliklerde rahim içerisindeki ceninin tıbbi müdahele ile alınması kastedilmektedir Kürtaj ayrıca teşhis amaçlı da yapılabilir Yani rahim iç duvarından kazınarak örnek alınıp incelenmeside kürtaj olarak adlandırılır
Kullanıcı avatarı
rulet
Slow Friend
Slow Friend
Mesajlar: 48
Kayıt: 06-01-2009 04:59

Mesaj gönderen rulet »

L

Labil: Kararsız, çabuk değişen

Laktasyon: Annenin süt verme devresi

Lakrima: Göz yaşı

Lakün: Küçük boşluk, delik

Lagoftalmi: Göz kapaklarındaki bozukluk nedeniyle gözlerin tam kapanmaması hali

Lap: Lenfadenopati'nin kısaltılmış şeklidir Lenfadenopati, lenf bezlerinde büyüme anlamına gelir

Laparatomi: Teşhis amaçlı veya ameliyat için karın boşluğunun açılması

Laparoskopi: Ucunda kamera olan, laparoskop denilen aletle karın boşluğunun endoskopik incelenmesi

Larva: Tırtıl, kurtçuk

Larenks: Gırtlak

Larenjit: Larenks iltihabı

Larengoskop: Bogazın muayenesine yarayan aynalı ışıklı alet

Larengoskopi: Gırtlağın içinin larengoskop ile muayenesi

Lenfoma: Başlangıcını lenfoid dokudan almış ur

Lezyon: Genel anlamda henüz tam olarak niteliği tespit edilmemiş bozukluk

Ligament: Vücudun muhtelif eklemlerinde, organlarında bulunan bağlara verilen isimdir
Kullanıcı avatarı
rulet
Slow Friend
Slow Friend
Mesajlar: 48
Kayıt: 06-01-2009 04:59

Mesaj gönderen rulet »

M

Makro: Büyük

Makrosefali: Başın (beynin) normalden büyük olması

Magnet: Mıknatıs

Malabsorbsiyon: Emilimin bozuk oluşu

Maladi: Hastalık

Malasi: Keyifsizlik, kırıklık

Malarya: Sıtma

Male: Erkek

Malformasyon: Kusurlu oluş, sakatlık

Malfonksiyon: Her hangi bir organın yetersiz veya dengesiz görev yapması

Malin: Habis, kötü huylu

Malleol: Ayak ekleminin her iki tarafındaki kemik çıkıntılarına verilen isim

Malleus: Orta kulaktaki çekiç kemik

Malnutrisyon: Sağlık için şart olan, vitamin, mineral, protein ve benzeri maddelerin yetersiz alınmasından doğan hastalıkları tanımlayan bir terimdir

Malpraktis: Tıpta yanlış, özensiz tedavi

Mastektomi: Ameliyatla memenin alınması

Mamilla: Meme başı

Mamografi: Meme filmi

Mandibula: Alt çene kemiği

Mani: Aşırı neşe şeklinde beliren psişik hastalık

Manifest: Aşikar, gizli olmayan

Manfan Sendromu: Sebebi bilinmeyen herediter genetik bir hastalık

Marihuana: Esrar

Mastektomi: Memenin her hangi bir rahatsızlık nedeniyle alınmasıdır Basit mastektomi sadece meme dokusunun çıkartılmasıdır Radikal mastektomi ise, kanser vakalarında baş vurulan memeyle birlikte, memenin altındaki kasların ve koltuk altındaki lenf bezlerinin de çıkartılmasıdır

Mastitis: Memenin iltihabıdır, emziren annelerde sütün birikmesi nedeniyle veya meme başındaki çatlak nedeniyle sık rastlanan bir durumdur

Mastoidektomi: Mastoid hücrelerin iltihaplanması nedeniyle mastoid kemiğin çıkartılması ameliyatıdır

Mastoidit: Kulak arkasında bulunan mastoid kemikteki, mastoid hücrelerinin iltihabıdır Genellikle orta kulak iltihaplarını takip eder

