Ülkemizde vatandaşların kılık ve kıyafetini kısıtlayan ve başörtüsünü yasaklayan yönetmelik ve genelgelerde bu yasakların , Atatürk ilke ve inkılapları gereği yürürlüğe konulduğundan bahsedilmektedir.
M. Kemal Atatürk’ün Cumhurbaşkanı olduğu 1923 yılından vefat ettiği 10 Kasım 1938 tarihine kadar geçen 15 yıl içerisinde , (Atatürk ilke ve inkılapları yürürlüğe konduğu dönemde ) başörtüsünü açıkça yasaklayan hiçbir kanun , yönetmelik ve kararname yürürlüğe konmamıştır.
Bu dönemde kılık ve kıyafetle ilgili olarak 28.11.1925 tarihinde 657 sayılı Şapka Kanunu kabul edilmiş ise de , bu kanun sadece erkeklerin şapka giymeleri konusunda olup , kadınların kılık ve kıyafeti ve başörtüsü ile ilgili hiçbir hüküm yoktur.
Yine bu dönemde 3.12.1934 tarihinde kabul edilmiş olan 2596 sayılı kanunda , din adamlarının mabet ve ayinler haricinde , dini kıyafet giyemeyecekleri konusunda olup , kadın kıyafetleri ve başörtüsü ile ilgili bir maddesi yoktur.
Sadece 5 Eylül 1925 (1341) tarihinde 2413 sayılı bir kararname yayınlanmış olup , bu kararnamede (Bilumum devlet memurlarının kıyafetlerinin dünya üzerindeki medeni milletlerin müşterek ve umumi kıyafetlerinin aynı olacağı ) belirtilmiştir.
Bu kararnamede başörtüsünün yasak olduğuna ve kadınların mutlaka başlarını açık bulunduracaklarına dair hiçbir hüküm yoktur.
Batılı medeni ülkelerde kadınların moda dünyasında , başörtüsü yani eşarp önemli aksesuarlardandır.
Esasen M. Kemal Atatürk’ün hiçbir zaman kadınların örtünmelerine ve başörtüsüne karşı olmadığı , çeşitli konuşmalarından ve davranışlarından anlaşılmaktadır.
Mesela 1935 yılında bir kısım milletvekili , çarşaf ve peçenin yasaklanması için bir kanun teklifi vermişler iseler de , bunu haber alan Atatürk , İçişleri Bakanı Şükrü Kaya’ya emir vererek bu kanun teklifini geri aldırmıştır.Bu şekilde çarşaf ve peçeyi yasaklayan bir kanun kabul edilmemiştir.
Ayrıca M. Kemal Atatürk’ün hayatı boyunca çeşitli yer ve zamanlardaki konuşmalarından , O’nun kadınların örtünmesine ve başörtüsüne hiçbir zaman karşı olmadığı anlaşılmaktadır.
Şöyle ki , Prof. Afet İnan’ın yayınladığı Atatürk ve Kadın Hakları isimli kitabın 104. sayfasında yazılı olduğuna göre , M. Kemal Atatürk , 1924 yılında Konya’da Kızılay Kadınlar Kolu toplantısında şöyle beyanda bulunmuştur :
“Eğer kadınlarımız şer’in tavsiye ettiği ve dinin emrettiği bir kıyafetle , faziletin icab ettiği tavr-ı hareketle içimizde bulunur , milletin bir san’at ve ictimaiyat hareketlerine iştirak ederse , bu hali emin olunuz ki , milletin en mutaassıbı dahi takdirden men’i nefis edemez”.
Yine M. Kemal Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri isimli kitaba (2. Cilt sayfa : 150) göre , Atatürk bir konuşmasında şöyle beyanda bulunmuştur :
“Dinimizin tavsiye ettiği tesettür (örtünme ) hem hayatımıza , hem de fazilete uygundur.”
M. Kemal Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım ve eşi Latife Hanım hiçbir zaman başörtülerini çıkarmamışlardır , bilhassa eşi Latife Hanım resmi ve özel bütün toplantı ve merasimlere başörtülü olarak katılmıştır.
Yukarıda açıkladığımız gibi , M. Kemal Atatürk’ün Cumhurbaşkanı olduğu 29 Ekim 1923 gününden , vefat ettiği 10 Kasım 1938 tarihine kadar , kadınların örtünmesine karşı olmamıştır.Onun hayatta olduğu ve Cumhurbaşkanı olarak çalıştığı 15 yıl zarfında başörtüsünü yasaklayan hiçbir kanun ve yönetmelik yürürlüğe konmamış ve başörtüsü yasağı hiçbir yerde uygulanmamıştır.
Bu dönemde TBMM’ye halk arasından seçilen bir kısmı kadın milletvekilleri , başörtüleri ile genel kurula katılmış , yemin ederek yasama görevlerine başörtülü olarak devam etmişlerdir.Bu kadın milletvekillerinin resimleri , TBMM Arşivi’nde mevcuttur.
Bu durum karşısında başörtüsünün Atatürk ilke ve inkılaplarına aykırı olmadığı gerçeği ortaya çıkmaktadır.
Hakikaten ülkemizde ilk başörtüsü yasağı , cumhuriyetin ilanından 58 yıl ve M. Kemal Atatürk’ün vefatından 43 yıl sonra (22.7.1981) tarihinde bakanlar Kurulu kararı ile orta dereceli okullarda ve bir yıl sonra (16.7.1982) tarihinde kamu kurum ve kuruluşlarında ve kanunla değil , Bakanlar Kurulu’nun kabul ettiği yönetmeliklerle yürürlüğe konulmuştur.
Bu duruma göre M. Kemal Atatürk’ün sağlığında , onun ilke ve inkılapları yürürlüğe konduğu zaman başörtüsü yasağı bulunmadığına ve ilk yasak 1981 tarihinde yürürlüğe konduğuna göre , başörtüsü Atatürk ilke ve inkılaplarına aykırı değildir
ALINTIDIR.
ACIDA OLSA DOGRUYU SÖYLEYİNİZ HZ.MUHAMMED (SAV)
لا إله إلا الله محمد رسول الله
Evet Atatürk ün başörtüsüne birşey dediği yok. Kapalılara Atatürkün düşüncelerine uymadıkları sebebiyle laf atan insanlar, aslında Atatürk ün sözlerini saptırıp kendi çıkarlarına kullanıyorlar ne yazık ki.
Atatürk ün hayatına kısa bir araştırma yapan herkes ulaşabilir.Bu araştırma sonucunda onun her daim mantık ve ilim çerçevesinde ilerlemiş olduğu görülür.
Başörtü dinin bir gereğidir ve tabi ki kimsenin bu niyetle yaklaşanlara söyleyebileceği bir şey yoktur.Ancak ortada acı bir gerçek var ki başörtü bazı gruplarca siyasi bir sembol haline getirilmiştir.Bu konuda birbiriyle çatışanlar baştaki kişilerin bir nevi piyonudur.
Aklımızı başımıza alalım ve neyi neden yaptığımızı bir kez daha gözden geçirelim.Gerçek ancak önyargılarından kurtulmuş insanları kucaklar.Bunu hep hatırlayalım.