Baş Örtüsü Hikayesi..

İslam dinimiz hakkında sormak istedikleriniz, merak ettikleriniz, paylaşmak istediklerinizi bu foruma yazabilirsiniz.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
DiLeMmA
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 3422
Kayıt: 02-02-2005 00:28

Baş Örtüsü Hikayesi..

Mesaj gönderen DiLeMmA »

Burası bir kumaş pazarı... Ben de bir zamanların gözde bir kumaşıydım. Ama şimdi eskisi gibi bana rağbet etmiyorlar. Modam geçmiş. Renklerim canlı değilmiş. Yaşlı işiymişim. Bu yüzden diğer parlak renklerin altında kalmış, ezilme tehlikesiyle karşı karşıyaydım O karanlık ve tozlu yerde yıllardan beri bekliyordum. Üstümdeki top kumaşların parçaları bitiyor, yenileri geliyordu. Ustam kumaşları düzlerken bazen bana gözü çarpıyor esefle “Yer kaplıyorsun yıllardan beri burada. Seni artık buradan kaldırmak gerekiyor” diyordu kendi kendine.

“Hayır” diye avazım çıktığı kadar bağırmak istiyordum. “Bir gün elbet beni de alan biri bulunacak”

Diğer havalı renkler alay ederek “Komik olma, artık senin yüzüne bakan bile yok.” dediler. “Bir de bize bak. Ne kadar da güzeliz! Renklerimiz şeker gibi. Desenlerimiz göz alıcı. Oysa sen ne kadar da iç karartıcısın!”

Kendimi savunarak “Hiç de iç karartıcı değilim! Bir zamanlar ben de yok satıyordum. Aranan bir kumaştım!”

“O bir zamanlardı şekerim, şimdi bayanlar kendilerinin farkına vardılar. Daha güzel olmak istiyorlar. Daha çekici, daha göz kamaştırıcı olmak istiyorlar. Ama sen mahkeme suratlısın!” dedi uçuk bir pembe kumaş.

İşte her gün böyle sözler duyuyor, gittikçe daha derinlere doğru kayıyordum. Doğru söylüyorlardı. Benim çoktan modam geçmişti. Oysa önceden bayanlar dikkat çekmemek için beni tercih ederlerdi. Benden genellikle başörtüsü yaparlardı. Ben bunları düşünürken içeriye genç bir bayan girdi. Ağır tavırlarıyla, sade giyimiyle vakarlı birine benziyordu. Ben bütün olanları diğer kumaşların altındaki küçük bir aralıktan izliyordum.

Ustam müşteriyi görünce “buyurun küçük hanım, yardımcı olabilir miyim?” dedi.

Genç kız sakin bir edayla bakışlarını kumaşların üzerinde gezdirip “başörtülük bir kumaş arıyorum” diye bir kuş gibi şakıdı. Bunu duyar duymaz kalbimden vurulmuştum. Bizim bulunduğumuz yere doğru geliyorlardı. Üstümdeki uçuk renkli kumaşlar güzellik yarışına girmiş gibiydiler. Benim duyduğumu onlar da duymuş, üstümde debelenip duruyorlardı. Fısıldayarak “susun geliyorlar” dedim.

Portakal rengi bir kumaş “Eee sana ne oluyor? Biz varken senin hiç şansın yok!” dedi eğlenerek.

“Şans mı, kader mi göreceğiz!” dedim. Genç kızın beni görmesini çok arzu ediyordum. Ama nasıl? O kadar derinlerde kalmıştım ki, ustam beni zahmet edip çıkarır mıydı?

Ustam eline fıstık yeşili bir kumaşı alıp “Küçük hanım bu renk size çok yakışır. Şimdi genç kızlar hep bu renklerden alıyor.” dedi.

Genç kız kumaşa göz ucuyla bakıp pek tenezzül etmedi. Diğer kumaşları inceliyor gittikçe gül yüzüne bir kaygı gelip oturuyordu. Ustam da genç kıza yardımcı oluyordu. “Yine siz bilirsiniz ama bence yaşınıza şu pembe, turuncu rengi çok uygun.” dedi.