Mazohist: İşkenceden zevk alan, işkence tarzı hareketlerden cinsel haz duyan

Menenjit: Beyin zarlarının (Meninkslerin) iltihabıdır

Menopoz: Adetten kesilme

Menstrual: Menstruasyonla ile ilgili, adet görme ile ilgili

Menstrual Siklus: Adet görme dönemleri, iki adet arası

Mentruasyon: Adet görme, ay başı Kadınlarda periodik kanama

Mental Reterdation: Zeka gelişiminde gerilik

Metastatik: Metastaz yapmış lezyona verilen isim (Başka bir organdan atlamış tümöral oluşum)

Metastaz: Herhangi bir organdaki kanser hücrelerinin, vücudun başka bir bölümüne atlamasıdır

Mitoz: Hücre bölünmesi

Miyom: Uterus adalesinin iyi huylu tümörüdür

Mukolitik: Mukus'u eriten anlamındadır Yani, akciğerlerde oluşan ve katılığı nedeniyle çıkarılmakta güçlükle karşılaşılan mukus'un (balgam) kıvamını azaltarak, atılmasını sağlayan ilaçlar

Mukoza: Bazı organların iç yüzlerini kaplayan ve salgı üreten doku tabakası
Kullanıcı avatarı
rulet
Slow Friend
Slow Friend
Mesajlar: 48
Kayıt: 06-01-2009 04:59

Mesaj gönderen rulet »

N

Narkoanaliz: Psikanalize yardımcı olmak amacıyla, bir narkotik ilacın kullanılmasıdır

Narkolepsi: Önüne geçilemiyecek kadar şiddetli uyuma eğilimi

Narkoz: Ameliyat yapmak için duyu, hareket ve bilincin damar yolu veya solunum yolu ile narkotik madde verilerek uyuşturulmasıdır

Narkotik: Uyutucu, uyuşturucu

Narsizm: Kendi kendini sevmek anlamına gelirAslında gelişimin normal bir safhasını teşkil eder, ancak hayatın ileri devrelerinde varlığı anormal sayılır

Natal: Doğuşa ait

Nazal Kemik: Burun kemiği

Nazofarinks: Burnun arka kısmı ile yutağın komşuluk yaptığı bölge

Natrium: Sodyum

Naturel: Normal, tabii

Nausea: Mide bulantısı

Nebulizer: Sıvıyı püskürterek uygulamaya yarayan alet

Neonatal: Yeni doğana ait

Neoplazi: Patalojik anlamda yeni doku oluşumu

Nöroloji: Asabiye, sinir hastalıkları

Nöroşirürji: Beyin cerrahisi

Nodül: Yuvarlak, çapı 1 cm'den küçük patolojik oluşumlar
Kullanıcı avatarı
rulet
Slow Friend
Slow Friend
Mesajlar: 48
Kayıt: 06-01-2009 04:59

Mesaj gönderen rulet »

O

Obduksiyon: Otopsi

Obez: Şişman

Obezite: Şişmanlık

Obje: Görülebilen veya dokunulanilen herhangi bir şey

Objektif: Duyulup, görülebilen, idrak edilebilen

Obliterasyon: Vücuttaki boşlukların tıkanması

Observasyon: Müşahade

Obsesyon: Daimi endişe,fikri sabit, nöroz

Obstrüksiyon: Tıkanma, engel

Obstetri: Doğum bilgisi

Odiogram: Kulağın işitme gücünün kaydıdır, odiometri cihazı ile ölçülür

Oedipus Kompleksi: Erkek çocuğun annesine karşı duyduğu bilinçsiz yakınlık nedeniyle babasını kıskanması ve bununla ilgili ruhsal bozukluklar kompleksine verilen isimdir

Odontoid: Diş şeklinde

Oftalmik: Göze ait

Oftalmopleji: Göze ait sinirlerin felci sonucu göz kapağının düşmesi ve gözün hareket edememesi ile birlikte oluşan tablo

Oftalmoloji: Göz ve göz hastalıkları ile uğraşan bilim dalı

Oftalmoskop: Göz içi muayenesinde kullanılan bir alet

Oftalmoskopi: Oftalmoskop ile gözün içinin muayene edilmesi

Oftalmolojist: Göz hastalıkları uzmanı, göz mütehassısı

Oftalmonometri: Göz içi basıncın ölçülmesi

Okkult: Gizli, kapalı

Oklude: Kapalı, tıkalı

Oksiput: Başın arka kısmı

Okulomotoryus: Gözü hareket ettiren sinirlerden birisidir 3kafa çifti Nervus Oculomotorius

