cem yılmazdan cocukluk anıları

Bildiğiniz fıkralar, komik yazılar, gülmekten yerlere yatacağınız olayları paylaşalım :)
Cevapla
Kullanıcı avatarı
turunculum
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 2450
Kayıt: 17-02-2008 23:03
Konum: ihtimaller denizinden

cem yılmazdan cocukluk anıları

Mesaj gönderen turunculum »

Ben çocukken çok salaktım. Edip Akbayram’ın ismini Edi zannederdim. Yani o, benim için "Edi Pakbayram"dı.
Ablama, "Nasıl olup da koca bir günü canın sıkılmadan evde oturarak geçiriyorsun?" demiştim. "Büyüyünce insanın canı sokakta oynamak istemez ki" cevabını vermişti. Uzunca bir süre büyüyüp büyümediğimi anlamak için kendime, "Canın sokakta oynamayı istiyor mu?" diye sormustum.

Sabahları kalktığımda aklımın hala yerinde olup olmadığını anlamak icin 2+2, 3+4 gibi toplama işlemleri yapardım. Sonuçlar doğru olunca da çok sevinirdim.

Dedemle parka gittiğimiz bir gün TRT’ciler çekim için oradaydı. Beni oynarken çektiler. Yayın günü bizim aile jeneriğinde gözüktüğüm çocuk proğramını izlemek için televizyon başına geçti.Kendimi ekranda görünce, "Beni niye parkta unuttunuuuz?" diye gözyaşlarına boğulmuştum.

"Geri vites" kavramım yoktu. Söför, kolunu koltuğa atıp arkaya doğru bakınca araba otomatikman geri geri gidiyor zannederdim.

Benden büyük kuzenlerim dondurmacıların dondurma külahlarının sivri kısmıyla kulaklarını karıştırdığını söylemişti. inanmıştım. Hala da kulahların sivri kısımlarını yemem. çöpe atarım.

Babaannem bir gün gelirse sevdiğim dizilerin olmadığı bir gün gelsin istiyordum.

Abimle Karaoğlancılık oynardık. O Karaoğlan olurdu, beni de Bizans askeri yapardı. Sonra evire çevire döverdi. çok mühim bir şey yaptığımı sandığım için canım yansa bile hiç sesimi çıkarmazdım.

Yeşil ve siyah zeytinin ayrı ağaçlarda yetiştiğini sanırdım. Bulmacalardaki, "Annenin erkek kardeşi" kısmına dayımın beş harfli ismini sığdırmaya çalışırdım.

Anaokulunda patates baskısı yapmayı öğrenmiştik. O kadar hoşuma gitmişti ki, evde duvarlara, masa örtülerine filan basmıştım. Ancak sanat merakım annemin yeni aldığı beyaz eteğe patatesi yapıştırmamla son bulmuştu. Hem gönlünü almak hem de el koyduğu patateslerime kavuşmak için dahiyane bir fikirle öğretmenimin yanına gittim. "Annem" yazısını patatese oydurttum. Sevinçle eve gelerek soyundum. Renkli boyalara batırdığım patatesi vücudumun her tarafına bastım. Sonra da annemin karşışına geçtim. Beni o halde görünce ağlamaya başlamıştı.

Madonna ile Maradona’yı kardeş zannederdim. Kendi kendime, "Bunların babası ne şanslı be. Bir çocuğu futbolun kralı,biri müziğin kraliçesi" derdim

Birinden özür dilediğim zaman Allah’ın bana bir özür vereceğini sanırdım. Sakat olacağımı düşünüp hemen "dilediğim özrü " geri alırdım.

Kurban Bayramı’nda toplanan derilerden uçak yapıldığını sanırdım. Uçakların dış yüzeyinin bu derilerle kaplandığı için Türk Hava Kurumu’nun topladığını düşünüyordum. Uçak kaçırma filmlerinde silahla ateş edildiğinde ya da bomba patladığında, "Ayyy! Deri delindi!" derdim.

"Gil" diye konuşanları fakir zannederdim.

Annem banyodan çıktıktan sonra babamın söylediği, "Sıhhatler olsun" lafını "Saatler olsun" diye anlardım. Bunun da, "Banyoda amma cok kaldın" gibi bir şey demek olduğunu sanıp babamın anneme kızdığını düşünürdüm. Annemin buna karşın niye sadece, Sağol" dediğini merak eder. "Ne kibar kadın, derdim.


Not:Alıntıdır.
seni seviyorum diyene sakın inanma beni en son bırakıp giden beni herseyden cok severdi boşver
Kullanıcı avatarı
YeLoMi
Fast Friend
Fast Friend
Mesajlar: 242
Kayıt: 01-05-2009 15:44

Mesaj gönderen YeLoMi »

bu cem yılmaz olamaz bu gerçek mi ya
Prisoner the right thing in the world ...
The only real nobility is in the world ...

No Air ,, The Shawshank Redemption ..
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 0 misafir