Latife Hanım'ın özel evrakı Şubat'ta açılacak...

Ana Sayfa'da yayınlanan güncel haberler.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Eternity
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 2877
Kayıt: 23-06-2003 22:52

Latife Hanım'ın özel evrakı Şubat'ta açılacak...

Mesaj gönderen Eternity »

ResimTürk Tarih Kurumu (TTK) Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, Atatürk'ün boşandığı eşi Latife Hanım'ın ölümünden sonra mahkeme aracılığıyla TTK'ya teslim edilen özel evrakının Şubat ayı başında açılacağını bildirdi.

Evlilik hayatı konusunda hiçbir zaman konuşmayan Latife Hanım'ın Atatürk'e, Atatürk'ün Latife Hanım'a yazdığı veya Atatürk'e başkaları tarafından yazılmış mektupların da aralarında bulunduğu 2 büyük torba içindeki evrak, Türk Tarih Kurumu'ndaki özel kasada 25 yıldır özenle saklanıyor.

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan TTK Başkanı Yusuf Halaçoğlu, Latife Hanım'ın özel evrakını Şubat ayı başında açacaklarını ve evrakın içeriğini basın toplantısı ile açıklayacaklarını bildirdi.

Halaçoğlu, ailesinin kişiye özel gördüğü belgeler dışında evrakta bulunan herşeyi açıklayacaklarını belirterek, ''Ailesine soracağız, ailesi karar verecek. Onların açıklanmasını istemediği belgeler için yapacak bir şey yok. Çünkü mahkeme de o yönde karar verdi'' dedi.

Latife Hanım'ın evrakındaki belgelerin açıklanıp açıklanmaması konusunda herkesin sürekli görüş beyan ettiğini söyleyen Halaçoğlu, ''Herkes kendi kafasına göre bir şey söylüyor. Aslında hiç kimsenin bir şey konuşmaması lazım. Açıklandıktan sonra konuşsunlar. Çünkü açıklayacağımız şeylerin ne olduğunu bilmiyorlar ki. Aslında hep havada kalıyor konuşmaları'' dedi.

''ATATÜRK'ÜN ÖZEL HAYATI MERAK EDİLİYOR''

Basının bu konuya büyük ilgi gösterdiğini belirten Halaçoğlu, bunun Atatürk'ün hiç bilinmeyen özel hayatının çok merak edilmesinden kaynaklandığını söyledi.

Halaçoğlu, şunları kaydetti:
''Bütün mesele, Latife Hanım'ın boşandıktan sonra bu konuda bir kelime bile konuşmamış olmasından kaynaklanıyor. Latife Hanım hiç kimseye konuşmadı, büyük paralar teklif edilmesine rağmen hiç kimseye hatıratını vermedi, hiç anlatmadı. Herkes merak ediyor.

Atatürk başka da evlenmedi. Bu evlendiği kişiyle neden boşandı, meseleler nedir, bunu merak ediyorlar. Latife Hanım'ın da değil, Atatürk'ün özel hayatıyla ilgili acaba bir ipucu bulabilir miyiz diye merak ediyorlar.'' Latife Hanım'ın ailesinin de bu konuda gösterdikleri hassasiyetten duydukları memnuniyeti dile getirdiklerini anlatan Halaçoğlu, ''Herkes kendini kendini onların yerine koymalı. Evrakta neler olduğunu bilmiyorum ama Latife Hanım'ın çok çok özel hayatıysa ona saygı göstermek lazım. Kadın hiç kimseye konuşmadı, hiç kimse onun hakkında bir şey yazamadı'' dedi.

''KADERİN GARİP CİLVESİ...''

Üniversitede okuduğu 1967 yılında İstanbul'da Osmanbey'de oturduğunu belirten Halaçoğlu, öğrencilik yıllarında Latife Hanım'ın Harbiye'deki evinin önünden geçerken, ''kendisinin önünde bulunan Atatürk heykeli yüzünden özellikle bu daireyi satın aldığının'' söylendiğini anlattı.

''O zamanlar tarihçi olacağımı bilseydim bir yolunu bulup mutlaka Latife Hanım'la görüşürdüm'' diyen Halaçoğlu, ''Şimdi enteresan bir durum ortaya çıktı. Latife Hanım'ın evrakı Tarih Kurumu'nda ve belki de Tarih Kurumu Başkanı olarak o evrakı ben açıklayacağım. Bu, kaderin garip bir cilvesi... Eğer bu belgeleri açıklamak bana nasip olursa, çok ilginç bir sonuç olacak'' dedi.

Latife Hanım'ın ölümünden sonra evinde bulunan özel evrakı, mahkeme aracılığıyla tespiti yapılarak 25 yıl sonra açıklanmak üzere muhafaza edilmesi amacıyla TTK'ya teslim edilmişti.