Oküler: Göze ait

Olekranon: Dirsekteki çıkıntı

Olfaktoryus: Koku siniri Nervus Olfactorius

Oligüri: İdrarın normalden az çıkartılması

Oligo: Geri, küçük

Oligodendroglioma: Sinir sistemi destek dokusuna ait, özellikle beyincikte görülen kötü huylu tümör

Oligospermi: Menide spermatozoidlerin normalden az oluşu

Omentum: Karın içerisinde, barsakları örten oluşum

Onanizm: Genital organlar ile oynayarak kendi kendine tatmin

Onkoloji: Tümöral oluşumlarla ilgili bilim dalı

Opak: Donuk, şeffaf olmayan

Operabl: Ameliyat edilebilir, ameliyat edilmekle halen bir şansı olan Aksi; inoperabl

Operasyon: Cerrahi müdahale, ameliyat

Opiat: Afyonlu ilaç, uyuşturucu

Opistotonus: Bazı hastalıklarda vücudun ekstansör (gerici) kaslarının gerilmesi sonucu gövdenin yay biçimi alarak kasılmış hali Örn Tetanozda

Osteogenesis: Kemik oluşumu, kemiklerin gelişimi

Osteogenesis İmperfekta: Kemiklerin kolayca kırılacak şekilde gevrek oluşu ile karekterize kalıtsal nitelik gösteren hastalık

Osteojenik: Kemik yapıcı

Osteoid: Kemik gibi, kemiğimsi

Osteoliz: Kemiğin çürümesi, nekrozu, erimesi

Osteomalasi: Kemiklerin yumuşaması ile karekterize bir hastalık

Osteomiyelit: Kemik iltihabı

Osteofit: Kemiklerde patalojik olarak oluşan çıkıntı şeklindeki oluşumlar

Osteoplasti: Kusurrlu kemiği düzeltme veya sağlam kemikle değiştirme ameliyatı

Ovoblast: Yumurtanın geliştiği hücre, yumurta hücresi

Ovosit: Olgunlaşma devresinden önceki dişi cinsiyet hücresi

Ovülasyon: Kadınlarda yumurtalıklarda ovüm'ün (Yumurtanın) atılmasıdır Ovülasyon genellikle adet dönemlerinin ortasına rastlayan 11-14 günler arasında olur
Kullanıcı avatarı
rulet
Slow Friend
Slow Friend
Mesajlar: 48
Kayıt: 06-01-2009 04:59

Mesaj gönderen rulet »

Ö

Ödem: Vücutta anormal miktarda su toplanmasıdır Kalp, damar ve böbrek hastalıklarının bir belirtisi olabildiği gibi bazı allerjik durumlarda ve beyin travmalarında ciddi sonuçlar doğurabilir

Ödipus Kompleksi: Bkz Odipus Kompleksi

Östaki Borusu: Orta kulakla nazofarenksi birleştiren, atmosfer basıncı ile orta kulak içi basıncı dengeliyen yola verilen isimdir

Östrojen: Yumurtalıklardan salgılanan ve insanlarda sekonder cinsel karakterlerin gelişmesini sağlıyan hormondur

Ötenazi: Kısaca ölüm hakkı da denilebilir Tedavisi mümkün olmayan kronik hastalıklarda, hayattan umudunu kesmiş hastanın ağrısız bir metotla ölümüne izin verilmesidirYasal değildir

Özefagus: Yemek borusuna verilen isimdir, yutak ile mideyi birleştirir
Kullanıcı avatarı
rulet
Slow Friend
Slow Friend
Mesajlar: 48
Kayıt: 06-01-2009 04:59

Mesaj gönderen rulet »

P

Pakimenenjit: Beynin en dış zarının (dura mater) iltihabıdır

Pandemi: Salgın bir hastalığın kıta düzeyinde çok geniş bir alana yayılmasına verilen isimdir