Renkli kumaşlar hep bir ağızdan “Eveeet!” dedi.

Kendimi göstermek için büyük bir çabaya girmiştim. Ama diğerleri beni itekliyor, kendileri öne geçmek için beni eziyorlardı. İyice bunalmıştım. “Ahh boğuluyorum, çekilin üstümden be!” diye bağırmak istiyordum. Mutlaka beni arıyordu.

Genç kız hayal kırıklığıyla “Aradığım burada değil galiba!” dedi.

“Buradayım küçük hanım, ne olur devam edin!” diye bağırmak istiyordum. O kadar altta kalmıştım ki, gördüğüm tek şey karanlıktı. “Allah’ım ne olur bana yardım et!” dedim debelenerek.

Genç kız kumaşlara üzgün bir şekilde bakıp “Teşekkür ederim.” dedi ustama. İşte gidiyordu. Ustam desen beni unuttu. “Usta! Duymuyor musun beni? Bak ben buradayım!” dedim çaresizlikle. Biliyordum ki beni duymayacaktı. Kaderimin gül yüzü gidiyordu işte.

Ustam üstümdeki kumaşları düzlerken bir şey hatırlamış gibi birden “Küçük hanım bir dakika!” deyip üstümdekileri boşaltmaya başladı. Aman Allah’ım, giderek rahatlıyordum. Ferahlıyordum. Diğer kumaşlar mızmızlanıyordu. Kıvrak bir hareketle beni hızla çekip “Seni tamamen unutmuşum.” dedi kendi kendine yine. “Alıştık usta artık bu unutmalarına!” dedim ben de.

Genç kız beni görünce hızla yanımıza geldi. Gözleri ışıldıyordu. Bana sevgiyle dokundu. İşte birbirimize ilk sevdalandığımız an. Gözlerini benden alamıyordu. Ben de onun gül yüzünden. Kader bizi bir araya getirmişti sonunda. Diğer kumaşlar bize gıptayla bakıyordu.

Bilge bir kumaş “Eyvah” dedi. “Eyvah, çok gözyaşı göreceksin!” “Evet,” dedim. “mutluluk gözyaşları…”

Eve geldiğimizde genç kız dakikalarca aynanın karşısında benden gözünü alamadı. Yıllardan beri böylesine değer verilmemişti bana. Beni başına örtüp namaz kılıyor, Kur’an okuyordu. Hiç böyle duygular yaşamamıştım. Dışarıda gül yüzlümü bir kalkan gibi koruyor, kem gözlerden saklıyordum. Onunla çok güzel günlere şahit oldum. Arkadaşları tarafından çok sevilen bir kızdı. Bazen dostluklarını kıskanıyordum. Benim onu sevdiğim gibi acaba o da beni seviyor muydu?

Sürekli ders çalışıyor, kitaplar okuyor, uzun uzun düşünüyordu. Bazı geceler masanın başında uyuyakalıyordu. Kimi zaman uzaklara dalar, akşam olduğunda bir nilüfer gibi kendini iç dünyasına kapatırdı. Sonra gözleri bana kayar, gül yüzü gerçekten bir gül rengini alırdı.

Bir gün ikimiz de korkunç bir şeyle sarsıldık. Mutlu günler sona ermişti artık. Gül yüzlüm artık okuyamayacaktı. Okuluna devam edemeyecekti. Okuma hakkını elinden almışlardı. Çünkü beni tercih etmişti. Başörtüsünü... Olmadık hakaretlere uğruyor, herkes geleceğini bilir gibi karanlık masallar uyduruyorlardı. Artık bizim için yeni bir süreç başlamıştı. Gül yüzlüm baskılara direnecek, kendisiyle aynı yasaklara maruz kalanlarla yeni ve anlamlı dostluklar kuracaktı..

Zulme, sürgüne dûçar edilmişti. Bu bir başörtüsü sevdası olmalı. Sabret gül yüzlüm, sabret! Şu an karanlık. Belki gecenin en koyu olduğu bir vakit. Şafak yakındır gül yüzlüm, şafak yakındır. Başak başak olacak bir gün ümitlerimiz. Allah’ın rahmet kanadının altında buluşacak bir gün ellerimiz..