Kaynak: Milliyet
Kullanıcı avatarı
vişne
Super Friend
Super Friend
Mesajlar: 575
Kayıt: 25-06-2003 01:25

Mesaj gönderen vişne »

Atatürkle ciddi anlamda ilk tanıştığım yaşlar 6 ya da 7 idi. Annem uzun uzun O'nu ve ailesini anlatmıştı bana. Bir de kitaplardan resimler göstermişti. Sonraları ders kitaplarımızdaki resimlerle tanımaya çalışmıştım. (Bunu söylemeden geçemeyeceğim 2. sınıfa gelene kadar annesiyle babasının isimlerinin devamındaki "hanım"la "bey" ifadelerini soy adları sanıyordum :) ) Zübeyde hanımla Ali Rıza Bey'in senelerce değişmeyen bilindik resimleriyle geçti ilkokul. Yaş büyüdükçe ulaşabileceğim resimler ve bilgiler de arttı. Derken bu resimlerden birinde ilk defa Latife hanımla tanıştım.O yıllarda sadece Atatürk'ün hayatının küçük bir parçasıydı benim için. Ki yine söylemeden geçemeyeceğim O güzel sarışın, mavi gözlü adamın yanına pek yakıştıramamıştım. Karamsar bulmuştum bu bayanı. Ata'ya ait detay bir bilgi gibi beynimin bir köşesinde kalmıştı. Yürümeyen evlilikten bir aşk hikayesi idi aklımda kalan. Ve itiraf etmek gerekirse şimdi O'nu hiç tanımadığımı ya da tanımak için hiç bir çabada bulunmadığımı anlıyorum.
Zengin bir ailenin küçük kızından bahsediyorum.İngilizce, Almanca, Fransızca bilen; piyano çalan, at binen birinden. O dönemde az rastlanabilecek kültüre sahip biri bu kadın.Mustafa Kemal'le tanışmayı kafasına koymuş, kapısına dayanma cesaretini gösterebilmiş biri. İzmir'deki konaklarını karargah olarak teklif edip orada kalırken Mustafa Kemal'in neredeyse sağ kolu gibi çalışan biri. Tercümanlık yapıp ,yazışmalarını sürdüren bir vatansever. Aşık olduğu adamın hayatına etkin bir şekilde katılan bir maşuk.
Ve Mustafa Kemal'in sonunda kendini teslim ettiği kadın.Şimdilerde onu tanıdıkça kendisine saygısızlık ettiğimi görüp kızıyorum kendime.
Ama diyeceğim şu ki bizi Onunla tanıştırmayanların suçuydu bu biraz. Sadece siyah beyaz film karelerinde Atamızın yanındaki kadındı bizim için.Halbuki Türk kadınına örnek olabilecek bir kişi olarak daha çok bahsedilmeliydi.
Bu bahsedilen haberi okuduğumda ilk düşündüğüm; tarih ve tarihi bilgiler puzzle'ında bir parça daha yerini bulacak sevinciydi. Ama bir taraftan da "bu mektupları okumalı mıyız?" sorusu aklıma takıldı. Kişilerden biri her ne kadar Türk Cumhuriyetinin kurucusu ise de özel hayatlarına tecavüz etmiş olmayacak mıyız?
Kullanıcı avatarı
Eternity
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 2877
Kayıt: 23-06-2003 22:52

Mesaj gönderen Eternity »

Her ikisinin birbirlerine yazmış oldukları mektuplardan ziyade, benim asıl merak ettiğim haberde de adı geçen Mustafa Kemal'in başkalarına da yazmış olduğu mektupların içeriği. Büyük kararların büyük adamının, ülke adına dile getirmiş olduklarını çok merak ediyorum açıkcası.
Kullanıcı avatarı
MARTI
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 2223
Kayıt: 21-05-2004 03:43

Mesaj gönderen MARTI »

Visne dedigine katiliyorum. Günlerdir aklimda aksi bir ses olarak dolaniyor su düsünceler: Acaba okumali miyiz?

Bir haberde okuduguma göre, Latife Hanim' in halasi olsa gerek, diyordu ki mektuplari zorla elimizden aldilar, simdi de vermiyorlar. Ben su sahsi kanaatimce, mektuplarin aile icinde kalmasindan yanayim. Ve onlari ilk okuyacak olanin da yine aile olmasi gerektigine inaniyorum. Sonrasi, eger ki kendileri paylasmak isterler ise yetkili kurumlar araciligiyla bunu yapsinlar görüsündeyim. Düsünsenize, sahsi belgeler var kendi ailenize ait ve size geri verilmiyor, hos degil.

Ki Latife Hanim' in Pa$a' miza duydugu sevgi asikar. Genclik döneminde kendisini görmeden sevdigi yillarda, fotografini gögsünde bir kolyede tasirmis. Tanistiklarinda Mustafa Bey' e kendi fotografini göstermis.. Vefat ettiginde dahi, kravat ignesinin üzerinde Ata' mizin resmi var imis.. Öyle bir sevgi.. En azindan anlatildiginca bildigim kadar..