Palilali: Psikolojik bir bozukluk olup, aynı cümle veya kelimenin bir çok defa tekrarlanmasıdır

Palyatif: Hafifletici

Palpasyon: Elle dokunularak yapılan muayene

Palpitasyon: Kalp çarpıntısı

Palsy: Felç, inme

Pan: Bütün

Panaris: Tırnak yatağı iltihabı, dolama

Panarterit: Bütün arterleri kapsayan iltihabi durum

Pankardit: Kalbin bütün zarlarının iltihabı

Pankreas: Karın boşluğunun üst tarafında ve bel omurlarının ön kısmında yerleşik bir organdır Salgılarıyla sindirm fonksiyonuna yardımcı olur ve kan şekerini düzenler

Pankreatit: Pankreas iltihabıdır

Panoftalmi: Gözün bütün tabakalarının iltihabı

Pansinüzit: Bütün yüz sinüslerinin iltihabı

Papillom: Meme başı gibi çıkıntılar yapan iyi huylu tümörler

Papillokarsinom: Kötü huylu papillom

Papaverin: Opiumdan elde edilen, düz kasların spazmını çözücüetkiye sahip bir alkaloid

Papillit: Görme sinirinin retinaya girdiği yerin (optik papilla) ödemli iltihabı

Papül: Ciltteki, sınırları belirgin, kabarık, 1 cm'den küçük çaplı lezyonlardır Resim - Papül

Para: Yanında, yan Örn Para-aortik aortun yanında

Parakardiak: Kalbin yanında, kalbe komşu

Paralitik: Felç olan, felçli kişi

Paralizi: Felç

Paramedian: Orta hattın yanında, orta hatta yakın

Paramedikal: Bir dereceye kadar tıpla ilgili, hekimliği kısmen ilgilendiren

Paranazal: Burun boşluğunun yanında, buruna komşu

Parankim: Bir organ yada bezin görev gören dokusudur Örneğin, karaciğer parankimi denildiği zaman, karaciğerin bütünü anlaşılır

Paraozefageal: Özefagusun (yemek borusu) yanında yer alan

Parapleji: Belden aşağı her, iki bacağın tutmaması, felç hali

Paraparezi: Belden aşağı her iki bacağın kısmi felci, örn hareket olup, yardımsız yürüyecek kadar güç olmaması

Paratiroid: Tiroid bezi arkasında bulunan dört adet küçük beze verilen isim

Paratiroidektomi: Paratiroidlerin ameliyatla çıkartılması

Paratrakeal: Nefes borusunun yanında yer alan

Paravertebral: Omurganın (Vertebral Kolon) yanında yer alan

Parazitemi: Kanda parazit bulunması

Parazit: Asalak

Parasentez: İçinde su veya cerahat toplanmış bir vücut boşluğundaki sıvıyı çıkarmak için yapılan delme ameliyatı

Parenkim: Organın kendine özel doku yapısı

Parenteral: İlaç veya serumların ağız yolu ile değil damar yolu, adele içi gibi yollarla verilmesi

Parestezi: Uyuşma, karıncalanma veya yanma hissi gibi duyusal bozukluklar

Parietal Kemik: Kafatasının her iki yan tarafındaki kemiklere verilen isim

Paroksismal: Ani ve geçici krizler halinde gelen

Parsiyel: Bütününü kapsamayan, tam olmayan, kısmi

Partikül: Parçacık, zerre

Partus: Doğum

Parotis Bezi: Kulak altı tükrük bezi

Parotitis: Kabakulak

Patella: Diz kapağı kemiği

Patojen: Hastalık yapan madde veya mikroorganizmalar

Patogenez: Hastalığın esas ve gelişimi

Patognomonik: Bir hastalık için çok özel belirti, bu varsa mutlaka o hastalık akla gelmelidir gibi

Patolojik: Normal olmayan, hastalıklı

Patolog: Hastalık nedeni ile dokularda meydana gelen değişimleri inceleyen bilimle uğraşan kişi