Dilek DİNÇER
Başkaları gitmiş olur, gidince;
Bir sen yakınsın, uzakta kalınca..
Kullanıcı avatarı
zeynep_1114
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 2686
Kayıt: 25-03-2006 13:09

Mesaj gönderen zeynep_1114 »

başörtüsü sorunu bir çok insan gibi benimde içimi acıtan bir sorun.hikaye güzeldi sağol...
Glfm

Mesaj gönderen Glfm »

Umarım bu olay bir gün herkesin iyi niyetiyle sonuçlanır ve umarım bir daha bu sorunlar açılmamak üzere kapanır.
LeyLi

Mesaj gönderen LeyLi »

Sorun başörtüsü değil ki.. asıl sorun, bunun bir sembol haline getirilmesidir.!
Kullanıcı avatarı
grace
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 3676
Kayıt: 13-02-2006 13:55

Mesaj gönderen grace »

bir çok başörtülü tanıdığım var ve rejimle filan sorunları olduğunu hiç sanmıyorum..Bu sadece kişisel bir tercihtir ve saygı duyulmalıdır bence..Bırakalım insanlar dilediği gibi; özgürce yaşasın.
Yaşamak ne güzel şey;
Anlayarak usta bir kitap gibi
Bir sevda şarkısı duyup
Bir çocuk gibi şaşırarak yaşamak..

Nazım Hikmet
Kullanıcı avatarı
Zeko
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1356
Kayıt: 04-11-2006 14:45
Konum: tek taraflı yolun ortasından

Mesaj gönderen Zeko »

ya tango müsade edecek olsa bir çift laf söylerdim şöyle diyeyim çok insan gördüm başında başörtü yok çok başörtülü gördüm içinde insan yok
[i][b]Tek cümlelik bir nokta değilim...[/b][/i]
Kullanıcı avatarı
defy
Fast Friend
Fast Friend
Mesajlar: 194
Kayıt: 08-08-2006 14:14

Mesaj gönderen defy »

rengarenk bir kültür yelpazesine sahip olan ülkemizin,bu tür sorunları aşabileceğini hiç düşünmüyorum.çünkü kutuplaşmaların bukadar zıt olduğu bir yerde,taraflar herzaman birbirlerine üstünlük kurma mücadelesi içersinde olacaklardır..dengenin sağlanması yada ortak bir yol bulmak da mümkün gözükmüyor.çoğunluğu toplayan dediğini yaptırmaya çalışacak gibi.şöyle birkaç soru;biz kaçıncı dünya ülkesiyiz?yada dünyanın neresiyiz?nelerle uğraşmalıyız?dünya nelerle uğraşıyor?kendimizle uğraşmak değilmidir bu?kendimizden taviz vermekmidir olması gereken?o sembol neyi yada kimi ifade eder?yarım inanç varmıdır?varsa da inançmıdır ki eksik olması?
bence insanlarımız ne istediklerinin farkında değiller,ne olduklarının ve ne olmak gerektiğinin de farkında değiller...herkes farkında olsa,çoğunluğu sağlama içten bile değil ama mantalite tabiki sokaktaki çöp kovasına göre bile değişiyor...
Kullanıcı avatarı
Eternity
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 2877
Kayıt: 23-06-2003 22:52

Mesaj gönderen Eternity »

baş örtüsü sorun değildir. türbandır sorun olan.
Kullanıcı avatarı
yokki
Fast Friend
Fast Friend
Mesajlar: 116
Kayıt: 25-07-2006 11:55

Mesaj gönderen yokki »

Eternity yazdı:baş örtüsü sorun değildir. türbandır sorun olan.
asıl sorun kurunun yanında yaşta yanar mantığıdır..Türkiyede çağdaşcılık oyan kesim yüzünden hep bu tür sorunlar olmuştur..
Kullanıcı avatarı
defy
Fast Friend
Fast Friend
Mesajlar: 194
Kayıt: 08-08-2006 14:14

Mesaj gönderen defy »

bence sorun kendini bilmeyen insanların çokluğudur...
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 0 misafir