Bilemiyorum. Cünkü, bu mektuplarin cogunda Latife Hanim' in senelerce duydugu derin hislerden izler olacagini tahmin ediyoruz hepimiz. Öyle ki, bosandiktan sonra, Latife Hanim yalnizligi tercih etmis ve adeta kendi ömrünü ' baska bir acidan da olsa ' sevdigi insana adamis.. Öyle ki, bir ömür boyu birini sevebilmek cok ayri, dokunulmaz özel bir kavramdir kendi kanaatimce. Mektuplara da elbette ki, bu cok özel ve derin kavram malumatiniz üzere yansimistir..

Hep, bu mektuplarin tarihi etkileyip etkilemeyecegini soruyorlar. Tarihi etkileyecegini sanmiyorum. Cünkü, en cok Pa$a' mizin özel yasami hakkinda bilgi sahibi olabiliriz ve bazi konular aydinliga kavusur. Biliyorsunuz, kendisinin özel yasami hususunda hep farkli kitaplar basildi. Lakin bu hususta en dogruyu Latife Hanim verecektir. Onun harici, sanmiyorum ki, bir devlet komutanin esi olmus olan Latife Hanim, siyasi ve politik konularda cokca yorumlara girismis olsun. Cünkü, esi bu merhalede olan her kadin, aldigi sorumlulugu bilir, onu tasir ve susar. Es olarak, kendisini temsilen yaninda oldugunu bilir. Yollar ayrilsa da yükümlülükleri devam eder. Tecrübe deyin, ama ben böyle biliyorum.

Kisa sözün özü, mektuplar aciklanacaksa dahi ' önce ' aile karari ile olsun. Neticede her ailenin bir serefi var. Ki sadece Latife Hanim' in aile efradatlarindan degil, Pa$a' mizin da uzakta bir iki akrabalari belki hala vardir. Ikisinin ortak kararina hüküm kalinsin, kendi düsüncemdir.
Kullanıcı avatarı
vişne
Super Friend
Super Friend
Mesajlar: 575
Kayıt: 25-06-2003 01:25

Mesaj gönderen vişne »

Latife Hanım hakkında ilginç iddia
Mustafa Kemal Atatürk'ün Latife Hanım'la evliliğine ilişkin tartışmalar yeni bir iddia ile ilginç bir boyut kazandı. Latife Hanım'ın mektuplarının hayal ürünü olduğu ileri sürüldü.
28 Ocak 2005 07:05


Latife Hanım'la görüşmüş nadir gazetecilerden biri olan tarihçi İsmet Bozdağ, Latife Hanım'ın Atatürk'le ilgili ilgi çekici bir iddiasını anlattı. İşte Bozdağ'ın ilginç anısı...

Gazeteci Cüneyt Özdemir'in CNNTÜRK'te hazırlayıp sunduğu "5 N 1 K" programına Latife Hanım'la sağlığında konuşmuş olan nadir insanlardan biri olan tarihçi İsmet Bozdağ ile roman yazarı Hıfzı Topuz ilgi çekici açıklamalarda bulundu.

Atatürk'ün Latife Hanım'a hiçbir şekilde özel mektubu olmadığını belirten tarihçi İsmet Bozdağ, "Atatürk'ün Latife Hanım'a şahsen yazdığı mektuplar yok ancak yaveri Salih Bozok tarafından yazılan mektuplar var" diye konuştu.

Latife Hanım'ın Atatürk'ten ayrıldıktan sonra kendi kendine hayal kurup mektup yazmış olabileceğine değinen İsmet Bozdağ, "Yoksa Atatürk'e ulaşmış bir mektup yoktur" dedi.

Latife Hanım'dan ilginç iddia

Latife Hanım'la görüştüğünü anlatan İsmet Bozdağ, "Ben 1960'lı yıllarda kendisiyle bir kez görüştüm. Görüşmede bana hatıraların İsviçre'de saklanmak üzere bankaya gönderdiğini söyledi." dedi. Çok yakın bir dostunu kullanarak Latife Hanım'la görüştüğünü dile getiren ünlü tarihçi, Latife Hanım'ın bazı iddialarda bulunduğunu söyledi. Bozdağ şöyle konuştu: "Atatürk'e giyim-kuşamı ben öğrettim. Ben bunu duyunca çok korktum. Eğer bu insan Mustafa Kemal'e giyim-kuşamı öğrettiyse yandık dedim. Bu iddiaları ciddiye almadım."

Topuz: Bu iddialar ciddi değil

Söyleşiye katılan ünlü romancı Hıfzı Topuz da, Latife Hanım'ın bu iddialarının gerçeklerle örtüşmediğini söyledi. Topuz, "Atatürk, 40'lı yaşlarda Latife Hanım'la evlendi. Bu tarihten önceki fotoğraflara bakınca Atatürk'ün şıklığı bir kez daha görülür. O tarihlerde Latife Hanım mı vardı?" dedi.

Arşivlerden hiçbir şey çıkmaz

Arşivlerden sürpriz bir şey çıkmayacağını belirten Hıfzı Topuz, "Çıkacak olan varsa bu Latife Hanım'ın kendi kendine uydurduğu şeyler olabilir" diye konuştu.

Kaynak: Haberturk
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 36 misafir