Pediatri: Çocuk hastalıkları ile uğraşan tıp dalı

Pediatrist: Çocuk hastalıkları uzmanı

Pelvis: Leğen kemiği

Periton: Karın içi organları çepeçevre saran, karın boşluğunun iç yüzünü örten zardır

Peritonit: Peritonun iltihabıdır

Peroral: Ağız yolu ile

Peteşi: Ciltte nokta biçiminde kanamalar (Damar dışına kan çıkması)

Phenotype: Kişinin kalıtsal yapısının dışa akseden görünümü, aynı tür fertlerini belirleyen, gözle görülebilen özelliklerin tümü

Pitriasis: Daha çok gövdede ve uzuvların gövdeye yakın yerlerinde yerleşen, bazan kepeklenme gösteren bir cilt hastalığıdır Çeşitli türleri vardır, bunlardan Pitriasis versicolor'da deniz mevsimlerinde hasta olan bölge güneş ışını almadığı için daha belirgin hale gelir

Plak: Plak, dermatologlar için açık bir anlamı olan ancak başkaları tarafından genellikle anlaşılmayan bir terimdir Yüksekliğine oranla kapladığı alan geniştir ve keskin bir kenarı vardır Plaklar en sık sedef hastalığında (psöriasis) görülür

Plevra: Akciğerleri ve göğüs kafesinin iç yüzünü örten zar

Plevral: Plevraya ait

Plörezi: Plevra iltihabı Akciğerin üzerini örten plevra ile göğüs duvarını örten iki plevra yaprağı arasında sıvı birikmesi

Plörit: Plevranın, sıvı birikmeksizin kuru iltihabı

Polikistik: Bazı organlarda çok sayıda içi sıvı ile dolu oluşumlara verilen addır Polikistik böbrek, polikistik meme gibi

Polip: Organların ve vücut boşluklarının iç yüzünü kapsayan mukoza adı verilen tabakadan menşeini almış, saplı iyi huylu küçük ur

Prostat: Erkeklerde mesanenin altında ve idar yolunun başlangıcında bulunan genital sisteme ait bir bez

Prostatit: Prostat iltihabı

Psoriasis: Halk arasında sedef hastalığı olarak bilinir Sık rastlanan, özellikle diz ve dirseklerde ve vücudun diğer bölgelerinde rastlanan simetrik, kırmızı, kabuklanma ve pullanma gösteren bir cilt hastalığıdır Sebebi bilinmemektedir Bkz Resim

Pulmoner: Akciğer veya akciğerlerle ilgili

Pulmoner Arter: Akciğerin büyük besleyici arteri

Purpura: Deri ve mukozalardaki küçük kanamalar


Püstül: Ciltte, içerisinde cerahat bulunan kabarık lezyonlardır
Kullanıcı avatarı
rulet
Slow Friend
Slow Friend
Mesajlar: 48
Kayıt: 06-01-2009 04:59

Mesaj gönderen rulet »

R

Rabies: Kuduz

Radius: Ön kolun dış tarafında (baş parmak tarafında) bulunan kemiktir

Radikal: Sebebe yönelik, köklü

Radikül: İnce dal, küçük kök

Radikülit: Omurilikten çıkan sinirlerin (spinal sinir) kök iltihabıdır

Radikülopati: Spinal sinir köklerini tutan herhangi bir hastalık

Radyoaktif: Radyasyon yayan özelliğe sahip

Radyodermatit: Işına maruz kalmış ciltte meydana gelen dermatit

Radyoloji: Genel anlamda X ışınları,ses dalgaları veya diger yöntemleri kullanarak teşhis hizmetleri veren tıp dalıdır

Radyoterapi: Işınlama kullanılarak yapılan tedavi yöntemi

Rahim: Uterus, döl yatağı

Raşitizm: D vitamini eksikliğinin neden olduğu, çocuklarda görülen bir hastalıktırKemik teşekkülünün tam olmaması nedeniyle tedavisi geciktirilmiş, ihmal edilmiş vakalarda uzun kemiklerde deformiteler teşekkül eder

