The Hulk

Ana Sayfa'da yayınlanan güncel haberler.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
taNGo
WebMaster
WebMaster
Mesajlar: 3959
Kayıt: 23-06-2003 20:54
Konum: Geriden
İletişim:

The Hulk

Mesaj gönderen taNGo »

Baba, oğul ve yenilmez canavar

Tayvan asıllı Amerikalı yönetmen Ang Lee, ne denli değişken ve yetenekli bir usta olduğunu "The Hulk" uyarlamasıyla kanıtlıyor

ResimSüper kahramanlar dünyayı kurtarır. Çeşitli tehlikelerden, öncelikle de çılgın bilim adamlarından korur. Süpermen de böyledir, Örümcek Adam da, Batman de... Hem güçleri üstünde tam kontrole sahiptirler hem de koşulsuz iyilerin yanında yer alırlar. Gerçek hayatta pısırıktırlar. Tekeşli romantik aşıklardır. Hulk'ın onlarla tek ortak yanı pısırıklığı ve kadınlarla ilişkisi.
Hulk insanın bastırılmış öfke ve acılarının başkalarına zarar verecek biçimde açığa çıkmasını, cinnet geçirmeyi temsil ediyor. Çölde bir nükleer silah denediği sırada gamma ışınlarına maruz kalan ve hücreleri değişime uğrayan mülayim Dr. Bruce Banner dev bir canavar haline geliyor. Ayyaş babasının çocukken annesini öldürmesine tanık olan ama bu anıyı belleğinin ulaşamayacağı bir noktasına iten Dr. Banner'ın zihni ve bedeni kontrolden çıkınca, travmatik kişiliği onu ölümcül bir canavara dönüştürüyor. Diğer süper kahramanlar gibi dünyayı, insanları kötülerden korumuyor, bizzat kendisi tehlike oluşturuyor!
Soğuk Savaş döneminde geliştirilen Hulk karakterinin geçirdiği kazanın ardında bir Sovyet ajanı var. Maceranın devamında da Hulk ve üst düzey bir başka Sovyet ajanı kısa bir süre işbirliği yapıyor. General Ross'un insan haliyle muhallebi çocuğu diye nitelediği yeşil yaratığı yok etmeyi gurur meselesi yapmasının asıl nedeni bu. İçedönük kızının ona aşık olması da bir etken, tabii.

Tam bir eğlencelik
Ang Lee bu öyküyü olduğu gibi sinemaya aktarmasının ne denli çağdışı kalacağını bildiği için orijinal çizgi romanın özüne sadık kalmakla birlikte onda önemli bir değişiklik yaptı. Hem psikanalitik çözümlemeyi renklendirmek hem gelişen teknoloji ve siyasete ayak uydurmak için "The Hulk"ı modernize etti. Zaten çizgiroman da birkaç evre geçirdi tarihi boyunca.
"The Hulk" olağanüstü efektlerin parlak bir başarıyla uygulandığı ve özellikle yeşil devin tank ve helikopterlerle oyuncak gibi oynadığı aksiyon sahneleriyle tam bir eğlencelik. Ama ilk kez bir çizgiroman uyarlaması, pek az ticari sinema örneğinde eşine rastlandığı gibi sadece efektlerle, aksiyonla öne çıkmıyor. Biçim ve içerik örtüşmesini sağlayıp üzerinde düşündürerek izlettiriyor kendisini. Kof bir bilgisayar grafikleri zinciri yerine adeta bir Yunan tragedyasının yeni yorumu misali etkiliyor bizi. Nükleer deneyler insanları 40-50 yıl öncesinde olduğu kadar endişelendirmiyor. Artık genetik biliminin vardığı nokta çok daha vahim görünüyor bize. Ang Lee ikisini birleştirerek ve Bruce Banner'ın, çılgın bilim adamı babasının genetik deneylerinin kurbanı olmasını da işin içine katarak günümüzün korkularına neşter atıyor. Ang Lee orijinal adıyla Hulk'ın insan hali David Bruce Banner'ı kişilik olarak ikiye bölmüş, Biyolojik olarak zaten birbirlerinin devamı ikisi de: David kendi bedeni üzerinde deney yaparken karısını hamile bırakıyor; kazadan sonra da oğlunun dönüşen hücrelerini kendisine aşılıyor. Ang Lee onlardan Hıristiyanlığın ruhül Kudüs'ünü çağrıştıran bir teslis oluşturmuş: Baba, oğul ve yenilmez canavar! Öte yandan Hulk'un sürekli yenilenen ve dönüştürülebilen hücreleriyle ölümsüzlüğe bir adım ötede durması Tanrı'nınkine denk bir güç isteyen baba Banner'ı Dr. Frankenstein'ın 2000 modeli haline getiriyor.

Yeşil ve çocuksu
Yine ilk çizgi romandaki gri renkli Hulk'un kurtadam, vampir vb. gibi gece ortaya çıkması yerine öfke nöbetinde devleşmesi tercih ediliyor. Seksenlerde, beyinde gri hücreleri temsilen Dr. Jekyll'ın Bay Hyde'ı misali zeki ve kötücül bir yaratığı temsil eden gri Hulk yerine yeşil ve çocuksu olan canavar görüntüleniyor. Hulk koca gövdesiyle, yalnız ve mutsuz haliyle King Kong'u çok andırıyor. Hele Betty Ross'u avcuna aldığında ve yemyeşil nemli gözlerine bakarak sakinleştiğinde King Kong'dan hiç farkı kalmıyor.
Bruce Banner'a öfkesini kontrol edebilmesi için terapi uygulayan Doc Samson'a yer verilmeyen "The Hulk"ta Ang Lee'nin tek eleştirilebilecek yanı orduya fazla prim vermesi. Hırslı ama kifayetsiz Dr. Glenn Talbott salt kötüyü oynuyor. Betty'de bile gözü var! Ama ordu üretmeye çalıştığı kitle imha silahlarının kefaretini ödemiyor bu filmde. General Ross hain emellere alet edilmesin diye Hulk'ın peşine düşüyor ve kamu düzenini koruyor. Kızını üzmeyecek kadar da duygusallaşabiliyor. Nefreti David Banner'a yönelik. Kaygılarında ne kadar haklı olduğu da ortada. En azından Hulk'ın tankları namlularından tutup çekiç atan atlet gibi fırlatmasıyla avunabiliriz.

"The Hulk"

Yön: Ang Lee
Görüntü: Frederick Elmes
Sen: James Schamus
Müz: Danny Elfman
Oyn: Erci Bana (Dr.Bruce Banner / Hulk), Jennifer Connelly (Betty Ross), Sam Elliott (General Ross), Nick Nolte (Dr. David Banner), Josh Lucas (Dr. Glenn Talbot)

Kaynak: Milliyet
Dreams
Cevapla

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 3 misafir