Refraksiyon: Kırılma

Refraktometre: Görme bozuklukluklarını ölçen cihaz

Rejenerasyon: Harap olmuş bir dokunun kendini yenilemesi, tamiri

Rejional: Bir bölgeye ait

Regresyon: Bir hastalık belirtisinin gerilemesi, şiddetinin azalması

Regurjitasyon: Yenilen yiyecek ve içeceklerin, kusma olmaksızın ağıza geri gelmesi

Rehabilitasyon: Fiziki hareket kusurlarını düzeltme, yeniden kazandırma

Relaksin: Gebelik esnasında meydana gelen ve doğum işlevinde gevşetici rol oynayan hormon

Remisyon: Hastalık belirtilerinin sönmesi

Renal: Böbrekle ilgili

Renal Arter: Böbrek arteri

Reproduktif: Çoğalabilen

Respirasyon: Solunum, nefes almak

Respiratuvar Sistem: Solunum sistemi

Retansiyon: Birikme, toplanıp kalma (Örn İdrar retansiyonu; idrar tutulması, idrar yapamama)

Retiküler: Ağ gibi, ağ biçiminde

Retina: Gözün en iç tabakası, ağ tabaka

Retinit: Retina iltihabı

Retrobulber: Göz küresinin arka kısmı

Retrobulber Nörit: Görme sinirinin, gözün arka kısmındaki bölümünün ani görme kaybı ile karekterize iltihabi durumu

Retrogressiv: Gerileyen

Retroperitoneal: Periton zarının arkasında

Retroversi: Bir organın normal konumda değil arkaya doğru eğik durumda olması

Revaskülarizasyon: Yeniden damarlanma

Reynaud: Sebebi bilinmeyen, daha çok orta yaşlı kadınlarda rastlanan bir rahatsızlık olup, özellikle soğuğa maruz kalınca parmaklarda morarma ve hissizleşme ile karakterize bir damar rahatsızlığıdır

Rezeksiyon: Bir organ veya vücut kısmının bir bölümünün veya tamamının çıkartılması

Rezidü: Artık, bakiye

Rezidüel: Kalan, artan ( Örn Rezidüel İdrar; İdrar yapıldıktan sonra çıkartılamıyarak geride kalan idrar)

Rezistan: Mukavim, dirençli

Rezistans: Direnç, mukavemet

Rezorbsiyon: Emilme
Kullanıcı avatarı
rulet
Slow Friend
Slow Friend
Mesajlar: 48
Kayıt: 06-01-2009 04:59

Mesaj gönderen rulet »

T

Tabes Dorsalis: Sfilizin ilerlemiş döneminde sinir sistemi tutulumuna bağlı olarak dengesizlik, yürüme güçlüğü görme bozuklukları ile seyreden tabloya verilen isimdir

Talamus: Orta beyindeki bir cekirdek grubuna verilen addır

Talasemi: Kalıtsal bir kan hastalığıdır Akdeniz kıyılarında yaşayanlarda daha sık görülür

Tak****: Çok hızlı solunum

Tartar: Diş taşı

Telenjektazi: Deride veya mukozalarda kırmızı lekeler şeklinde görülen kılcal, arteriol ve venüllerin genişlemesinden oluşan lezyonlar

Telekardiofon: Kalp seslerini hastadan uzakta dinleten alet

Telepati: Beş duyu işe karışmaksızın düşüncelerin, bu duyuların üstünde bir yolla aktarılması

Temporal Bölge: Şakak bölgesi

Tendinit: Tendon iltihabı

Tendon: Kasların kemiklere yapışmasını sağlayan yapılar

Tenesmus: Rektum veya mesanenin iltihaplı durumlarında görülen, ağrılı işeme veya defekasyon duygusu

Tenya: Barsak paraziti, şerit, yassı solucan

Testosteron: Erkek **** hormonuna verilen addır

Tremor: İrade dışı titremelere verilen addır Örneğin, Hipertiroidi (Tiroid bezinin fazla çalışması) adı verilen rahatsızlıkta ellerde görülen ince amplitüdlü titremelere tremor adı verildiği gibi, Parkinson da görülen kaba ve büyük amplitüdlü titremelere de tremor denir

Tromboz: Kan damarlarının pıhtı veya ateron (kolesterol) plakları oluşarak tıkanmasıdır
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 8 misafir